Bu ara forumda o kadar iç karartıcı komplo teorileri konuşuluyorki bende pembe gözlüklerle bakan biri olarak youtubede karşılaştıgım kısa filmi koyayım dedim. kim yaptıysa eline saglık fena degil. ögrenci işi oldugu belli oluyor gerçi. Sanırım sitedeki HÜKÜM filmi ile aynı ekip buyrun.
Eyvallah be abi, tam benlik filmdi yahuu, iyi geldi, saolasın..
Önceden izlemiştim bu filmi..Özellikle müziği çok güzel..
Tarafımdan bir çok kişiye de izletilmiştir..Burda da olması güzel..
Paylaşım için teşekkürler..
Hem de bu müziği hatırlattığın için 🙂
"Suuu soğuk suuu"
Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.
Bu tür niye bu kadar çok kısa var.Hepsinin konusu aynı.
Suu soğuk suu, diyerekten acıtasyon yeah!
*our AC-130 in the air
Bunları hep o ciddi komplo teorisi dediğin yazılarda "ehhe bohr var daha bohr" diye iyimserliğe kapılan insanlar diye betimlediğim tiplemeyi senden çaldığım için yapıyorsun di mi?
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bu tür niye bu kadar çok kısa var.Hepsinin konusu aynı.
Suu soğuk suu, diyerekten acıtasyon yeah!
Buna acayip katılıyorum.
Mutluluk dalgasının para aracılığıyla yayılıyor
olması da dikkat çekilmesi gereken bir nokta.
Bir de elemana taktım, resmen telefon bekliyormuş.
Ne trip kaldı, ne bunalım, ne rakı...
"Özür diledi, tamam"
Keşke bu kadar kolay olsa her şey...
çekimler bizim evin önünde yapılmış benim haberim yok. ilk kızın oturduğu yer göztepe sahili sonra konak ve teyzenin oturduğu yer olarak kadifekale gösterilmiş. bence güzel bir film olmuş hepaya katılmıyorum
güzel bir kısa ama ben bu kadar iyimser olamayacağım maalesef..
bende "abartılı reklam filmi" tadı bıraktı braz..
"Söz gider, yazı kalır... Aha bunu da buraya yazıyorum..."
ehe bu arada geçenlerde deü sinema topluluğu beni toplantılarına çağırdılar sağolsun ama bu 16:9 topluluğu ile ilgili bişi sölemediler yoksa bunlar aynı şey mi? :S
Şimdi evin önünde çekildi diye katılmamak olmaz hepaya:P
Bana değil ya filme katılıp katılmayın.
Bu tür çok para transferleri olan film var.Yaşlı teyze, sucu çocuk gibi vicdan azabı çektirebilecek tipler ile teyzelerin mendillerine sarılması sağlanır her zaman.Ekranda iyi gerçekten iyi ağlayan bir aktöre sende ağlarsın.Hani bi sahne vardır Neşeli Günler'de Şener Şen eve girer Küçük Evi izliyorlardır, izlemeye başlar ve ağlar.
Ben duygu sömürüsünden nefret etmişimdir bu güne kadar.
Filmin çekimleri oldukça güzel, ama hikaye bir deneme olarak kalacaktır her zaman kısa film yerine.
*our AC-130 in the air
Bana iyimserlik ya da naiflik duygusu vermek için planlanmış; bu planın masa üstünde yaratıldığını sonuna kadar hissettiren ve sırf bu sebeple de bütün enerjimi söküp çalan bir film olmuş. Masumluğu ve güzelliği anlatmak için küçük kızları kullanmanın, fakirin mutluluğunu parayla etle göstermenin, "anaç"lığı "anne"yle vermenin eskimişliği, gözümüze sokulmuşluğu ve sanki yepyeni bir icat, bulunmaz bir anlatıymış gibi "zoom"lanması, salt bir kısa film olarak değil; bir öykü bir hayat bilgisi bir yaşam olarak da inanılmaz tekdüze ve ajitatif. İçimizden hangimiz, o çocuğun o sofraya oturacağını tahmin etmedi? Kamera bile buna hazırlanırken o kadar cimriydi ki, yaptığı son panda annenin arkasından dolaştı, mendile yakın plan verdi, sarılan ve sonuna kadar gülen ağızlara ağlak bir zoom ve rüzgârı kendinden menkul usul bir müzikle bizi yerle yeksan, tarûmar etti!
Bu dairesellikle, bu iç rahatlamasıyla mı mutlu oluyor, gülümsüyoruz biz? Bu kadar kodlandık mı? Para bize bunu yaptı mı gerçekten?
Filmin sonunda ithaf yazısı yerine siyah fonda yeşil yoncayla "Başka bir arzunuz?" yazsaydı, çok daha az eleştiri yapardım.
Bayramlardan önce sıklıkla yayımlanan kent şekerleme reklamlarına dönmüş olay. Resmen içim sıkılarak izledim. Oturur yorumlardım ama değer mi bilmiyorum. Hiç değilse 4 iyilikte varılmasaydı da biraz karmaşık bir kurgu izlenseydi. O zaman biraz olsun izlenirliği olurdu. Şipşak olmuş bu haliyle.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Çok sinirlendim filmi izleyince, benim yorumum biraz küfürlü olduğu için kendime saklıyorum. ali.ünal'ın dediklerine katılayım en azından, içimde kalmasın.
filmin ana temasi 'organize isler' sanirim. yani sabah mendil ver aksama 20 ytl lik ciger olarak geri donsun. super bir organizasyon olmus.boyle cete sistemi guzel bir dusunce. tabi saka bir yana oyle yerin dibine sokulacak yada ovulecek bir yapim degil.bunu turkuculer yapinca 'adam yapmis turkucu diye asagilamayin' denir,milyon dolarlik adam yapinca ' kostek olmayin' deniyorsa o zaman kisa filmci yapinca niye kufredelim. turkiyede izleyicinin nasil elde tutulacaginin en buyuk formulu bu.girin youtube yorumlarina bakin cogunluk 'duygulandim,agladim,metamorfoz gecirdim' gibi seyler.mesela o seker reklamina da turkiyede pekcok kisi aglamis hatta huzurevleri o bayram daha cok ziyaretci cekmisti. kisacasi ne desem bos,gideyim jidlo yu yeniden seyredeyim ben.
Benim izlediğim başka bir film miydi yahuu, bunca olumsuz eleştiriyi hakedecek bir film değil ki bu. Ne demek insanoğlu yalnızca paraya mı medet umar oldu,bunu sorgulamak dahi abuk, öyle değil mi yahu, her şey para denilen ama hepimizin her defasında lanet okuduğumuz ama vazgeçemediğimiz o şey için yapılmıyor mu? Bir çoğumuz para kazanmak için hiç istemediğimiz bölümlerde okumuyor muyuz, bu ülke insanının büyük çoğunlu hiç sevmediği bir işte çalışmıyor mu? Ne için tüm bunlar, bu başarısızlığımız ne için ,para için değil mi?Başka bir başlıkta tartıştığımız petrol meselesi hatta daha mühimi ilaç meselesi, kanserin tedavisi bulunduğu için sırf ilaç firmaları rant sağlasın diye yüzbinlerce insan ölüme terkedilmiyor mu bu dünya da para için. Şimdi, bir miktar paranın tesadüf eseri küçücük ama hala bozulmamış mendili bile para için değilde aç kalmamak için satan ve hatta işini severek yapan masum bir çocuğun evine yemek olarak geri dönmesini anlatan masum bir filmi nasıl olurda böyle acımasızca eleştiririz.Gözlerimizi kapatmayalım her gün sokaklara da gerçekten bu filmde ki gibi yaşamaya çalışan insanları görmüyor muyuz.. Ajitasyondur deyip işin içinden çıkmamak gerek. Her gece, duraklarda otobüsünüze binereken yanınıza mendil satmak için gelen küçük çocuklar için neler yapacağınızı onalrı nasıl kurtarabileceğinizi düşünelim, bu filmden size bu kalmıyor ve yalnızca ajitasyon deyip geçitiriyorsanız, bence artık kendinizle hesaplaşın..Artık öyle yüreklerimiz sertleşti ki yolda gözümüzün önünde olan olaylara dahi duyarsız kalıyoruz, yanımızda biri düşüp ölse elmizi bile sürmüyoruz.
Filmi izlediğimde, sırf başkaları ferrarilere binsin sırf birileri trilyonluk evlerde otursun, sırf birileri milyarlık bilgisayarlar kullanabilsin diye bu hayatta savunmasız kalmış belki de tek suçu fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmak olmuş insanları böylesi kötü durumda hayatlarını sürdürmek zorunda bırakmış biz insanları düşündüm, en çok bunu düşündüm.Sizlerin söylediği gibi, küçük kız çocuğunun masumluğu, gönlünün bolluğu ya da ayda yılda bir eve et girdiği gibi gerçeklerin bir duygu sömürüsü olduğu aklıma gelmedi arkadaşlar. Aslında bu filmden paranın insanoğlunu nasıl da sefilleştirdiği yorumunu da çıkarabilirdik. Tamam pekala; parayı, ajitasyon yapıyor dediğiniz bu film de kullanıyor ama inanın hepimiz kadar, bunu yadırgamak nerden çıkıyor, kim silebilir parayı tabi ki kimse.Bunun ülkemizda hatta dünya da insanoğlunun geldiği son sınır olarak görüyorum.Artık yüreğimiz taş gibi oldu işte bu yüzden bizler şiddete meyilli yaratıklar olduk, çok değil az bir zaman sonra ajitasyon diye ağlamayacağız bile, oysa ağlamak en az gülmek kadar güzeldir..