Tek kamera bin farklı açıyı aynı anda çekmiyor tabiki, çekiyorlar.Sonra kamerayı başka bir yere koyup tekrar çekiyorlar.Kafa karıştırıcı olmasa gerek:)

Aynen hepatitin dediği gibidir. Sadece, tekrarı olanaksız olan karmaşık çekimler çok sayıda kamerayla yapılır. John Woo bu konunun en iyi örneği. Örneğin Face Off'un giriş sekansındaki uçağın hangara giriş çekimini 12 kamera ile yapmıştır. Bu tip çekimler tekrarı olanaksız sınıfına girdiği için çok sayıda kamera ile çekilir.

Onun dışında konuşmalar, dövüş sekansları çoğu zaman tek kamera ile tekrar tekrar oynanarak çekilir. Bu durumda da kurgu oyunculuğu, kurgu yönetmenliği gibi çekim teknikleri ile ilgili kavramlar önem sunarlar ki, bir oyuncu konuşurken eli masanın üzerindeyse kesildikten sonraki açı değişiminde oyuncu ya da yönetmen o kolu aynı yere koymalıdır ki iki ayrı kamera ile çekilmiş gibi dursun. Ama en profesyoneller bile bu "süreklilik hataları konusunda ciddi hatalar yaparlar. Süreklilik hataları kendi başlarına bir başlık altında toplanablirler.

en çok mrk ettiim sorulardann biridr geneldee büyük sinema filmlerindee fazlaa kameraa kullnılmazz behind the sceneslerına baktıımızdaa ama nedense filmi izlerkenn adamlar konuşurkenn misal tek bi açıdann çeker ama izlerkenn bi sürrü açıya denk gelirr bunun bi açıklamasıı olmasıı gerekir yardımcıı olursanızz sevinirim ......

Baranetik soruna cevap buldun, bir dahaki sefer kurallara uygun bir Türkçe ile yazarsan biz de seviniriz.

Öncelikle siteye hoşgeldin. Siteye ilk katıldığımda bende senin gibi düşünüyordum. Önce sinirlendim , sonra kızdım , sonra hararetle başkalarına sinirli şekilde yazılar yazdım. Ama şimdi fark ediyorum ki hepsi bana çok şey kattı. Öğrendiklerimin yaptıklarımın çoğunu bu forumdaki insanların yardımıyla yaptım. Benim sana yapabileceğim tavsiye öncelikle Türkçe'yi güzel ve doğru kullanarak sorularını yazman. Eminimki bu forumda güzel ve istediğin bilgilere ulaşabiliceksin.

Sorduğun soruda ise arkadaşlarında dediği gibi ayrı ayrı çekimler yapılır ve bu görüntülerin montaj sırasında senkronu birbirlerine tutturulur. Çekimden sonra montaj yaparkende bunu fark edebilirsin. Saliselerle ölçülen bir olaydır.

Yok yok senkron tutturma diye bir şey yok arkadaşlar. Hangi açıdan çekildiyse o açıda kaydedilen kounşma konur. Ara geçişlerde gürültüleri miksajcı temizler. Çok basit bi mesele baran. Bi masada konuşan iki kişiyi düşün. Önce genelden baştan sona oynat. Sahne bitsin. al kamerayı götür koy oyuncunun birinin omzunun arkasına (amors) Aynı oyunu eksiksiz tekrar oynat. Sonra al kamerayı öbürünün omzunun arkasına koy. Yine oynasınlar baştan sona. Sonra o sırada elindeki bir kağıdı gösteriyor diyelim senaryo gereği. Onu ayrı çek. Elinde 4 kameran da olsa 4 kasette bu görüntüler olacaktı. Şimdi tek kamera ile 4 kamera gibi çektin. Montajlarken bu görüntülerden istediğin gibi kurgula. İster sagdaki adam konuşurken sen soldakinin dinlemesini göster. ister genel plandan zıp zıp zıplat saglı sollu kurgula. Sana kalmış. Tek düşünmen gereken şey devamlılığın. Yani öyle ağız oturtmak falan filan diye bir şey yok. https://www.youtube.com/watch?v=
al sana örnek.

Bu amorslara bir türlü alışamadım. Sahnenin içinde seyirci olarak bulunsaydım, yerimden pek oynamadan seyretmeyi tercih ederdim. Bu da kaydırmasız kamera kullanımı anlamına gelir. Ayrıca diyaloglu çekimlerde konuşandan çok dinleyeni göstermeyi/görmeyi tercih ederim. Steve McQueen’in –başka bu- “Hunger” filminde yaklaşık 20 dakikalık plan sekans var. (Peder ile Bobby Sands’in diyaloglu sahnesi). Ama kamera ile çok ilginç şeyler yapılabiliyor artık. Hitchcook’un meşhur “Vertigo”sunda geri kaydırılan kameraya karşılık optik ileri kaydırma (zoom in) ile yükseklik korkusunu çok ilginç bir şekilde vermesinden, “The Born Ultimatum”daki çatıdan karşı dar pencereye atlayan adamı sırtından takip eden kameraya dek. Bu filmde baştan sona çok dinamik, müthiş bir kamera kullanımı vardır.

https://www.youtube.com/watch?v=

https://www.youtube.com/watch?v=

https://www.youtube.com/watch?v= &

Kurulan teşkilat da acaip yani o sahne için.

ben de takılmıştım bu konuya ama daha sonra filmlerde o geçişlere dikkat edince farkettim. hatta hatalar bile farkediliyor. elini 2 defa kaldırıyor gibi olabiliyor mesela. yalnız şunu çözemedim konuşmalarda adam lafını bitirmeden plan değişiyor ama adamın cümlesinde hiç takılma olmuyor. az da olsa bir takılma ya da geçiş yapıldığından dolayı bir farklılık olması gerekmez mi konuşmada? bunu nasıl yapıyorlar?

Cümleyi/Metnini karakter tamamen aynı hızda söylemişse iki planda, ilk koyduğun planın sesini devam ettirip bu planın sadece görüntüsünü koyarsın olur biter...

Genel çek, al kamerayı adamın omzuna koy ordan çek sonra al diğerinin omzundan çek demek yetersiz. kameranın hangi yöne baktığı da önemli galiba. bu işlerin kuralları var; A kişi ve B kişisi. A nın sol omzundan B alınır. peşisıra gelen sahnede B nin sağ omzundan A alınır. A nın sol değil de sağ omzundan alınan görüntü olayı ters yüz eder. Evden çıkan adam yürür kamera sağından çeker adamı. kamera yer değiştirir sola geçer adam halen aynı yöne hedefi neyse oraya yürümektedir. ama bu sefer bize evine geri dönüyormuş gibi gözükür adam.

180 derece kuralı..arkası omuzu sol kroşesi bacağı filan kasmaya gerek yok.(son 3 yorum için)
beetlejuice de zaten onu anlatmaya çalıştı.herkesin bildiği bir kural olduğu için ayrıntıya girmedi diye düşünüyorum 🙂
forumda da var sanırsam.

ayrıca VLAD itüsozlukteki VLAD mı

Bu amorslara bir türlü alışamadım. Sahnenin içinde seyirci olarak bulunsaydım, yerimden pek oynamadan seyretmeyi tercih ederdim. Bu da kaydırmasız kamera kullanımı anlamına gelir. Ayrıca diyaloglu çekimlerde konuşandan çok dinleyeni göstermeyi/görmeyi tercih ederim. Steve McQueen’in –başka bu- “Hunger” filminde yaklaşık 20 dakikalık plan sekans var. (Peder ile Bobby Sands’in diyaloglu sahnesi). Ama kamera ile çok ilginç şeyler yapılabiliyor artık. Hitchcook’un meşhur “Vertigo”sunda geri kaydırılan kameraya karşılık optik ileri kaydırma (zoom in) ile yükseklik korkusunu çok ilginç bir şekilde vermesinden, “The Born Ultimatum”daki çatıdan karşı dar pencereye atlayan adamı sırtından takip eden kameraya dek. Bu filmde baştan sona çok dinamik, müthiş bir kamera kullanımı vardır.

https://www.youtube.com/watch?v=

https://www.youtube.com/watch?v=

bu optik ile kaydırma için hangi lens kullanılıyor acaba?gecen haftaya kadar butarz planlarda ben hep şaryo kullanıldıgını zannediyordum.fakat sonra arkada pespektif yıgılması oldugunu keşfettim ve bunun optical bir olay oldugu düşüncesindeydim .dogru düşünmüşüm ama nasıl bir lens?

Emre_gss Vlad Tepeş ( kazıklı voyvoda ) Eflak prensidir. Acımasızlığıyla nam salmıştır. birçok hikayesi vardır. ama onu efsane yapan bu özelliği Osmanlı topraklarında tutsak olduğu yıllarda edindiği bilinir. bir çok işkence ve öldürme çeşidini Ağa-i Bektaşiyan'ın savaş makinesi Yeniçerilerinden öğrenmiştir. zaten kafasını padişaha getirenler de bu askerlerdir. ama onu bir sinema ve çizgi roman karakteri yapan tabiki Braun Stoker in Drakula kitabıdır. Francis Ford Copolla nın Dracul filminin açılış sahnesinde eflak ve yeniçerileri savaşırken görebiliriz.

ikinci olarak beetlejuice için bilgisi eksik gibi bir ima söylemedim. sadece yetersiz bilgi vermemek gerekir gibi bir ima. çünkü konu yu açan arkadaş bilgi istemiş ben de eksik olanı tamamladım..

vlad biliyorum araştrma yaptım 'vlad'la ilgili 🙂 .. çok sık kullanılan bir isim değil o yüzden..(yada ben rastlamadım) zaten o da belirtti sen olmadığını 🙂