Forum

İşimden ayrılıp, fa...
 

İşimden ayrılıp, fakir sinemacı olarak mutlu ölmeye karar verdim.

63 Gönderi
21 Üyeler
0 Reactions
9,115 Görüntüleme
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Başlıkta da yazdığım gibi on altı yıldır devam ettiğim mesai köleliğinden ayrıldım. Devam eden tedavimin son iki ayını yatakta yuvarlanarak, sinema yazıları okuyarak, teknik (kurgu, ses, color) tutorial izleyerek geçiriyorum. Ayrıca sanırım iyileşiyorum.

Buna benzer bir kararı 2005'te show tv ile imzaladığım sözleşmeden hemen sonra verip medyadan ayrılmıştım. Eğitim sektörüne geçip on bir yıl mesai köleliğine devam ettim.

Bir işte çalışıyorsanız çektiğiniz filmler başkaları için "avare işi" olarak görülüyor ve şu cümleyi tereddüt etmeden kuruyorlar: "Bunlarla uğraşacak enerjini işine harca"
Tabii ki bu cümleyi en çok patronunuz kuruyor. Sonra yakınlarınız aynı hadsizliği yapabiliyor.

Ben de uzun uzun (yaklaşık iki yıl) düşündükten sonra mesai ve sinemanın bir arada gitmediğine karar verdim, herkese de bunu söyledim. Onlar doğal olarak sinemayı eleyeceğimi düşündüler ama ben mesaiyi eledim.

Artık işsizler kervanındayım ve başka bir yerde mesaiye başlayıp köle olarak yaşlanmaya hiç niyetim yok.

Bu kararı almamda hastalığımın büyük rolü oldu. 2013'te doktorlar bana "felç olacaksın hatta daha kötüsü de olabilir" dediklerinde aklıma ilk gelen henüz hayalimdeki filmi çekmemiş olmamdı. O panikle bütün sinema kitaplarımı okumuştum. Bol bol pratik yapıp Pür'ü çekmiştim. Tamam, öyle iyi bir kısa film olmadı ama bir kaç festivalde gösterime girdiği için beni inanılmaz ateşlemişti.
Tedavi gördüğüm süre boyunca aklımda hep "ya bir gün felç uyanırsam" cümlesi vardı.
Tedavim kasım ayında bitiyor ve ben felç olmadım. Hatta bir kaç aydır dağları ayağımda terlikle geziyorum. Hayalimdeki filmi henüz çekmedim tabi.

Geçen ay patronum gelecek yılı(maaş zammı falan) konuşmak üzere bir sonraki haftaya görüşmek istedi. O anda kararımı verip hayır dedim ve bütün eşyalarımı ofisimden toparlayıp çıktım. Bu arada işim kpss dershanesinde müdürlük ve danışmanlıktı.

Eşim ve babam dışında kararımı gönülden destekleyen şimdilik yok. Hatta arkamdan konuşulanları düşünüyorum da epey kazan kaynatıyorlar:
"Hasta bir de işi bırakıyor. Ne yapacaksa?"
"Çok pişman olacak çoook"
"Çalışmak zor geldi herhal"
...

Hem yoğun mesai hem de tedavi yüzünden bi hayli aksayan çekimlerimi rahat rahat tamamlayacak olmanın heyecanından olsa gerek bu cümleleri umursamıyorum. Deli gibi tutorial izleyip kurgu, ses ve color konularında teknik eksiklerimi kapatıyorum.

Tazminatımla bütün borçlarımı kapattım. Zaruri harcamalar için gereken kısmı ayırdım. Arabamı gelecek ay satılığa çıkarıyorum. Altı ay devam edecek işsizlik maaşımla daha ucuz bir eve geçip bir yıllık kirasını karşılarım. Zor olacak tabi... Marka sigara yerine tütün, tuborg yerine butik bira, dört çeker jip yerine fiat uno ya da bisiklet:)

Aklımdakilerin tamamını kameramın sensörüne yansıtacak olmanın heyecanı meteliksiz kalma düşüncesini kötü olmaktan çıkarıyor, beni özgürleştiriyor.

Heyecanımı paylaşmak için yazdım. Umarım sıkmamışımdır.

Sağlığınız ve hayalleriniz dışında hiç bir şeyin kıymeti yok. İkisini de boşlamayın.

Sevgiler...

 
Gönderildi : 05/09/2017 4:39 am
(@mchtozr)
Gönderi: 74
 

Hayalindeki filmi çektiğin zaman o arkadan konuşanlar gelip övmeye başlayacaklar seni. Hem haklı bir kırgınlık olacak sende hemde haklı bir gurur. Olacak inşallah üstad çünkü olması için gereken en büyük adımı atmışsın. Bir çoğumuzun benzer durumda olduğunu düşünürsek cesaret dahi etmediğimiz edemediğimiz şeyi yapıyorsun. Dua edeceğim sana 🙂

 
Gönderildi : 05/09/2017 12:45 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Off be usta yazdıklarını okuyunca bi garip oldum, niye dersen yıllardır aynı ikilemde kalıp bir türlü senin gibi cesaret gosterememis bir adam olarak, gıpta ediyorum abi senin gibi adamlara.

Tercih döneminde babama yalvarisimi hatırladım rts seceyim diye tutturdu hukuk oku hakim ol diye ; istemeden okudum gerçe hakimde olamadık malum sebeplerden ama hasbelkader avukat olduk.
Yıllarca milletin derdine millete para kazandırarak uğraştım , her arkadaş ortamında senaryo yazıyorum bak söyle bir Hikayem var dediğimde,
" ya ne işin var kardeşim boş işlerle " dediler, ulan insanın çevresinde bir tane sinema aşığı çıkmaz mi ?
Tek başıma hicbirseye cesaret edemedim sonra 3d programlar ve AE i keşfettim kendi başıma uğraştım kurslar murslar ama yok anladım ki tek başına olmuyor bu işler, edindiğim 3-4 arkadasimda bastı amerikaya gitti yine yanlız kaldım .

Derken evlilik geldi çattı , sorumluluk 2 katına çıktı ,mecbur kolelige devam ettik , bir ara komple bıraktım sinema hayalini hatta film dahi izlemiyordum.

Sonra dürtecek ya illa bi yerden; istanbuldan bi film şirketinin davalarını aldık tabi hemen işi ben ustlendim; adamlarla toplantıda yarım saat dava konusuyorsak 3 saat sektör analizi yapıyoruz 🙂

Gel gelelim onlar bile "yok abi girme bu işe gül gibi mesleğin var " geyiği yaptılar bana .

Kısacası yaş oldu 36 , hala kolelige devam ; sinema bir aşk ,virüs gibi geziyor damarda derler ya hakikaten doğru.

Sen benim gözümde nirvanaya ulaşmış durumdasin,inşallah allah utandirmasin , her türlü desteğe hazırım saygilar .

 
Gönderildi : 05/09/2017 12:47 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Hayalindeki filmi çektiğin zaman o arkadan konuşanlar gelip övmeye başlayacaklar seni. Hem haklı bir kırgınlık olacak sende hemde haklı bir gurur. Olacak inşallah üstad çünkü olması için gereken en büyük adımı atmışsın. Bir çoğumuzun benzer durumda olduğunu düşünürsek cesaret dahi etmediğimiz edemediğimiz şeyi yapıyorsun. Dua edeceğim sana 🙂

Çok teşekkür ederim. Cesaret verdin.

 
Gönderildi : 05/09/2017 1:53 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Off be usta yazdıklarını okuyunca bi garip oldum, niye dersen yıllardır aynı ikilemde kalıp bir türlü senin gibi cesaret gosterememis bir adam olarak, gıpta ediyorum abi senin gibi adamlara.

Tercih döneminde babama yalvarisimi hatırladım rts seceyim diye tutturdu hukuk oku hakim ol diye ; istemeden okudum gerçe hakimde olamadık malum sebeplerden ama hasbelkader avukat olduk.
Yıllarca milletin derdine millete para kazandırarak uğraştım , her arkadaş ortamında senaryo yazıyorum bak söyle bir Hikayem var dediğimde,
" ya ne işin var kardeşim boş işlerle " dediler, ulan insanın çevresinde bir tane sinema aşığı çıkmaz mi ?
Tek başıma hicbirseye cesaret edemedim sonra 3d programlar ve AE i keşfettim kendi başıma uğraştım kurslar murslar ama yok anladım ki tek başına olmuyor bu işler, edindiğim 3-4 arkadasimda bastı amerikaya gitti yine yanlız kaldım .

Derken evlilik geldi çattı , sorumluluk 2 katına çıktı ,mecbur kolelige devam ettik , bir ara komple bıraktım sinema hayalini hatta film dahi izlemiyordum.

Sonra dürtecek ya illa bi yerden; istanbuldan bi film şirketinin davalarını aldık tabi hemen işi ben ustlendim; adamlarla toplantıda yarım saat dava konusuyorsak 3 saat sektör analizi yapıyoruz 🙂

Gel gelelim onlar bile "yok abi girme bu işe gül gibi mesleğin var " geyiği yaptılar bana .

Kısacası yaş oldu 36 , hala kolelige devam ; sinema bir aşk ,virüs gibi geziyor damarda derler ya hakikaten doğru.

Sen benim gözümde nirvanaya ulaşmış durumdasin,inşallah allah utandirmasin , her türlü desteğe hazırım saygilar .

Çok teşekkür ederim kardeşim. Destek olacağından şüphem yok kesinlikle. Yazdıkların bana cesaret verdi.
İnsan beyaz ışığı bir defa gördüğünde hayatın uzun olmadığını ve patron zengin edecek kadar ucuz olmadığını anlıyor sanırım.
Bu arada sinema sektöründekilerin sana söylediklerini bana da söyleyen sinemacılar var. Böyle durumlarda önce ürettikleri işlere bakıyorum sonra benim istediklerimle karşılaştırıyorum. Genelde ikisi birbirini tutmuyor ve doğru yolda olduğuma karar veriyorum.
Cesaret verdiğin ve desteğin için tekrar teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 05/09/2017 2:03 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Tebrikler vallaha.
Peki devamını nasıl getirmeyi planlıyorsun, sinema sektöründe nasıl var olacaksın.
Er ya da geç bir sektöre girmen gerekir diye düşünüyorum.

 
Gönderildi : 05/09/2017 2:07 pm
(@bagimsiz)
Gönderi: 752
 

Tam zamanlı çalışarak film yapım çalışmaları yürütmek zor olabiliyor ancak çevremde bu şekilde çalışarak vakit ayırabilen çok insan görüyorum. Galiba İstanbul'da olmadığınız için böyle bir sorun sizi iyice sıktı. Düşük bütçeli kısa ya da uzun bir film ya da belgeselin hazırlık ve çekim sonrası kısmı işten arta kalan vakitlerde halledilebilir, çekim de yıllık izne vs. denk getirilerek alınabilir teorik olarak ama öznel olarak durum farklı olabiliyor tabi.

Böyle keskin değişiklik yapmaya cesaret edememiş ama konu ile ilgili mesleklere götüm götüm girmiş biri olarak bu karar bana buruk bir radikallik gibi geliyor. Hele de sağlık sorunları baş gösterirken. Ben de o garantici, tatsız, huysuz tayfadan sayılabilirim, değer anlayışının taraflara (Taraflar değişkendir) uymadığını gördüğümden. Umarım her şey gönlünce, dileğince olur. Bunlara değer inşallah. Yardım, destek ne bileyim ihtiyaç duyabileceğin herhangi bir şey olduğunda elimden geleni yapmak hem gurur hem sevinç verir, bilmeni isterim.

 
Gönderildi : 05/09/2017 3:21 pm
(@ubykh)
Gönderi: 4
 

3. Dünya ülkesinde olmasaydık sizin de çalıştığınızı söylediğiniz KPSS dershanelerine ihtiyaç olmayan bir ülke mesela, işte derdim sinemamız için bir umut daha...

Şuan diyebileceğim Allah yardımcınız olsun Hayal ettiğinizden de güzel olur inşallah herşey..

 
Gönderildi : 05/09/2017 4:47 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Şahsen karşıma direkt bir fırsat çıkmadığı halde ki bunun ne kadar düşük bir olasılık olduğunu hepimiz biliyoruz az çok, sinemayı sadece işimden arta kalan zamanda yapmaya çalışıyorum. Çok zor oluyor ve insanın içinde uhde kalıyor ama işimi, yani akademiyi sinemanın sağladığı entelektüel iş yapma duygusunun bir kısmını törpülüyor olmasından kaynaklı olsa gerek terk edebilecek cesareti göremiyorum kendimde. Eğer ben de anlam yaratamadığım bir işte çalışıyor olsaydım, mutsuz olur benzer bir karar alırdım belki de. Şimdilik 2-3 senede bir çektiğim kısa filmler ve bir filmle sonuçlanmayan "film çekme" çabaları ile idare etmek zorundayım.

Sağlık olsun, gerisi boş.

 
Gönderildi : 05/09/2017 5:15 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Tebrikler vallaha.
Peki devamını nasıl getirmeyi planlıyorsun, sinema sektöründe nasıl var olacaksın.
Er ya da geç bir sektöre girmen gerekir diye düşünüyorum.

devamı pek zor değil aslında. Fotoğraf arşivimi kurcalayıp bir kaç tane kanvas bastırdım. Tanesini 40 TL'den sattım. Maliyeti 9tl falan
Çekim yaptığım yerlere dair karakteristik fotoğraflar da çekiyorum bazen. Onlar da yöre insanı tarafından epey ilgi görüyor. Hatta belediyelerin özel talepleri de oluyor. Bu işi ticari olarak yapanlar var ama onların özgün bir kare yakalayacak zamanları yok. Buradan biraz para kazanabilirim.
Bunun dışında orman ürünlerinden fotoğraf ve resim çerçevesi tasarlıyoruz eşimle. Onlar da epey ilgi görüyor. internetten pazarlayabiliyorum.
Arada bir bazen fotoğraf düzenlettirmek isteyenler oluyor para karşılığında.
Bazen color cortection yaptırmak isteyenler ve Adana ve Mersin'de görüntü yönetmenliği teklif edenler de çıkıyor. Şu ara bir kaç tane color işi var.
Düğün klibi falan isteyen çok ama o işe bulaşmıyorum. Parasız kalırsam ayda dört günümü ayırırım.
toroslarda küçük bir ahşap evimiz var. Oraya bir kaç hafta gidiyorum. Ormandan (sadece kırılan dökülen) dal, kozalak, ağaç kabuğu, kök vs topluyorum.
Biraz da video ve fotoğraf çekiyorum.
Heybemi ve hafıza kartlarımı doldurup geliyorum. Ondan sonrası tasarıma kalıyor.
Bir de stok foto ve video çekip biriktirmeyi düşünüyorum.
Ekşiden bir kaç arkadaşın youtube içerik videolarını bedava düzenliyordum. Onlar başkalarını (para karşılığı) yönlendirdi falan derken epey birikti.
Fotoğraf kursiyeri olmak isteyenler var epey ama o işi de zor durumda kalırsam yaparım.

Bu saydıklarım rutin ödemelerimin yanı sıra sigara(tütün), bira(ev yapımı), benzin vs masraflarımı karşılıyor.

Belgesel film yapımının da bana maliyeti çok az çünkü kamera, ses, kurgu, color falan hepsini ben yapıyorum.
Yaptığım en iyi şey ekipman yapmak olmuş bu arada. İyi ki kiralama yoluna gitmemişim.

Özet olarak hiç bir sektörde (bir patron için) mesai harcamaya niyetim yok.

Artık özgürüm ✌🏼

 
Gönderildi : 05/09/2017 7:32 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Tam zamanlı çalışarak film yapım çalışmaları yürütmek zor olabiliyor ancak çevremde bu şekilde çalışarak vakit ayırabilen çok insan görüyorum. Galiba İstanbul'da olmadığınız için böyle bir sorun sizi iyice sıktı. Düşük bütçeli kısa ya da uzun bir film ya da belgeselin hazırlık ve çekim sonrası kısmı işten arta kalan vakitlerde halledilebilir, çekim de yıllık izne vs. denk getirilerek alınabilir teorik olarak ama öznel olarak durum farklı olabiliyor tabi.

Böyle keskin değişiklik yapmaya cesaret edememiş ama konu ile ilgili mesleklere götüm götüm girmiş biri olarak bu karar bana buruk bir radikallik gibi geliyor. Hele de sağlık sorunları baş gösterirken. Ben de o garantici, tatsız, huysuz tayfadan sayılabilirim, değer anlayışının taraflara (Taraflar değişkendir) uymadığını gördüğümden. Umarım her şey gönlünce, dileğince olur. Bunlara değer inşallah. Yardım, destek ne bileyim ihtiyaç duyabileceğin herhangi bir şey olduğunda elimden geleni yapmak hem gurur hem sevinç verir, bilmeni isterim.

Garantici olduğunu düşünmüyorum. Aksine risk alabilen biri olduğun aşikar. Bu yüzden birikimini ve zamanını kullanma tarzın takdir edilesi. Yaptığın işler ve paylaşım şekline de her zaman hayran kaldım.
Yardım gerektiğinde mutlaka kapını çalıcam.
Teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 05/09/2017 7:41 pm
 Khan
(@khan)
Gönderi: 10
 

Tatlı bir sevinç yaşadım ben de yazdıklarını okuyunca. Özellikle hastalığınla ilgili zaferini okumak en güzeli... Umarım yaptığın, yapacağın güzel projeleri buradan takip ederiz 🙂 Başarılar dilerim.. 🙂

 
Gönderildi : 05/09/2017 8:11 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

3. Dünya ülkesinde olmasaydık sizin de çalıştığınızı söylediğiniz KPSS dershanelerine ihtiyaç olmayan bir ülke mesela, işte derdim sinemamız için bir umut daha...

Şuan diyebileceğim Allah yardımcınız olsun Hayal ettiğinizden de güzel olur inşallah herşey..

Londra'da bile durum aynı. Kolay kolay düzeninizi bozamazsınız. Sistem bunun üzerine kurulu. Kölelik düzeni işte...
Ülkenin ekonomik durumuyla ilgili değil aslında. Mesele, kapitalizmin tüm ülkelerin halklarına aşıladığı "öğrenilmiş çaresizlik" sendromu.

İyi dileklerin ve desteğin için teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 05/09/2017 8:46 pm
(@ubykh)
Gönderi: 4
 

Kapitalizm açısından değil de sanata sanatçıya destek, imkanlar açısından söylemiştim fakat haklısınız sistemin carklarinin dışına çıkıp idealleri tercih etmek her yerde her şartta zordur zor seçimdir, tekrar yolunuz açık olsun, sevgiler..

 
Gönderildi : 05/09/2017 8:55 pm
(@paciente)
Gönderi: 2474
Başlığı açan
 

Tatlı bir sevinç yaşadım ben de yazdıklarını okuyunca. Özellikle hastalığınla ilgili zaferini okumak en güzeli... Umarım yaptığın, yapacağın güzel projeleri buradan takip ederiz 🙂 Başarılar dilerim.. 🙂

Çok teşekkür ederim:)

 
Gönderildi : 05/09/2017 9:00 pm
Sayfa 1 / 5
Paylaş: