Düşündüğüm şey şu. Mesela dünyanın en tepesinde 1.000 kişi var ve bu kişiler daha önce dediğim gibi klonlama yöntemiyle vücutlarındaki her doku ve organı üretebiliyorlar. Ve elbette bu organları yenileyip daha uzun bir hayata sahip olabiliyorlar (zaten herkesin 70 yıl yaşadığı bir dünyada savaşlar vs. çıkarılmaz, paraya bu kadar tapılmaz, uğraşılmaz). Ben birilerinin bu yarı ölümsüzlüğü keşfettiğine gerçekten inanıyorum.

Ve bu kişilerin artık 6 milyar tane köleye ihtiyacı kalmadı. Adamlar hem yüklerini tuttular, hem de bana göre (biz farkında olmasak da) çok daha ileri bir teknolojik seviyeye ulaştılar. Adamların şu an tek derdi dünyanın daha fazla yok olmaması artık.

Şu an bu adamların biyolojik bir silahla 6 milyar insanı zehirleyip öldürdüğünü düşünün. Dünya tekrardan cennet haline 20-30 sende kavuşur (hatta bir belgesel vardı bununla ilgili). Adamların elinde zaten tarıma ait, hayvancılığa ait her bilgi var. Bomboş ve zarı dikilmiş bakir bir dünya var ellerinde (aynen bu tabirle).

O 1.000 kişi elbette yine üreyecek, dünyanın nüfusu yine elbette milyonlara çıkacak ama bu sefer ellerindeki yeterli birikim ve teknolojiyle bu sefer çok daha dengeli gidecekler. Peki neden?

Şu an dünyadaki 6 milyar insanın bilinçlendirilmesi çok zor da o yüzden. Dünyayı asla kurtaramayız artık bilinçlendirme çabalarıyla. Ancak ve ancak bu 6 milyar insan dünya üzerinden silinerek kurtarılabilir.

Kısaca demem o ki; bir şekilde dünya yönetiminin yüz yıllarca kölesi olarak çalışan ve onlara (artık kaç trilyonsa) yeterince artı değer üreten, teknolojik gelişmeleri finanse eden ve o yönetimi bir nevi yarı ölümsüz hale getiren bu 6 milyar hamam böceği (hamam böceği nitelemesi yapılır hep ama aslında hamam böcekleri dünyanın en yaşlı hayvanlarıdır. Milyonlarca yıldır evrim geçirmeden kalabilen tek canlılardır. İronik oldu biraz) 2012 fenomeni sayesinde bir şekilde temizlenecek ve dünya kurtarılacak.

Aklıma gelen tek teori bu benim. Hadi bu olmadı diyelim, dünya zaten bir yarım yüzyıl içinde dengesi bozulduğu için doğal afetler yüzünden çökecek. Belki 2012'ye sığınmazlar. Çünkü zaten herkes ölecekse bir şeye sığınmak anlamsız kaçıyor. Ama her ne olursa olsun ben bu kalabalığın bir şekilde yok edileceğine en az kendim kadar inanıyorum.

Ya o 6 milyarlık sayıyı biraz düşürsek 1000 kişiyi de azıcık arttırsak, Eyüp'e tamamen katılacağım.
Yani dünyanın tamamen temizlenmesi değil de, bir kısmının tamamen temizlenmesinden bahsediyorum.
İşgücüne her zaman ihtiyaç duyulacak gibi geliyor.
Ha bunu gerçekleştirecek şey 2012 midir nedir bilmiyorum ama, bir savaş ya da salgın olabilir.

Ya o 6 milyarlık sayıyı biraz düşürsek 1000 kişiyi de azıcık arttırsak, Eyüp'e tamamen katılacağım.
Yani dünyanın tamamen temizlenmesi değil de, bir kısmının tamamen temizlenmesinden bahsediyorum.
İşgücüne her zaman ihtiyaç duyulacak gibi geliyor.
Ha bunu gerçekleştirecek şey 2012 midir nedir bilmiyorum ama, bir savaş ya da salgın olabilir.

Zaten 2012'den bahsetmiyoruz abi. Bir savaş ya da salgından bahsediyoruz. Geride insan kalacaksa o insanların şüphelenmemesi için bu birileri tarafından bilerek yapılan salgını, kıyameti artık her neyseyi 2012ye bağlamaktan bahsediyorum. Konu da oradan açıldı ilk. Yani kezzap dünyaya bir salgın yayacak ve ben yapmadım abi diyecek, 2012 yüzünden oldu, mayalar şey etti diyecek. Bu yani olay;)

Eyüp'ün hipotezi korkutucu bir aşamaya varıyor, benim açımdan.
o yüzden bireysel silahlanmayı ciddi ciddi düşünmeye başlıyacağım 🙂
gerçi dandik bir 38'likle biyolojik silaha nasıl karşı konur hiç bir bilgim yok ama olsun yine de. önlem önlemdir 🙂

Dude gibi megatronik bir silah tasarlayabilecek kapasitemiz yok.

ikinci bir şık da şu 1000 kişiden olabileceğini tahmin edebildiğim kişilere bundan sonra biraz daha iyi davranmak. "sağlığınıza duacıyım efendim" hesabı. ne olur ne olmaz.
(bakkal Sulhi abi kesin onlardan biri değildir. onu geç. terzi celal ? geç... )
🙂

Aslında Kezzap'ın da dediği gibi daha fazla insan kalabilir dünyada. Mesela 2-3 milyon kişi. Ve yönetimdekiler bu kişileri yine köle olarak kullanmak için (ki bu kölelik günümüzdeki gibi ekonomik bir kölelik değil, daha çok makinelerin işletimi için) 2012yi kullanacaklar gibime geliyor. Yani yeni bir din oluşturmak için 2012yi ve kendi elleriyle yarattıkları kıyameti kullanacaklar.

Dünyada kalan 2-3 milyon kişi kıyamet sonrası yaratılan yeni dine inanacak ve bu kişilerin kölesi olacak. Ve çoğalmalarına da izin verilmeyecek, nüfus sürekli sabit tutulacak. Ta ki bu sayıya gerek kalmayana kadar.

Yeni bir din derken, ortalık o kadar fazla spiritüalizmle kafayı bozmuş ki, bana sanki yavaştan 2012 dininin temelleri atılıyor gibime geliyor. Bir yandan da lan olabilir mi diyorum. Maya takviminde 3661 yıllık bir döngüden söz ediliyor. yani en son kıyamet m.ö. 1650 yılında kopmuş. O tarihi incelediğimizde bir çok garip olay var (eve gidince aldığım notlardan bu olayları buraya yazacağım).

Ama bir yandan da dünyanın bu hale gelmesine dinler sebep olmuş. Gerçi ilk büyük din olan ve diğer dinlerin esinlendiği din olan musevilik de bu tarihlerde ortaya çıkmış. Diğer dinler ise m.s. 325teki iznik konsülüyle eski hristiyanlığı tamam silip yeni bir din yaratılması ve ardından m.s. 500de geçmişe ait tüm bilgilerin toplandığı iskenderiye kütüphanesinin yakılması ile yavaştan kendilerine mecra bulmuşlar.

E bilgi olmayınca da sadece zihinlerde yer alan bilgiler yeni dinler kurmak için gerekli ortamı hazırlamış.

Şimdi 3661 yıllık döngü tamam hale geliyor. (bir de şu "7" rakamı var. 3661 yıl 523er yıllık 7 bölümden oluşuyor, ki 7 her zaman dinler için önemli bir rakam olmuştur. En son 1489 yılına gidiyoruz bu rakamla. Amerikanın keşfine ve yeni dünya düzeninin ilktohumunun atılması yıllarına.) Tabi numerolojiyle her şeye ulaşmak mümkün.

Neyse, yazdıkça konu dağılıyor ve bir sürü teori ortaya çıkıyor. Çünkü bir türlü anlamlandıramıyoruz şu "yok"tan var oluşumuzu.

Valla teorin fena değil gibi duruyordu da son yazdıklarından sonra biraz soğudum ve mantıksız bulmaya başladım.

Birincisi insanlık şu an tamamıyla yer yüzünden silinse, tamamen ama, bıraktığı izlerin silinmesi 1 milyon yıldan uzun sürecek. Doğa her zaman kendini tamir eder, yaşadığımız küresel ısınmanın daha büyük halleri bundan önce yaşandı, bunlar doğal döngüler. Biz sadece bunu hızlandırıyoruz, dünyada ilk kez hayvanların nesli tükenmiyor, biz daha anca en büyük 3. nesil tükenen dönemde yaşıyoruz. Biz sadece dünyayı kendimiz için yaşanmaz bir hale getirdiğimiz için bu kadar 3,5 atıyoruz aslında. Dünyanın iyileşmesi öyle 20 30 yılda olacak iş değil yani. Dünya yaşı ile insan yaşını bir tutmamak gerek, Türkiye dediğimiz coğrafyanın oluşması 10 milyon yıldan uzun sürmüş, 20 30 yıl laf değil ki. Tabii ben çok güçük bir yeri cımbızla çektim de dur, gerisine gelelim.

Adamların şu an tek derdi dünyanın daha fazla yok olmaması artık.
Şu bana çok saçma bir sav gibi geldi yani dünyadaki pek çok dinamiği ve olayı direk görmezden gelerek yüzeysel bir tüme varım yapmışsın gibime geldi. Eğer cidden o kadar kontrole sahip kişiler varsa (Yeni Dünya Düzeni teorileri giriyor devreye burada) amaçlarının bu olacağına inanmıyorum. Zira yukarıda da dediğim gibi iyileşmiş bir dünya görebilmek anca 10 15 nesil sonrasına nasip olacak. Ha 30 yılda fark olmaz mı? Tabii ki olur, sigari tiryakisi bir adam 1 hafta sigara içmeyince dahi nefesi açılır, ama ciğerleri asla temizlenmez.

Daha yazacaktım da az önce uyandım, unuttum hep ne yazacağımı.. Neyse bence elini yokuşa sürdün mordevrim, desteklemiyorum seni artık 🙂

Teori güzel ama fantastik boyutu ağır kaçmış biraz. Dünyayı yöneten insanlar dediğimiz şey aslında büyük şirketler. Bunlar da gizli saklı falan değil zaten, aleni hepsi ortada. Bu şirketlerin sahiplerinin oluşturduğu birlikler de var teşkilatlanma için diyelim. Hatta Türkiye'den bir üyesi olan bir birlik var misal Amerikanya'da. Ama bu zenginlik ve çıkar insanları arasında gruplaşma olmadığını söylemek, sadece bir grup olduğunu düşünmek biraz fantastiği fazla kaçırmak demek. Yoksa ölümsüzlüğü arama olayları dünyayı yönetme olayları zaten malum.

Bu işlerde hep golü Yahudi kökenliler yer. Onlar çeşitli sebeplerden daha kapalı ve bağlıdırlar, yine çeşitli sebeplerden iyi işler yaparlar, çok paraları vardır falan gibi söylemler ile dünya hakimiyeti Yahudilere ve onların cemaatlerine bağlanır. Kısmen de doğrudur para olayları falan. Ama her şey bir grup insanın elinde değil. Öyle olsaydı farklı bir dünyada yaşıyor olurduk.

Tarih birleşme ve dağılmalardan oluşuyor. Her birleşme yeni dağılmanın başlangıç miladı oluyor. Hakim grup-şirket-hükümdar ne kadar büyükse birleşme o kadar büyük olur. Tarihte de böyledir zaten. Hakimin gücü, birleştirdiği yer-insan ile ölçülür. Bugün de bunun aynısı. Hakim grup ne kadar güçlüyse o kadar büyük bir birleşiklik kurar. Dünya hakimiyeti denen şey artık para ile olduğuna göre paranın birleşikliğine bakmak lazım. Yoksa toprak senin olsa ne olur, olmasa ne.

Parayı tutan insanların ise en son istediği şey düzenin oynaması, fayların kırılması. Dolayısıyla düzendeki fay kırılmaları sadece hükmedebildikleri ölçüde hoşlarına gidecektir. Her çatlağa hükmeden bir birim var diyorsanız bilemem ama ben öyle düşünmüyorum.

Gelecekte de robotlarla değil, taş ve sopayla birbirimizle savaşacağımıza inanıyorum.

Anlayamadığınız bir şey var ki bu da sistemin çocukları olmamızdan kaynaklanıyor. Paraya çok takmışsınız, bu adamların tek amacının para olduğunu düşünüp duruyorsunuz maalesef. Ama güzel kardeşlerim, para bir amaç değildir, araçtır. Yahu adamlar artık yeteri miktarda parayı kazanmış durumdalar. Şu an her şeyi yönetebilecek güce erişmişler, artık parayı ne yapsınlar. Dediğim gibi para bir amaç değildir siz öyle zannetseniz de. Sizin bilmediğiniz yer altı labaratuvarlarında ne deneyler yapılıyor kim bilir. Adam her dokusuyla birebir kendi akciğerini klonlayabiliyor ki bu yeni bir şey bile değil. 15 sene önce yapıldı. Adamlar bir şekilde ölümsüzlüğe doğru gidiyorlar.

Ve bunlar gayet net bilimsel şeyler. Hala "bu düzen bozulmaz çünkü para getiriyor" demek düzeni anlayamamış olmakla eşdeğer benim için. Tekrar ediyorum daha iyi anlaşılması için: bu düzen gerektiği kadar hizmet etti amaca ve para denilen aracı yeteri miktarda kazandırdı bu kişilere. Artık bu paranın üzerine 1 dolar koymaya çalışmak bile beyhude kaçacak bundan sonra.

Mesela düşünün en görünürdeki ve en kanuni görünen Rockefeller vakfının kayıtlardaki toplam sermayesi 1.2 trilyon dolardı bundan 5 sene önce. Ki bu sadece kayıtlardan görünen gayet kanuni bir vakfın parası (Türkiye'nin zamanında 8 milyar dolara hava sahalarını açtığını düşünün). Bu vakıf hadi diyelim ki en büyük vakıf, yer altında daha büyük güçler yok diyelim. E bu bile ne kadar güçlü olduklarını göstermeye yeter. Türkiye'nin hava sahasını haftada 10 kez açıp kapayıp yalama bile yaparlar o parayla. Demem o ki artık paraya ihtiyacı yok bu adamların. 8 milyar dolara ülke köle edilebiliyor, siz hala düzen bozulmaz para lazım adamlara diyorsunuz.

Net bir şekilde diyorum ki bu düzen görevini tamamladı ve 2-3 yıla kalmaz yıkılacak. Bunu o kadar net söylüyorum. Ve geride kalanları kendilerine köle edebilmek için bu yıkımı spiritüalizme bağlayıp zamanında oluşturdukları gibi yeni dinler oluşturacaklar. Bunu da o kadar net söylüyorum.

Ve ben öyle taşlı sopalı savaşlara da inanmıyorum. Einstein halt etmiş.

Ve ayrıca şu anki tüm arabaların, tüm fabrikaların, tüm enerji kaynaklarının bir anda durduğunu düşünün. Öyle sigarayı bırakmaya benzemez bu, çünkü sigarayı bırakan adam her türlü o pisliği zaten soluyordur bu dünyada. Tamam belki küresel ısınmayı şak diye bitirmez ama değişim 1. hafta bile hissedilir.

Ben hala sizlerin bu düzene çok fazla bağlandığınızı ve düzenin hala para istediğini zannetiğinizi düşünüyorum. Acilen bunun tersini düşünmeye ihtiyacınız var.

Marxist olduğum söylenemez, ama bir şeylerin üstü kapalı geçiliyor gibi bu teoride.
Nihayetinde bir "sistem" den "yeni bir sistem" e geçişi konuşuyoruz ya da düşlüyoruz.
Parayı çok ön planda telaffuz ediyoruz.
Oysa bir sistem (Amerika gibi sanayi devrimini tamamlamış ülkelerde kapitalizm bizde işte feodalizm üstü kapitalizm gibi) "üretim ilişkileri" üzerine kuruludur.üretenler, sahipleri, sınıflar, toplumsal katmanlar, sanatçı yapılılar deliler, alkolikler, dışında kalanlar v.s. v.s.

Benim net olarak yanıtını bulmakta zorlandığım soru şu: geçişin bir şekilde olabileceğini kabul ediyoruz bu teoriye göre. peki üretim ilişkileri nasıl olacak ? toplumsal yapılarda (en azından dünya tarihinde şimdiye kadar gördüklerimizde, ilkel toplum, kapitalizm, sosyalizm v.s.) bu bir "sine qua non" (olmazsa olmaz) idi.

bu düzende nasıl olacak ? ben senin teorin üzerinden bu soruya yanıt arıyorum Eyüp.çünkü insanın olduğu yerde üretim ilişkisi olur.
maruzatım budur, selam saygı sevgi ediyorum.

Abi dediğim gibi bir kaç milyon kişi yeterli köleliği sağlayabilir. Çünkü biyolojik bir yok oluştan söz ediyorum. Teknolojik altyapılar hala var olacak dünyada. Ve geride kalan bir kaç milyon kişi bu alt yapıları kullanmak için görevlendirilecekler (elbette hepsini değil, yetecek kadarını). Çünkü dediğim gibi bir şekilde bir inanç sitemi yaratacaklar ve bunu da 2012 vasıtasıyla yapacaklar bana göre. Eğer bir inanç sitemi olmazsa insanları yeterince köleleştiremezler.

6 milyar insanın yaptığı işi 1 milyon insan rahatlıkla yapar. Çünkü bu 6 milyar insanın yaptığı iş kendine bakmak. Yani dünya bu 6 milyarın iş gücüyle dönmüyor. Artık çok rahat şekilde bir kaç milyon insan da döndürebiliri dünyayı. Bundan bahsediyorum.

Bu 6 milyar köle elbette gerekliydi ama artık yeterli güce ulaştı kölelerin patronları, eskiden 100 ağaç kesmek için 50 işçi lazımsa artık tek makine ve tek işçi yetiyor. Hatta bazen işçiye bile gerek olmuyor. Ve bu yüzden köleleri yok etmekte hiçbir sakınca görmüyorlar.

Edit: Şöyle bir örnek vereyim. Senin bir fabrikan var ve 6000 işçi çalışıyor. O kadar bir yoğunluk var fabrikada. Tabi her işçi ilk başta bir işe yarıyor. Ama zaman geçtikçe işçilerin yerlerini makineler almaya başlıyor normal olarak. Ayrıca fark ediyorsun ki bu 6.000 işçi yavaş yavaş fabrikaya zarar vermeye başlıyor, tüm yiyecekleri tüketiyor, su kaynaklarını bitiriyor, tuvaletler dolup taşıyor, ortalığı bok götürüyor yani.

Bu durumda ne yaparsın? Artık teknoloji öyle bir hale gelmiş ki 1 tane yönetici, 1 tane şef, 5 tane tamirci ve teknisyen, 3 tane de güvenlik, getir götür vs.ci toplam 10 kişi sana yetecek. Çünkü makineler cidden çok gelişkin ve 100 sene önce 6.000 kişinin yaptığı işi artık bu makineler rahatlıkla yapabiliyor.

Elbette bu 6.000 kişiyi işten çıkarırsın ve işine yarayacak olan en iyi 10 kişiyi elinde tutarsın ve aynı üretimle devam edersin. Olay sadece üretimse tabi. Elbette ekonominin çok farklı ve fazla dinamikleri var, o tartışma dışı bu örnek için (mesela üreten işçiye ürettiği şeyi satabilmek ve sistemin çökmemesi için daha az karlı olsa bile işçi ücretini artırmak gibi vs.)

Ama burada dünya gibi doğal bir üretim mekanizmasından bahsediyoruz. Dinamikler çok daha farklı. Yakın örnekler yine de.

Çok net bilmemekle birlikte insan ırkındaki o %95 azalma ekolojik dengede bi sorun yaratmaz mı diye sormak geldi aklıma.

Pek canlının soyu kurtulur, o açıdan bir patlama olabilir :). İnsanın doğaya herhangi bir katkısı yok bildiğim kadarı ile ama bir de şöyle bir şey var, tamamen yok olduğu takdirde çevreye bir etkisi olmayacak tek yaratık kertenkeleler imiş. O nedenle hatta Jim Morrison Lizard King derdi kendine.

Olur mu abi sinek böcük yiyo onlar da...

Teori benim değil, öyle okumuştum yıllar önce. Ama ben de mantıklı olduğunu düşünmüyorum.

Eyüp, bir de bu söylediklerine ne boyutta inanıyorsun bunu merak ediyorum.
Yani bunlar senin için sadece komplo teorileri mi, yoksa bilimsel gerçekliklere dayandırabileceğini de iddia ediyor musun?
Yoksa bir Soner Yalçın, ya da Metal Fırtına durumu mu söz konusu?

Benim için sadece, mevcut politik gelişmeleri içine katmaya çalışacağım basit komplo teorilerinden ibaret bu söylediklerim.