Evrim revolution değil evolution. Evrim sadece biyolojik bir olgu değil. Toplumlar, kişiler, dünya, kainat hepsi için kullanılan bir olgu. Darvin Türlerin kökenini çıkardığında evrim lafını kullanmadı bile. Daha sonradan başka bir kitabında kullandı ve 6. baskısında mı ne o lafı kitaba ekledi. Evrimin kökenine ineceksek Lamarck'a vs. gitmek gerekiyor. Darwininin kitabının en son cümlesi ise "Yaratıcı’nın meydana getirdiği bir veya birkaç basit canlı formundan diğerlerinin evrimleşmiş olduğunu öngören bir hayat görüşünde yücelik olduğu" ifadesiyle bitmesi çok ilginçtir. Evrim kavramını popüler hale getiren de Herbert Spencer'dır.
Bu konuda en güldüğüm şeylerden biri, eski Yunan'daki filozoflardan birinin görüşü. Teorisine göre dünyada eskiden kafasız gövde, gövdesiz kafa, gözsüz kafa gibi garip şeyler de yaşıyordu, sonra bunlar yok oldular 😀 Bitirdi bu beni... Sebebi de gözümün önüne gelmesi 😀
alıntı:
(...)
Bazı araştırmacılar bu düşünürlerdeki ‘evrim’ kavramına işaret ettiklerinde, birçok kişinin ‘evrim’ kavramıyla ‘biyolojik Evrim Teorisi’ni karıştırdığı görünmektedir. Bu çok tekrarlanan, kavramların yanlış kullanılmasından kaynaklanan hata, sıkça tarafların anlaşılamamasına sebep olmaktadır.
‘Evrim’ kavramı ile daha kompleks bir varlık türünün daha basit bir varlıktan meydana gelmesi kastedilir. Örneğin gaz bulutlarının sıkışmasından gezegenlerin oluşumu şeklinde kozmolojik seviyede bir evrim de hidrojen ve oksijenin birleşmesinden suyun oluşması şeklinde kimyevi seviyede bir evrim de ‘evrim’ kavramının içine girer. Biyolojik anlamda ise Lamarck ve özellikle Darwin tarafından ortaya konan ‘Evrim Teorisi’ ile her bir canlı türünün, diğer bir türün değişimi sonucu oluştuğu kabul edilir. Bu yüzden türlerin sabitliğini savunan herkes ‘Evrim Teorisi’ ile tam zıt kutuptadır.
(...)
Müslüman düşünürlerde ‘evrim’ görüşü olduğunu söyleyenler üç tip ‘evrim’ kastetmektedirler. Bunların birincisi biyolojik evrimdir ve türlerin değişimi bu evrimin konusudur. Ikincisi sosyal evrimdir ve medeniyetlerin gelişimi gibi faktörler buna dahildir. Üçüncüsü ise insanın ahlaki ve manevi açıdan gelişimini anlatan psikolojik evrimdir.80 Günümüzde birçok kişi ‘evrim’ kavramıyla ‘Evrim Teorisi’ni anladığı için, bu saydığımız üç ‘evrim’ görüşünden herhangi biri kastedildiğinde ayırım yapılamayabilmektedir; ama yapılması gerekmektedir. Örneğin Mevlana’nın manevi açıdan gelişimi kasteden şiirlerinin, ‘biyolojik Evrim Teorisi’ni öncelemesi şeklinde yapılan yorumlar doğru kabul edilemez. Mevlana’nın açıklamaları da canlıların, hiyerarşik varlık mertebelerine göre dizilmelerini öngören ‘varlık mertebeleri’ anlayışı ile ilgilidir. Cahız’ın evrimi öncelediğini söyleyen bir görüş Cahız’ın bilimsel, biyolojik yaklaşımından dolayı daha çok tartışmaya değerdir; fakat tasavvufi şiirsel bir eserin birkaç beytinden dolayı Mevlana’yı biyoloji alanına çekmek hatadır. Mevlana’nın, kendi alanındaki birinden beklendiği gibi ‘psikolojik evrime’ işaret ettiğini veya ruhsal gelişimi vurguladığını söylemek daha doğru olacaktır.
Bazı Islam düşünürlerinin doğal seleksiyona ve dönüşümcülük fikrine işaret etmeleri önemlidir.81 Fakat bu ifadelere dayanarak ‘Evrim Teorisi’nin Müslüman düşünürler sayesinde veya onlar tarafından ortaya konduğunu söyleyecek yeterli, sistematik ve ikna edici verilere sahip değiliz. Canlılar dünyasında doğal seleksiyonun varlığını tespit etmek ile yeni türlerin, cinslerin, familyaların oluşumunu Darwin gibi ‘doğal seleksiyon’la açıklamak çok farklıdır. Türlerin değişimine işaret edilmesi ise biyolojik açıdan ciddi bir öneme sahiptir. Fakat bütün canlıları böylesi bir değişimin sonucu görmek ile bu değişimin sınırlı şekilde gerçekleştiğini söylemek oldukça farklı fikirlerdir. Diğer yandan, ‘Evrim Teorisi’ ile karıştırmamak gerekmekle birlikte, birçok ünlü Islam düşünürünün felsefelerinde ‘evrim’ kavramının önemli bir yere sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir.
(...)
Felsefe tarihinde ‘evrim’ kavramına merkezi rolü veren en ünlü felsefecinin Hegel olduğu söylenebilir. Fakat o, hiçbir yerde ‘Evrim Teorisi’ne benzer bir yaklaşım sergilemez; türlerin birbirinden evrilmesi onun felsefesinin bir parçası değildir. Felsefede ‘evrim’ kavramına merkezi bir rol vermek, canlı türlerinin birbirlerinden oluştuğu fikrinin (Evrim Teorisi) kabul edilmesi ile özdeşleştirilemez. ‘Evrim’ kavramı ile ‘Evrim Teorisi’ elbetteki ilişkilidir ama bu ilişki mutlak anlamda özdeşliği gerektirmemiştir.
Aslında ‘evrim’ kavramının, bir önceki aşamadaki basit, daha kötü, daha aşağı durumun, bir sonraki kompleks, daha iyi, daha üst duruma geliştiğini belirten anlamı; en az karşılığını ‘Evrim Teorisi’nde, özellikle ‘materyalist Evrim Teorisi’nde bulur. Hegel gibi idealist filozoflar, Tanrısal zihni gelişmenin arkasına koydukları için evrimi -neden sürekli gelişme olduğunu- temellendirebiliyorlardı. Nitekim ‘Evrim Teorisi’ni savunan 20. yüzyılın ‘Süreç Felsefecileri’ de -Hegel’le önemli benzerlikleri vardır (önemli ayrılıklarına rağmen)- evrimin, gelişme yönünde ilerleyen sürecini, Tanrı’nın bu yöndeki iradesiyle temellendirmeye çalıştılar.
(...)
‘Evrim’ ile ‘Evrim Teorisi’nin ayırt edilmesi önemlidir ama bunun yanında felsefelerinde ‘evrim’ kavramına merkezi bir rol verenlerin, Evrim Teorisi’ni daha kolay kabul edebildikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin Ernst Mayr, Almanya’daki doğa felsefecilerinin ‘evrimci’ yaklaşımlarının; Darwin’in Evrim Teorisi’nin Almanya’da, diğer ülkelerde olduğundan daha kolay bir şekilde kabul edilmesini sağladığını söyler.
- baço
Evrim teorisinin işe karışması ise iyice ilginç oldu. Bu ara onla ilgili bir kitap oluyorum, o kadar çok eksiği var ve bilimsel şartlara uymuyor ki şaşıyor insan.
Ya baco, sen evrimi yanlış anlamışsın. İnsanın kitaba dönüşmesi çok zor, hem onun adı evrim değil yahu. Tabi eksiği olur, bilimsel şartlara uymaz, bir türlü düzgün bir kitap olamazsın, olsan olsan "Ali topu at" diye cümle olursun yani en fazla. Eheh, bak bu kalitede espriyi herkes yapamaz bir Özgür bir ben. Ahah ulan aynı kişiyiz zaten di mi :D.
Bu arada şu anda NTV'yi açarsanız iyi olur. Aya gidiş belgeseli var 🙂
Ya gitmediler Ay'a diyorum adam belgeseli var diyor ya, yok böyle bir şey. Bir de aynı kişiymişiz, peeh :D.
Olm tam üstüne denk geldi ondan dediydim. İzliyim bakiyim.
İyi taklit haa, farklı kişi gibi davranma felan... Biz de yedik...
- baço
hayır zebrayla eşeğin, kirazla vişnenin, elmayla armutun, kediyle kaplanın, (nektarinle şeftalinin) uzaktan akraba olmalarının neden bu kadar fantastik, bu kadar akıl almaz geliyor insanlara ilginç sahiden.
tüm memelilerle her şeyine kadar aynısın aynı organlara aynı sistemlere aynı dokulara sahipsin. ama yook. sen meleklerin bile secde ettiği üstün bir canlısın ya. gururuna dokunuyor. kibir ölümcül günahlardan biri değil miydi bu arada?
Neyse bu benim fikrim yorumunda da senin fikirlerin. Ulan bana melekler secde etmiş hiç maymundan gelir miyim? diye bir düşüncem de olmadı. Ama "sen meleklerin bile secde ettiği üstün bir canlısın ya." sözünden asıl senin nasıl bir kibirle dolu olduğun anlaşılıyor. Kibir en beter günahdır doğru da. Ben Hristiyan değilim. Papa I. Gregory'in düzenlediği, insanın hayatı boyunca sakınması gereken "sadece" 7 günahım yok.
İtiraf ediyorum baco'yum 🙂 15 kilo alarak buluşmalardada taklidini yaptım. Dikkat etmediniz baco geldiğinde ben tuvalete gidiyorum dedim, benim gelmem gerektiğinde de hanım çağırıyor eve gidiyorum falan dedim. Nihaha.
O değilde belgesel çok ilginç gidiyor ha. Reklam arasında gelip foruma yazıyorum.Şimdiye kadar Ay'a gitme meselesinden çok Astronotların yatak odalarını, karılarıyla olan münasebetlerini gösterdiler 🙂 Yalnız hep işin insani boyutunu merak ederdim. Böyle bir olay gerçekleştiyse Ay'a ilk ayak basma meselesi bir ego savaşına dönüşmemişmidir diye. Geçenlerde Can Dündar'ın programında Cem Yılmaz'da aynı meseleye değinmişti. Belgeseli görüp mü söyledi bilmiyuorum ama tam da bu meseleyi çekmişler. Son 20 dakika sırf bu oknu üzerineydi. Bir de şunu öğrendim belgesel sayesinde. Aya gidileceği zaman öyle gizli kapaklı değil gün gün dakika dakika canlı yayınla bağlanılmış falan büyük produksiyon valla.
Özellikle ilk kim çıkacak mevzusu. Çünkü Neil Armstrong bu sadece bu kadar tanındı.
Bir de ayın pis kokması meselesi iyiydi 🙂
- baço
Evrime isteyen inanır, araştırır vs. Ama ben pek inandırıcı bulmuyorum. O dönemde adamlar hücrenin nasıl birşey olduğunu dahi bilmiyordu. Kaç yüz yıllık teoriyi hala tartışıyoruz. Aslında kaç kere çürütüldü ama hala devam ediyorlar... Bu da benim fikrim...
Yahu lütfeden rica ediyorum, yalvarıyorum, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.
Evrimi çürüten tek bir delil yok. Harun Yahya okuyup gelmeyin, evrimi onaylayan 10 binlerce fosile (hocalarınız aksini iddia edebilir, düzeltme işaretinin kalkmadığını bilmeyen on binlerce edebiyat hocası da var, neden, araştırmayı, açıp bakmayı bilmiyorlar, sağdan soldan duydukları kulaktan dolma bilgiler onlara yeterli geliyor çünkü), yapılan deneylere bakın. Hadi onu geçtim, çevrenize bakın.
Felis catus'a bakın, Felis Tigris'e (Panthera tigris) bakın. Biri ormanda, başka canlıları yiyerek yaşar, diğeri evlerde sokaklarda, en fazla fare, kuş öldürür. Biri kükrer, diğeri miyavlar vs. vs. Peki bu 2 tür de yaralanınca n'apar? Bizim mırlama dediğimiz şeyi yaparlar, neden? Bu onların psikolojilerini rahatlatır ve daha hızlı iyileşmelerini sağlar. Ayrıca yavrularıylayken de ya da kediyse sevgi istediğinde de bunu yapar, çünkü psikolojik rahatlama sağlar. Bu nasıl olabilir peki, bu kadar farklı iki hayvan, nasıl bu birebir aynı özelliği ve daha pek çok fazlasını paylaşır? Ataları aynıdır çünkü. Genetik mutasyon sonucu, öyle senin benim ömrüm kadar bir sürede değil, yüz binler, milyon yıllar süren bir evrede bu hale gelirler.
Örneğin günümüzde artık avcılıkla beslenmediğimizden, eti pişirerek yediğimizden, bıçak kullandığımızdan alt çeneye düşen görev gittikçe azalmaktadır. Bunun tam tersi olarak (gerçi ben bunu göremiyorum ama) daha çok düşündüğümüzden beynimiz büyümektedir. Gördüğünüz tipik uzaylı portresi öyle keyfe dayalı çizilmiş bir şey değil, gelecek yansıtmalarının bir sonucudur. Bizden daha gelişmiş, daha uygar bir toplumu temsil eder, çenesi küçük kafası büyük uzaylılar. Ha bu yarın olacak bir şey değil, bu evrimsel sürecin ortasındayız, daha on binlerce yılı var, çene öyle 2 nesilde küçülmez, genelde birkaç yüz nesil sürer. Tek hücreli canlılarla yapılan 10 yıldan uzun süredir devam eden deneylerde daha geçen sene, ancak elli iki bininci nesilde ilk genetik mutasyona, yani evrime tanık oldular. Daha ne kanıt bekliyorsunuz.. Deneyle bile gösterilmiş bir gerçekten bahsediyoruz.
Tüm canlılar tek bir atadan mı geldi? Bilmiyorum, o bana da çok uçuk geliyor, ama olabilir, neden olmasın? Herkesin ensest ilişkiden türeyen sakat bireyler olduğunu düşünmekten daha mantıklı.
Normal insanlar bu geniş zaman kavramını algılayamıyorlar (normal derken zaman kavramı üzerine özel olarak düşünmemiş/araştırmamış veya zaman kavramı ile iligili eğitim almamış insanlardan bahsediyorum, ben Jeoloji Mühendisi olduğumdan işim gücüm milyon milyar yıllar). O nedenle çok uçuk geliyor. Evrim bir günde olmaz. Ani evrim dediğimiz bir evrim çeşidi vardır, yavaş yavaş değişim yerine, bir anda çok ani bir dönüşümle evrimi anlatır. Buradaki ani kavramından kasıt yüz bin yıl altıdır. YÜZ BİN YIL. Önce bunu bir düşünün, sonra tekrar konuşalım.
Milyonlarca yıl süren bir evrim sürecinden bahsediyoruz. Bundan 6 milyon yıl önce Türkiye dediğiniz topraklar yoktu yer yüzünde. Onları da bir düşünün.
Oldu da bitti maşallaha indirgemeyin olayı.
Ve tekrar diyorum, n'olursunuz, yalvarıyorum: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın. Hacının, hocanın cühelanın lafına gelmeyin. Oturun azıcık kendiniz araştırın. Evrimi yalanlamak ne demek bir kere? Evrimi nasıl yalanlayabilirsin? Harun Yahya demeyin n'olursunuz, tüm Avrupa adamla dalga geçiyor, bizde göklere çıkarılıyor, evrimi yalanlayana 100 bin lira ödül vereceğim diyebilecek kadar çok parası var bu adamın. Ve onu böyle insanlar zengin ediyor.
Evrimi yalanlayan tek bir bilimsel kanıt gösterin bana. Lütfen, rica ediyorum sizden. Çünkü aklımın almadığı bu muhteşem olayın yalan çıkması beni de rahatlatacak. Yapamayacağınızı bilsem de istiyorum bunu.
Son olarak da bu olayı tartışıyor oluşumuzdan bile utanıyorum. Gerçekten utanıyorum. Hepimize yazıklar olsun.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Evrim konusu nerede açılsa, aklıma İtü Sözlük'teki şu yazı gelir. Pek gülerim.
· grafen, a. and johnstone, r. a. (1993) why we need ess signalling theory. philosophical transactions: biological sciences, 340(1292):245--250.
· peters, john. m., d. c. queller, v. l. imperatriz-fonseca, d. w. roubik, and j. e. strassmann (1998) mate number, kin selection and social conflicts in stingless bees and honey bees. proceedings of the royal society of london: series b, 266
· hamilton, w. d. (1964). the genetical evolution of social behavior. journal of theoretical biology 7: 1-52.
· lai, c. s. l., fisher, s. e., hurst, j. a., vargha-khadem, f., and monaco, a. p. (2001) a forkhead-domain gene is mutated in a severe speech and language disorder. nature, 413:519--523.
gibi ortamlarda ortayaşlı bilimadamlarınca geliştirilip,
· güleryüz ::
· evrim teorisi (13) ::
· gündelik hayat teorileri (2) ::
· çok yalnızım be sözlük ::
gibi ortamlarda ergenlikten ve teknik resim dersinden çıkmış öğrenciler tarafından çürütülür.
iki taraftan biri kendini fazla ciddiye alıyor.
Bide Türkçe deyivereydin de, bizde güleydik paşam.
Türkçe olmasına gerek yok be güzelim. Referans kitaplar sadece. Bilimsel çalışma olduğunu göstermek için konmuş. Türkçe olmaması daha da etkili aslına bakarsan 😉
Evrim teorisini bir tabu olarak ele alman ve tartışmaktan utanman, evrim teorisini bilimsel bir gerçek olarak değil, bir inanç olarak görmen anlamına geliyor malesef. Gerçekten de teorinin çoğu yeri metafiziktir. Yani yanlışlanamayacağı gibi doğrulanamaz da. Deneye de açık değildir. Örneğin 3 maymunu, 5 fareyi, bir aslanı bir adaya koysak, 1 milyon yıl sonra maymunlar insan olur diyememektedir teori. Yani çıkarımlar yapılamamaktadır, oysa tüm bilimsel teorilerde neden ve sonuç ilişkilerine dayalı çıkarsamalar yapılabilir.
Evrimi yalanlıyan bilimsel kanıt gösterin demek, andromeda'da zürafa ırkı yaşıyor, bunun tersini bana ispatlayın demekten teorik olarak farksız. Çünkü birşeyin olmadığını değil olduğunu ispatlayabilirsiniz ancak.
"Darwinci Evrim Teorisi; en önemli mekanizması ‘doğal seleksiyon’ olan, bütün canlıların, geçmişte yaşamış ‘ortak bir ata’dan (common ancestor) değişerek geldiklerini söyleyen ve onları ‘ortak bir soy’ (common descent) yoluyla bağlayan bir teoridir." Oysa bir türün başka bir türe dönüştüğü şu ana kadar ispatlanamadı. Piltdown adamı, Haeckel’in embriyo çizimleri, Nebraska adamı gibi fiyaskolarla dolu bir teoriden bahsediyoruz hem de.
Her evrim karşıtı sözü, harun yahyaya bağlamak da çok yanlış. Bir teoriyi konuşurken elbetteki onun eksikleri sayılacak ki, yeni çalışmalar da bu alanlara kaydırılabilsin. Tanrı ile ilgili bir bahsederken eleştiri yapılabiliyor da evrime yapılamıyor olması, bana şu bir ara kullanıp da tepki aldığım "bilimetapan" lafımı hatırlatıyor.
Kaldı ki okumadan araştırmadan eleştirmeyin diyorsun ama iddia ediyorum ki esas evrim konusunda bilgisiz sensin. Nedense takım tutar gibi evrim tutar hale gelmişsin. Fakat bilimsel metodla hiçbir ilgin alakan yok, bu yazdıkların bunu gösteriyor. Getirilen her eleştiriyi hacı hoca lafı olarak alman ne garip farketmedin mi hiç? Ne Harun Yahya'sı sana kim onu dedi, ne kadar komik duruma düşüyorsun yahu. İçinde bulunduğun paradigmadan sıyrılmadan ne dediğimi de anlayamazsın. O paradigmadır bu pildown adamı, Haeckel’in embriyo çizimleri ve nebraska adamı sahtekarlıklarını icat eden çünkü.
Bilimselliğin kriterlerine göre konuşabileceksen eğer, ben de yazarım görüşlerimi. Yoksa takım muhabbeti gibi konuşmam...
- baço
Dediğim neredeyse hiçbir şeyi anlamamışsın be baco.
En başta, evrimi tartışmaktan tabii ki utanırım, 7 bin yıldır ortada olan, insanların artık üzerine tartışmadığı bir şeye çıkıp ben inanmıyorum deyince biri üzülüyorum. Konu doğal seçilim olsa (ki dikkat edersen ben sana değil başka birine cevap yazdım, senin dediklerine herhangi bir itirazda bulunmadım) onu tartışalım. Ortada henüz kanıtlanmamış bir olgu var. Ama bu çağda evrimi tartışmak gerçekten çok üzücü. Bunun aksini iddia etmek mümkün değil. Bu iki kavramın farklı şeyler olduğunu daha bir sayfa önce sen belirttin.
Yapılan deneyi orada yazdım. Tabii ki dediğin gibi bir deney yapmak mümkün olmadığından bunu daha basit, tek hücreli ve yeni nesli 2 3 gün gibi kısa sürelerde oluşturan canlılar üzerinde yapıyorlar, bu deneye 10 yıl önce başlandı ve hâlen de üretliyor bu organizmalar ve her yeni nesil gözlem altında. Buradan bahsettiğim deneye bakabilirsin. Buradan da diğer çalışmalara bakabilirsin.
Her tartışmayı Harun Yahya'ya çekmem, kabul ediyorum benim bilgsiziliğimdendir zira evrime karşıt yazıları hiç araştırmadım, okumadım. Bildiğim tek isim de o olduğundan onu sürüyorum hep, o beni cahilliğimdir doğrudur. Evrimi yalanlayan da genelde din temsilcileri, hacılar, hocalar, papazlar vs.dir.
Dediğim gibi doğal seçilim de, tartışalım, hatta tartışmam bile zira doğal seçilime dair bilgim yok. Ama evrimi tartışıyor olmak, ki bir önceki sayfada sen bile "Evrim'e inanmamak imkansız" dedin laflarım ondan sana değildi, çok üzücü. Bu sadece burada tartışılıyor da demiyorum, herhangi bir yerde tartışılıyor olması üzücü. Yazımda doğal seçilimden bahsetmemiş olmama rağmen (olabilir ama benim aklıma da yatmıyor dediğim kısım dışında) ağzıma laf yapıştırmaya çalışman üzücü.
Bu arada ben hiçbir yerde bilimsel bir tartışmaya girdim demiyorum, yoksa alıntılar kaynak göstermeler içinde boğuluruz. Sadece kanıtlardan konuşacaksak, onların bilimsel olmasına dikkat edelim dedim.
a. dan z. ye kadar birader.. hiç açılma biraderim service açılmayacaksan..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.