teknolojiden tabiki yararlanmalıyız ama seyirci iyi filme hakettiği ilgiyi gösteriyor misal babam ve oğlum çağan abimin 2.filmi...fazla reklam yapılmadan küçük bütçe ile çok büyük beğeni toplamakla kalmadı avşar film şirketine milyon $ lar kazandırdı..bu güsel bişi..apo çatlasın(abdullah oğuz) mustafa hakkında herşey filmini abdullah oğuzun şirketi ANS çekmişti ve 700.000$ zarar ettiler..ama duyduğuma göre o filmin dvd ve vcd satışları çok iyi olmuş o filmde de bence çok güseldi...ama sanırım bi pazarlama hatası yapıldı abdullah oğuzda çağan ırmak abime o film için "ona güvendik para yatırdık ama bizi zarar ettirdi " demişti oh olsun neyse ama kötü örneklerde var misal keloğlan filmi sanırsam bekledikleri ilgityi görmediler..filmin yönetmeni tayfun güneyer in mizah anlayışını zaten pek tutmuş değilim onun yaptığı dizi filmlerde buna benziyordu.. televizyon filmi kalitesinde yapılamsın yeter türk izleyicisi zaten çoğunlukla diyim kaliteli filme ilgi gösteriyo ..ama genle gidişat güsel en azından teknik ve sayısal açıdan ..artık yılda 30 a yakın sanırsam türk filmi çekiliyor..ve umarım daha da artar ..sponsorluk ve reklam kavramı gelişiyor..büyük sermaye grupları filmlere sponsor oluyorlar (organize işler-garanti bonus )(gora-avea)

ama dikkat edersen sponsor olunan filmler herkesin bildigi,yonetmen ve oyuncularinin zaten sabah ogle aksam tv de gozuktugu yapimlar. Yani bizde sponsorluk diye bir kavram gelismedi henuz, risksiz olan seye para yatirmak istiyor buyuk firmalar.
mesela Ahmet Ulucay gibi adini duyuramamis sinemacilar aylarca kivraniyor sadece telecine ucreti bulabilmek icin,Ezel tutusturmus eline bir xl1 gondermis film cek diye.Ama gelen Ulucay degilde Tarkan olsaydi altindaki camasirini bile verirlerdi.
Bugun dunyanin en dahiyane senaryosunu yazip en mukemmel teknikleri cekim icin kullansaniz bile eger daha once adiniz duyulmamissa,filminizde sansasyonel kisiler/olaylar yoksa apartmaninizin altindaki marketten bile sponsorluk almaniz zor.

aslinda bu konustugumuz konu gayet onemli bir konu,ama nedense pek katilim olmuyor forumdan,insanlar o programi bu programi nasil ogrenirim diye hic baska birseye bakmiyorlar, halbuki eger istediklerini yapsalar bile icine girdikleri piyasanin ne halde oldugundan habersizler,hala daha iyi senaryo yazarsa onune milyon dolarlar dokulecegini sananlar var.

Nico, Cagan mustafa hakkinda hersey filmi icin kendisi de cok begenmedigini,firma baskisindan (abdullah) dolayi istemedigi seyleri kabul ettigini ve filmin o kadarda icine sinmedigini ima etti bir toplanti sirasinda.

babam ve oglum ise itiraf edelim ki haberlerde 'aglatan film' diye haberler yapilmadan once en dusuk giselerden birini yapiyordu (20binlerde surunuyordu) ne zamanki haberler yapildi 'basbakani aglatan film' statusune kavustu,o zaman inanilmaz populer oldu. Korsan filmcilere bile onceden sorsan 'oyle film yok,gelmedi bize' diyorlardi,simdi 'abi en cok bunu satiyoruz' diyorlar (korsan filmciler bir filmin populeritesi hakkinda en gercek istatistikleri verirler aci ama gercek 🙂 )
yani eger o haberler falan yapilmasaydi caganin bu filmininde dibe batmasi mumkundu.
ornek vermek gerekirse Ugur yucel Yazi tura.Adam teknesini satti sponsor baskisindan filme mudahele ettirmemek icin, film gisede iki seksen yatti,dvd-vcd satislari cok cok kotu gecti, simdi ugur yucel para sikintisi cekiyor,cekecegi filmleri rafa kaldirdi.Filmin hafif 'sakincali' (gazilerin yasadiklari ruhsal bunalimlar,adaptasyon sorunlari,toplumdan dislanmalari) konusu yuzunden hicbir kanal haber dahi yapmadi.
kisacasi cok yetenek katili bir ulkedeyiz.

- karpuz kabuğundan gemiler yapmak
- yazı tura
- babam ve oğlum

bu 3 filmde harikaydı. uzun zamandır izlediğim en iyi türk filmleri.

babam ve oğlum filminin çok gerekli gereksiz eleştirildiğini düşünüyorum. bizim millet sate iyi bişi yapmak isteyen insanlara garezi var. harika oyunculuklar sergilenmiş filmde. ağlama olayını eleştirenleri de anlamıyorum. sadece ağlanmıyor ki filmde güldüren sahnelerde var. onlardan neden bahsedilmiyor. çok iyi espirilerinde olduğu sahneler var. bazı yerlerde dram ve komedi içiçe geçmiş. ağlarken gülümsüyor insan.
özellikle çetin tekindor, hümeyra ikilisi mükemmeldi devleşmişler filmde bence. ekip ve oyuncular genel olarak çok iyilerdi. herşeyiyle mükemmeldi film.

kötü filmlerin reklamı yapılır. iyi bişiler yapmak isteyen insanları itin g.tüne sokuyolar eleştire eleştire.

tekrar tekrar da izleyip sıkılmayacağım filmler. yönetmenlerini tebrik ediyorum....

saygılarımla.

benim anlamadığım bazı dandik filmler destek sponsor buluyor iyi filmler doru düzgün destek bulmuyor. anlama zor gerçekten..... ❗

zaten bende yukarda babam ve oglum kotu demedim
sadece eger medya ve unluler ise el atmasaydi simdi adi bile anilmayacakti turkiyede dedim,ornek olarakta yazi-tura yi gosterdim.
medyada yanki bulmadigi icin ugur yucel i batirdigini soyledim.

ama bu yabancı sinemalar içinde geçerli american piyasası da böle sanırsam yani baskı herzaman var ...gönül isterki yönetmene senariste karışılmasın prodüktör olarak para yatırmak istiyon demekki senaryoyu sevdin yönetmene güvendin senin işin filmin mali kısmı güvenmiyorsan para yatırma..must hakkında herşey filminde çağan ın bu şekilde demeç verdiğini bilm üzüldüm ben bu haliyle bile sevmiştim kimbilir karışılmasaydı nasıl yapacaktı... çağanın anlatımını beğeniyorum bunu asmalı konakta ve şaşıfelek çıkmazı adlı dizilerde fazlasıyla gösterdi zaten sponsorluk olayı umarım yaygınlaşsın seköre sıcak para girsin çark dönsün..

Valla bu ülkenin nüfusunu vede ekonomik gelişmesini düşününce çekilen üçbeş film hiç birşey , 80 milyon insan olduk ama birkaç film çekiliyor ki bunların da içinden çok çok biriki tane eli yüzü düzgün film çıkıyor. Dolayısıyla ne kadar da yorum yaparsam yapayım bence pekde anlamlı olmayacak çünkü film yokki 🙂

ya aslında öncesini düşünürseniz türk film piyasası baya bi gelişti ama sadece üretim açısından gelişit kafalar hala aynı saçma ve yersiz kararlarla dolu. yani film çekmeyi düşünüyolar artık ama nie bi insan keloolanın veya hababam sınıfının yenisini çekmeyi düşünürki ben bunu anlamıyorum.

aslında kolaya kaçıyolar yeni bişi yapmaktansa uyarlama cover gibi bişey yapıyolar. bide dizinin ilmi ni yapmak war o da ayrı bi saçmalık, olayı dizide bitir işte ne die boka sardırıp finali film de yapıyosun ki.

daha öncede yazmıştım ellerinde bi avuç para var onuda gereksiz yerlere harcıyolar ki bu gereksiz harcamaların başında dandk filmlerde çok ünlü popüler insanları oynatmak var (mehmet ali erbil mesela bence çok gereksiz bi insan)

yönetmene senariste müdaale etme olayı türk sinemasında biraz fazla ama hiç bir ülkenin sinemasında yönetmen/senarist tamamen özgür deil. bi türk afiş tasarımcısı var hatta cola turka reklamında falan da oynamıştı kill bill in afişini falan tasarlayanlar arasında oun cnn turk te bi röportajı vardı afişin on halini yapımcı belirliyomuş afişte şunlar olucak şurda olucak şeklinde belirtiyolarmış. tim burton mesela adam inanılmaz farklı işler yapıyo ama o bile tamamen baımsız deil düşünsenize bi de o adam karışmasalar bu halde bile neler yapıyo.

aslında ben sponsorlara da hak veriyorum türkiyede satılan bilet kaç ki zaten ve alınan orjinal vcd/dvd sayısı... geçemlerde tv8 de ki for men programında bunla ilgili bişey wardı avrupada en çok sinema bileti almanya ve fransa da satılıyomuş sayıları hatırlamıyorum ama (almanya fransa ingiltere ispanya ve bi kaç ülke daha 10milyonun üzerinde) bizde satılan bilet sayısı onların 5te biri bile deil yani sponsorlarda para kazanamayız düşüncesiyle pek girmiyolar bu işe... önce seyirci sayısının artması lazım ve bir iki firmanın sponsorluk için fedakarlık yapıp türk sinamasını toprak yoldan otobana taşıması lazım bence

ama olcak ben ümitliim 🙂 belki ilerde bu forumdan çok ii yönetmenler yapımcılar senaristler çıkar belli mi olur 🙂

'once seyirci sayisi artmasi lazim' demissinde bu kisir dongu olur,seyircilerde hakli olarak 'iyi birsey yapin ki gidelim' diyorlar.Ayrica is para da degil daha ziyade,her hafta en az bir kere sinemaya giden kitle vardi,mehmet ali keloglan,memedali hababam,memedali mafya,memedali polis,memedali bilmemne diyip birde ustune tv de gozuken ne kadar abuk tip varsa (manken,sarkici,sunucu,sunmayici,bos gezenin guzel kalfasi) filmlere serpistirince seyircilerde sikildilar artik,zaten dvd gibi binyilin icadlarindan birine kafa tutmaniz gerekiyor,birde hala o abuk kafayla giderlerse hicbirsey degismez,o sinemaya giden seyircilerde gitmez olur, gerci yine memedali tayfasina birsey olmaz onlar tv den,gazinolardan kaldirirlar parayi ama olan sinema emekcilerine olur (hep oldugu gibi)
yani sadik kitle aman cok mukemmel efektler,en unlu oyunculardan ziyade kaliteli isler istiyor,ornegin mar adentro gibi bizim hic tanimadigimiz oyunculardan olusan bir film o kadar ilgi gordu giden bir daha gitti ki,cep sinemasinda oynayan filmi bas salona kadar yukselttiler zamaninda.

evet turk sinemasi ne yonde ilerliyor? umutlumusunuz? yorum yapalim biraz beyler,hep soru sormak olmasin.

yawaş da olsa bence ii yönde ilerliyo gelişme var bunu kimse inkar edemez bence. ama hala ii değil hala çok baskı var hala parasızlık reklam eksiği ilgi eksiği gibi bi ton sorun var...
ben ümitliim ama. yakın zamanda deil belki ama güzel işler çıkıcak (daha çok güzel şeyler çıkıcak yani yoksa çoık güzel eserlerimiz var 🙂 )

ayrıca şunu söylemeden geçemicem "MEHMET ALİ ERBİL" lere ölüm 👿

-Eşkiya
-Muhsin Bey
-Aşk Filmlerinin Unutlumaz Yönetmeni
-Çiçek Abbas
-Çöpçüler Kralı
-Selvi Boylum Al Yazmalım
-İtiraf
-Masumiyet
-Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

aslinda ben guzele gittigine pek inanmiyorum, dunya ucuz film yapmaya yonelirken (kuzey avrupada araba parasina super kalite filmler yapiliyor) bizde nasil butceler sisirilir,nasil populerlik ve ulasilmazlik saglanir onun pesinde sinema sektorunun cogu.
Birde uzak gibi cannes da odul almis bir filmin ucbes bin seyirciyle ancak bulusmasi (5 sinemada gosterime girmisti) buna karsin teror,siddet,kan,ve kolay para vaatleriyle dolu diziler ve filmleri milyonlarca seyirciyle bulusuyor. bence isler daha kotuye gidiyor.Cunku izleyicinin begeni kaliteside dustu,simdi camur atilan o eski yesilcam sinemasinin bile daha kaliteli yonleri vardi diye dusunuyorum.

O yuzden turk sinemasi derken 70ler ve oncesini (Yani siyah beyaz donemi) gozden kacirmayip izlemenizi tavsiye ediyorum. gercekten cok kaliteli isler bulacaksiniz.

Dv- Art cım gidişat hakkında yorum soruyorsan bence gelişme var ama istikamet yanlış gibi. American filmleri ile kapışmayı seçmek yerine avrupanın sıcak sinemasını benimsemekte fayda görüyorum. Evrensel anlamda işler öyle çıkıyor. Babam ve oglum bu toprakları içinde barındıran ama bi fransızı bile ağlatabilicek bir film bence. Ama Kısık ateşte 15 dakika gibi filmler american tadı bırakıp onların filmleri yanında vasatın üstüne çıkamıycak yapımlar.

evet bence de gelişme var bir yılda vizyona giren film sayısı git gide artıyo ama sayısız yanlış karar bu gelişmeyi gölgeliyor. saçma filmler ortya çıkabiliyo. (bolca hemde)