Her yerde duyuyorum, "Türk sineması diye birşey yok zaten". Türkiye'de sinema nasıl olmalı ki Türk sineması olmalı?
o yokta avrupa sineması veya afrika veya asya sineması varmı sanki...
Amerikan tekelinin yok etmediği ne varki.
bilgiye kartal olup havada kapacaksın.
Asya sineması var mı? mı? Dalga geçiyorsun herhalde apricot.
Avrupa sineması da mı yok 🙂
Ama apricot sanırım gişe anlamında söylüyor?
Benim söylediğim Amerikan sineması karşısındaki varlıkları anlamında.
Yoksa boliwod'a ayıp olur. 🙂
Her ülkenin iyi kötü milli sineması vardır.
bilgiye kartal olup havada kapacaksın.
Türk izleyicisini sinemaya çekmenin yollarını bilemeyeceğim ancak Türk sinemasında gözüme çarpan bir kaç şeyden bahsedebilirim. Öncelikle çoğu film bizi anlatmıyor. Bizi anlatan çoğu film ise, oldukça ağır bir dile sahip oluyor. Tabi istisnalarda yok değil.
Çoğu film şehir hayatını anlatıyor, oysa İstanbul gibi bir şehirde şehir hayatı yaşayan insanların toplam şehir nüfusuna oranı nedir? Bunda sinema yapımcılarının eksiği olduğunu düşünmüyorum. Türk insanının zevklerinin değiştirildiklerini görüyorum. İnsanın sinema karakterlerinde kendisini bulması gerek ya sinema izlerken gerçek hayatdan kopup öyküyü gerçek sanıp, kendini kaptırması için, işte burada bir çelişki görüyorum. Varoş kesimlerde oturan bir insanın, köylerde oturan bir insanın lüks sitelerde gerçekleşen olaylarda ki karakterlerle kendini bulması ne kadar ironik.
Gecekondu ve köy sinemalarının çekilerek öz izleyici kitlesi yaratılır mı onuda bilemeyeceğim çünkü ekonomik bozukluklar ve kültürel kopmalar yaşanıyor toplumda bence.
Büyük bütçeli yapımlar hariç Hollywood'da bir şey göremiyorum ben son yıllarda. Biri bana söylesin geçen sene kaç tane iyi Hollywood filmi vardı. Ben geçen gün düşündüm bulamadım. Uzakdoğunun yeniden çevrim filmlerine Oscar vermeye başlayan bir endüstriden bahsediyoruz biraz artık.
Türk Sineması tekrar doğuyor gibi bir döneme giriyoruz. Bu devinimde kurumsallaşmalar yerli yerinde ve özenli bir şekilde gerçekleştirilirse; daha sağlam ve büyük atılımlar gerçekleştirilebilir. Sendikalara daha geniş hakların verilmesi ve olanakların mümkünlüğünü artırmaları, sektörün kurumsallaşması için olmazsa olmazlardan olmalı.
Ne demiş Rauf Denktaş "Olmazsa olmazlar olmazsa, hiçbir şey olmaz"...
Hikaye bulamayan Hollywood artık toplumsal kültür meyvelerini tüketmiş durumda. İşte tam böyle bir ortamda büyük bir medeniyet ve kültür geçmişine sahip toplumlar kendi hazinelerini sinemaya sunmalı... Bu yolla kendi tarzında bir sinemayla dünyada adından söz ettirebilirler...
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Öncelikle tanımları doğru seçmek ve doğru ayrımlar yapmak gerekiyor.
"... Sineması"
Buradaki boşluğa bir milletin adını yazdığın zaman, o sinemanın da o millete bağlı değerlerden beslenmesi gerekiyor. Yukarıdaki Bollywood örneğinden yola çıkalım. Hindistan'da ne var? Film üretiminde Hollywood ile yarışan ve popüler filmler üreten Bollywood; Bollywood'a şiddetle karşı çıkmış ve kendi ülkesinin değerlerinden yola çıkarak filmler üretmiş olan yönetmen Satyajit Ray var. Yani bir "Hindistan'da Yapılan Sinema" var, bir de "Hint Sineması" var. Bu iki tanımın karşıladığı anlamlar birbirinden farklıdır. Aynı ayrımı kendi ülkemiz için de yapabiliriz. Yani bir "Türkiye'de Yapılan Sinema" vardır. Bir de "Türk Sineması" vardır. Çılgın Dersane, "Türkiye'de Yapılan Sinema"ya; Susuz Yaz "Türk Sineması"na örnektir.
Türk izleyicisini sinemaya çekmenin yollarını bilemeyeceğim ancak Türk sinemasında gözüme çarpan bir kaç şeyden bahsedebilirim. Öncelikle çoğu film bizi anlatmıyor. Bizi anlatan çoğu film ise, oldukça ağır bir dile sahip oluyor. Tabi istisnalarda yok değil.
.
Türk seyircisinin çok ilgi gösterdiği holivud filmleri bizi anlatıyor mu sanki? Bu genellemeye inanmıyorum. Bizi anlatana teveccüh eder mantığı bana ters geliyor. Holivud hiç dert edinmedi ki insan duygusunu ama pazarını kurdu rahatlıkla dengeler çok daha karışık ve farklı ne yazık ki.
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
evet Türkiye"de sinemada yok denilebilecek derecede
Avrupa, Asya"da da yok yazan birini okudum da pek inandırıcı gelmedi şahsen izlediğim filmler kadarıyla.
holivud zaten biliniyor ama ben sevmiyorum orası ayrı
Aksel, ne dedin valla ben hiç bir şey anlamadım.
senin dediklerinin üstüne ekledim
en başta bi arkadaş avrupa ve asyada sinema olmadığından bahsetmiş ona söledim
pek fazla bişe söylemedim
çekirdeğe dönmedikçe başarılı olamayacağımız bir geeçek. artık bütün sanat dallarında bu var. resim de aahmett güneş tekin, taner ceylan, sinemada nuri bilge ceylan, sahne zaten hep gerçek hep samimiyet istedi. bizim dışarda başarı yakalamamızın tek yolu. kendi çekirdeğimizden yola çıkmak, avrupa -amerika herneyse artık tekniğini almak sadece onların. adamlarda kahraman yok. süpermeni yarattılar, bizse koştuk süpermenin peşinde. ve ufaktan gelmeye başladılr ürgüpe filan. baktılar malzeme var kullanan yok. bizim armutlarda. yok çılgın dersane, yok inatla hababam sınıfı, yok gora. vallahi ben takdir ediyorum onlara nazaran recep ivediki, eyvah eyvah, alır gişeyi işte böyle. onu bunu bırak adamlar desdere diye bir vacia yaşattılar. konu uzar...