Rourke değil ki o, o altta kaldı artık üstü plastik kaplama 😀

Küresel ısınmayı tetikleyen doğalgaz ve fosil yakıtlar çevrecilere saf değiştirtiyor. İngiltere’deki Yeşil lobi, ’daha çok nükleer santral’ için kampanya başlatırken, İtalya ise Çernobil kazası sonrası 1987’de bir referandumla kapattığı nükleer santralleri yeniden inşa etmek için Fransa ile anlaşma imzaladı.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/11077534.asp?gid=229

"Herşeyin olabildiğini gördüğün bir dünyada gün geçmez savunduklarına saldırırsın,saldırdıklarını savunursun. J.J. Rousseou "

Biyoyakıttan daha temizdir muhtemelen kontrol altında tutulduğunda.

Dün The Day The Earth Stood Still'i izledim harbiden gelip sıçacaklar ağzımıza bir gün "naapıyosunuz lan" diyerek. Kirlet, yoket, tüket nereye kadar be evladım. Kanser gibi girdiğimiz yeri tüketiyoruz. Enerji problemimiz çözülmeden de rahat oturacağımız yok. Erke'ye ne oldu, ondan ümitliydim ben.

🙁
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/anasayfa/11123624.asp?gid=229

🙁
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/anasayfa/11123624.asp?gid=229

Hadi be! 🙁

Şu bile yeter:

şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
bir asi rüzgar olsaydım olsaydım
arar bulur muydun beni beni
sahipsiz mezar olsaydım olsaydım.

şu yangında har olsaydım olsaydım
ağlayıp bizar olsaydım olsaydım
belki yaslanırdın bana bana
mahpusta duvar olsaydım olsaydım.

şu bozkırda han olsaydım olsaydım
yıkık perişan olsaydım olsaydım
yine sever miydin beni beni
simsiyah duman olsaydım olsaydım.

şu yarada kan olsaydım olsaydım
dökülüp ziyan olsaydım olsaydım
bu dünyada yerim yokmuş yokmuş
keşke bir yalan olsaydım olsaydım.

abi kofti anarşist gençlik yıllarımın tüm aşklarını bu adamın ve yılmaz odabaşı'nın sözleriyle dile getirdim ben. Bir nevi umut sarıkaya karikatürlerinde ergen vakalarından biriydi benimki ama güzeldi. başımız sağolsun. ben şu dizeleriyle selamlıyorum kendisini;

"yani sen şimdi gittin, yani yoksun..
yani bir daha olmayacak mısın?"

http://uk.news.yahoo.com/4/20090305/video/vwl-man-survives-after-being-hit-by-truc-15af341.html

Kenardan haberi okumadan önce izlerken önce bir rahatladım, demek ki kaza sonrası cesedi yerinden kaldıracak kadar cahil ve salak olan tek halk Türkler değil dedim. Meğer olay Mersin'de olmuş.. Yine bir hüzün kapladı içimi.. Her şeye rağmen adam kurtulmuş, geçmiş olsun.

Adamı kaldırmadılar ki, şöyle bir baktı sadece. Ama çok feci kaza resmen yapacak hiç bir şey yok (hiç bir şey böyle mi yazılıyordu?)

Adamı kaldırmadılar ki, şöyle bir baktı sadece. Ama çok feci kaza resmen yapacak hiç bir şey yok (hiç bir şey böyle mi yazılıyordu?)

hiçbir şey.

"şey", "birşey" dışında hep ayrı yazılıyor sanırım.

Bak bak, sonra artık felç mi olur ölür mü adam.. Kaza geçirmiş birine uzman olmadığınız takdirde dokunmamanız gerekir, dokunduğunuz anda 10 kat beter bir duruma sokabilirsiniz o kişiyi.. Baygın durumdaki birinde kontrol etmeniz gereken tek yeri dilidir, dilini yutmasını engelleyip uzman kişilerin gelmesini beklersiniz.. Yapılması gereken budur da bizim Türkler arabadan adam falan çıkarır, kırık olmayan kemikleri kırar, sapa sağlam adamı ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm eder.. Ha dokunduğunuz anda adam gitti diye bir şey yok, riskli bir harekettir ve yapılmaması gerekir, onu diyorum sadece.

Şey her zaman ayrı yazılır. Bir şey dahil.

Sanki bir şey istisna diye hatırladım da, yanılıyormuşum.

İyi de adamın kanaması varsa tampon yapılması lazım, dediğin gibi yan çevrilmesi lazım, nefes alması durdursa suni teneffüs hatta kalbi durduysa kalp masajı vs... İlk yardım diye bişiy var ayol...

İlkyardımı da yapmayı bilen kişinin yapması lazım işte, öyle adamı montundan kaldırıp oynatmakla, arabadan dövermiş gibi çıkartmakla ilk yardım olmaz..

Ben zaten düzgün yapılmadığı zamandan bahsediyorum. İşini bilen biri gelene kadar beklenmeli, onu söylüyorum, ilk yardım bilmiyorsan ne uğraşıyorsun adamla..

Bak sana bir olay anlatıyım. Bundan 4-5 yıl önce sıkı bir kar yağmıştı İstanbula. O zaman eve geliyorum, bir sokağa girdim köşeyi döndüm bir baktım yerde bir adam kanlar içinde. Yerde debeleniyor. Yanına gittim hemen, adamın gözü çıkmış yerde kanlar içinde suratı ve hırıldıyor. Son anları yani. Etrafa baktım nasıl oldu yani biri falan mı diye, kaldırım taşının tam kenarında kan izi vardı, adam muhtemelen elleri cebinde yürürken kaymış ve tam gözü kaldırım taşının kenarına gelmiş. Neyse adamın yüzü gözü komple kan zaten birisi daha geldi yanıma, hemen yan çevirdik, sanırım dili boğazına kaçmıştı o düzeldi hırıldaması durdu. Neyse 112'yi aradım hemen, çıkan kişiye dedim burda bir adam var feci şekilde düşmüş, kanlar içinde falan. Kadın bana demez mi "her karda düşene ambulans mı yollıycaz" küt kapattı! Tekrar aradım bir daha kapattı. 3. kez aradım ama adam yerde gözümüzün önünde ölüyor, kan kaybetmiş şokta. 112'deki kadın bana fırçöa atıyor bariz, ya diyorum adam ölüyor, siz kimsiniz diyorum küt geri kapatıyor. Neyse yoldan geçen bir arabayı durdurduk, arka koltuğa gazete serdik her yeri kan çünkü. Bu sefer de arabanın şöförü birisi benle gelsin ben tek gitmem dedim. Ben çarptım sanırlar falan. Ulen benim de o zaman askerlik tecil işi yaş, gidip de dönmemek var 😀 Sen git ben gideyim derken ordan geçen bir adam ben giderim ulen dedi o bindir gittiler. Gerisini bilmiyorum...