Aslında atacak yer bulamadım. Çünkü haber değil bu. Hatta düşündüm bunlara özel başlık mı gerekir diye...

Destek meselesine gelince, başında yazdığım gibi bunları bilmiyordum ben dedim. Hep Menderes kapattı bilmemne diye geçer ama bu denilenler doğruysa işin aslı çok daha farklı demektir. Aslında hem paylaşmak hem de farklı bir durum varsa bilgi alabilmek için gönderdim çünkü kendi adıma şaşırdım. Desteklenecek bir şey yok da tarihi gerçekler bunlarsa durum çok değişik demektir...

Edit: Wiki'den baktım adam haklı görünüyor:

http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6y_Enstit%C3%BCleri

Yahu geçmiş zaman işte. Şimdi çok farklı bir dünya var artık, o günün şartları koşulları bilmemnesi vesaire. Bugünden bahsetmek lazım, cancağazlarım. Hep şey vardır ya, geçmişi bilmeyen geleceği bilmemne. E tamamda hangisi doğru, hangisi yanlış. Herkes kendi doğrusuna göre tarihi şekillendiriyor dünyada. Geleceğe bakalım boşverin.

Abi bu memleketin en büyük sorunu sol bence. Solun adam olması, sol gibi sol olması lazım. Bizdeki sol ancak sol diye geçiniyor. Bu yüzden de dengeler feci şekilde bozuldu. Sol'un modernize olması, köhnemiş kafalardan, koltuğa yapışmış liderlerden kurtulması lazım. Bir kurtuluş planının olması lazım. Şu andaki nesile sor sol nedir diye, "eleştirmek" dışında birşey bilmiyor. Bu da feci bir durum. Tamam eleştir de, yerine ne gelecek senin planın ne? Yobazlık bayrağı sola devroldu resmen. Sağ da kapitalist oldu tamamen o da ayrı mevzu ama bir planı bir lafı var. Solun tıkanıklığı ve dengenin bozulması çok büyük problem. Aynı dünyadaki gibi...

zamanları kısıtlı olan, konuyu ayrıntılı olarak kitaplardan öğrenmeye vakti olmayan arkadaşlarımız için Köy enstitüleri ile ilgili çok güzel bir belgesel tavsiye edebilirim, Can Dündar'ın çektiği.konuya ilgi duyan arkadaşlar konu ile ilgili hemen hemen herşeyi buradan (belgeselden) kaba hatları ile öğrenebilirler.

ihtiyarın notu:
Bu arada ben Köy Enstitüleri mezunu bir öğretmenden ilkokul eğitimimi aldım.(tevellütüm biraz eski, o yıllarda ilkokul 5 sene ayrı olarak okutuluyordu )
o zamana ve şu andaki eğitime bakarak çok büyük bir fark olduğunu söyleyebilirim. şöyle ki; biz eğitimimizin önemli bir kısmını eğer dersin müfredatı elveriyorsa (mesela Fen gibi) dış dünyada alıyorduk.okul dışında.
mesela uzun uzun doğa gezileri (fen ve biyoloji için) sürekli tarihi yer gezmeler (tarih için) çevreyi çevre ilçeleri tanıma (yurttaşlık bilgisi) v.s.

okul dışında çok ders yaptığımız için de hiç okuldan kaçma durumum olmadı.kimse okuldan kaçmadı, zaten hepimiz dışarda epey vakit geçiriyorduk.dışarıya kaçmak için nedenimiz yoktu.

okul ve kitaplardan öğrendiğimizden fazlasını dışarıda, elbette öğretmenimizle beraber, dış dünyadan öğrendik.yaşıyorsa Allah uzun ömür versin, vefat ettiyse mekanı cennet olsun.

hatta bi gün yolda babama rastladım, okulu ektim zannetmiş, ne işin var senin sokakta okulda olman lazım dediğinde, e okuldayım zaten dediydim gönül rahatlığıyla.

ne zaman ki Milli Cephe denen siyasi garabet oluşumun tımarhane ve konsantrasyon kampı karışımı müfredatı ve uygulamaları başladı (ortaokul ortası lise başı gibi), okulu ekmeler-kırmalar, nefret, gitmemeler,ayakları geri geri gitmeler,protestolar da o zamana denk gelir.
(bu yıllar 78 -79 gibi, bir yıl sonra da ne olduğu biliniyor zaten).
🙂

hülasa, eğitimin teorik olduğu kadar pratik kısmı da önemli idi ve hakkıyla yerine getiriliyordu.

lafı uzattım aslında Hababam sınıfındaki Mahmut hoca tam bir Köy Enstitüsü eğitimi almış hpoca portresi çizer.herşeyden önce insancıldır sevgi doludur

sevgi saygı tabidir

edi büdü: ihtiyar yazıp bitirene kadar baco ve hasta birer mesaj sallamışlar bile.
🙂

Köy Enstitülerinin kapatılmasının en büyük müsebbibi komünizmi engelleme çabaları bulunan ABD'dir. Marshal Planı ve yardımının ilk şartı budur mesela. Abd sözde 2. dünya savaşının yaralarını sarıyordur avrupa ve çevresi ülkelerinde ama asıl amacı bu dağılan ülkeleri Sscb'nin kucağına bırakmama isteğidir. Ki bunlardan biri de Türkiye'dir. Ve Türkiye'ye bu yardım için ilk şartı Köy Enstitülerinin kapatılmasıdır. O dönemki yönetim ise ekonomiyi biraz olsun düze çıkarabilmek için bu enstitülerden vazgeçmiştir. Bu süreç masrhal yardımlarının başladığı yıl olan 1948den 1954'e kadar sürmüştür.

ya en basiti köy enstütilerinden mezun bi isim söyleyim ben sana,

Sunay AKIN

Kerem geçmişe niye bakmak gerekir bu konuda, şu yüzden; Eğer o okullar kapatılmasaydı bugün her köyde okuyan çocuk, o yaşta dünya klasiklerini okumuş bitirmiş en az bir enstrumanı denemiş, yeteneğine göre yönlendirilmiş olacaktı. Bunu hangi dış kuvvet ister. (ABD.)

ek olarak;

Müdür, tamam işte ben de o kısmı söylüyorum zaten. Kapanmasaydı şöyle olurdu, açılsaydı başka türlü olurdu, Fatih İstanbul'u alamasaydı, Malazgirt hezimet olsaydı. Tarih okumayı seviyorum ben de, evdeki kitapların büyük kısmı eski yazmalar ama şunu diyorum ben, tabi ütopik gelebilir ama bu kadar okuduktan ve bu kadar problem çıkardığını gördükten sonra böyle düşünüyorum ben;

Okullarımızda hep tarih dersi var değil mi, tarihi geçmişimizi öğreniyoruz. Evet güzel bir şey ama onun onda biri kadar geleceği bize düşündürten bir ders var mı. Üniversite düzeyinde var mıdır bilmiyorum ama biz okulda hiç geleceği düşünemedik, düşündürtmediler. Halbuki zaman ileriye doğru akıyor yahu, en azından tarihin yarısı kadar geleceği de düşündürtmek gerekmez mi. Bırakın geleceği bugünü bile doğru düzgün öğrenemedik biz, kendi jenerasyonum adına. Dolayısıyla benim gibi fantastikler sardılar kendilerini uzaya, bilim-kurguya kendi çaplarında. Ben değişik bakıyorum yani temelden.

Avrovizyon'da 1. olan şarkıyı çok sevdim.

(yuro'ya avro deyip, yurovizyon'a avrovizyon diyememek çok yaralıyor beni bebeğim. Hele bir de örovizyon demek daha bir acayip. Sanki yurovizyon'a örovizyon diyoruz)

Ne yazık ki, haklısın baco. Bu ülkede sadece siyasette sorunlar olduğunu düşünüyoruz, ama hemen hemen her şeyde eksikler görüyorum. Bunun nedenini de o ilkokul sıralarına bağlıyorum. Çok değil, hemen evimin karşısında bir gökdelen var ve bu binanın dış cephe kaplaması BTB Cam Mozaik ve bir alman firmasına ait. O kadar güzel o kadar kusursuz ki ama onu oraya monte eden bir Türk usta. Şimdilerde mozaiklerin neredeyse bir çoğu yerlerde. Dökülüyor. (Daha 5. yılını doldurmadığı halde.) Bir ihmal ya da işine gereken sorumluluğu göstermeme diyebilirsiniz. Hatta beni suçlayabilirsiniz bir Türk ustayı örnek gösterdiğim için ama gerçekten sorunu solda aramak siyasette aramak kavgalara neden olabilir. Elbette iki kuşaktır sol bir ailenin evladı olarak SOL'un şimdiki durumunu şaşkınlıkla izlemiyor değilim. Ama yapacak hiçbir şey yok. Çünkü ilkokul sıralarına dönmek için artık çok geç!

Bahadır Abi mesajında soldan ne kastettiği bilinirse daha net cevap alınabilir.
Sol dediğn sosyal demokratler mı yoksa marksist yada anarşistler mi?
Hepsi dersen bunları tek bir çatı altında toplamak mümkün görünmüyor bana.
Herbirinin sorunlarını ayrı ayrı değerlendirmek lazım o zaman.
Ama genel olarak sol'un çok ciddi sorunları olduğu ve bahsettiğin gibi alternatif politika üretme sorununun olduğu noktasına katılıyorum.

Fakat her düşünce kendi iç sorunlarına sahip, neyi kastettiğini belirtirsen daha detaylı bir yorum yapmak isterim.
Ama genel konuştum dersen, biraz yüzeysel kalmakla birlikte yukarıda söylediğimi tekrarlarım.

Ben baco dğru diyor demedim ki. Dediği hiçbir şeye ben de katılmıyorum. Ama burada kişisel olarak kimseyi hedef almıyor. Yanlış bilmesi, ya da bizim onun yanlış bildiğini düşünmemiz ayp değil ki. Doğruyu öğretmek varken aptal salak küfürler saçınca saçmalayan sen oluyorsun o değil. Savunduğun şeyin değerini de anlamını da sıfırlayan sensin, baco değil.

Neden hâlen mesajlarına müdahale edilmediğini ise anlayabilmiş değilim..

a

2- Sinirli hal ile cevap yazmayın, refleksif cevaplardan kaçının, yangınlara körükle gitmeyin. Başlığınıza cevap gelmedi diye kızmayın. Sizde sinir yaratan durumları yöneticilere şikayet edin, yöneticiler ıslak odunla müdahale ederler gerekirse. Forum kurallarını çiğneyen bir mesaj gördüğünüzde "Dur şunun ayarını yapayım," diyerek mesaj yazmaya girişmeyin. İlgili bölüm yöneticileri, forum iletilerinin sağ tarafındaki ünlem işaretine basarak yaptığınız şikayetlerinizi büyük bir dikkatle inceleyip gereğini yerine getirecekler ve eğer kız iseniz sizi Facebook'ta arkadaş olarak ekleyeceklerdir.

Kurallar bunu diyorsa buna uyun. Eğer bir hakaret varsa gerçekten bakalım nedir ne değildir. Ama kimseye neyi yazacağını, neyi tartışacağını, neyle ilgileneceğini söyleyemez. Sadece solcuların solu konuştuğu bir dünya istiyorsanız onu burada aramayın. Burada herkes her şey hakkında fikrini hakaret etmediği sürece söyleyebilir. Kimse ayrıcalığa sahip değil. Baco moderatördür istediğini yazar diye bir olay yok ama bu herkes için geçerli. Kurala uyun ve hakaret tanımını kendiniz yapıp aynı şekilde karşılık vermeye girişmeyin. Kimse kimsenin fikrini beğenmek zorunda değil, ama saygı göstermek zorunda.

Solculara yobaz demek adam ol demek hakaret değil ama 1 kişiye demek hakaretse..
bende bu yayladan şaha giderim anasını satayım
hade eyvallah

Bundan sonra üyelerin mesaj editleme yetkileri ellerinden alınacak muhtemelen. Bir şey söyleyip sonra da bir başkası ona cevap verdikten sonra yazdığı şeyi editleyemeyecek kimse.

Baco sol demiş mesajında, solcular dememiş. Sol'u ile kastettiği şey bir düşünsel sistemdir. Bu sistemler hakkında yapıcı veya yargılayıcı eleştirilerde bulunulabilir. Ama solcular şöyledir demek zaten en başta akla mantığa uygun değil. Böyle büyük bir genelleme ile fikir beyan etmek hiç mantıklı değil ki baco'nun mesajı yukarıda duruyor ve ne dediği gayet açık ve net. Dolayısıyla önce yazılanları algılayıp eğer bir falso, bir ofsayt, bir dokuz kusurlu hareketten birine şahit olduğunuzu düşünüyorsanız yönetimle temasa geçin. Kendiniz şaha kalkıp sonra silme yoluna gitmeyin.