Arkadaşlar uzun süredir aklımda ama şimdi bir fragman izleyince ve o fragmanı izleyen başka bir arkadaşın yorumunu okuyunca açıyım dedim bu başlığı.
Sitedeki filmlere baktığımızda bir silah sevdası sürüp gitmede-belki Kurtlar Vadisi ile biter dedim bu filmler ama bitmedi be 😆 TV de silahlı diziler süper iş yapıyo hala anladığım kadarıyla,bir kısa filmde illaki silah olacak mı?Ya da her eline kamera alıp da bir şey çekmek isteyen arkadaşlarını toplayıp" -Olm süper bir film çekcez varya ,sen şimdi kötü adam olcaksın bizim mekanı basıp arakadaşımızı öldürceksin sonra da biz gelip intikam alcaz " mı diyor anlamadım ki 😯 İşin garibi mafyalı,silahlı film çeken arkadaşlara bunu söylediğinde "-Alakası yok bizimki çok farklı" demesi "-Eğlenmek için çektik öylesine" demesi.Bu durumda sorun bende sanırım.Siyah takım elbise giydirip güneş gözlüğü takıp eline silah verip mafya rolü yapan arkadaşlar tamam rol yapıyor anladım,peki o filmi çeken "yönetmen" arkadaş 19-20 yaşındaki kişilerin "oyuncuların" oynadıkları rolle izleyiciye ulaşabildiğini sanıyor mu?Ben şahsen -pembe pembe yanaklı - gençleri görüp konsantre olamıyorum filme 🙂 Güzel bir şeyler varsa bile farkedemiyorum.
Siteye yeni bir film ekleniyor ve heyecanla indirip izliyorum çoğu zaman sonuç hüsran 😥
Silahın görünmesi zorunlu olduğu zaman göründüğü filmlere değil sözüm,umarım anlaşılmıştır derdim...
Ubi bene ibi patria-Nerede mutluysan vatan oradır
haklısın.. hadi tamam silahlı mafyalı bişey yaptın diyelim o zaman klişe bişey cektim ama bak böyle bir zeka pırıltısı taşıyor filmim de! öyle bişey yapki rahatsız olmayalım. Örn: Easy Money.. forumdaki en klişe ama en kalite klişe film.
Genel olarak katılıyorum ama şöyle bir söz de var hatırlatmak isterim ki Godard söylemiştir, "filme kadin ve silah koyarsan film daha guzel olur"
Katılmamak elde değil ama sadece buna katılmak da apayrı bir sorun ki sizin de bahsettiğiniz böyle bir şey sanırım...
Bu eğilimi ben de görüyorum. Bunu incelemek belki sosyologların psikologların falan işi ama, bence hiçbir zaman olamayacakları şey olmanın verdiği sevda ile yapıyorlar bunu. Kendilerini anlatamıyorlar. çünkü kendilerini tanımıyorlar ve klişe şeylere yöneliyorlar... Ooof amma tespit yaptım be 😉
Misal bu sitede bir ara eleştirilse de Thunpax'in "Kasvet" filmi kişisel bir çalışmaydı ve beğenmiştim.
Ya da beetle'ın hiç öyle bir derdi yok mesela... Adam ben kkomiğim ve güldürmekten hoşlanıyorum diyor, çok da başarılı bir şekilde yerine getiriyor...
Demek istediğim, ne için film yaptığını bilmekle alakalı bir şey ki bahsettiğiniz tarz filmlerin ne için film yaptığını bilmeyenler tarafından yapıldığını düşünüyorum... Ki bunu şu laftan da anlıyoruz "Eğlenmek için yaptık öylesine"
Genelde eline kamerayı alan çopu genç çekiyor mafya vari bir film. Ne kadar kabul etmesekte yada yediremesekte var böyle bir özentilik durmu. Ve bununda başı Kurtlar Vadisi.
Sitedeki Easy Money filminde de mafya olarak genç insanlar vardı ama kalite açısından iyi olduğu için bana çok batmadı o.
İnsanlar yaratamadıkları yerde hemen bir mafyvari film çekiveriyor. Oturup yeni bişey düşünmekten kaçıyorlar.
İnşallah bu gidişat değişir.
"Söz gider, yazı kalır... Aha bunu da buraya yazıyorum..."
Kisa filmcilerde artik fantasimi kalmadi acaba ?
Yeni seylere yeni fikirlere kendilerini kapatiyorlarmi yoksa, cocukluklarinda oynadiklari kovboy kizildereli oyunlarina takilimi kaldilar?
Kurtlar vadisi benzeri kisa filmleri ceken kisa filmciler bana olgun ve büyük görünmek icin sigara icen cocuklari cagristiriyor.
beetlejuice ün dogaclama komik kisa filmlerinin hayraniyim. Filmlerinde fantasi komiklik dogallik saflik mahsunluk gercekcilik mevcut. 😀
Artik kisa filmlerde siddete ve küfüre hayir diyorum ❗ 😆
megasupermaster
Kisa filmcilerde artik fantasimi kalmadi acaba ?
Yeni seylere yeni fikirlere kendilerini kapatiyorlarmi yoksa, cocukluklarinda oynadiklari kovboy kizildereli oyunlarina takilimi kaldilar?
Bence kolaycılığa kaçmalarından kaynaklı bu tarz film çekmeleri,yoksa evcilik ve doktorculuk felan da oynamışlardır hiç onlarla ilgili film görmüyoz 😆 Duygusal bir film çekse mesela çevresi " olm romantik olmuşsun sen lan" diye dalga mı geçecek sanıyo "karizmayı çizdirecek" "ağır abi" takılamıycak artık ❓ Eline yeni almışsın kamerayı illa ki "kurmaca" bir şey çekmek zorunda değilsin.Çek birbirine kur yapan kumruları koy altada "love story" al sana klip 😉 Çek İstanbul'un dört bir tarafını boğazını tepesini çık çamlıca'ya sonra koy alta müziği "Sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul görmedim gezmediğim sevmediğim hiç bir yer"...
Elin kamera tutmaya alışsın,kameranı tanı bu süre içinde de aklına bir hikaye gelir senaryolaştırırsın çekersin,millet de eleştirir hakkını vererek emeğine saygı duyarak .Acele etme film çekmek için "arkadaşım" daha genciz be zamanımız var öğrenecek çok şey var sinemaya ilişkin...
Ubi bene ibi patria-Nerede mutluysan vatan oradır
Eger biraz gecmisi arastirirsaniz bu forumda bunu acik acik dile getirdigimi ve hatta gidisatin hic iyi olmadigini belirtmistim.(sadece forumda degil,yillardir cesitli ortamlarda anlatirim bunu)
sonuc ne mi? ogretmenlerini tartaklayip kameraya cekenler,kendi aralarinda hic yuzunden tartisip olenler,eline gecen kamerayla birkac birsey cekip sonra 'agir abi' kivaminda (ki cogunun biyigi bile henuz yeni terlemistir) davrananlar,okullarda ve guncel hayatta surekli artan siddet.
Bu isin bu noktaya gelecegi cok onceden belliydi,hadi o zaman yetkililer anlamamisti ama bari sevdikleri dizide bir oyuncunun canlandirdigi karakter olunce helva dagitan,gazetelere ilan veren zeka kupu insanlari gorunce anlamalari gerekirdi.Anlamadilar ne mi oldu?
Gidin bir okulun onunden gecin de bakin, her biri gencecik ve pozitif enerji dolu olmasi gereken 'kucuk adamciklar' goreceksiniz,her biri sert bakisli,'bu dunyayi yakarim' havasinda olan kucuk cocuklar.
Buyukleri zaten dunyadan kopmus.
kisacasi bu is filmcilikle falan ilgili degil,bozulan artik dibe vuran toplum yapisiyla ilgili.Caresi ise ne yazik ki kolay kolay kimsenin uygulamak isteyecegi cinsten degil.
Kim dur diyecek bu toplumsal "çürüyüş"e ? Siyasiler mi 😆 "Diziler toplumun afyonu" mu oldu acaba ?Millet dizilerdeki,filmlerdeki karakterleri "içinde hissederek" hayatından pek memnun yaşayıp gidiyor,ne işsizlik ne pahalılık aklının ucuna gelmiyor çünkü o biliyor ki "Sonunu düşünen kahraman olamaz" 😆 İşine geliyor toplumun bu durumu açıkca siyasetçilerin.Yakında Amerikadaki gibi bir öğrenci okulu basarsa okuldakileri rehin alırsa şaşırmam.
Demokrasiyi "seçilmişlerin" diğerlerini yönetmesi sanıyor toplum, "seçilmişler" hata yaptığında diğer seçimde gerekli ders verilir,bu demokrasi anlayışı ülkede.
Peki 4 yılın koskoca ülkede "boşa gitmesi" bir dönem yetişen gençlerin "heba" olması ne olacak kim alacak bunun sorumluluğunu?
Sivil Toplum Örgütleri vardır "Demokrasi" lerde halkı yönlendiren siyasilere çıkarttıkları ya da çıkartacakları kanunların ne getireceğini söyleyen ama bizde yok sanırım ❓ ya da "bize ne" diyolar,koltuk sevdasındalar.
Kapkaça verilen cezalar,yaralamalara verilen cezalar ortada "etkili ceza sistemi " olmayınca "yapanın yanına kar kalınca" yaptığı,herkes işin kolayına kaçıyo.Her iktidar döneminde aynı sorunlar yaşanıyor ama kimse "elini taşın altına sokmuyor" biliyor ki gelecek seçimde yine oy alacak aynı kişilerden.
Millet önemsemiyor artık bu olayları,düzeltilmesini istemiyor bile sadece söylemekle yetiniyor,sıradan olay haline geldi."Kötü yönetime alışmak" en kötü şey belki dünyada.
Gençlere "enerjilerini" harcayacakları bir imkan verilmiyor,ortam sağlanmıyor belki de asıl sorun bu;"güçlü olmak" "istediğini yapabilmek" "toplum tarafından beğenilmek" fiziksel güçle özdeşleştiriliyor dizilerde ve filmlerde,ama birileri "çizdiği resimle" "yaptığı şarkıyla" da toplumun kendisine "değer" vereceğini gösterse "şiddet" peşinde koşmuycak bu kadar.Liselilerin yaptığı davranışların çoğu "arkadaşları tarafından beğenilme" "toplum tarafından kabul edilme" "dikkat çekme" gibi nedenlerle yapılıyor yoksa hiçbiri "kötü" insan değil "yanlış yönlendirilmiş" küçük insanlar 😉
Ubi bene ibi patria-Nerede mutluysan vatan oradır
Ben bu konuda kendimle acayip çelişiyorum, bildiğiniz 2 galaksi beynimde çarpışıyor ve çok büyük bir karakdelik tüm benliğimi yokediyor. Dermişim. Abartmayalım.
Demem şu ki, bir yandan diyorum ki ulan çekin çekin öğrenin (ama bize sunmayın, Görkem'in başka bir başlıkta dediği gibi). Bir yandan da diyorum ki, hop birader. Önce bir işin teorisini kavra, sonra çekersin.
İkisini bir dengeleyip halletmek lazım işi. Ben bu arada kalmışlıktan hiçbir şey yapamıyorum örneğin. En iyisi sanırım öğrenmek için deneyerek ilerlemek.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Ogrenmenin sonu olmadigi icin her bir adimda bir uretim yapmak iyidir. Adimlari ise iyi ayarlamak lazim.
Fark şurada: yapılan işin ciddiyetini kavramak. Neyi neden nasıl yaptığını iyice düşünmek. Filmde yer alacak hiçbirşeyi akışına bırakmamak. Fİlmin her ama her ayrıntısını enine boyuna düşünmek. Emin olunamayan şeyleri bilenlere sormak.
İzlediğimiz kötü kısaların sahipleri kötü oldukları için değil yeterince hazırlanmadan, konuyu yeterince irdelemedenişe giriştikleri için, yaptıkları filmin her an'ına hakim olmadıkları için kötü işler ortaya çıkarıyorlar bence. Yapılan her tercih için "neden böyle yapıyorum?" sorusuna doğru cevap verebilmek.
Ellerinde malzemeleri var ama enerjileri ya da gereken ciddi yaklaşım damarları yok.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Neyi neden nasıl yaptığını iyice düşünmek. Filmde yer alacak hiçbirşeyi akışına bırakmamak. Fİlmin her ama her ayrıntısını enine boyuna düşünmek. Emin olunamayan şeyleri bilenlere sormak.
Istersen bu sekilde yuz tane degil bin tane kural yaz, yinede olmuyorsa olmayacaktir. Isin icindeki faktorlerin cogu icgudusel secimlere bagli olarak pek cok degiskene sahip oldugu icin sinema soyle yaparsak boyle olur diyebilecegimiz bir sanat degil. Diyenler yok mu var, onlarda genelde akademisyen veya sinema teorisyeni olup baska dunyalarda yasayan insanlar.
İnsanların bu tür ortamlarda paylaşılan işlerden kendi beklentileri dahilinde sonuçlar çıkmasını istemelerine anlam veremiyorum gerçekten. Çekilen her işin kendine göre belli bir amacı vardır. Mesela sevgilinizin doğumgününü çekersiniz anı olsun diye, düğün çekersiniz para kazanmak için, deneysel videolar çekersiniz ders için, eğlencelik işler çekersiniz arkadaşlarınızla paylaşıp eğlenmek için... Yani illa ki yarışmalarda ödül alsın diye, genel seyirciye hitap etsin diye ya da eleştirmenler beğensin diye film/video çekmek zorunda değil hiç kimse. Bu amaçlarını belirtmemiş olsalar bile genelde az çok belli oluyor. Hele ki belirtildiyse (bu örnekte olduğu gibi) artık bunu sorgulamanın, eleştirmenin hiçbir anlamı kalmıyor.
Kendi başıma da geldiğinden bu durumu iyi biliyorum. Yaptığınız işler kalite açısından amatörlükle profesyonellik arasındaki yelpazenin bir yerlerinde yer alıyorsa beklentiler de belli oranda değişiyor. Neden öyle yaptın, neden böyle yapmadın konuları çok dönüyor. Bunları çok gereksiz buluyorum. Ben sırf kendimi sınamak için temeli ya da içeriği hoşuma gitmeyen işler yaptım ve yapacağım. Yapmak istiyorum çünkü. İnsanlarla bu işleri paylaşmak ve onların tepkilerini de görmek istiyorum. Birçok arkadaşımız da benim gibi düşünüyor gibi geliyor bana.
Ben aksiyon filmi çektim diye "Vay sen niye aksiyon çektin de bizim memleketin meselelerine değinmedin" denmesini yersiz buluyorum. Çünkü ben aksiyon filmi çekmek istedim ki çektim. Şimdi Ali de böyle bir şey çekmek istemiş. Neden kısa film çekmemiş? Çünkü kısa film değil böyle bir deneme çekmek istemiş. Neden? Çünkü proje bu. Proje olmasa da canı istemiş.
Sizin özellikle çekilmesini istediğiniz bir kısa film fikriniz varsa yapımcı ya da sponsor olun çektirin bana kalırsa. İnsanlar da bırakın ne amaçla ne istiyorlarsa onu çeksinler.
Ben bu konuda kendimle acayip çelişiyorum, bildiğiniz 2 galaksi beynimde çarpışıyor ve çok büyük bir karakdelik tüm benliğimi yokediyor. Dermişim. Abartmayalım.
Demem şu ki, bir yandan diyorum ki ulan çekin çekin öğrenin (ama bize sunmayın, Görkem'in başka bir başlıkta dediği gibi). Bir yandan da diyorum ki, hop birader. Önce bir işin teorisini kavra, sonra çekersin.
İkisini bir dengeleyip halletmek lazım işi. Ben bu arada kalmışlıktan hiçbir şey yapamıyorum örneğin. En iyisi sanırım öğrenmek için deneyerek ilerlemek.
Sen bence yaparım da kötü olur, millet beni tefe koyar, ulan bu kadar karizma yaptık ya çizersek kaygısıyla bir şeyler yapmıyorsun. Ahanda açıkça söyledim. Hem de ulu orta yüzüne 🙂 Ama öyle yapma bence çek bir şey de görelim bakalım nasıl çekiyorsun bu kadar bilgiyle hahaha 😀
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Fark şurada: yapılan işin ciddiyetini kavramak. Neyi neden nasıl yaptığını iyice düşünmek. Filmde yer alacak hiçbirşeyi akışına bırakmamak. Fİlmin her ama her ayrıntısını enine boyuna düşünmek. Emin olunamayan şeyleri bilenlere sormak.
İzlediğimiz kötü kısaların sahipleri kötü oldukları için değil yeterince hazırlanmadan, konuyu yeterince irdelemedenişe giriştikleri için, yaptıkları filmin her an'ına hakim olmadıkları için kötü işler ortaya çıkarıyorlar bence. Yapılan her tercih için "neden böyle yapıyorum?" sorusuna doğru cevap verebilmek.
Ellerinde malzemeleri var ama enerjileri ya da gereken ciddi yaklaşım damarları yok.
Filmin her anına hakim olmak bir sapkınlık olabilir ve filmi çığrından çıkarabilir. Bazı şeyleri oluruna bırakmak ve içgüdüleri devreye sokmak gerekli. "Taxi Driver"ın meşhur ayna sahnesi doğaçlamadır mesela, senaryoda yoktur. Ama belki de sinema tarihinin en çok gönderme yapılan sahnesi olmuştur. Çekerken akışına bırakmak da bir yöntem olabilir. Film o anda orada cereyan eden bir olaydan çok olumlu bir şekilde etkilenebilir ve bu seyirciye çok güzel yansıyabilir. Yaşıyor gibi film çekmek en normalidir bana göre, çok zorlamamak lazım. Alın elinize kamerayı kayıta basın. Hayat zaten iyi filmi, kötü filmi ayırır, yetenekli olup olmadığınızı sorgulamanıza gerek yok.