Öncelikle ben bu adamdan özür dilemek istiyorum. Uykusuz ilk yayımlanmaya başladığında hiç sevememiştim ve hatta yazmasın demiştim bir başlıkta. Bir kaç arkadaş da bana destek vermişti. Şimdi çok pişmanım. Dergiyi elime alır almaz artık ilk bu adamı okuyorum ben. Çok sinematografik bir anlatımı var. Artık Umut Sarıkaya bile bana haz vermemeye başladı. Varsa yoksa Fırat Budacı. Bulduğu ya da yazdığı format diyelim, çok yaratıcı.
Sevgili Fırat, senden özür diliyorum. Çok iyi yazıyorsun. Hep yaz.
Kerimen mordevrim.
Not: Şaka lan şaka. Erkeğim ben. Kerimen değilim. Espri o.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
e benden de özür dilicen o zaman.
Ne oldu yav. Ben o zamandan beri bu adamı hiç okumadım ama hala okuyacağımı düşünmüyorum. Yoksa evrim gerçek mi? Evrim mi geçirdi o arkadaş?
Bence oku payi. Adamda sinematografiyi sen de farkedeceksin.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Harika yazıyor. Ama bir de şöyle bir travma yaşatabiliyor:
Fırat Budacı'yı seven ve bu sevgisini herkesle paylaşmak isteyen iyi niyetli, temiz kalpli okur, eline Uykusuz'un bir sayısını alıp Fırat Budacı'ya ait köşeyi katlamış ve okunmaya hazır hale getirmiş olarak yakın çevresine baskı yapmaya başlar. Fakat o çok sevdiği ve herkesin de aynı şekilde seveceğine emin olduğu köşe ve yazarı hakkında aldığı bir kaç "bu ne lan" yorumundan sonra doğal olarak hayalkırıklığı yaşar.
Sonuç olarak herkes sevmiyor. (muş) 😀
Abi forum baya baya özür dileme alanı oldu 😀 yakında desti izdivaç olayıda başlıcak :D:D:D:D Ben de herkesten özür diliyorum geri kalmayım :D:D:D
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!Toprak bakır gök bakır.Haykır güneşi içenlerin türküsünü,hay-kır haykıralım!