Sürekli aklımda olan birkaç soruyu bu başlık altında sizlere danışmak istiyorum:
1- Ülkemizde kısa filmseverlerin miktarını arttırmaya çalışmak, "Keşke çok daha fazla kişi kısa film izlese" gibi bir özlemde olmak doğru mudur?
2- Çok daha fazla kişinin kısa film izlemesi amacıyla bir girişimde bulunmak, kısa film üreten kişilerin ve ortaya çıkan ürünlerin ve temel üretme/üretilme niyetlerinin kalitesini düşürür mü? Ya da aksine arttır mı?
3- Kısa film izleyenleri miktarını arttırmak için üreten kişiler neler yapabilir/yapmalıdır?
4- Kısa film izleyenleri miktarını arttırmak için destekleyen (festival yöneticileri, sanat kuruluşları vs....) kişiler neler yapabilir/yapmalıdır?
5- Mutlaka kısa film ve izleyicisi miktarı artıyor. Sizce olanaklarla ve mevcut zeminle karşılaştırıldığında bu artış uyumlu mudur?
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Kısa film severlerin sayısını artırmak, bu işi sektörel hale getirir ki bu yeni oluşan sistem içerisinde özellikle destek bulmaya çalışan kısa filmcilere büyük faydası dokunur inancındayım. Zaten sektöre dönüşen piyasa her haliyle bazı bir takım değişmeler, iyileşmeler ve kötüleşmeler oluşturabilir. Özellikle bu yeni oluşumla birlikte kısa filmcilerin çok övündükleri ve gurur duydukları bağımsızlık bir kaygı haline dönüşür. Tabiki bu yeni piyasa haline almış film sektöründe bağımsız kalmak çok güçleşecektir.
Kısa film sektöre dönüşmeden, kısa filmin ne olduğunu, uzun metrajla ayrılan özelliklerini vs... yeni oluşacak sever kitleye doğru aktarılmış olması lazım. Seyircinin kısa filmden ne bekleyeceğini (filmin konusu olarak değil) bilmesi gerekir. İşin bu kısmı çok önemli, yoksa kısanın ne olduğunu öğrenene kadar bir çok gereksiz açıklama durumda kalabilir kısacılar (ya da koca bir siee derler, tabi hala bağımsızsa). Terkedişler, abartılan önemsiz şeyler, aaa bu da ne olakiii durumları vs gibi yığınla olay ile karşılaşılabilir.
İyi yanlarıda olacaktır elbette örneğin, özellikle yerel kısacılarda büyük bir değişim olabilir. Pek makbuldur ki hayatında hiç kısa izlememiş ya da bir kaç kısa izlemiş baaaazı kimseler kısa film çekmeye kalkışıyorlar; ve üstelik takdir bile bekliyebiliyorlar. Eleştirilere tahammüleri olmuyor. Sektörel olacak bu gelişme bu tip yönetmensandım insanlar için bu alanda hızlıca gelişim sağlayabilir. Ha işin bu kısmı çok önemli midir? ımmmmmmmm.....
Kalitenin kesinlikle artacağı inancındayım, tıpkı uzunlarda yaşandığı gibi. Zaten yukarda da değindiğim gibi sektörel olan bir oluşum artık kapital piyasa olmuştur. İstemese de gelişim göstermeye mahkumdur.
Üreten kişiler neler yapmalıdır; yani bizler neler yapabiliriz. Öncelikle elimizin altında inanılmaz potansiyele sahip bir facebook icadı var. En hızlı ve en etkili yoldan hedef kitleyi oluşturan, bulan bir icat. Bu yol halihazırda kullanılmakta ama sadece kısacıların uğrak netmekanlarından öteye gidememekte. Belki hepimiz görmüşüzdür, kısa filmle alakasız bir çok kişi, önüne rastgele çıkan bir kısa filmi izleyip beğenmişse paylaşıyor ve bu etki zincirleme paylaşımla devam ediyor. Ama malasef bu paylaşımcılar "vay be ne imiş bu iş" diyerekten daha başka kısa film arayışına girmiyor. En büyük engel ilkinden sonraki meraksızlık.
Festivaller ve sanat kuruluşları ne yapabilir? Öncelikle yurdumuzda kısa film festival sayılarında artış gözlenmekte. En büyük katkıyı üniversiteler yapıyor. Ama bu katkıları sadece yılda bir kez oluyor. Örneğin bir X Üni.'si yılda sadece bir kez, o da festival düzenledikleri için kısa film gösterimlerinde bulunuyor. Üniversiteler gibi hedef kitleye hızlı ulaşabilecek kurumların, bu gösterimleri daha sık yapmaları ve bu hedefe ulaşabilmek için inat etmeleri lazım. Bol gösterim bol gösterim her yerde ve her kurum tarafından bunun yapılması olmazsa olmaz olmalıdır. Tabi bunun yanına bağımsız festival kurumlarının olması gerekir. Her seçimin tarafsız olması gerekir ve bu festivali düzenleyen yöneticilerin kısa film hakkında tam bilgiye sahip olması gerekir; sonra kısa film için müzik telif hakkı alma yolları sorulduğunda aygır görmüş kancık beygirler gibi bir hal almamalar gerekir.
Olanaklar konusu hakkında herhangi bir bilgiye sahip değilim. Tabi daha iyi kameralar çıkabiliyor ve bunları piyasada uygun fiyata bulma imkanları artıyor. Sadece gelişen kitle iletişim araçları, bu duyuruyu daha geniş kitlelere yapıyor. Yani kısa film seyircisinin artma olayı tamamen internet olayına bağlı. Festival ve tv gösterim gibi diğer kategorisinde oluşturacağımız etkenler bile, öncelikle bunu yapma nedenleri internettir. Ve bunların yaptıkları etki internet etkisinin yanında çok ufak kalır.
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
ne kadar güzel teşekkürler
Yaş, milliyet yada özgeçmiş önemli değil; önemli olan söyleyecek bir şeyin olması.
^^KYKGM^^
The Dude'nin bloğuna göz atarken, bloğa geçmişte yazdığım bir yazıyı okudum (benim öyle psikopat halim vardır, yazdıklarımı ara ara okurum, siz beni deli sanmayın ama 😯 ) gelişen Türk Sineması sektörü konulu bir yazıda seyirci için, artık afiş ve fragman yoluyla film seçme zamanının geçmesi gerektiği ve eleştirmenlerin yazılarına göre sinemaya gitmeleri gerektiğinden bahsetmiştim. Takip edilecek bu yolla sinemanın seyirlik gelişiminin kat be kat artacağı inancındayım.
Aynı durum kısa film için de geçerli. Bir an düşünelim sektörel bazını tamamlayan kısa filmin gelişmesi için, seyircinin de eleştirmenlere göre kısa film takip edeceği günler gelebilir mi? FF Forumunu gezdiğiniz zaman kısa film eleştirmenlerinin, oluşmamış sektörden çok daha ileride olduğunu bariz görebilirsiniz.
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Ya pardon ama ben pek iyi anlayamadım bu bahsettiğinı HHK. Azcık daha açıklasan lütfen? Özellikle ikinci paragrafını? Yani sadık bir kısa film izleyicisinin varolduğunu ama yeterince üretken kısa filmciler olmaıdğını mı düşünüyorsun?
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Yani sadık bir kısa film izleyicisinin varolduğunu ama yeterince üretken kısa filmciler olmaıdğını mı düşünüyorsun?
Yok bunu düşünmüyorum. Orada ne kısa film üreticilerinden, ne de sadık bir izleyici kitlesinin bulunduğundan bahsettim. Sadece olaya eleştirmenleri de katarak bir şeylerlerden bahsetmek istedim. Demek istediğim, diyelim ki gün gelir kısa film sektörel hal alır. Net ortamında, sinema salonlarında, kısa filme özgü kısafilm salonlarında, seyirci isteyerek gelir ve kısa film izler. İzleyici sayısı kısa film için çok artmıştır. Görsel ve yazılı basında sinema eklerinde artık kısalardan da haylice bahsedilir olmuştur. Yani hemen hemen şu anki uzun metraj sektörüne ait değerlere sahip bir kısa film piyasası dersem, durumu daha açık özetlemiş olurum.
Bunları gözönünde tutarak, sektörel hal almış kısa film piyasası, kısa film eleştirmenlerini barındırabilr mi? Gelişimin olması ve yüksek standartlara erişmesi için, konuştuğumuz piyasada, eleştirmenler kıymetli bir değere sahiptir. Yeni oluşan bu sektörde, eleştirmenler de yetişmelidir. Şu ana baktığımızda bile örnek kütle niteliğindeki FF Forumu, bunu bugünden yapıyor gibi. Yani şimdiden, kısa film sektörel gelişmesi oluşmadan çok iyi kısa film eleştirmenleri yetiştirdik, düşüncesindeyim.
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Hmm.... Şimdi anladım....
Şu, sinemada reklam izleme işkencesi olayıyla mücadele meselesi iyice ciddileşse ve her salona, her filmden çnce bir kısa film gösterme zorunluluğu getirilse harika olurdu. Gelişmiş birçok ülkede bu uygulama var zaten. Hatta bazı arkadaşlardan "filmden önce izlediğim kısa film öyle iyiydi ki bilet aldığım filmin havasına giremedim" diyenler oldu.
Ama ama.... Tabi önce şunu sormalıyız kendimize: O kalitede kısa filmler üretiyor muyuz? Ya da "o kalitede" ne demek? Her kaliteli kısa film izleyicide sempati yaratır mı? Bunu konuşmalıyız sanırım.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
"Sinemayla, film çekmeyle ilgili bol bol kitap, bilgi kaynağı, kamera, program vs. artık bolca var etrafta. 'Fazlalaşan şeyin değeri düşer' iktisat kanununa göre bu bolluk biz de gevşemeye yol açıyor. Bir değersizlik hissi, çekeceğimiz şeyin benzerleri arasından sıyrılmasının zor olduğunu düşünmemiz, kısır ve sıradan senaryolar, kötü oyunculuğun önüne geçemememiz ve kendimizi hala iyi ve yaratıcı bir yönetmen olarak görmememiz yüzünden ortaya kaliteli filmler çıkaramıyoruz" diyor çaycı Rıza abi. "Boşver abi bunları" diyorum, "sen çayın kalitesini bozma yeter".
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
🙂
Bende bir senaryo var Hegel. Rıza Abiyle bir görüşsek....
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
"Bollaşan şeyin değeri düşer ve bu bolluk bizde gevşemeye neden olur."
Aslında durum hiç de böyle değildir. Tabiki oluşan bu bolluk nedeniyele kötü kısaların sayısında artma olacaktır ama meseleye böyle yaklaşılmaması lazım. Çünkü önümüzde temel ve belirleyici bir faktör daha var, rekabet.
Sırf bu yüzden, sektöre döneşecek kısa film piyasası için yukarda şöyle bir cümle kurmuştum:
"Kalitenin kesinlikle artacağı inancındayım, tıpkı uzunlarda yaşandığı gibi. Zaten yukarda da değindiğim gibi sektörel olan bir oluşum artık kapital piyasa olmuştur. İstemese de gelişim göstermeye mahkumdur."
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Dediğin gibi olmasını umarım. Bununla ilgili 2.5 sene öncesinden buradan bir çağrı yapmıştım. "Bu forumdan uzun metraj çıkabilir" diye. Çıktı da netekim; artık köşeme çekilip rahatça, huzur içinde ölebilirim. Yayınlanmamış yazılarımı Görkem'e bırakıyorum. Hepsini yaksın. Böyle diyerek tam tersini kast ettiğim sanılıyorsa aldanıyorsunuz netekim. (Mustafa Kamil Zorti)
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
hangi uzun metraj çpktp bu forumdan ben mi kaçırdım?
İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;
monolog - Eray dinç
çalgı çengi - aydemirse
karşı hayat - payitaht
bu bir soygundur - bidilcus
Bi kaç iş daha var ama onlar yazmadan burda takılan üyelerin filmleri. Ha sende kabul göremsi için gişede varolması gerekiyorsa biraz daha bekliceksin.
monolog - Eray dinç
çalgı çengi - aydemirse
karşı hayat - payitaht
bu bir soygundur - bidilcus
Bi kaç iş daha var ama onlar yazmadan burda takılan üyelerin filmleri. Ha sende kabul göremsi için gişede varolması gerekiyorsa biraz daha bekliceksin.
O da olacak. Uzun yıllar yok önümüzde.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;