Forum

Haber Ajansı (FFHA)
 

[Sabit] Haber Ajansı (FFHA)

1,896 Gönderi
71 Üyeler
0 Reactions
266.6 K Görüntüleme
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Burak Göral demişti geçenlerde, bazı festivaller bazı kişileri benimser ve o sıraya göre ödüllendirir diye.

En iyi kısa> Uzunu festivale kabul edilir>Jüri Özel> En iyi yönetmen> En iyi film ve Jüri başkanlığı. Şimdi bir En iyi filmi kaldı NBC'nin.

Tüh be, tutturamadık.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 23/04/2009 10:55 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Park Chan-wook'un Oldboy ve Ben bir robotum ama sorun değil'den sonra ne yaptığını çok merak ediyorum.
Ben izlemek için Cannes'a bile gidebilirim o derece. Hele ki bir vampir filmi ve Park ikilisini düşündükçe rüyalarıma girdi.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 23/04/2009 11:16 pm
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Bir üst mesajda yazdığım şeyi neden tekrar yazma gerekği duydun ?
Cannes Festivali'ne Türkiye'den jüri

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, 62. Cannes Film Festivalinde jüri üyeliğine seçildi.

Festivalin organizasyon komitesi, bugün düzenlenen basın toplantısıyla, festivalde yarışacak filmleri ve jüri üyelerini açıkladı. Nuri Bilge Ceylan, geçen yıl ''Üç Maymun'' filmiyle en iyi yönetmen ödülünü kazanmıştı.

Festival, Peter Docter'in yarışma dışı gösterilecek ''La-haut" filmiyle açılacak, Jan Kouhehe'nin yine yarışma dışı gösterilecek "Coco Chanel et Igor Stravinsky" filmiyle sona erecek.

Cannes Film Festivalinde bu yıl "Altın Palmiye" için yarışacak 20 film ve yönetmenleri şunlar:

Broken Embraces, Pedro Almodovar (İspanya)
Fish Tank, Andrea Arnold (Britanya)
A Prophet, Jacques Audiard (France)
To Conquer, Marco Bellocchio (İtalya)
Bright Star, Jane Campion (Yeni Zelanda)
Map of the Sounds of Tokyo, Isabel Coixet (İspanya)
In the Beginning, Xavier Giannoli (Fransa)
The White Ribbon, Michael Haneke (Avusturya)
Taking Woodstock, Ang Lee (Tayvan)
Looking for Eric, Ken Loach (Britanya)
Spring Fever, Lou Ye (Çin)
Kinatay, Brillante Mendoza (Filipinler)
Enter the Void, Gaspar Noe (Fransa)
Thirst, Park Chan-wook (Güney Kore)
Wild Grasses, Alain Resnais (Fransa)
The Time That Remains, Elia Süleyman (Filistin)
Inglourious Basterds, Quentin Tarantino (ABD)
Vengeance, Johnnie To (Hong Kong)
Face, Tsai Ming-Liang (Malezya)
Antichrist, Lars von Trier (Danimarka)

 
Gönderildi : 24/04/2009 12:54 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Facebook'ta ne kadar güvendesiniz?

Facebook için geliştirilen uygulamaları yaratmak için basitçe web programcılığından anlamak yeterli. BBC de, Miner adında bir uygulama geliştirdi ve "bir oyun, quiz ya da günün şakası" gibi bir etikete büründürdü; bu haliyle BBC'nin bu uygulamayı geliştirmek için ayırdığı zaman 3 saati geçmedi. Ancak genel olarak bakıldığında, BBC'nin geliştirdiği bu uygulama, kullanıcıların kişisel bilgilerini ve arkadaş listesini toplamakla görevli. Uygulamayı kurduğunuzda, aksini söyleseniz bile, profilinize eklediğiniz için, bu uygulamaya profilinizdeki kişisel bilgileri daha baştan vermiş oluyorsunuz. Ancak güvenlik zaafı sizinle de sınırlı değil. Bu dikkatsizliğiniz yüzünden arkadaş listenizdeki kişilerin de güvenliğini riske atmış oluyorsunuz. Facebook üzerine kurulan pek çok uygulama, düzgün çalışmak için kişisel bilgilerinizi edinmeye çalışır ancak biz hangi uygulamanın kötü niyetle geliştirilip geliştirilmediğini ilk bakışta anlayamayız. Söz konusu uygulamayı kullanmıyor olsanız bile, uygulama sizin bilgilerinize erişim hakkını daha baştan aldığı için durum değişmiyor. Uygulamaların 3. parti sunucularda çalışmasından dolayı, Facebook'un bu uygulamaları kontrol etmesi oldukça güç.

Facebook güvenlik anlamında oldukça zayıf

Sonuç olarak asıl tartışılması gereken soru şu: Facebook, kimlik hırsızlığı konusunda yeteri kadar önlem alıyor mu? Portcullis Security Teknik Direktörü Paul Docherty, Facebook'un varsayılan ayarlarının değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak güvenliğin daha da sağlamlaştırılmasının önemli olduğunun altını çiziyor. Mevcut sistem üzerinde Facebook'un, kullanıcılarının güvenliğini sağlaması oldukça zor. Çünkü üçüncü parti yazılımların pek çoğu bu sirkülasyonda çalışıyor ve denetlenmesi o kadar kolay değil. Kısacası Facebook'un standart güvenlik ayarlarının, kullanıcıları kötü niyetli kişilerden koruma konusunda oldukça zayıf kaldığı ortada.

http://www.bilgiguvenligi.gov.tr/teknik-yazilar-kategorisi/sosyal-aglar-sinsi-digital-korsanlar.html

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 28/04/2009 7:50 pm
(@baco)
Gönderi: 0
 

Bence hiç de öyle değil. Kim kiminle arkadaş vs. gibi şeyler özel bilgiye giriyorsa zaten facebook kullanmıycan. Özel şeyleri (email şifre vs.) vermiyor zaten. Mesela 21 bin kullanıcısı olan bir uygulamam var bu güne kadar girdiğim banka hesabı yüzü geçmez 😛

- baço

 
Gönderildi : 28/04/2009 8:54 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Mahsun'un filmi Cannes a alınmamış.

http://kultur.sabah.com.tr/sin113-140-20090418-200.html

 
Gönderildi : 29/04/2009 2:55 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Filmde sığındığı ve sistemini övdüğü ülke Norveç değil Fransa olsaydı kesin alınırdı 😀

 
Gönderildi : 29/04/2009 2:57 am
(@ercane)
Gönderi: 0
 

İyi de gösterim yapan filmleri zaten kabul etmiyor adamlar.İlk gösterim cannes da olmak zorunda.. Haber niteliği bile yok. 😀

 
Gönderildi : 29/04/2009 2:58 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Haber de zaten "Cannes'da yarışabilmek için 1.5 ay geç gösterime giren" diye bir ibare var:D Ercüm hep bana denk gelion olm 😀

Bu arda haberin başlığına koptum Mahzunun hayaline cannes doğrandı!

 
Gönderildi : 29/04/2009 3:00 am
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Tamam da, Cannes daha yapılmadı, filmler yeni açıklandı ?

 
Gönderildi : 29/04/2009 3:01 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Fatih Özgüven / Radikal (24/04/2009)

... Ballard!

J.C. Ballard’ın öldüğünü dün öğrendik. Ballard doğrudan doğruya değil ama gizliden gizliye sinemayı ilgilendiren bir yazardı. Onun ölümüyle birlikte, beylik deyişle ‘bir devrin kapandığı’ hissine kapılmak bile mümkün. Ballard, soydaşı yazarlar olarak düşünülebilecek ve sinemanın son 20-30 yıldır konu ve fikir ödünç aldığı Philip K. Dick, William Gibson ve Asimov gibi yazarların belki de en ilginciydi. Doğrudan bir kurgu-bilim yazarı denemezdi ona, ama gelecekle ilgili fikirleri daima beklenmedik ve ilginçti.

…………………………………………

Tabii ki Ballard’ın başyapıtı ‘Çarpışma’dır, akıllıca bir Cronenberg filmi olan filminden çok daha iyi olan bir kitap. Ballard bu kitapta ele aldığı garip futuro-teknolojik konuyu ve temaları müthiş bir tasvir şehvetiyle anlatır. Bir yanıyla, ‘entel’ tabir edilebilecek Fransız yeni-roman yazarı Alain-Robbe Grillet’e yaraşır bir tasvir şehveti, ama tuhaflığıyla herhangi bir havaalanı kitapçısından kitap almış uçakta okumaya niyetlenen okuyucuyu da sarabilir. Sadece edebiyatta işleyebilir, ama üstünkörü sinemasal olmanın (hızlı, montaj gibi, parlak vb.) ötesinde duran yeni bir sinema tarifine de varır. Kameranın garip bir manzaranın üzerinde ağır ağır gezindiği, görünürde natüralist ama çok tuhaf bir ‘sinema’dır bu.

…………………………………………..

‘Hiç Borges okumamış birine onu anlatmak hiç portakal yememiş birine portakalı tarif etmeye benzer,’ buyurmuş Marquez. Ben de yakın tarihli otomobil filmimizi yâd ederek şöyle diyeyim; otomobilden anladıkları başkomutan ‘araba yapın’ buyurdu diye araba yapan bir garaj dolusu oğlanın üç-beş ışık yılı ötesinde durur J. C. Ballard. Okuyunuz, bu büyük yazarı siz de yâd ediniz.

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=932595&Yazar=FATİH ÖZGÜVEN&Date=29.04.2009&CategoryID=113

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 29/04/2009 8:58 pm
(@baco)
Gönderi: 0
 

http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/11531380.asp?gid=229

- baço

 
Gönderildi : 29/04/2009 11:37 pm
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

ben bu kitabı 17 im de okudum...neden okudum...nası okudum beni ona ne yönlendirdi...bilmiyorum...ondan sonra koptu galiba herşey...bir de f. özgüven üniversite de hocam olduğundan geçen derste ballard la ilgili konuşma yapmıştık...bütün bunların nedeni sinemayla alakalı olabilir mi? ben yoksa bütün herşeyimi en sonunda sinemaya mı bağladım? yoksa herşey bir tesadüf müdür?

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 30/04/2009 12:45 am
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Dünyada AIDS'e yakalanma oranı bir önceki yıla göre %47 düşmüş ve bu şimdiye kadar ki bir hastalıkta görülen en hızlı düşüşmüş. Bir arkadaşım söyledi, link ver dedim, bulamadı. Öyle bir haber olsun bu da.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 30/04/2009 3:00 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

ben bu kitabı 17 im de okudum...neden okudum...nası okudum beni ona ne yönlendirdi...bilmiyorum...ondan sonra koptu galiba herşey...bir de f. özgüven üniversite de hocam olduğundan geçen derste ballard la ilgili konuşma yapmıştık...bütün bunların nedeni sinemayla alakalı olabilir mi? ben yoksa bütün herşeyimi en sonunda sinemaya mı bağladım? yoksa herşey bir tesadüf müdür?

Çok şanslı adamsın. O ortamların havasını solumak bile insana bir şeyler katar, haksız mıyım? Benim edebiyat, sanat, felsefe hakkında hocalarımdan en son dinlediğim şey Ömer Seyfettin’in hikâyeleriydi. Sanırım ilkokul 4 veya 5’e gidiyordum.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 30/04/2009 6:19 pm
Sayfa 66 / 127
Paylaş: