Forum

Sinemada "Emeğ...
 

Sinemada "Emeğe saygı" yaklaşımı üzerine fikriniz?

48 Gönderi
16 Üyeler
0 Reactions
9,066 Görüntüleme
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Kısa yoldan;

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20308309 " onclick="window.open(this.href);return false;

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 12/10/2010 1:11 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Kısa yoldan;

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20308309 " onclick="window.open(this.href);return false;

Bu da biraz şevk kırıcıymış. 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 12/10/2010 1:26 am
(@opticman)
Gönderi: 0
 

şu ikinci seçeneği bir tek işaretleyen ben oldum öylede kaldım orda sap gibi yaauuuww 🙂 biri daha gelir diyom emmee nerdeeeee. millet birbirinr ha girdi ha girecek görkem hocam bir son verin bence. kendi kanaatimide sunmak istiyorum. bir filmi izlediğinizde altında benim gibi öylesine çektim yazmıyorsa ve elinden gelen herşeyi yaptığını belirtiyor ve daha iyisi iiçin ne gerektiğini belirtmişse, izleyende bunu izlediğinde bir gelecek görüyor ise yaptığı film eğer bişeyler anlatmaya çalışmış yada becerebilmişse bence harcadığı emeğe saygı yakışır.

ama yoook 3 5 arkadaş toplayıp HADİ LEN FİLM ÇEKELİM diye bir araya gelip yada kanepede uzanıyorken dur yaa şöle bi camdan bakayım bir iki odaya giriyim çıkayım merdivenleri inerkende düşüp yuvarlanayım öliyim. 10 dakkadada movie maker da montajlarım al sana film deyip bunuda buraya koyuyor gayesi tamamen vakit geçirme amaçlıysa orta parmakla işaret parmağının arasından başparmağın bir gülümsemesi yeter...

hadi rastgele .. 🙂

 
Gönderildi : 12/10/2010 1:44 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Kısa yoldan;

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20308309 " onclick="window.open(this.href);return false;

Bu da biraz şevk kırıcıymış. 🙂

Ya o aslında o başlığı tanımlıyor genel olarak tabi ama bu emek olayı çok can sıkıcı. Öyle filmler var ben izlemek için ne emekler harcıyorum. Yapamıyorsan bırakacaksın başkası yapsın.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 12/10/2010 2:39 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Emeğe özel saygı duyan, hassasiyet gösteren, hatta hayatın temeli olduğunu düşünecek kadar önem veren birisi olarak, fikir belirtmekte çok zorlandığım bir konu oldu bu. Birilerinin bir şey yaratma konusunda, yerinden kalkıp bir şeyler için gösterdiği çaba benim için her zaman saygı duyulası bir konu. İyiliğin ve kötülüğün ötesinde. İnsanın kendini gerçekleştirme çabasının bir sonucu olduğu için. İyi ve kötü bu nedenle bu doğrultuda kullanamayacağım bir sıfat. Yeterli ya da yetersiz demek daha uygun benim için. Birisinin emeğinin bir filmi tamamlamak iyi hale getirmek için "yetersiz" olduğunu söylerken, bir yandan da gösterdiği emeğin ötesinde " o işe emek harcıyor olduğu için" EMEK'e saygı duyarım.

Bu düşüncede benim cevabım bu 3 şıktan hangisi oluyor bilmiyorum.
Ama insanlar yerlerinden kalksınlar, film çeksinler, müzik yapsınlar kendilerini ifade ediyor oldukları şey üzerinden bir şeylere elbette emek harcasınlar. Ama harcadıkları emeği de yeterli-yetersiz sıfatlarıyla tartsınlar. Hatta hiçbir zaman yeterli olmayacak, daha yeterli olabilir diye düşünsünler. Temennim budur.

 
Gönderildi : 12/10/2010 2:39 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Kezzap, film çekme işinin bir emek harcama meselesi değil de bir sanat olduğunun anlaşılması için saygı duymuyorum. Müzik yapmak için alet çalman lazım, hadi en kötüsü sesinin güzel olması lazım. Resim yapmak için o fırçayla saatlerini yıllarını şövalye başında harcaman ve başladığın resmin bitmiş halini daha önce içinde görmüş olman lazım. Heykel yapmak için hangi taşın ne olduğunu bilmen, yaptığın her darbenin sonucunu kestirebiliyor olman lazım. Dans etmek için ritm duygusu ve uygun vücut lazım. Hepsi için bir şey lazım ama film çekmek için kamera lazım he. Bizim sitede böyle gözüküyor maalesef.

Herkes kamera arıyor, yok 550d yok 7d yok o ses problemi, yok premiyer faynılkat'ı yer mi. Tamam teknik bilgi çok iyi. Hatta ben teknik bilgiye çok önem veririm ama bizim siteyi okurken bazen filmi 550D çekiyor sanıryorsun. Yalan değil. E ben sana ne saygı duyucam o zaman 550D ye duyarım diyesi geliyor insanın. Yetenek yoksa bırakacaksın derim ben. Yetenek, film çekmek için yetenek lazım.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 12/10/2010 2:49 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Kezzap, film çekme işinin bir emek harcama meselesi değil de bir sanat olduğunun anlaşılması için saygı duymuyorum. Müzik yapmak için alet çalman lazım, hadi en kötüsü sesinin güzel olması lazım. Resim yapmak için o fırçayla saatlerini yıllarını şövalye başında harcaman ve başladığın resmin bitmiş halini daha önce içinde görmüş olman lazım. Heykel yapmak için hangi taşın ne olduğunu bilmen, yaptığın her darbenin sonucunu kestirebiliyor olman lazım. Dans etmek için ritm duygusu ve uygun vücut lazım. Hepsi için bir şey lazım ama film çekmek için kamera lazım he. Bizim sitede böyle gözüküyor maalesef.

Herkes kamera arıyor, yok 550d yok 7d yok o ses problemi, yok premiyer faynılkat'ı yer mi. Tamam teknik bilgi çok iyi. Hatta ben teknik bilgiye çok önem veririm ama bizim siteyi okurken bazen filmi 550D çekiyor sanıryorsun. Yalan değil. E ben sana ne saygı duyucam o zaman 550D ye duyarım diyesi geliyor insanın. Yetenek yoksa bırakacaksın derim ben. Yetenek, film çekmek için yetenek lazım.
"kendilerini ifade ediyor oldukları şey üzerinden" derken aslında ben de yeteneği kastetmiştim, ama tam o anlam çıkmıyor.
Yani bir insan yeteneği olduğu şey üzerinden kendini ifade etmeli gibi ideal bir düşünce var kafamda. Ajdar'a da "müziğe emek vermelisin şu an için yeterli değil, ama emeğine saygı duyuyorum" demek biraz anlamsız tabi. 🙂

İnsanlar kendilerini ifade ediyor oldukları şey konusunda arayışa çıkabilirler, bu doğrultuda emek verebilirler, ama şimdi ben şu dakikadan sonra kendimi resimle ifade ediyormuşum aslında deyip resime başlamam, o benim ifade alanım olsaydı şu dakikaya kadar kendini bir şekilde bir yerlerden gösterirdi.

Çok şahane odun kırıyorsundur, kırarsın kırarsın, baktın ki artık odun kırma işleminle bütünleşmişsin, artık bir çoğu herhangi bir iş olan şey senin için bir nevi sanatsal ifadeye dönüşmüş, odunsuz edemiyorsun, vuruyorsun odunun böğrüne... İşte budur ideal benim gözümde. Bu doğrultuda olan, yeterli-yetersiz her emek benim gözümde saygıyı hakkediyor.

Kişi kendini bilsin diyorum yani neticede.

 
Gönderildi : 12/10/2010 3:01 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Çok şahane odun kırıyorsundur, kırarsın kırarsın, baktın ki artık odun kırma işleminle bütünleşmişsin, artık bir çoğu herhangi bir iş olan şey senin için bir nevi sanatsal ifadeye dönüşmüş, odunsuz edemiyorsun, vuruyorsun odunun böğrüne... İşte budur ideal benim gözümde. Bu doğrultuda olan, yeterli-yetersiz her emek benim gözümde saygıyı hakkediyor.

Kişi kendini bilsin diyorum yani neticede.

Bu bana çok ideal gelmedi. Hayat zor, bazıları odun kıracak ve sanmıyorum ki hiç bir odun kıran bunu kendini ifade için yapacak. Sanatçıların da %90 ının kendini ifade için falan uğraştığına inanmıyorum ben. Parası iyi ve zevkli iş o kadar gerisi hikaye bence. Kendimi sanatla ifade ediyorum falan tribi çok gerçekçi gelmiyor bana. Öyle olsaydı bu kadar adam bunun peşinden koşmazdı. Zevkli olduğu için bu kadar prim yapıyor. Yani hobilerinden para kazanmak kadar güzel bir şey olabilir mi, bundan herkes kamerayı eline alıyor ama bakanlar sıçıp sıvadı mı "ulan emeğe saygı" diyor.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 12/10/2010 3:09 am
 Roa
(@roa)
Gönderi: 57
 

"3- Bence verilen emeğin konuyla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü "Emeğe saygı" diye birşey yoktur, bu fikir saçmadır."
filmi yapanın, filmi izleyenin harcadığı zamana saygı duyduğunu düşünmüyorum. bu yüzden kutumu açtım.3.

+1

Saygı (yı) "kazanmak" insanın elinde olan bir şey, saygıyı beklemek veya istemek... kaybedenlerin çaresizliği gibi...

 
Gönderildi : 12/10/2010 9:32 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Çok şahane odun kırıyorsundur, kırarsın kırarsın, baktın ki artık odun kırma işleminle bütünleşmişsin, artık bir çoğu herhangi bir iş olan şey senin için bir nevi sanatsal ifadeye dönüşmüş, odunsuz edemiyorsun, vuruyorsun odunun böğrüne... İşte budur ideal benim gözümde. Bu doğrultuda olan, yeterli-yetersiz her emek benim gözümde saygıyı hakkediyor.

Kişi kendini bilsin diyorum yani neticede.

Bu bana çok ideal gelmedi. Hayat zor, bazıları odun kıracak ve sanmıyorum ki hiç bir odun kıran bunu kendini ifade için yapacak. Sanatçıların da %90 ının kendini ifade için falan uğraştığına inanmıyorum ben. Parası iyi ve zevkli iş o kadar gerisi hikaye bence. Kendimi sanatla ifade ediyorum falan tribi çok gerçekçi gelmiyor bana. Öyle olsaydı bu kadar adam bunun peşinden koşmazdı. Zevkli olduğu için bu kadar prim yapıyor. Yani hobilerinden para kazanmak kadar güzel bir şey olabilir mi, bundan herkes kamerayı eline alıyor ama bakanlar sıçıp sıvadı mı "ulan emeğe saygı" diyor.

Baştan sona doğru abi dediğin. Ben "ideal" derken yine bir anlamda kolaylık yaparak marksistlik yaptım. 🙂
Bu ideal olarak belirttiğim bizim sakallı ustanın ideali. Para devreden çıktığında oduncu da odunu bir sanatçı edasında kırar, emeğin en saygını da odur demeye çalışıyor. Ama mesele para olunca iş senin dediğin gibi oluyor.
Ama ideallerde yaşamıyorsak günümüz gerçeğinde yaşıyorsak, işte o saygı duyulası "emeği" ben bu ideallerimdeki emeğe "sadece" referans vererek değerlendiriyorum. Yani hegel abimiz aslında belirtmiş, bu işi para için yapanın emeğine duylacak saygı ile bir heves ile bu işe girenin emeğine duyulan saygıyı ayırmak gerekiyor. Ama o kişilerin arasında senin dediğin gibi eline kamerayı alıp çok da benim idealize ettiğim emeğe yakın işler yapmayan insanlar da var. Bu ayrımı yapmak zor gerçekten. Ben iyi niyetle yaklaşıp herkes sanki kendini sinema alanında ifade etmeye çalışıyormuş gibi algılıyorum.

Bu arada sanırım en çok 2.şıkka yakın söylediklerim. Bilemedim. Sevmedim bu anketi. 🙂

 
Gönderildi : 12/10/2010 1:13 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Emek uzun zamandır "kutsal bir eylem" olmaktan çıkıp üretim kalemlerinden birine dönüşmüştür. Yani ürünün içinde eriyip gitmiştir. Böyle olmadığını bas bas bağırsak bile maalesef durum bundan ibarettir. Emekçinin üretim sürecinde bir yerden sonra devre dışı kalıp ürüne yabancılaşması, "bundan sonra yola katırlarla devam edeceğiz; emeğin için teşekkürler" demekle eşdeğerdir. Yani filmler artık bu düşünce ile yapılıyor. Kurgu odasına sokulmayan yönetmen gibi. Emek artık saygı gösterilmesi gereken, zamanını bu işe harcamış kişiyi yücelten bir olgu değildir. "Emeğe göre ücret"i öngören sosyalizm dışlandıkça, işçi emeğini uçuk maaşlara takas etme isteğini sürdürdükçe, emek daha da ufalanıp üretim kalemlerinin içinden de buharlaşıp gidebilir.

Açıkçası ortada emek diye bir şey kalmamıştır. Gerilla taktiklerini uygulamadığınız sürece bundan bahsetmekte ikiyüzlülüktür.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 12/10/2010 5:00 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Ya mordevrim'in yazdıkları çok komik olmakla birlikte çok yanlış bir düşüncedir. Bir sinema ürününü diyelim bak eseri demiyorum mordevrim kafasında bakarsak bir mp3 playerdan farkı yok diyelim. Sinema yetenekli insanlarca ve beyinlerce üretilen ortaya koyan bir şeydir. mp3 player bant sistemi mekanik bir şeydir. Aldığın ürün bozuk çıkarsa değiştirirsin. Sinema filmi herkesin üreteceği bi noktada değildir. Buyur yap ulan kolaysa derler adama. O yüzden üreteni ha diye harcayamazsın. izlemezsin, izler beğenmezsin, neden beğenmediğini zaten adam gibi belirtmedikçe benim gözümde o eleştirinin kıymetide yoktur. Adam izliyor stalker'ı abi çok sıkıldım. E sıkıldın tabi eşşoleşşek. Ben de sıkıldım. Hadi git.

 
Gönderildi : 12/10/2010 5:05 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Adam izliyor stalker'ı abi çok sıkıldım. E sıkıldın tabi eşşoleşşek. Ben de sıkıldım. Hadi git.

Ahah süper :).

Emek harcanmayan bir iş olduğunu düşünmediğim için çok saçma geliyor bana bu tartışma aslında. Sadece sinemada mı emek var yani hayatın her yerinde var. Bazen en değerlisi en az emek harcayanların elinden çıkabiliyor. Ben ona yetenek diyorum ve işi emek üzerindense yetenek üzerinden değerlendirmeye devam ediyorum.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 12/10/2010 11:28 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Ya mordevrim'in yazdıkları çok komik olmakla birlikte çok yanlış bir düşüncedir. Bir sinema ürününü diyelim bak eseri demiyorum mordevrim kafasında bakarsak bir mp3 playerdan farkı yok diyelim. Sinema yetenekli insanlarca ve beyinlerce üretilen ortaya koyan bir şeydir. mp3 player bant sistemi mekanik bir şeydir. Aldığın ürün bozuk çıkarsa değiştirirsin. Sinema filmi herkesin üreteceği bi noktada değildir. Buyur yap ulan kolaysa derler adama. O yüzden üreteni ha diye harcayamazsın. izlemezsin, izler beğenmezsin, neden beğenmediğini zaten adam gibi belirtmedikçe benim gözümde o eleştirinin kıymetide yoktur. Adam izliyor stalker'ı abi çok sıkıldım. E sıkıldın tabi eşşoleşşek. Ben de sıkıldım. Hadi git.

Yazın nereden tutsak elde kalıyor be adamım. 1.si teknolojik ürünler de "yetenekli insanlarca ve beyinlerce üretilen ortaya koyan bir şeydir (senin kuracağın cümleyi ben..)". Öyle zannettiğin gibi mekanik bir sistem ürünü değil. Eğer senin dediğin gibi olsaydı kullandığın her şey kutu gibi olurdu. O görünce bi' tarafınızın düştüğü Lamborghini araba, i-phone, red scarlet vs. aklına ne gelirse hepsi aslında birer sanatsal tasarımdır. Ürün banda dökülmeden önce sanatsal bir tasarımdan geçer. "Sinema filmi herkesin üreteceği bi noktada değildir. Buyur yap ulan kolaysa derler adama." He bebeğim. Lamborghini herkesin üretebildiği bir şey. Geçen babam üretti mesela, çok yakıyor diye üzerine benzin döküp yaktık mereti.

Sinema artık mühendislik işi. Neredeyse her milimetresi mühendislerce tasarlanır oldu. Çekiminden senaryosuna, oyunculuğundan sahnesine kadar. Her şey şablonlaştı. Şablon halinde yapılmayanlar da zaten izlenmiyor. Nasıl ki sen Kayserili memek ustanın kendi elleriyle yaptığı dandirik, saatte 73.5 km yapan arabayı değil de ne bileyim ford focus'u tercih ediyorsan, elin oğlu da boktan bir kısayı değil, woody allen'ın mühendislik harikası, hepsi birbirinin kopyası komedilerini tercih ediyor.

Kayserili memet usta araba yapınca helal diyorsun en fazla, adam uğraşmış yapmış. Ama o kadarıyla kalıyor işte. O arabayı bir daha görek bile istemiyorsun. Ki düşün bakalım, hiç aklında anadolu'da sanayide yapılmış herhangi bir araba şekli kalmış mı? Unuttun bile çoğunu. Ama ford mustang aklında di mi her zaman? İstanbul'da sizin 38 arkadaş toplanıp çektiğiniz kısa yerine sinop'ta elemanın tek başına çektiği kısayı takdir ediyorum ben de. Ama bu kadar işte. Sırf o çocuğun emeği çok diye o filmi siz 38 arkadaşın toplanıp çektiği o daha güzel kısanın üzerine koymuyorum. Emeğe takdir de bir yere kadar. Sırf biri daha çok emek verdi diye onu daha mı güzel sayacağım? Yani tümevarımdan sonuç bu çıkıyor.

Madem emek çok önemli, o zaman en çok emek vereninki en güzeli.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 13/10/2010 12:47 am
(@toker)
Gönderi: 0
 

ya abi çok basit bir şey söyleyeyim. ben otomobil fabrikasında çalışıyorum. ömrümü yiyor resmen fabrika, müşteriye hata kaçmasın diye yapmadığım maymunluk kalmıyor. allah'ın adını veriyorum bak haftanın en az üç günü baş ağrısıyla gidiyorum eve. yatmadan önce en az yarım saat kafamda alet edevat tasarlıyorum.

ben kıçıkırık bir mühendisim, bir de bunun yöneticisi var. adam sekize ona kadar kalıyor her gün. belki çoluğunu çocuğunu göremiyor. bunun işçisi var. haftada 45 saat boyunca 162 saniye aralıklarla sürekli aynı işi yapıyor. hata yapmamak için boncuk boncuk terliyor adam gözümün önünde.

bunun tasarımcısı var. ama araba değil ha, bildiğin parça tasarımcısı. civatasını, farını tasarlayan adam. her bir köşesiyle parçanın bu uğraşıyor. adam senelerini sol ön far için harcamış. sol ön far lan! adamın altı senesi sol ön farla ilgili çalışmalarla geçmiş. böyle bir de yüzlerce adam düşün.

bunun planlamacısı var, finansı var, muhasebesi var, kalite kontrolü var, bayisi var. var da var.

şimdi sen de müşterisin. girdin bayiye. bu ne lan arabanın arkası göt gibi dedin. ön konsolun malzemesi kereste gibi sert dedin. bindin, çekişini beğenmedim dedin. hiç bir şey olmazsa yav adını koyamadım ama aradığım değil dedin. bok gibi araba dedin. bu paraya bunu alanın aklına şaşayım dedin. arabanın a'sından anlamadığın halde keşke şurası şöyle olsaymış dedin. sınıfın başyapıtlarından audi'nin önünden örnek verdin. şuraları şöyle olsaymış dedin.

şimdi ben sana çıksam emeğe saygı desem bunları anlatsam ne dersin bana? biz çok emek harcıyoruz ama beğenmediysen bile lütfen bizi yapıcı bir şekilde eleştir desem?

yani bu da böyle değil mi bir yerde? senaristi var, görüntü yönetmeni var, yönetmeni var, kameramanı var, oyuncusu ar, kostümcüsü, ışıkçısı, makyözü, sanat yönetmeni var. hepsi deli gibi çalışmış. tasarlamış etmiş eylemiş ama olmamış işte ulan! beğenmedim. bok gibi! var mı?

 
Gönderildi : 14/10/2010 12:23 am
Sayfa 2 / 4
Paylaş: