Hatta keşke bir gün bende buluşsak ne dersiniz? Film günü yaparız, içer sıçar takılırız felan? Biraz uzakça ama havuza bile sokarım sizi. 522'ye binince son durak gibi birşey. 1.5 saat yol. Bana uyar diyenleri alıyım? Ev boş bu arada bir ben de mırtaza var (kedim). Seni de sarhoş etmeyen senin gibi olsun dude.
- baço
Kalmalı olacak o zaman? Bence yapalım.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Sen çete reisi olsana, erkan dümbeleğiyle 😀
Bu arada sıçtık, zamlara bakın:
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=200782&page=1 " onclick="window.open(this.href);return false;
- baço
Kemal Unakıtan, 23 Ocak 2008'de şunları söyledi:
Bürokrat: Yeni YÖK Başkanı'nın havası değişmiş. Gayet güzel sözler söylüyor?
Unakıtan: İsterse söylemesin...
Bürokrat: Bu ortamdan faydalanıp üniversite reformunu da yaparsak hükümet olarak Sayın Bakanım çok ciddi başarı olur.
Unakıtan: 300 milyona yakın, üniversitelere iyileşme yapıyoruz yıllık. Gülüp oynasınlar...daha sesleri çıkmaz.... Tarifeyi de ufak bir rötuşla geçiştiririz böylece...
4 Mart 2008'de YÖK Başkanı'na, Başbakan'ın kullandığı zırhlı makam aracı verildi.
28 Mart 2008'de YÖK Başkanı'nın maaşı %200 artırıldı.
YÖK, 21 Temmuz 2009 tarihinde katsayı sistemini kaldırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz 2009 tarihinde, haksızlığı ortadan kaldıran YÖK'e teşekkür etti.
Yavaş yavaş bile değil. Öyle diyeyim. Üniversitelere girdiysen zaten, bu 4 5 sene girecekler, 4 5 sene sonra da çıkacaklar, en fazla 10 yılda da yukarılara çıkacaklar, kaldı bize 20 yıl.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Ben burada katsayı meselesinden çok, faşist ülkemizdeki nefretin ulaştığını yeri çok üzücü buluyorum. Özerk bir kurum, parasını devlet ödediği için devletin istediklerini yapmaya zorlanıyor. Benzer bir şekilde yerel seçim öncesi, halktan, belediye başkanlarını seçerken, iktidardaki partiyle aynı partiden seçmeye çalışmaları söylenmiş yoksa parayı iktidar verdiği için sorun olabileceği hatırlatılmıştı. Gürz ellerinde, sallayabildikleri kadar sallıyorlar.
YÖK'ün kararını koyu yazmamın sebebi, asıl varmak istedikleri noktalardan herhangi birinin daha sonlanmış olduğunu belirtmek. Yoksa kim hangi üniversiteye hangi yollardan girmiş beni ilgilendirmiyor. Canımı sıkan nokta, bu kadar nefretle dolu olmuş olmaları. Bunun özgürlükler konusunda atılmış bir adım olduğunu iddia edebilecek kadar saf biri var mı merak ediyorum. Daha bugün, YÖK Başkanı'na teşekkür ettiği konuşmasında, sayın başbakan, partili milletvekillerinin, söylem birliğini bozacak şekilde konuşmalarını hoş karşılamadığını, söz olur baş kestirir sözüyle açıkladı. Özgürlük konusundaki algı böyle olunca, bütün bu yapılanların da bir rövanş izlenimini doğurması çok da yersiz değil. "Bizim hayatımızı değiştirdiler, şimdi de biz sizin hayatınızı değiştireceğiz." Yıllardır biriktirdikleri nefreti, intikamı ortaya döküyorlar işte. Nereye kaçarsan kaç, köşeler tutulmuş. Kralın biri ölüyor, biri daha doğuyor.
Benim inandığım gibi yaşayacaksın, başka yolu yok, diyor adam. Böyle de kararlı, hırslı. Bu kadar enerjiyi, bu kadar nefreti, nasıl ve nerede biriktirmiş, anlamak güç. Ben çok korkuyorum. Bildiğiniz gibi değil. Anlamak lazım ama. 80 yıl önce de başka biri, farklı bir amaç için benzer şeyleri yapmıştı. Geçmiş zamanda başka araçlar kullanıldı, şimdi başka araçlar. Nefret aynı nefret. Daha ulvi amaç diye bir hiyerarşi olmadığına göre, yetkeyi kullanıp hayatları şekillendirmenin her çağda sonuçları kötü ve can sıkıcı. Ne daha "müreffeh" olmak ne de dogmalarla yaşamak. Bi' rahat bıraksanız da bildiğimiz gibi yaşasak.
Bekir Coşkun Bugünki yazısı
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12128991.asp?yazarid=2&gid=61 " onclick="window.open(this.href);return false;
Başbakana da hak vermek lazım, gördüğü festival rock festivali diye geçse de bir metal festivali idi. Çıkan gruplardan birkaçını inceleyelim:
Arch Enemy:
Taş gibi bir hatun vokale sahip olan bu grubumuz, melodik death metal yapmakta, o hatunun yaptığı vokali sadece dinlerseniz kadın olduğunu anlamanız mümkün değil, ömründe ezandan başka ezgi duymamış bir adamın karşısına Arch Enemy'nin vokalini koyarsanız tabii ki ahlaki erozyona uğradığını sanır.
Kreator: Neredeyse Metallica kadar köklü bir thrash metal devidir Kreator. Destruction grubu ile beraber çok sahne yıkmışlardır. Yerle bir olur çaldıkları mekânlar. Tanrının Düşmanı diye albümü olan bir gruptan bahsediyoruz. İntihar Bombacısı diye parçaları olan bir gruptan bahsediyoruz. Tüm dinlere, hükümetlere, diktatörlere, yani başbakanın kendisine isyanını dile getiren bir grup, herhalde kültürel erozyondur. Neden? Adamlar düşünüyor, adamlar fikirlerini söylüyor.
Amon Amarth: VIKING DEATH METAL!!! Adı yeter ulan!
Paradise Lost: Gotik Metal! Anladınız siz, hani bizim bile üzülerek baktığımız tipler.
Rotting Christ: Aynı festivalde çaldıkları için Megadeth'in konserini iptal ettiği gruptur. Adı üzerinde, Çürüyen İsa.. E bir da Yunan! Abooo!! Bu arada Türkiye'de hani Müslüm konserlerinde insanlar kendini jiletlerdi, hah o moda Rotting Christ konserlerinde başlamıştır. Tek işleri din düşmanlığıdır. EROZYOOON!!
Uçk Grind: Son gördüğümde fokları öldürenleri protesto ediyorlardı sahnede. Fişek de yakmışlardı. Önlerine gelene küfrederler, süper sahneleri vardır, eğlenceli müzikleri vardır. Ama erozyonun ALLAHıdırlar evet.
Soul Sacrifice var sonra.. Amanın.. Türk bir gruptur, vokalleri bir seferinde sahnede çıkıp, "uzun saçım var diye bana laf ediyorlar, bilmiyorlar ki peygamberleri uzun saçlıydı" demişti.. Yıkılmıştı sahne..
Bu daha gider..
Düşünen her şey erozyona sebep olur Türkiye'de.. Düşünen, araştıran ve öğrenen.. O nedenle erozyon var Türkiye'de.. Eriyoruz..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Durum sandığımızdan da kötü.. Erozyon derinlere inmiş.. Çocuk yaşta Iron Maiden çalmaya başlamış gençler.. Dünya nereye gidiyor?
http://www.facebook.com/video/video.php?v=66241626950&ref=share " onclick="window.open(this.href);return false;
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Beteri de varmış:
http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=4&ArticleID=1121281&Date=25.07.2009&b=Konvoya+metalci+selami+verince+sorgulandilar " onclick="window.open(this.href);return false;
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Rotting Christ'i görmek isterdim; canlı da çok sıkı çalıyorlar. "Non Serviam" ve "If It Ends Tomorrow" çok sağlam parçalar.
**********************************************************
Biraz gerçek, biraz masal... / Fatih Özgüven
Türk sinemasında yeni bir eğilim var; hikâyelere belli ölçüde, değişen ‘tarifler’e (yemek tarifi gibi) göre gerçeklik katmak... Son Altın Koza festivalinde, İstanbul Film Festivali’nde kaçırdığım bazı Türk filmlerini görünce bunu daha iyi fark ettim. Belki de iyi hikâye uydurmak zorlaştı, kimbilir. Geleneksel anlamda hikâyesi olan tek bir film gördüm orada: ‘Uzak İhtimal’ Mahmut Fazıl Coşkun’un filmini vizyona çıktığında değerlendirmek daha doğru, ama eski usül, iyi yazılmış, özellikle erkek oyuncusuna çok imkânlı bir rol sunan bir hikâyesi olduğu kesin.....
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=18.06.2009&ArticleID=941034 " onclick="window.open(this.href);return false;
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Avea 3G Internet fiyatlarını açıkladı:
*Aboneler cepte internet için 100 MB'lik paketten 8 TL/49 kontöre, 2GB'lik paketten ise 35 TL/199 kontöre faydalanabilecek.
*Bu kampanya süresince bilgisayardan mobil internete erişimde ise 35 liraya 1 GB yerine 2GB, 55 liraya ise 4 GB yerine 6 GB kapasite sunulacak.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=201574 " onclick="window.open(this.href);return false;
Hiç fena değil bence...
- baço
Şu yazı bitirdi beni ya, hala gülüyorum (Ahmet Hakan):
Ertuğrul Özkök’le Umreye gidiyoruz
MADEM haberi Yeni Şafak patlattı... Madem olay bir sır olmaktan çıktı...
O halde ek bilgileri vermenin tam sırasıdır:
Tam beş gündür Ertuğrul Bey’e “İhram nedir? Nasıl giyilir?” dersi vermekteyim... Allah’ı var, “marka ihram” diye tutturmadı...
“Mekke ve Medine’ye Müslüman olmayan giremez” dediğimde Ertuğrul Bey biraz afalladı...
“Umreye giderken yanımıza almamız gereken 30 şey” listesi çıkardım... Listeyi ezberleyen Ertuğrul Bey, artık 40 yıllık bir “Eman Tur” görevlisi gibidir.
Tespih ve hurmayı Türkiye’den almayacağımıza söz verdik...
Umrede yapılacak yaramazlıklar: Mekke Hilton’da Kâbe manzaralı iki oda... Geceleri Cidde’ye kaçış... Arap kahvesine dadanma...
Gerçi umrede şeytan taşlanmaz ama biz yine de olaya dalacağız... Hatta şeytan taşlarken gözümüzün önüne hangi suratları getireceğimizi bile saptamış bulunmaktayız...
Ertuğrul Bey’in “ipod”u umre için hazır: Sordum Sarı Çiçeğe’den tutun da Göçtü Kervan Kaldık Dağlar Başında’ya kadar uzanan bir demet ilahi... Favori solistimiz: Ahmet Özhan...
Ertuğrul Özkök’ün ilk pazar yazısının başlığı şimdiden hazır: “Kâbe’yi görünce ne hissettim?”
El kitaplarımız: Ali Şeriati’nin Hac kitabı, Asım Köksal’ın İslam Tarihi kitabı, Muhammed Esed’in Mekke’ye Giden Yol kitabı...
Umreye gitmeden önce benim evde küçük çapta bir “Çağrı filmi partisi” var... Partiye sadece inananlar katılabilecek...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12151776.asp?yazarid=131&gid=61 " onclick="window.open(this.href);return false;
- baço