Forum

Benim de Söyleyecek...
 

[Sabit] Benim de Söyleyeceklerim Var

2,926 Gönderi
142 Üyeler
8 Reactions
403.3 K Görüntüleme
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bir zombi filmi çıkmıştı 2007de, ölüler canlanıyordu zombi olarak ama böyle beyin yeyici olarak değil, direk normal insan olarak kalkıyorlardı yine, iş istiyorlardı falan, ama zombiydiler. Hatırlarsam filmin adını yazarım.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 26/02/2009 5:46 pm
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

Bir zombi filmi çıkmıştı 2007de, ölüler canlanıyordu zombi olarak ama böyle beyin yeyici olarak değil, direk normal insan olarak kalkıyorlardı yine, iş istiyorlardı falan, ama zombiydiler. Hatırlarsam filmin adını yazarım.
Les Revenants mı ?

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 26/02/2009 6:55 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Finans emeklilik reklamını çok beğendim. 90lardaki united colors of benetton reklamlarından beridir ki hep böyle bir klip çekmeyi istemişimdir.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 26/02/2009 10:29 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Bence united colors of benjamin button gibi bi karışım diyebiliriz. KAdın versiyonu bu da:D Gençleşiyor falan.

 
Gönderildi : 26/02/2009 11:48 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bir zombi filmi çıkmıştı 2007de, ölüler canlanıyordu zombi olarak ama böyle beyin yeyici olarak değil, direk normal insan olarak kalkıyorlardı yine, iş istiyorlardı falan, ama zombiydiler. Hatırlarsam filmin adını yazarım.
Les Revenants mı ?

Evet.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 27/02/2009 1:33 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

 
Gönderildi : 03/03/2009 6:29 pm
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

cep telefonumuzu gece boyunca kapalı durumda buzdolabına koymaktan ibaret. Yine sitenin editörünün tavsiyelerine göre cep telefonumuzu doğrudan vücudumuz üzerinde taşımamamız da bu bağlamda önemli püf noktalarından bir başkası, zira vücut ısısının pil süresini kısalttığı belirtiliyor.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 03/03/2009 11:42 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

?

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 04/03/2009 1:04 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Yarısını kopyalamışım:D

Batteryuniverisity.com editörü tarafından cep telefonlarının daha uzun pil süresine sahip olabilmesi için tavsiye edilen yol kolayca uygulanabilirliği ile göz dolduruyor.
Buna göre şarjlar arası süresi uzatmak için tek yapmamız gereken cep telefonumuzu gece boyunca kapalı durumda buzdolabına koymaktan ibaret. Yine sitenin editörünün tavsiyelerine göre cep telefonumuzu doğrudan vücudumuz üzerinde taşımamamız da bu bağlamda önemli püf noktalarından bir başkası, zira vücut ısısının pil süresini kısalttığı belirtiliyor.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 04/03/2009 4:22 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Olga Kurylenko,

Hastalıkta ve sağlıkta, savaşta ve barışta, ayakta veya oturarak, ölüm bizi ayırana kadar, seninle aynı çatı altında yaşama konusunda bana yaptığın teklifi kabul ediyorum. İzdivacımıza itirazı olan şaşkınların şimdi konuşmasını ya da Sabri sağ kanattan düzgün bir orta yapana kadar susmasını diliyorum.

Alin.

 
Gönderildi : 06/03/2009 4:16 pm
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

söz kkonusu başlık kilitlendiğinden buraya yazmak istedim...içimde kaldı taşıyamıyorum..af buyurun

eylem şakanında bir haddi var..bu nebiçim laf güzel kardeşim "erkanın hayatı forumda kavga etme üzerine kurulu" neden insanları bana karşı yanlış bir düşünceye yönlendiriyorsun!!!bütün mesajlarım kavga üzerine mi kurulu? benim bu forumda kavga ettiğim kim var? ettiğim kişiler varsa da yazdıklarından tavırlarındandır...açıklığa kavuşunca da ağır başlılığımızıda elden bırakmayız..gerekkirse özürümüzü de dileriz... "enjeksiyon tarafından gönderilen tüm mesajları" bir oku istersen. 🙁

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 09/03/2009 2:37 am
(@ercane)
Gönderi: 0
 

söz kkonusu başlık kilitlendiğinden buraya yazmak istedim...içimde kaldı taşıyamıyorum..af buyurun

eylem şakanında bir haddi var..bu nebiçim laf güzel kardeşim "erkanın hayatı forumda kavga etme üzerine kurulu" neden insanları bana karşı yanlış bir düşünceye yönlendiriyorsun!!!bütün mesajlarım kavga üzerine mi kurulu? benim bu forumda kavga ettiğim kim var? ettiğim kişiler varsa da yazdıklarından tavırlarındandır...açıklığa kavuşunca da ağır başlılığımızıda elden bırakmayız..gerekkirse özürümüzü de dileriz... "enjeksiyon tarafından gönderilen tüm mesajları" bir oku istersen. 🙁
Silinenleri nasıl okuyacak ?!

Ben geldiğimden beri Benimsinemalarım kaşıntından ara ara saldırıyorsun bana ve şimdilik hatırladığım sickman e.

Bir tane çıkıntılığım yoktu şu ortamda o da sayende oldu.

Kusura bakmayın dostlar, olgunluk düzeyi oluşana kadar bir eksik bir fazla.Eyvallah..

 
Gönderildi : 09/03/2009 2:44 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Yeni paralardaki Atatürk, kendinden çok Alec Baldwin'e benziyor. "Bu durumda Alec abimize Atatürk rolünde oynaması için zemin mi hazırlanıyor" diyebilecek arkadaşlar çıkabilecektir içimizden. Keza kariyeri yan rollerle şekillenen abimiz bu rolle ve bol para ile hayata yeniden bağlanabilecektir. Hangi Türk yönetmen bu işe soyunacaktır peki?

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 10/03/2009 10:38 pm
(@embpictures)
Gönderi: 0
 

 
Gönderildi : 11/03/2009 12:11 am
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Ufak bir kameram olsun ( mümkünse HD ) vaktim, paramda olsun. Aklıma geleni çekeyim, vazgeçersem oturup düşüneyim ben ne çekmeliyim diye düşüneyim düşüneyim bulup karar verip film çekeyim. Bilgisayarım olsun montajlayayım, arkadaşlarım olsun oynasınlar filan istiyorum. Bir sinema projesini insan ağzıyla anlatmaya çalışması gibi bir dert yok abi proje kafanda film olarak dönerken sen bunu sözcüklerle nasıl ifade etmeyi başarabilirsini ki üstelik konuşmacı olmak gibi bir iddanda yok hayatta amacın film çekmek, film çekip dünyayı değiştirmek.

Ya birde ne zamandır söylicem klint istvudun filmini izleyince tekrar kafama dank etti. Şimdi izleyici dediğimiz insan kitlesi sinema ile bizim kadar kafayı bozmadığından bekledikleri sinema dili ve alıştıkları sinemasal matematik belli bence aslolan bunu verebilmek. Ya dedim ben bunu uzun yazayım diye de oturup yazamadım işte neyse ben anlatıyorum derdimi devam ediyim. Şöyle ki elimizdeki sinema matematiğini iyi kullanıp hikayelerimizi bu düzlemde anlatırda , dertlerimiz çerçevesinde hikayelerimizi örersek zaten tatmin oluruz, olurum yapılan işten diyorum. Öte yandan yine söylemek isteyip tam bir türlü söyleyemediğim diğer bir dava diğer paragrafın konusu,

Minimal sinema diye bişiy var. Nedir işte tek planlar, ağır tempolar, fotoğraf kadrajları filan iyide hocam en önemli konu "içerik" ? tamam içerikte var peki köyden kente göçen adamın hikayesi bizi ne kadar ilgilendiriyor veya bu dramı anlatmanın en iyi yolu bu mudur.Bir dakika şimdi olay farklı bir noktaya döndü çünkü "iyi" dedim. Malum iyi göreceli bir kavram o zaman bende bunu somuta indirgemek adına genel geçer iyiyi referans alıyorum. Genel geçer iyi için ise genel beğeniye bakıyorum. Bu da şöyle tespit edilebilir çoğunluğun beğenisini toplayan işlere, genel olarak iyi dememiz mümkün. ( Demeyen demesin, ben diyorum. Kendimi yaşadığım toplumun farklı bir parçası olarak görmüyorum ) Neyse şöyle günümüz insanı git gide medya denilen genel türle daha yakınlaşıp algı düzeylerini yükseltmişlerdir. Buradaki algı düzeyi çok önemli altını birazdan çizicem. Diğer yönden bizim içeriklerimizin onların algılayabileceği şekilde olması lazımdır ki bence seyircisiz sinema yoktur dolayısıyla aksini yazmıyorum bile,

farkındayım karışık ağır ve sıkıcı geliyor olsun yinede böyle yazmak istiyorum

sonuç olarak filmlerin içeriğini azaltmaktan ziyade , içeriğini yoğunlaştırmalıyız uzun metraj örnek vereyim ya da örnek vermeyeyim genel tanım yapayım. nasıl ki türler zamanla birlikte bir filmde yer alıyorsa filmlerinde konuları aynı oranda yoğunlaştırılmalıdır diyorum. eskiden olan romantik filmler artık romantik - komedi, komedi -aksiyon, fantastik - bilimkrgu, distopik - drama filan gibi birşeşimler yaşayıp bir filme komedi, aksiyon, romantik etiketlerinden birçoğunuda yapıştırmak mümkün . kısaca diyorum ki yoğunluğu arttıralım.daha kısa zamanda daha çok şey anlatalım bence olay budur bu olmalıdır. bu arada yuh yani bu saatte kanal d'de güzel bi film çıktı galiba onu izliyim ben

yazdıklarımlada alakalı çok iddalı değilim ama ben böyle yapmayı düşünüyorum şimdilik bakalım deniyim görücez, zaten dün yapmadım bu tespitleri zamanla adım adım verdiğim kararlarla filmlerimin iskeleti oluşyor ne mutlu bana yalnız grand torinoyu izleyin abi güzel film hakkaten ama yazdıklarımla direkt olarak bi bağlantısı yok klasik sinemaya çok iyi örnek diye izlemek lazım. ben film çekmezsem yakın zamanda daha böyle çok saçmalarım film çekmem lazım of of anlattığımdan birşey anlayan olurda elinde benim bahsettiklerime uygun senaryosu ve senaryosunun güzel finali olan arkadaşlarda iletişime geçsinler lütfen film o kadarda güzel değil galiba,

o diilde bi ara günlük yazıyordum ben ortaokulmuydu vavy be 2009 oldu güneşten bize gelen ışıklar 6 dakikada dünyaya varıyormuş acaba izafiyet teorisi hep böyle kalacakmı. neyse herkese idealler diliyorum.

 
Gönderildi : 15/03/2009 6:29 am
Sayfa 45 / 196
Paylaş: