Kim yapacak, kim yapacak diye düşünürken en korktuğum isim bu işe soyunmuş. Gazamız mübarek olsun. Fatih'i umarım Şahan oynamaz 😀
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=23159&p=2&rid=4369

Fatih Ürek olabilir, Fatih Terim olabilir...

İstanbul'un fethi sırasındaki haremin durumunu çekmekten öteye gitmez bence. : )

Biraz çıbanlık:

Neden istiyoruz abi ısrarla bir İstanbul'un Fethi filmini?
Yani müthiş bir Türklük propagandasının (kahramanlık öyküsünün) ötesinde nasıl bir şey sunulacak bu filmde?
("Amerikalılar yapıyor, biz de yapalım"ın ötesinde ya da.)
Ha çok ayrı bir bakışla anlatılırsa orasını bilemem.

Bir de başka soru:
Neden İstanbul'un "fethi" de işgali değil?
1920'de İngilizlerin yaptığına işgal diyoruz.
Çelişmiyor mu?
Ya ikisi de fetih, ya da ikisi de işgal.

Bence ikisi de işgal.

Biraz çıbanlık:

Neden istiyoruz abi ısrarla bir İstanbul'un Fethi filmini?
Yani müthiş bir Türklük propagandasının (kahramanlık öyküsünün) ötesinde nasıl bir şey sunulacak bu filmde?
("Amerikalılar yapıyor, biz de yapalım"ın ötesinde ya da.)
Ha çok ayrı bir bakışla anlatılırsa orasını bilemem.

Bir de başka soru:
Neden İstanbul'un "fethi" de işgali değil?
1920'de İngilizlerin yaptığına işgal diyoruz.
Çelişmiyor mu?
Ya ikisi de fetih, ya da ikisi de işgal.

Bence ikisi de işgal.

Tut ki karnım acıktı, kedimi yedim. Seninki o hesap...

Biraz çıbanlık:

Neden istiyoruz abi ısrarla bir İstanbul'un Fethi filmini?
Yani müthiş bir Türklük propagandasının (kahramanlık öyküsünün) ötesinde nasıl bir şey sunulacak bu filmde?
("Amerikalılar yapıyor, biz de yapalım"ın ötesinde ya da.)
Ha çok ayrı bir bakışla anlatılırsa orasını bilemem.

Bir de başka soru:
Neden İstanbul'un "fethi" de işgali değil?
1920'de İngilizlerin yaptığına işgal diyoruz.
Çelişmiyor mu?
Ya ikisi de fetih, ya da ikisi de işgal.

Bence ikisi de işgal.

Eğer ingilizler İstanbul'u ele geçirmiş olsalardı ve hala ellerinde tutuyor olsalardı bu fetih olurdu, ama kaybettikleri için işgal oldu. "Tarihi kazananlar yazar"ın bir başka versiyonu işte. Mesela şu an amerikalılar Ankara'yı ele geçirseler ve artık ankara hep onların olsa, sizlerde orada amerika altında yaşasanız bu fetih olurdu. Ama bu ele geçirmeyi püskürtürseniz ve Ankara yine bizde kalırsa amerikanın yaptığı işgal olmuş olur.

http://www.imdb.com/title/tt1286352/

2008'de Türk yönetmenleri ağırlamışlar.

Defalarcakez kuşatılıp alınamamış, kurulduğu günden beri bir kez fethedilen bir şehirden bahsediyoruz. 1920'de de kuşatılıp alınamamış olmasıda ayrı bir tartışma konusu değil yani... Alan adamı ve nasıl aldığını filme çekmek, bence türkçülükle alakalı bir durum değildir diye düşünüyorum.

...........................
Serhan Ada: 2000 yılında Jean Nouvel’la yaptığınız röportajda Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri için: “New York’un ruhunu en radikal biçim: dikey formda yansıttıyor, kuleler iki delikli kart (punch tape) gibi gözüküyor, birbirlerinin klonları. Şehrin bittiği yer ama çok iyi bir son oluşturuyor. Mimarisi hem bitiş olduğunu hem de bitişin başarıyla sonuçlandığını söylüyor.” demiştiniz. O zaman mimari çevrelerin buna tepkisi nasıl oldu?

Jean Baudrillard: Mimari çevreden bir tepki olmadı. Tek bildiğim Nouvel ya da kendini mimariden uzaklaştırmış, şişme deneysel mimari yapan bazı mimarların tepkisi oldu. Mimari çevreyle sürekli bağlantılarım yok, bu yüzden mimari çevreden direk bir yanıt, sonuç da yok. Mimari, nesnelerin küresel analizini elde eder. Gerçekte, ben her zaman mimari nesnelerin verdiği bir mimari algıya sahibim, daha başarılı olanlar ya da daha başarısız olanlar, daha çok ya da daha az tanımlanabilir nesneler gibi....
......................

http://www.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=13491

J.Baudrillard bu tuhaf ve karanlık yorumu, kuleler indirilmeden önce yapıyor, 2000 yılında.

Zaten Türk'lüğü övmekle alakalı bir istek değil fethin filmini çekme/görme isteği. Hollywood bin tane sikko efsaneden müthiş eserler ortaya çıkardı, elimizde sırf bu savaşa ait kesinliği neredeyse yüzde yüz olan bir dünya olay anlatılıyor. Bunları iyi bir şekilde canlandırmak çok heyecan verici.

Hiç unutmam Zeytinburnu'na Abdi ipekçi'de basket maçı izlemeye giderken Karşısında surlar vardır Edirnekapı falan diye geçer sıra sıra kapılar vardır. Görenler bilir kapılardan birinde duvara yapışmış kahverengi devasa bir top vardır. Neredeyse benim boyumda. Altında sarı bi tabela vardır şöyle yazar; "Fatih'in İstanbul'u alırken Sur kapısına isabet eden topu" saplanıp kalmış öyle duvarda. Dün de Erkan'a Fatih'in alınış anını karşı kıyıdan nasıl maç izler gibi kendini kaybederek izleyişini, atını sinirden devamlı sulara sürdüğünü falan anlatmıştım bak tesadüf oldu. Bunları görsek ya sinemada. İlla büyük patlamaları ordular falan demiyorum. Detaylarla da çok güzel film çıkar. Gemileri karadan yürütsünler tabi:D:D Gerçek olmasa da yapsınlar:D showbussiness 😀

İstanbul'un fethi ile ilgili en az on beş film çıkması lazım bence. Zottirik bir Vietnam savaşından ne başyapıtlar çıktı, o savaş ile bunu karşılaştırdığınız zaman aradaki fark tarih açısından inanılmaz boyutlarda zaten. Birincisi Fatih İstanbul'u alamasaydı tarih sahnesinde yoktu ki o Fatih dünya tarihi açısından gelmiş geçmiş en büyük on hükümdar arasındadır her şekilde. Osmanlının ise en büyüğüdür tartışmasız. E koskoca Osmanlı'nın en büyük hükümdarının var oluş mücadelesi sadece bir film yapar zaten.

Osmanlı'nın Roma İmparatorluğu'nun devamı haline gelmesi (Fatih'in vizyonu ile), Dünya tarihinde yeni bir çağın açılması, İstanbul'dan gidenlerin Avrupa'da Rönesans'a olan katkıları, tarih açısından çok büyük olaylar. Bunların başlangıcının filmi neden çekilmesin ki. Bence değişik açılardan 15 film çıkar rahat. Ama biz çekebilirmiyiz o ayrı tabi.

İstanbulun fethinin film olmasını en fazla isteyenlerdenimdir. Ama bu isteğimin milliyetçilikle falan hiç mi hiç ilgisi yok. Baştan sona İstanbulun fethi zaten devasa bir tarihi olgu. Sinemanın bu tarihi olguya nasıl hizmet edeceğini görmek isterdim. Olayı sıcağı sıcağına izlemek, siyasi entrikaları gerilimi görmek. İşin aksiyon tarafı tabii ki. Surların toplarla dövülmesi, gemilerin karadan geçirilmesi. Hep bunları görmek çok keyif verici olurdu benim için.

Ve.... Ve aslında tarafsız birileri çeksin isterdim. Mesela çok iyi bir film olmasa da Kingdom of Heaven'da Müslümanlar öyle cellat, kötü falan gibi çizilmemişlerdi. Ki Ridley Scott gayet Holivut filmi çekmişti bu örnekte.

İşin siyasi, politik, din'i, etnik taraflarını tarafsız çizerek fazla yorum getirmeyen, daha çok işin görsel güzelliğine odaklanan, iyi yönetilmiş bir film olarak çekilmesini çok isterim gerçekten.

Ben çeksem fatihin Karamanoğulları yörüklerinden fetih sırasında yardım isteyip, fetih sonrası onları şehre sokmamasını da işlerdim filmde. Sebebi ise biz yörükleri istanbul için kaba saba bulması ve sizler bu şehri bozarsınız deyip şehri zanaatçı ve sanatçı olan gayrimüslimlere teslim etmesi.

Eğer ben bir Osmanlı filmi çekecek olsam Anadolu'da katledilen milyonlarca yörük ve alevinin filmini çekerdim (özellikle yavuzun katlettikleri). Osmanlıyı Türk devleti zannedenlere de kapak niyetine izletirdim.

Türklere devredip yabancıları kovsaydı şehirden bu seferde kafa tascı olurdu Osmanlı. : )

Birde, eğer Anadolu, öncesindeki Şah İsmail'in yaptığı katliamlar, Yavuz döneminde işlenecekse, bence Yavuz'un katlettiği insanların gösterilmesinde bir sorun olmaz diye düşünüyorum. Osmanli'yı pek bir faşist gösterenlere, bu kısımları gösterirsek bence ortadaki yanlış anlaşılmaları gideririz. Kimseye bişe kapak olmak zorunda kalmaz, oturur filmi izleriz...

İşin siyasi, politik, din'i, etnik taraflarını tarafsız çizerek fazla yorum getirmeyen, daha çok işin görsel güzelliğine odaklanan, iyi yönetilmiş bir film olarak çekilmesini çok isterim gerçekten.

Bence Tony güzel çeker, ne dersin?

Valla baya bir kişiye kapak olur bence. Hatta kuşe kağıtlı kapak.

Ve ayrıca fethettiğin yerdeki yabancıları kovmak faşistlik olarak adlandırılmıyordu o dönemde ki çoğu bilim adamı, sanatçı ve zanaatçının buna rağmen avrupaya gitmesi de var. Kendi devletinin en yoğun ırkını köle olarak kullanmak ve tarihin değişik dönemlerinde katletmek faşistlik olarak kabul edilir benim dünya görüşümde.

Ben şahsen osmanlıları atam olarak görmüyorum. Hatta Türkiye'yi osmanlıdan kurtulmuş ve bağımsızlığını ilan etmiş bir ülke olarak görüyorum. Yıllarca kölesi olarak yer aldığımız bir imparatorluğu yüceltmeyi de hiçbir görüşe sığdıramıyorum kimse kusura bakmasın.