Çok güzel bir haber var.
Metin Erksan'ın Susuz Yaz'ı bu sene Cannes'a seçildi. Kaç küsür filmin içinden seçildiğini bilmiyorum ama çok önemli bir haber bu.
Bununla ilintili asıl bomba haber ise şu;
Başında Martin Scorsese'in bulunduğu Dünya Sinema Vakfı Susuz Yaz'ın orjinallerini bulup müthiş imkanlarla donatılmış labrotuarlarında filmi uzun uğraşlarla neredeyse dün çekilmiş gibi gıcır gıcır bir hale getirmişler. Bunun izni için Scorsese birebir olarak Erksan ile iletişime geçmiş. Bu ustaya belkide son demlerinde inanılmaz bir armağan olmuştur herhalde.
Cannes'da ki gösterime katılan Hülya Koçyiğit kendi 16 yaşındaki halini 45 sene sonra gıcır gıcır bir görüntüde izleyince şok olmuş tabi.
Burada değinilmesi gereken asıl konu ise Türkiye'de Erksan bu filmini hiç bir şekilde oynatamadı yasaklandı ama o dönem Berlin'de Altın Ayı, 45 sene sonra Cannes'da özel gösterim aldı(Y.Güney filmleri gibi). Buyrun buradan yakın.
Metin Erksan ile filmin hem yapımcısı hem de oyuncusu olan Ulvi Doğan arasındaki kavga nedeniyle, Erksan'ın pek de mutlu olduğunu sanmıyorum. Zaten gösterime de gitmemiş ve "Scorsese ile Akın'a" teşekkür eden bir mesaj göndermiş.
Bilmiyorum biliyor musunuz, bu film zamanında, Ulvi Doğan'ın ek çekimleriyle bir porno film olarak piyasaya verilmiştir. Erksan da filmini bu hâle getiren Doğan'a ateş püskürüp adını filmden çekmişti. Ulvi Doğan'ın röportajında, filmin, Almanlar tarafından Erksan'ın komünistliği nedeniyle yayınlanmayacağı uyarısına karşılık, Erksan'ın ilk adıyla çıkarıldığını söylüyor ama ben bu olayı başka şekilde biliyorum. Neyse, yanlış aksettirilmiş de olabilir. Susuz Yaz'ın, ne yazık ki böyle kötü bir geçmişi de vardır.
Yok yok o konu gerçek. Böyle bir şey yaşanmış.
Un Certain Regard isimli bölümünün jüri başkanı Fatih Akın bizzat kendi götürdü merkeze,açılış konuşmasını da yaptı filmin festivalde.
Benim anlamadığım bu olay olalı bayağı bi oldu hatta ben bunu forumda bir yerlerde duyurmuştum ama bulamadım şimdi, sen niye heyecan yaptın çözemedim 🙂
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Nuri Bilge Ceylan en iyi yönetmen ödülü aldı 🙂
nuri bilge ödülünü alırken buradan eyleme sesleniyorum bu ödülüm tutkuyla baglı oldugum ülkeme gelsin dedi. hehehe
Ula ben herhangi bir zamanda NBC'nin Türklüğüne laf mı dedim? Ben film sermayesinden, ekonomiden bahsediyorum her zaman, yoksa NBC ve filmlerine hiçbir lafım olmaz.. Haneke Funny Games'i Amerika'da tekrar çekti diye Alman olmuyor mu? Oluyor, ama filmi Amerikan.. Olay bundan ibaret..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Sydney Pollack'ı kaybettik. 73 yaşında kansere yenik düştü.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
hadi ya.
Allah Sidney Lumet'i korusun o zaman 🙂
Çarşı kendini feshetti.. Evet, Beşiktaş-Çarşı'dan bahsediyorum.
http://www.ntvspor.net/Pages/24244.ASP
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
[maximusun haberi buraya taşınmıştır.]
Tüm zamanların en iyi yönetmenleri arasında yer alan gerilim ustası Alfred Hitchock'un psikopat olduğu ileri sürüldü."The Dark Side of Genious:The Life of Alfred Hitchook" adlı kitabın yazarı Donald Spoto'nun iddiasına göre Hitchook,170 kilo ağırlığındaydı ve seks yapamıyordu.Bu nedenle,yönettiği filmlerin yıldızı olan güzel kadınlara,neredeyse işkence derecesine varan türden davranışlarda bulunurdu.Bu kadınlar arasında Grace Kelly,Janet Leigh,Kim Novak ve Tippi Hedren vardı.
Spoto,iddialarını çeşitli kişiler ile yaptığı söyleşilere dayandırıyor.Örneğin Hitchook'un "Bu kadınların,o hanımefendi görünümlerini dağıtmak kadar hiçbirşey hoşuma gitmiyor" ifadesi,kitapta yer aldı.Hitchook "The 39 Steps" filmi çekilirken,aktris Madeleine Carol'u erkek başoyuncu ile kelepçeledi ve sonra "Anahtarı kaybettim" dedi.
Janet Leigh'in "Sapık" filmindeki duş sahnesi 6 günde çekildi.Kim Novak ise Alfred Hitchook'un tam bir saplantısı haline geldi ve çekimlerde yanından ayrılmasına izin vermedi."Kuşlar" filminin yıldızı Tippi Hedren ise,Hitchook için,"Yediğimi ve içtiğimi denetlemeye başladı ve cinsel arzularımu tatmin etmemi istedi.Bu benim için her şeyi bitirdi" dedi.
Kasım Cindemir/Washington
170 kg içinde kaybetmiştir adam pip35 ini naapsın 😀
170 kg içinde kaybetmiştir adam pip35 ini naapsın 😀
komik???!!!
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Sadece Hitchcock değil, onun gibi efsane sanatçıların neredeyse hepsi sorunlu. Sorunlu olmayan adam sanatçı olamaz zaten bu kadar da net konuşurum.(Gerçi sorunlu nedir o da tartışma konusu ama normalin dışında diyerek geçiştireyim şimdilik!) Htichcock'un kadınlarla sorunlu olduğunu anlamak için zaten bu tarz hikayelere gerek yok, filmlerindeki kadın imajlarına bakmak yeterli. (Özellikle Birds ve Psycho) kitabı yazan eleman, o çok bildiğimiz sorunu "pop" ifadelere döküp para kazanmayı tercih etmiş. Ama bu mevzunun çok daha derinlikli incelemeleri var. Mesela Robin wood'un Hitchcock sineması isimli kitabında Hitchcock feminizm çerçevesinde yorumladığı bölümler var. Böyle spekülatif haberlerin hiçbir değeri yok benim gözümde. Her şey açık zaten. Kadın figürü, Hitchcock sinemasında bir aşağılanma nesnesidir. Fakat bu Hitchcock'un filmlerini bir hayli besleyen bi öğedir.