Forumumuzdaki şikayetlerin/serzenişlerin çoğunun gizli öznesi "iş disiplini" disiplin mevzuu. Bu gün buna değinmek istedim.
genelde bir çok şeye değinsek bile bu konuyu atladığımızı farkettim. "Disiplin" derken hem kelime anlamıyla hem de "iş yapma - görevleri yerine getirme " anlamında kullanıyorum. Şöyle ki iş disiplinini "hedeflenmiş hareketleri/aktivasyonları zamaninda ve taahhüt edildiği biçimiyle yerine getirmek/gerçekleştirmek " olarak algılıyorum. Bu konunun bizim işimizde çok ama çok önemli olduğunu hatta temel kriterlerin başında geldiğini düşünüyorum.
Mesela bir film çekilecek, yardım isteniyor, toplanma sağlanıyor. Yönetmenin disiplini muhafaza etmesi, riskleri görebilmesi, aksayan ve aksayacak tarafları tahmin etmesi, görevlendirmeyi yapması akabinde projenin gerçekleşmesi için başlangıç yapması sonrasında bu kriterleri yerine getirilmesini takip etmesi gerekiyor.
Bakınız, iş sonucu > eleştiriler > bahanelendirme > alınan - alınmış dersler > yeni proje girişimleri/oluşturulmaları yönünde bakarsak tek sorun "iş disiplini"
yazılanlara dikkat edelim.
- Abi film guzel emek verilmiş eline sağlık ama ışık kötü / kamera hareketleri yetersiz / ses berbat / fragman filmi anlatmıyor / konu işlenememiş / oyuncu yetersiz / inandırıcılık yok / aslında guzel olacakmış ama ama ama ama... sonu yok... Cevaplara dikkat edelim, abi ışıkçı yoktu, oyuncu söz verdi gelmedi yoldan adam cevirdik ya da arkadaşım seyretmeye gelmişti birden onu oynatmak zorunda kaldık, kamera ..... marka değildi lens yoktu, ben aslında memurum/öğrenciyim vs bunu boş zamanda yapacaktim ama sınav vardı vs ,
Şimdi yukarıdaki bahanelerde aslıdna "yok" lara takılıyoruz. Sanki gerçekten "yok" ya da "olmadığı" için yapılamamış, kötü çıkmış iş oluyor. Ama aslında yok olan bulunamayan gerçekleştirilemeyen kelime " Disiplin " .
Niye mi ?
Çünkü başta iş projelendirilse, kriterler belirlense, yapılsa yukarıdaki bahanelerin hiç birisini üretemeyiz, kimsede bizi bu yönde yumruklayamaz(eleştiremez), buna sahip olursak yumruğun nereden geleceğini de tahmin ederiz. Ayrıca yukarıdaki gibi eleştirilerde duymayız. Örnek veriyorum, oyuncunuz gelmediyse / gelmeme olasılığını bilirsiniz ve bir B planı oluşturabilirsiniz, mekanda sorun çıksa önceden çalıştığınız için kafa yordugunuz için bunu da def edebilirsiniz ya da bunları yorumlayabiliriz. Ya da yeterli ölçüde kameranız yok düşük formata göre sahne planlarsınız, eskitme görseli vb yontemler uygulaybilirsiniz. Yani basitçe ; Çok zengin görünüşlü bir adam betimliyorsunuz, araba sahnesi var ve lüks bir araba temin edemediniz. Adamı standart bir aile aracı ile görüntülediniz. Ve eleştiri tokat gibi geldi "abi milyonerin şahin slx de işi ne peh peh olmamış". Proje planınızı düzgün yaparsanız daha öncesinde o arabanın olmayacağınıda bilrisiniz. Buna uygun değişikliği yaparsınız. Ya araba sahnesini cıkartırsınız ya da adama o arabayı tercih ettiğine ilişkin mütevazi bir detay eklersiniz, ya da vs vs
Malesef aslında eleştirilerimiz bile filmimizle ( seyrettiğimizle ) aynı kalitede. Mesela şimdi sen film cekip servis etmişsin, yukardaki örnek kotü eleştiriler geliyor. Bence en kötü duygu bu. Çünkü sen film cekerken aslındaki amacın kullandığın kamera demosu, lens reklamı, ses kaydediciye öbek öbek harcadığın paraları lanse etmek değildir. Amacın bir mesaj vermektir, güldürmektir, ağlatmaktır, düşündürmektir, iğrendirmektir, aykırılıktır, iç dünyanın yansımasıdır vs vs ... Ama genel eleştirilere bakalım
- abi sesi neyle çektin bi acayip - hayret rode kullandım niye öyle olmuşki ?
- abi keşke kamerayı şuraya koysaydın - sana ne ben öyle istedim
- abi efekt hiç yakışmamış - evet yahu aslında efekt yapan arkadaş çok iyidir ama işi çıktı aceleye getirdi...
sonu yok olmazda...
Ama mesaj nerde, konsept nerde, niye duymuyoruz şöyle şeyler.
- abi öyle şey olur mu ya insan kardeşine bunu yapar mı?
- keşke mutlu sonla bitseydi
- abi zamanın geçisini ne güzel ifade etmişsin gölgelerin yeri değişiyor süper bir fikir
Daha uzatmayayım dedim ama acayip uzun yazmışım...
okuyanların gözlerine sağlık :))) şimdiden teşekkurler
kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....
Forumumuzdaki şikayetlerin/serzenişlerin çoğunun gizli öznesi "iş disiplini" disiplin mevzuu. Bu gün buna değinmek istedim.
genelde bir çok şeye değinsek bile bu konuyu atladığımızı farkettim. "Disiplin" derken hem kelime anlamıyla hem de "iş yapma - görevleri yerine getirme " anlamında kullanıyorum. Şöyle ki iş disiplinini "hedeflenmiş hareketleri/aktivasyonları zamaninda ve taahhüt edildiği biçimiyle yerine getirmek/gerçekleştirmek " olarak algılıyorum. Bu konunun bizim işimizde çok ama çok önemli olduğunu hatta temel kriterlerin başında geldiğini düşünüyorum.
Mesela bir film çekilecek, yardım isteniyor, toplanma sağlanıyor. Yönetmenin disiplini muhafaza etmesi, riskleri görebilmesi, aksayan ve aksayacak tarafları tahmin etmesi, görevlendirmeyi yapması akabinde projenin gerçekleşmesi için başlangıç yapması sonrasında bu kriterleri yerine getirilmesini takip etmesi gerekiyor.
Bakınız, iş sonucu > eleştiriler > bahanelendirme > alınan - alınmış dersler > yeni proje girişimleri/oluşturulmaları yönünde bakarsak tek sorun "iş disiplini"
yazılanlara dikkat edelim.
- Abi film guzel emek verilmiş eline sağlık ama ışık kötü / kamera hareketleri yetersiz / ses berbat / fragman filmi anlatmıyor / konu işlenememiş / oyuncu yetersiz / inandırıcılık yok / aslında guzel olacakmış ama ama ama ama... sonu yok... Cevaplara dikkat edelim, abi ışıkçı yoktu, oyuncu söz verdi gelmedi yoldan adam cevirdik ya da arkadaşım seyretmeye gelmişti birden onu oynatmak zorunda kaldık, kamera ..... marka değildi lens yoktu, ben aslında memurum/öğrenciyim vs bunu boş zamanda yapacaktim ama sınav vardı vs ,
Şimdi yukarıdaki bahanelerde aslıdna "yok" lara takılıyoruz. Sanki gerçekten "yok" ya da "olmadığı" için yapılamamış, kötü çıkmış iş oluyor. Ama aslında yok olan bulunamayan gerçekleştirilemeyen kelime " Disiplin " .
Niye mi ?
Çünkü başta iş projelendirilse, kriterler belirlense, yapılsa yukarıdaki bahanelerin hiç birisini üretemeyiz, kimsede bizi bu yönde yumruklayamaz(eleştiremez), buna sahip olursak yumruğun nereden geleceğini de tahmin ederiz. Ayrıca yukarıdaki gibi eleştirilerde duymayız. Örnek veriyorum, oyuncunuz gelmediyse / gelmeme olasılığını bilirsiniz ve bir B planı oluşturabilirsiniz, mekanda sorun çıksa önceden çalıştığınız için kafa yordugunuz için bunu da def edebilirsiniz ya da bunları yorumlayabiliriz. Ya da yeterli ölçüde kameranız yok düşük formata göre sahne planlarsınız, eskitme görseli vb yontemler uygulaybilirsiniz. Yani basitçe ; Çok zengin görünüşlü bir adam betimliyorsunuz, araba sahnesi var ve lüks bir araba temin edemediniz. Adamı standart bir aile aracı ile görüntülediniz. Ve eleştiri tokat gibi geldi "abi milyonerin şahin slx de işi ne peh peh olmamış". Proje planınızı düzgün yaparsanız daha öncesinde o arabanın olmayacağınıda bilrisiniz. Buna uygun değişikliği yaparsınız. Ya araba sahnesini cıkartırsınız ya da adama o arabayı tercih ettiğine ilişkin mütevazi bir detay eklersiniz, ya da vs vs
Malesef aslında eleştirilerimiz bile filmimizle ( seyrettiğimizle ) aynı kalitede. Mesela şimdi sen film cekip servis etmişsin, yukardaki örnek kotü eleştiriler geliyor. Bence en kötü duygu bu. Çünkü sen film cekerken aslındaki amacın kullandığın kamera demosu, lens reklamı, ses kaydediciye öbek öbek harcadığın paraları lanse etmek değildir. Amacın bir mesaj vermektir, güldürmektir, ağlatmaktır, düşündürmektir, iğrendirmektir, aykırılıktır, iç dünyanın yansımasıdır vs vs ... Ama genel eleştirilere bakalım
- abi sesi neyle çektin bi acayip - hayret rode kullandım niye öyle olmuşki ?
- abi keşke kamerayı şuraya koysaydın - sana ne ben öyle istedim
- abi efekt hiç yakışmamış - evet yahu aslında efekt yapan arkadaş çok iyidir ama işi çıktı aceleye getirdi...
sonu yok olmazda...
Ama mesaj nerde, konsept nerde, niye duymuyoruz şöyle şeyler.
- abi öyle şey olur mu ya insan kardeşine bunu yapar mı?
- keşke mutlu sonla bitseydi
- abi zamanın geçisini ne güzel ifade etmişsin gölgelerin yeri değişiyor süper bir fikir
Daha uzatmayayım dedim ama acayip uzun yazmışım...
okuyanların gözlerine sağlık :))) şimdiden teşekkurler
eyvallah, duamı da aldım 😀
Birazdan görkem yetişir bu başlığa 🙂 adamın proje hazırlık semineri var. Verip duruyor. Hah geldi işte. Buyur Görkem.