Merhaba arkadaşlar..
Umarım doğru yere konu açıyorumdur. En uygun burası gibi geldi bana.
Ben kısa film konusunda gerçekten birşey bilmediğimi hissediyorum. Ve nasıl öğrenirim bunu da henüz çözmüş değilim. Biraz karamsar bir giriş oldu ama..
İnternetteki birçok kaynağı okudum, okumaya devam ediyorum. Kitaplara yönelmem gerekiyormuş gibi hissediyorum son zamanlarda artık. Senaryoyu yazsam oyuncuları ve mekanları, kıyafetleri ayarlasam... Yani bunları az çok yapabilirim diye düşünüyorum. Zaten kafamda birkaç senaryo fikri var. Ama teknik kısmı hiç halledemeyeceğimi düşünüyorum. Elimde panasonic markalı küçük bir kamera var. Dedimya teknik kısımdan çok korkuyorum. Yani kameranın çeşidini hafızasını falan da bilmiyorum gerçekten.. Birleştirmeler, sahneleri kesmek yapıştırmak, müzik koymak... Bunları nasıl yapabilirim? Örneğin en basitinden windows movie maker bir kısa film çekmek için yeterli mi? Onu az çok biliyorum çünkü..
Ne tür kamera kullanmalıyım? Kamera dışındaki alet edevatları nasıl temin edebilirim? Kamera dışındaki bu aletlerin çok fazla önemi var mı? Senaryo yazarken her sayfanın bir dakika etmesi gerekliliği dışında nelere dikkat etmeliyim?
Değerli düşüncelerinizi bekliyorum. Ve şimdiden çok teşekkür ederim..
"Benim için iyi doğru ve güzel olan ne varsa hepsinin diğer adı İslam'dır"
Aliya İzzetbegoviç
"Biraz sakin olursak çiçek açar belki tüm ağaçlar?.."
arkadaşım bende bu film işlerine yeni ilgi duymaya başladım benim görüşlerim önce gerçekten istiosan zaten yaparsın biraz araştırmak yeter...kamera filan nasıl olmalı nasıl kesip biçerim movie maker kısa film için yeterlimi filan demişsin bence varya elinde istersen dünyanın en iyi imkanları olsun sen onları değerlendiremedikten sonra bi işe yaramaz...elindekileri en iyi şekilde kullanmak önemli...kamera sorun hakkında bişi söyleyemem fazla forumda yardım eder diğer arkadaşlar....birleştirmek müzik filan koymak yani montaj işlemi sanırım onu yapmak için movie makerde yeterli olur ancak bir yere kadar götürürseni adobepromiere die bi program var profesyonel oalrak güzzel bi program kkymn.com da videolu dersleri var çok güzel programın mantığını kavratıo insana oradan öğrenebilirsin programıda internetten bulabilrisin....senaryo konusunda çok fazlada bilgim yok...diğer arkadaşlar yardım ederler...
Ben de aynı durumdayım aslında .Yeni yeni başladım ve hergün yeni birşeyler öğreniyorum bol bol film izlemek baya bilgi katıyor. Bak elinde kameranda var çık dışarı çiçek böcek çek bu sana neye nereden bakacağını gösterir diye düşünüyorum .İlk filminide bir an önce çek derim bu kendi fikrim elinde berbat bir film de olsa ilerki zaman için bir malzeme oluyor. Montaj konusunda da kesinlikle adobe premiere prodan başla kadir köymen dersleri çok başarılı ve çok şey kapabiliyorsun . 🙂
Neyse ben de fazla birşey bilmiyorum ustalar yorum yapsın birazda 😀
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!Toprak bakır gök bakır.Haykır güneşi içenlerin türküsünü,hay-kır haykıralım!
Şimdi..
Aslında kısa film işi diye birşey yoktur.
Kısa film vardır yalnızca.Ama tabiki kısa film (ya da sinema) yönetmenlik, senaristlik, oyunculuk gibi temel kavramların voltranı oluşturmasıyla elde edilebilir.
Sende var olan bilgiyi işlenilebilir en iyi haliyle görmek istiyorsan kısafilm adı altında yapılan sonuç işlerde ne tür bir görev üstleneceğine karar vermen lazım.
Örneğin ben "yönetmen" olmak istiyorum dersen:
1: İyi bir gözlem yeteneği
2: Teoriyi pratiğe dönüştürmek hakkında bilgi edinme
3: Senaryo ya da basit anlamda hikaye örgüsünün filme alınım aşamasında (basit) kriterlere uyup uymaması sorunu hakkında ön görü
4: Sahne tasarım ve düzenlemesi (kadraj)
..gibi temel gereksinimleri (sinema tarihi ve ustalar konusuna girmiyorum) edinmen gerekir.
1: Gözlem yeteneği; gördüğün,duyduğun ve hissettiğin her bir anı,durumu ya da olguyu saklayabilme ve o anları sen filitresinden geçirdikten sonra özgün bir tavırla sunabilmeye denilebilir.Bu yüzden gözlem bazen hayat kurtarır.Aklında kalan ve önem taşıyan (önemi kullanıldığı an anlaşılır) her olgu (bir filmin herhangi bir sahnesi,bir insanın herhangi bir jesti,bir hayvanın herhangi bir hareketi,bir vapurun sesi vb.) herhangi birşeye önceden baktığın ile sonradan baktığın an içindeduyduğun hazzın ve hissin gösterdiği değişken duygu ve anlamlara göre değer kazanır.
2: İnsanlar sinema denilince hep fikir ya da hikaye üzerine giderler.Ama çoğu kişi fikirin uygulama anında gerekli olan kalitede filme alınamaması sonucu tüm değerini yitirdiğini bilemez.Müthiş bir senaryo yazdım diyip heyecanla "süper olacak baba!" durumuna kapılıp film yapımı ve film sonrası ortaya çıkan şeyin neredeyse içler acısı bir hale geldiğini gören kişilerin tek sorunu budur.Sinema edebiyat değildir.Bu yüzden görsel anlatım (çekmek) fikir alış verişinden (yazmak) çok daha büyük önem taşır.Bunu aşmanın tek yoluda yazıyı sonuna kadar okumak 🙂
3: Çoğu senaryo hayal gücü ile yaratılır.Hayal gücü ise dünya üzerinde tam bağımsız diyebileceğim dereceye yakın tek olgudur.Bu yüzden çoğu kişi hayal etmekten çekinmez.
Ama hayal ettiğimiz zaman, edilen hayalin eğer gerçeğe dönüştürüleceğini bilerek yola çıkarsak bu konuyu imkanlar ve kendinizle alaka kurarak ortadan kaldırabilirsin.
Böylece ne yazdıkların kayıp verir,ne de çektikleriniz.
Senaryo yazımında çoğu zaman oyunculuk,mizansen ve tiyatro bilgilerinin harmanlanacağı anları es geçeriz.Böylece oyuncu ağzına yakışmayan sözcükler söylerken buluverir kendini.Mizansen birbirine girmiş replikler ve olayn anı yüzünden bir an o sahneyi alaşağı eder.Bu yüzden senaryo yazımında en önemli nokta bana göre gerçekçi hayal etmekten geçer."Superman güzeldi de çok abartmışlar,adam uçuyordu" sözleri söyletecek şekilde değil elbette."Superman uçarken uçması dışında kalan fiziksel ve anatomik şartları o kadar güzel kullanmışlarki çok gerçekçiydi" dedirtmeli.
4: Özellikle türk kısa filmlerinde hep rastlarız.Ortada evrensel bir hikaye vardır.Bu evrensellik filmde kullanılan dilin Türkçe oluşu yüzünden %40 civarında bir düşüş yaşar.Buraya kadar problem yok.Ama bundan sonrası beter! O evrensel konu ve anlatım biçimini doğum günü kamerası kullanıp,üstüne sıfır ışıklandırma ile oyunculuk hemen hemen hiç yok dedirtecek bir oyuncu ve öylesine bulunmuş bir mekanın ellerine bırakmak hangi cahil beyinin işidir!
İşte bu gibi yaklaşımlar uzak durmak gerekir.
Bu yüzden sahne (kadraj içinde bulunan herbir obje ve organik yapı) kullanımı senaryo - hikaye ve kriterler üçgeninde ele alınmalıdır.Bir sahne için mekan mutfaktır.Ama o mutfak o kadar yüzeysel kullanılırki; ne karakterin dünyasına aittir,ne de filmin genel yapısında kullanılan çizgilere..Bu yüzden bazen bir halı, bazen bir televizyon ya da bazen üstünde dantel olan bir telefon pek hoş görünmez.Çünkü sinema sinematografik yapıda olan yaptırımları kabul eder.
Fazla uzun bir yazı olacağa benziyor o yüzden diğer (oyunculuk ve senaristlik kısımını) es geçiyorum.Ki sanırım düşüncelerim az da olsa diğer konular hakkındaki görüşleri de olumlu yönde tetikleyebilir.
Ama..
Basit anlamda ilk defa bir "film" yapmak istemenin ve bu isteği gerçekleştirmenin tek yolu gözlem ve gözlemlerin uygulanabilir halde yoğurulma yeteneğini geliştirmek ile çok derin bir bağ oluşturur.
Bu yüzden:
1: Elindeki kamera eğer hala kayıt alabiliyorsa ne ala.Gördüğün gerşeyi çek! Aktüel (hareketli) ya da sabit.Yalnızca çek.Televizyondan yayınlanan bir haberi çek.Anne mutfakta domates doğrarken çek.Yoldan geçen arabaları çek.Ve daha sonra o çektiğin görüntüleri profesyonel bir yönetmen ve ekibinden çıkan görüntülerle karşılaştır.Basit anlamda hollywood yapımı olan bir filmde kullanılan tv'den verilen haberin nasıl çekildiğine bak.Sonra da seninkine.Bir mutfak ya da yemek sahnesi bul.Sonra seninkiyle karşılaştır.Aralarındaki farkı gör.O farklar ne mi olabilir? Mekan,kompozisyon,kamera açısı,ışık,eğer görünüyorsa karakterin duygusal ya da ruhsal hali,kamera sabit mi hareketlimi,neden sabit neden hareketli? ve renk gibi farklar.
2: Gördüğün her sinematografik (en azından bir filme ait olabilir) yapılı fotoğrafı incele.
Alan derinliği (odaklama,netlik ayarı) ile odak noktası arasındaki fark,fondaki nesneler renkler gibi önemli noktalara dikkat et.O fotoğrafın yapısı eğer detay bir çekim ise neden detay,ne için detay gibi soruları sor.Tabi yanıtlarını bulmak ta zamanla alacağın, ya da şans eseri edineceğin (biz buna yetenek diyoruz) bilgiye dayalı (o bilgi de okumak ve izlemekten geçiyor)..
Mesela şu fotoğrafa bak: (affına sığınarak özgür)
1. Resim neden o kadar geniş alınmış? Çünkü resimde vurgulanmak istenen karakter ile gölgesi arasındaki kinaye ya da ironi.Gereçk bir insanın boynuzu olur mu? olmaz.Ne ise konu bu değil.Bu yüzden alınan kadraj bu şaşırtıcı olayı rahatlıkla gözler önüne sermek.Ama aynı sahnede böyle bir şaşırtmaca yapılmayacaksa elbette alınan kadraj 2. resimdeki gibi olmalıdır.Tamamen karakter odaklı ve sade..
3: Kitap! Kitap oku.Oku! Sinema tarihini oku, murathan mungan'ın geyikler lanetleri oku,ömer seyfettin'in 3 nasihati oku, musanın güllerini oku, şehirler arası otobüs yolculuğunda yanında bulunan bileti oku.Oku ki yazacak birşeylerinin olması için zemin hazırla.Fikir edinme konusunda pratik ve çabuk ol.Böylece okudukların düşüncelerine,düşüncelerin kalemine,kalemin senaryona,senaryon filme,filminde sana dönüşsün.Ne kadarsan o kadar varsın derler.Çok severim bu lafı.Ama kendini ne olarak görüyorsan osundur sözü kadar değil.
Bu yüzden yukarıdaki tüm basit temeller sende bitiyor.Tüm bu temelleri yoğurmak ta kullanmak ta sana kalmış..
Baya uzun oldu.Burada kesiyorum.Geriye kalan ve söylemek istediğim o kadar çok şey var ama birini yazarken diğerini unutuyorum 🙂 Şimdilik bu kadar yeterli.
Kusura bakmayın.Zırvaladıysam affola.
Ha unutmadan.Movie maker uygun evet.Yeni başlayanlar o programı ve mantığını çözdüğünde diğer profesyonel kullanıcılar için hazırlanmış programlarada yabancı kalmazlar.Yalnızca iki program arasındaki işlevsellik ve detay konumları farklılaşır.
What the hell are you doing on there!
Yavrum bu bilgileri derleyip B2 ye koysana süper olur.
B2'deki görevim bu değil paşam.Kendi görevimi bile zor icra ediyorum.Bir de bununla uğraştırmayayım adamları 🙂
What the hell are you doing on there!
Hocam sen burda yaz bize 😀 Tavsiyeye ihtiyaç var:D
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!Toprak bakır gök bakır.Haykır güneşi içenlerin türküsünü,hay-kır haykıralım!
ozanakbaba ya:
Babaaa büyüksün..
Sinematografi konusunda dediklerine katılmıyorum Ozan. Bence çektiği görüntüleri diğer çekilmiş görüntülerle karşılaştırdığında bilinçli bir farklılık yaratabiliyorsa sinema yapmıştır. Yoksa karşılaştırdığı görüntünün aynısını çekiyorsa ya da karşılaştırdıktan sonra o görüntünün aynısını çekmeye çalışacaksa herhangi bir sinemadan bahsedemeyiz. Taklit olur.
Bence de senin dediğin gibi herşeyi çeksin, okusun, yazssın ama bunları yaparkende duyuları açık tutsun. Bol bol film izlesin ve bol bol düşünsün.. Diğer işler bir şekilde halledilir. Senin dediğin görüntüleri yakalayacak görüntü yönetmenleri ve ışıkçılar vs. herzaman bulunur. Orjinal fikirlere ihtiyaç var, sinema yeni açılımlara gebe.
Tekrardan merhaba..
Cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim hepinize.
Sorularımı mümkün olduğunca aza indirgemeye ve hiç anlayamazsam size sormayı düşünüyorum öncelikle.
Adobe promiere 2.0'ı yüklüyorum şu anda. Kkymn.com'dan da anlatımlara bakacağım inşallah. Sinemuslim.com'dan da anlatımları biraz okudum.
Uzun tutmanızın önemi yok, keyifle okuyorum. Yani daha da uzatabilirsiniz.
'O evrensel konu ve anlatım biçimini doğum günü kamerası kullanıp,üstüne sıfır ışıklandırma ile oyunculuk hemen hemen hiç yok dedirtecek bir oyuncu ve öylesine bulunmuş bir mekanın ellerine bırakmak hangi cahil beyinin işidir!
İşte bu gibi yaklaşımlar uzak durmak gerekir.
Bu yüzden sahne (kadraj içinde bulunan herbir obje ve organik yapı) kullanımı senaryo - hikaye ve kriterler üçgeninde ele alınmalıdır.Bir sahne için mekan mutfaktır.Ama o mutfak o kadar yüzeysel kullanılırki; ne karakterin dünyasına aittir,ne de filmin genel yapısında kullanılan çizgilere..Bu yüzden bazen bir halı, bazen bir televizyon ya da bazen üstünde dantel olan bir telefon pek hoş görünmez.Çünkü sinema sinematografik yapıda olan yaptırımları kabul eder.'
Mesela bendeki kamera, evet sonunda buldum, bendeki kamera bu:
http://eshop.panasonic.com.tr/urun/VDR%20D160
Film çekmek için ne kadar ideallikte? Yani kısa film diyeyim? Özelliklerine bakıyorum bakıyorum bişey anlamıyorum. Zaten eski bi zamanda bi kere çekim yapmıştım. Neden bilmem bilgisayar cd yi okumamıştı. Sonra da bir daha elime almamışım 🙂
Şimdi doğum günü kamerası dediğiniz herhalde benimki gibi oluyor :/ ?
Anladığım kadarıyla kemara için ayaklık kullanmamız güzel bir çekim için mühim gibi görünüyor? Hikaye,oyunculuk,senaryo,mekan konusunu konuşmuyorum henüz, onlarda kendime güveniyorum az çok.
Peki kameraya ek olarak alet babında ışık veya ışıkla ilgili birşeyler mi kullanmamız gerekecek?
Kadrajı 2. karedeki gibi almak için çekimi yakından mı yapacağım? Yoksa uzaktan zoom mu yapacağım? Sanırım yakından çekmek netlik açısından daha iyi olur? Ya da bir farkı yok mu?
Bir de herşeyi ben yapmayı düşünüyodum aslında. Senaryo,yönetmenlik,çekim,montaj, hepsiyle ben kendim yapmayı düşünüyorum desem? Olmaz mı?
Sanırım bir oyuncular için adam gerekecek 🙂
"Benim için iyi doğru ve güzel olan ne varsa hepsinin diğer adı İslam'dır"
Aliya İzzetbegoviç
"Biraz sakin olursak çiçek açar belki tüm ağaçlar?.."
Bence..
1: Sinema mümkün olan en iyi kaliteyi hak etmeli.İyi kamera,iyi ışık,iyi kurgu braberinde iyi sahneyi getirir.Tabi oyunculuk ve mizansen gibi başlıca temelleri saymıyorum bile.Onlar olmadan olmaz! Neyi çektiğini bilmeyen ,kameranın önünden geçenin ne maksatla geçtiğini sorgulamayan,mekanda ışık var mı yok mu diye dert etmeyen,birbirine girmiş seslerin önemi var mı yok mu diye düşünmeyen insanların kameralarına doğum gübü kamerası denilir.
Tabi bir de 35mm ye olan hayranlığımı da katarsak işin içine evet seninki çok az da olsa (el kamerası olduğu için) doğum günü kamerası.
2: Kamera ayaklığı (Tripot) mutlaka kullanılmalıdır diyebirşey yok.Sabit hareketsiz,sarsıntısız bir görüntü istiyorsan evet,elbette kullanılır.Ama kullanımındaki amaç asla iyi görüntü elde etmek istemek değildir.Tamamen seçime bağlı.Mesela tempolu sahnelerde (atıyorum pazar yerinde patlayan bir bomba) tripot kullanımı zordur.Çünkü gerektiği anda kameraya hareket verip sağa ve sola döndürmek gerekir.Bunu tripot ile yapmak zor olabilir.Bu durumda aktuel (omuzda) kullanım daha pratik ve mantıklı bir çözüm yolu olur..
3: Kameraya ek olarak diyebirşey yok.Burada sinemadan söz ediyoruz.Sinema demek koca,masalsı bir dünya demek.Bu dünya da önemli olan mimiklerin,jestlerin,caddelerin efendim ormanların görünümünü olabildiğine net vermek.Fiziksel açıdan da gerekli bu.Flu bir görüntüye 10 saniye bakmayı denediğinde gözlerin yavaş yavaş ağırmaya başlar.Bunun nedeni algılı problemi.Işık ne işe yarar? Hem daha kolay görünmek,hem de (35mm) filmin ışığı yeme oranı ile baskıda yaşanacak problemlerin doğru orantıda olması.
Elbette estetik açıdan da önemli.Sinema bir sanat olduğu için sinemada görülen ve genelde herbir açı için özen gösterilmiş sahneler anlar mevcuttur.Resim yapmak gibi..(naturemort mesela) Bu konu için Nuri Bilge Ceylan filmlerini öneririrm.Her bir karesi ayrı fotoğraftır.
4: Nasıl alırsam 2. resimdeki gibi çıkar diye bir soru sormaman lazım.Çünkü bir önceki yazımda söyledim.Herbir deneyim sana elektirik su ve yol olarak geri dönecek.
Yani; deneme yanılma yöntemiyle öğreneceksin.Mantık ta işin içine girdiğinde "tamamdır" diyeceksin "yavaş yavaş çözüyorum".
Olur tabi neden herşeyi yapamayasın? Ama yapanların sayısı azdır ve genel de ya çok yetenekli olurlar ya da kafayı yemiş.O insanlar gibi olmak zordur.
Mesela diyelim ki bir film çektin ve sıra geldi görüntüleri montajlamaya!
İş kesinlikle ve kesinlikle montaj programına olan hakimiyette başlamıyor.
Önemli olan montaj mantığı ve estetiğini de bilmek.
Bunlar ne mi?
Örnek: Bir sahne de iki kişi karşılıklı konuşuyorlardır.Montaja başlarsın.
a kişi konuşmaya başlar sözünü biter ve görüntüyü kesersin.görüntü bir sonraki kişiye geçer ve a kişisinin söylediklerine cevap veren b kişisindedir.
Bu örnek düz bir mantık.Ama önemli olan bu sade konuşmayı (tabiki filmin çekim aşamasında izlenilen kurgu ve ön görüde çok önemli) daha estetik hale gelecek şekilde montajlamak.
Mesela: Bir sahne de karşılıklı konuşmakta olan iki kişinin montajı yapılacaktır.
A kişisi sözlerini söylerken bat diye görüntü b kişisinin, a kişisini dinlerken verdiği tepkilerine döner.Böylece basit mantıktan uzaklaşılmış olur.
Bu örnekler karışık gelmiş olabilir ama ileri de ne kadar basitmiş diyeceksin (umarım).
Senaryo , yönetmenlik ve oyunculuk gibi temel ihtiyaçlarda yukarıda örneklendirdiğim estetik kaygısı üzerine şekillenir.Edebi düşün.Seni mutlu eden bir yazım ve anlatım tarzı seni herdaim mutlu edebilecek yapıya sahip demektir.Bunun nedeni yazarın düşündüklerini ya da kurduklarını sana hoş ve senin kabul edebileceğin bir dille anlatıyor olması.
O yüzden senaryo yalnızca yazmakla bitmez,yönetmenlik yalnızca çekmekle bitmez,oyunculuk yalnızca oynamakla bitmez.
What the hell are you doing on there!
Işık dediğimiz şeyi ne şekilde ayarlayabilirim? Ayrıca kamera olarak ne önerirsiniz peki?
O zaman bu kamera boşa alındı, üzüldüm şimdi. Belki değiştiririz o zaman.
Ben Adobe Premiere 2.0 indirdim. Ama install olayını tamamlayamadım olmadı nedense.
Natural Ambiance diye birşey yükledi o da seri numarası ve isim soruyor 🙁 Bu konuda bir fikriniz varmı?
Bu işlerden anlayan bir kuzenim var o sana ağır gelir windows movie kullan dedi bana, iyice küçük gördü beni. Ben yapabileceğime inanıyorum, nedir yani. Bilgisayarı çok kasarmış, öyle mi?
Gerçi henüz bir kameramız da yok ama şu şartlar altında ... : )
Kullanacağım müzik için şarkıcı ya da gruptan izin almam gerekiyor mu?
Ya da bir kitabı uyarlamayı düşünsem atıyorum, yazarına sormam gerekir mi?
"Benim için iyi doğru ve güzel olan ne varsa hepsinin diğer adı İslam'dır"
Aliya İzzetbegoviç
"Biraz sakin olursak çiçek açar belki tüm ağaçlar?.."
"Kullanacağım müzik için şarkıcı ya da gruptan izin almam gerekiyor mu?
Ya da bir kitabı uyarlamayı düşünsem atıyorum, yazarına sormam gerekir mi?" demişsin..
Eğer çalışmalarını yalnızca pratik yani gelişimin için yapıyor ve o çalışmalar üzerinden herhangi bir ticari gelir elde etmiyorsan sorun yok.Yani istediğin uyarlamayı yapar senaryolaştırır, istediğin müziği çalışmalarına eklersin.Ama tekrarlıyorum..
Bu çalışmalarının kısa film festivallerinde dahi gösterilmemesi ve ticari amaçla kullanılmaması gerekir.
Şu an için kamera önermiyoruz.Çünkü saçma olur.Yani elbette iyi bir kamera güzel olurdu ama şuan için senin kameran gayet yeterli.Çekim yapabilmesi yeter zaten.
Ama teknolojiyi takip etmek gerekir.Gelişmelerden haberdar olmak gerekir..Ki sinemanın teknik kısımını da az çok çözmek herdaim iyidir.Bazen umulmadık anlarda yaşanan sorunları en az hasarla ve pratik çözümlerle savuşturmaya yarar (kastım kamerayı tamir edebilmek değil elbette).Örneğin kameranın çekim kalitesi ve hızı,portatif objektif kabul edip etmiyor olması, les kullanımına izin veriyor mu, odak ayarı alınabiliyor mu gibi temel gereksinimler hakkında bilgi edinmek iyidir..
Premiere'nin kurulumu hakkında yardımcı olamıycam malesef..Üzgünüm..
What the hell are you doing on there!
Adobe Premiere programını verimli kullanabilmen için 2gb rem gerek.ekran kartında kötü olmazsa ii olur.ayrıca film çekerken,film çekim aşamaları hakkında bilgi sahibi olman da ii olur.omuzdan çekim,belden çekim gibi.gerçi bi çok şey var.bunlarda yeterli olmaz .en iyisi bu işe kursa giderek başlamak.hem çevrende genişler.neye ihtiyacın olduğunu daha iyi anlarsın
Premiere ve ekran kartı saptaması ilginç olmuş, belki DirectX 11 ile olabilir (Yok öyle bir şey yani). Ben 512mb RAMla bile montaj yaptım Premiere'de, şu an 2 gb ram var pek de bir farkını görmedim (hd çalışıyorsna o ayrı tabii).
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak kötü bir şey, bari insanları yanlış yönlendirmeyin.. Çekimle planın farkını öğrenmekle başlamak lazım işe..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.