oscar'ın esprisi de şu:

- merhaba kısa filmlere destek olun lütfen.
- neden?
- çünkü kısa filmler çok süper. sinema çok güzel. sanat..
- güvenliik..

olmuyor. ya da "kısa uzuna atlama tahtası" diyelim.

- merhaba kısa filmlere destek olun lütfen.
- neden?
- çünkü onlar "öğrenci filmleri". talebelere destek olmak sevaptır. eğitim şart.
- öğrencilere kamera kiralamada indirim yapalım.
- allah razı olsun.

yine olmaz. kısa film sineması bu değil. ama şuna bakın:

- merhaba kısa filmlere destek olun lütfen.
- neden?
- çünkü kısa filmlere destek doğrudan türk sinemasına destektir.
- neden onlar gişe yapamıyorlar ki?
- evet ama sinemada değer gişeyle ölçülmez. kısa filmler olgun sinema eserleri olabilir. dünya çapında ilgi görebilir. bu da size para değilse de prestij getirebilir. kısa filmler neredeyse her festivalde yarışabiliyor. internette kolayca dağılabiliyor. ve türkiyenin uzun metrajda oscar aday adaylığı için senede yalnızca bir kontenjanı varken çekilecek her nitelikli kısa film ayrı bir oscar bileti olabilir. şanlı bayrağımızı dalgalandırabilir.
- hmm..

Açıkçası ben de isterim FilmFabrikası'nın böyle bir yere gitmesini ve ilk konuşmalarımızda böyle bir yola girmek de vardı. Hala daha bunların yapılamayacak şeyler olarak gözükmüyor bana. Ya da ben hafife alıyorum belki ama gerçekten basit şeyler bunlar. Yani 20.000 liralık bir sermayeyle organizasyona girmek bence pek mantıklı değil bence. Yapılan işin mantıksızlığından değil de basit olarak ele alındığında fonksiyonsuz kalacağından bahsediyorum.

Ben bulayım 20.000 lira. 180-200m2 boş bir ofisim de var işlevsiz onu da kullanalım diyelim. Film müzikleri/ses editleri ve seslendirme amaçlı kullanılabilecek yarı profesyonel müzik studyosu ekipmanlarım da var. Ama bana temelinde kısa filme destek ve kısa film üzerinden bir oluşum ile gelinse mesela ben 5 dakikamı harcamam açıkçası. Yapılan işin getireceği faydaya göre çok fazla olacağını düşünüyorum bu şekilde. Belki öğrencilere film çekmek için kamera kiralama falan filan. Bence bu tip bir organizasyon uzun ömürlü olmaz. Herkesin elinde kamera var, evinde adobe kurulu bilgisayarı var, iki üç tanıdığı var filmini çekiyor (en alakasızndan bahsediyorum burada tabi). Benim fikrim şöyle olurdu.

Piyasadaki işlerin nasıl yürüdüğünü yerinde uygulamalı görecek bir yapım şirketi. Buranın kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar para kazanması şart. Senaryo yazılır, raklam tanıtım filmi çekilir, seslendirme ve müzik yapılır, profesyonel kurgu yapılır, malzeme ve ekipman kiralanır bir yer. Bu işleri yaparken de orada bulunanlar işin nasıl yapıldığını öğrenecekler. Olay budur. Malzeme listesi minimum Red ve bir kaç adet başka profesyonel kamera 50-100 bin neyse (5D 7D herkeste var), bir kaç tane MacPro ve Final Cut (Adobe Premiere herkeste var), ışık malzemeleri neyse (ev yapımı florasanlı değil), seslendirme ve yarı profesyonel de olsa bir kayıt mekanı (evde web mikrofonuyla değil) ve bunun gibi profesyonel iş çıkartılabilecek şeyler. Bu dediklerime de 20.000TL hava parası olur anca.

Şirket profesyonel işini yapar, yaparken de bu işi öğrenmeye hevesli gençlere bir uygulamalı çalışma imkanı sağlar. O çalışanlar kendi filmlerini çekecekleri zaman zaten adam aramalarına gerek kalmaz her işten anlayan adam olur içerde. Alet edevatı da zaten yine şirket karşlılar. Ama ondan sonra ne olur, vay bu şerrolar milleti bedavaya çalıştırıp para kazanıyorlardan tutun da, götleri kalktı dallamalarına kadar bin türlü hadise. Ayrıca burada işi öğrenen adamların ülkede beslenecekleri ciddi bir piyasa olduğunu ben düşünmüyorum. Bu işi öğrenmek isteyen, kendine meslek seçmek isteyen bir şekilde giriyor içine oradan buradan. Buna kısa filmler de önayak oluyor evet o da doğrudur ama bu anlattığım şey bile çok çok zor uygulanır bir olay. Çok paralı ve çok boş zamanlı bir adam olmak lazım. Yoksa hayalden öteye gitmiyor gibi geliyor bana. Bazen düşünüyorum böyle mantıksız geliyor, bazen bir yerinden başlansa olur gibi geliyor. Ama yine de konuşması çok zevkli. İlgiyle okuyorum yazdıklarınızı ve çok güzel fikirler gibi geliyorlar okuyunca. Umarım ben yanılıyorumdur, birileri böyle bir şeye kalkışır ve beni de ikna eder. Neden olmasın.

ben tam tersine bu işin piyasadan bağımsız olması gerektiğini düşünüyorum. yani kendi başına ayakta durabilmeli.

benim dediğim sektöre adam yetiştirme falan değil. tam tersi. piyasaya gidenler de geri gelsinler buraya. "hayallerimde film yapmak vardı, şimdi sekizinci sınıf bir kanalda çalışıyorum" diyen adam da gelsin.

"herkeste var" kısmı zaten mesele. herkeste premiere var ama yasadışı olarak. burada mac veya çok güçlü bir iki pc olur. üzerinde lisanlsı yazılımları olur. premiere de olabilir bu. ama sonuçta o bilgisayarda sürekli bir üretim olur. etrafta yardım edebilecek, fikir verecek elemanlar olur. usta çırak ilişkisi gelişir. zanaat ilerler. sen evde tek başına amerikayı keşfetmeye çalışmazsın.

red'in fiyatı ne kadar bilmiyorum ama 10000 civarı yetmez mi? yanında o herkesteki 5d'ler, 7d'ler. ben 550d mi verdim gitti. bence doğru kullanıldığında tek başına 550d de yeter.

İnternette görüyoruz işte. Çok inanılmaz, çok yaratıcı şeyler yapan adamlar var. Hiçbirinin arkasında profesyonel sistemler yok.

5000 tl gibi ışıklar, mikrofonlar, ses ekipmanları tutar dedim. Pc mikrofonuyla olmaz elbette.

Bu dediğim bütçe 100.000 tldir diyorsanız zaten yanmışız. Kimse kısa film çekemez o zaman. Ama ben hala gereken neyse bir defa alınsın, tam alınsın, herkes kullansın diyorum.

Herkes bir şekilde hallediyor. Ama ortaya bir şekilde halledilmiş filmler çıkıyor. Bir de diyorsunuz insanlar arabalarını satıyorlar film çekmek için. Satmasın abi neden satıyor. Bir sürü sıkıntıya giriyorlar, birilerinin peşinden koşuyorlar. Bu kadar özveriye gerek yok. Organize olmak gerekiyor sadece.

"Hevesli gençler"in düştükleri bir tuzak var. Adam uğraşıyor senaryo yazıyor mesela. Yüzüne bakan yok. Ne yapması gerekiyormuş efendim. Bir senaryo grubuna kapağı atıp üç sene bedavaya çalışacakmış. Yuh! Askerde uzun dönemler torunlarına bile yapmıyor böyle eziyet 🙂

Nuri Bilge Ceylan'ın kısa filmini al. Adam (sanırım 35 mm) kamerasını aldı. Filmlerini aldı. Gitti annesini babasını çekti. Evine moviola montaj masasını alıp filmleri kendi kesip biçmeye kalktı. Olmayınca gitti bir montajcı buldu. Adamın da tepkisi haliyle uzaylı görmüş gibi oldu 🙂 şimdi bu yaptığı doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama o filmle de gitti cannes da yarıştı.

Ben diyorum ki bu adam cebindeki parasını manyak gibi kamera almaya falan yatırmak yerine bir prodüksiyon firmasının kapısını çalsaydı, benim param var hadi bu filmi yapalım deseydi ortaya çıkacak film beş para etmezdi.

Etmezdi çünkü kısa filmle "piyasa" ters mıknatıslanma yapar. Adamlar orada milyon dolarlarlık işlerin peşinden koşuyor sen gitmiş arada ticari değeri sıfır olacak entel dantel bir işten bahsediyorsun. Üstelik deneyimin de yok. Zaten deneyimin olsa veya deneyimsizken kıvırabilsen daha da kötü. "Ekmek kavgası" veya "pasta paylaşımı" olan hiçbir yerde yabancıları sevmezler.

"Piyasa" kazandıklarımızın zekatı olsun diye bile idealizme hizmet etmez. Arada aklı başında olanları bireysel olarak destek olmaya çalışırlar o ayrı. Onlara kapı ardına kadar açık olur. Ama hevesli gençleri piyasaya taşıma gibi bir misyon doğru değil.

Misyon şu. "Hevesli" olana, kafası çalışana karşılıksız bir fırsat ve teşvik verebilmek. Kendini ifade edeceği beyaz bir sayfa sunmak. İşbirliği ve deneyim sayesinde kötü olacak filmleri daha az kötü, iyi olacak filmleri daha iyi, hiç gerçekleşmeyecek projeleri de gerçek yapabildik mi görev tamam demektir.

Benim bu iş için aksilik çıkmazsa en geç Eylül ayında FF ismi altında başlatmayı düşündüğüm ve 10 bin lira ayırdığım bi proje var. Fakat kafamdaki sistemin detayları oturmasa da Sicko'nun dediği gibi bi ofis durumu olacak. Bi yandan Profesyonel ayak, ofisi ve kısa filmciyi destekleme anlamında finansör olacak. Bi yandan hem profesyonel klip ve reklam filmi işleri dönerken hem o işlerin çekiminde isteyen kişi naylon bi staj görebilecek hem de ofis içinde hiç bitmeyen ücretsiz kurslar olacak. Belirlenen şartları geçen kişiler de montaj stüdyosu ve ekipman anlamında hak sahibi olacak. Kaliteli kısa filmlerden oluşan 1.5 saatlik gösterimler ve bu karma filmlerin dvd satışı olayları ayarlanıp ayrı bir gelir kaynağı yaratılacak falan.

Vay, heyecanlandım birden.

işte bunu bekliyorduk. en azından bir kısım kısa filmciyi bir araya getirmesi açısından çok faydalı olur.

bu arada kısa film açısından red'e falan gitmeye gerek yok bence. şuradaki filmler kadar bir düzeye yaklaşılsa tamamdır zaten:
http://www.unstage.com/2010/02/20-incredible-videos-created-with-the-canon-5d-mkii-camera/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Her zaman piyasaya girmeden, kendi piyasamizi olusturmaliyiz, yeni standartlar getirmeliyiz demisimdir, halen arkasindayim.

Bir de olayin kameradan alakasiz oldugunu ne zaman anlayacagiz bakalim, merakla bekliyorum.. Makina da son klibini 7D+RED ile cekti iste, herkeste olmasi kotu oldugu anlamina gelmez, RED de herkeste var.

Her zaman piyasaya girmeden, kendi piyasamizi olusturmaliyiz, yeni standartlar getirmeliyiz demisimdir, halen arkasindayim.
aynen. kısa filmin piyasada bir karşılığı yok zaten. gerçek anlamda kısa filmden bahsediyoruz tabi. ünlü yönetmenler de kısa film çektiklerinde çok başarısız olabiliyorlar. bu işin asıl ustası kısacılar. daha doğrusu kısacılar usta kısacılara dönüşmeli. bunu için de ticarileşmeden endüstrileşmeli, makinalaşmalı, fabrikalaşmalı.

Zora giren her kısafilmcinin her zaman aklından geçmiştir bu tür oluşumlar. Eğer bu fikir burda kalmayıp, canlanırsa, Türk kısa filmleri için uzmanlaşma aşamasının ilk büyük adımı atılmış olur.

Bu konuda oluşumun yolu açık olsun, içerden çatlak vermesin, sıkıntıya girmesin ve rağbet görsün, tutulsun dileklerimizle.

şu başlıkta bir şirket kurup benzer bir adım atanalar var:
http://www.filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=9&t=6784 " onclick="window.open(this.href);return false;

Türkiye Kısa Filmciler Derneği veya Vakfı gibi bir oluşumun da pekala hayata geçirilebilir olduğunu düşünüyorum.

ya asker mantığı olcak ama 15-20 binlik ekipman alınırsa bunlar teker teker üyelere zimmetlensin 😀 .

.

benim bir arkadaşım da canon 7d var, "abi makinayı versene beş dakka deneme çekimi yapacağım" diyorum. "olmaz sen bozarsın diyor." siz de oskar alıyosunuz. helal olsun. umudunuzu kırmak istemem ama toplumdaki mantık şu; git patates sat para kazan !!!

Türkiye'de kısa filmle ilgilenen çok insan var ama hepsi bireysel çabalar içindeler. Diğer yandan zevkine Jimmy jib falan yapan bir sürü adam var. Kaynak sıkıntısı yok ama kaynakları bir araya getirme sorunu var. Kaynaklar inanılmaz verimsiz kullanılıyor.

Kısa film çekmek isteyenin prodüksiyonuyla uğraşması, dünya para verip kamera falan alması hata.

şu konuya kesinlikle katılıyorum ve özenli bir organize olma süreciyle üstesinden gelinebileceğini düşünüyorum.

ortaya daha sağlıklı şeyler çıkabilmesi için,
fikirlerle ekipmanların,
hevesle tecrübenin,
parayla da iş gücünün ortak bir çatı altında buluşması gerekiyor.

film yapmak isteyen bir kişide bunlardan biri veya bir kaçının olması hiçbir zaman yetmiyor. ya da diğerlerine de sahip olabilmek için ciddi mesai harcaması bence büyük bir zaman+emek kaybına mal oluyor.

misal ben şu sıralar bir film yapmaya çalışıyorum fakat imkansızlıklardan dolayı filmin,
senaristi de benim, yönetmeni de. yapımcısı da ben olduğum yetmiyor gibi oyuncularından biri de. bu şekilde olmuyor tabi. olması için zorluyoruz haliyle fakat olmayacağı gün gibi ortada.

fakat bunların her birinde bireysel olarak iyi işler çıkaracağımı düşünsem bile (ki bu bile tek başına yeterince zordur) hepsini birden yapmak durumunda kalınca hiçbirinden sağlıklı bir verim almak mümkün olmuyor.

her birimizi bir puzzle ın parçaları olarak düşündüğümüz vakit, parçaları doğru yerlere koyarak birleştirecek bir "oluşum" un hepimiz için ne kadar faydalı olduğunu daha net görebiliyoruz. ha, "oscar" belki uç bir örnek olmuş; fakat imkansız da değil 🙂

aslında sinemasever insanlar olarak birleşip, böyle bir oluşum yaratmak gerçekten zor değil. sadece biraz emek, biraz para ve bolca çılgınlık istiyor 🙂 ki sonuncusu dışında hiçbiri ulaşılamayacak şeyler değil.

Son mesajlardaki problemi anlayamadım. Bu sorunların çözümü zaten burası. İşin her kategorisinden eleman forumda mevcut. Bir ilan bırakmanız yeterli oluyor çoğu zaman. Daha geçen gün öğrendim Ozan son filmi için Polis kıyafetinden 6 tane takımı bile forumdan bulmuş. Gerisi bahane gibi geliyor bana. İletişim kurmayı bildikten sonra burada hemen herşey mevcut.