Forum

Sinema Sohbetleri (...
 

Sinema Sohbetleri (Podcast)

29 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
4,433 Görüntüleme
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Geliyor bugün.

 
Gönderildi : 15/06/2020 5:47 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

 
Gönderildi : 13/07/2020 5:43 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

 
Gönderildi : 14/11/2020 4:33 pm
(@omerist)
Gönderi: 76
 
Gönderen: @kezzap

Merhabalar. Öncelikle bu bilgilendirici ve hoş sohbet için teşekkür ederim. Bu video sonrasında bir şeyi merak ettim. Hem İtalyan Yeni Gerçekçilik hem de Fransız Yeni Dalgası akımları bir şeylere tepki olarak ve o dönemin ekonomik kargaşasında, yoksulluk, işssizlik, umutsuzluğun olduğu bir ortamda ortaya çıkmışlar. Günümüz Türkiye'sinde 2. Dünya Savaşı sonrasındaki koşullar kadar olmasa da, bana göre, bir ekonomik kriz, yüksek işssizlik, belirsizlik ortamı ve umutsuzluğun var olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen dizilerde, filmlerde genel olarak yaşanılanın aksine zenginlik, toz pembe, lüks hayatlar ve gerçekçiliğin olmadığı konular var. Acaba bizde de yeni bir sinema akımı olmalı mıdır? Bu gerekli midir? Eğer gerekliyse bu nasıl olur? Bu tarz girişimler daha önce denenmiş midir? 

 
Gönderildi : 01/12/2020 12:18 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Denendi, var da fakat bir akım olabildiklerini söylemek zor. Ama halk sineması ve ulusal sinema gibi kavramları araştırabilirsin. Halit Refiğ, Metin Erksan, Atıf Yılmaz gibi yönetmenler çerçevesinde dönen tartışmalar, filmler var. Sinemamızı sadece zenginlik, toz pembe hayat kategorisine indirgemek yanlış olur. Popüler sinemada bu öğeler var, ama özellikle 70lerdeki sinema hep zenginliğin ve değerlerinin yerildiği bir yoksulluk anlatısı hakim. Bunlarla, özellikle son 20-30 yılı hakimiyetine alan "zengin konaklarında, holdinglerde neler oluyor acaba" temalı zenginlik filmlerini dizilerini birbirine karıştırmamak gerekiyor.

Sinemamızda çok güzel filmlerimiz var, ama bir akım, bilinçli bir estetiğe yöneldiklerini söyleyebilmek zor. Fakat bu konuda tartışmalar uzun yıllarca devam etmiş, akım tartışmalarına buradan bakmak lazım. 

 
Gönderildi : 01/12/2020 12:33 pm
(@omerist)
Gönderi: 76
 

Türk sineması sadece toz pembe filmler demek istemedim. Yanlış belirtmişim. Kesinlikle çok güzel Türk filmleri var. Dediğiniz gibi Türk sineması akımlarına baktım. Mesela Ulusal sinema akımı 1960'lı yıllarda Batı sinemasına bir tepki olarak doğmuş. Hatta 1960'lı yıllardan sonra Türk sineması toplumsal olayları konu edinmiş ve İtalyan Yeni Gerçekçilik akımını örnek almış. Daha birçok güzel bilgi var. Siz bu konuda bir video hazırlamayı düşünür müsünüz?

 
Gönderildi : 01/12/2020 6:21 pm
(@sade-vatandas)
Gönderi: 0
 

Türkiye'de 60'lardan beri 'akım tartışmalarını' izlemek mümkün. Ulusal ve Milli Sinema akımları dışında yine 60'larda denenen ve sanırım Onat Kutlar'ın başını çektiği Genç Sinemacıları da eklemek lazım. Ancak batıdaki akımların aksine Türkiye'de tüm işlerini belli bir akımı takip ederek çeken yönetmen bulmak mümkün değil. Onun yerine bazı yönetmenlerin bazı filmlerinin şu ya da bu akıma yakın örnek olduğunu söylemek daha gerçekçi. 

Dizi meselesi ise bambaşka bir hikaye, sinema ile karıştırmamak lazım. Ana akım işlerden bahsediyorsak hem Batı'da hem de Doğu'da halen iş yapan hikayeler Dallas uyarlamalarının çok da ötesinde değil. Sanırım bu da bahsettiğiniz 2. Dünya Savaşı sonrası sürecin sosyo-ekonomik dengeleriyle yakından ilgili. Diziler sinemanın aksine ortalama izleyici kitlesinin estetik ve sosyal kaygılarına sinema filminden daha bağımlılar. O yüzden de sinemada bağımsızlık tartışması çok ciddi bir yer kaplarken diziler için bu çok daha zor bir başlık.    

 
Gönderildi : 02/12/2020 1:18 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 
Gönderen: @omerist

Türk sineması sadece toz pembe filmler demek istemedim. Yanlış belirtmişim. Kesinlikle çok güzel Türk filmleri var. Dediğiniz gibi Türk sineması akımlarına baktım. Mesela Ulusal sinema akımı 1960'lı yıllarda Batı sinemasına bir tepki olarak doğmuş. Hatta 1960'lı yıllardan sonra Türk sineması toplumsal olayları konu edinmiş ve İtalyan Yeni Gerçekçilik akımını örnek almış. Daha birçok güzel bilgi var. Siz bu konuda bir video hazırlamayı düşünür müsünüz?

Şu an için yok. Ben genelde üzerine yeterli okuma araştırma yapmadan herhangi bir şey hazırlamıyorum. Bu konuda da bilgilerim olsa da yüzeysel denilebilir. Daha çok ikincil kaynaklardan okudum. Yönetmenlerin kendi çalışmalarını okumak gerekiyor. Günün birinde hazır hissedersem yaparım. Ama üzerine çalışacağım konulardan biri olarak ekledim bunu. Bu aralar daha evrensel estetik tartışmalarını araştırıyorum vakit buldukça. Zaten bu podcastlerde de Görkem anlatıyor daha çok. Ben onu anlatmaya teşvik ediyorum, çünkü klasik bilindik bakış açılarını iyi anlatıyor ben daha çok çomak sokma derdindeyim. Görkem’in de bu konulara özel ilgisi var mı bilmiyorum.

 
Gönderildi : 02/12/2020 2:35 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

 
Gönderildi : 16/12/2020 11:31 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Devam ediyoruz. 

 
Gönderildi : 22/02/2021 7:26 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
 

Çayını, kahveni al izle. Öyle olmuş. 

 
Gönderildi : 23/02/2021 11:19 am
(@spidervis)
Gönderi: 0
Admin
 

Ben bizdeki tarihi dizilere baktığımda kıyafetler çok cafcaflı, olabildiğince parlak geldiğinden hiç tarihi gibi durmuyor diye eleştirirdim. Kostümleri biraz eskitip kullansalar iyi olacak derdim. Şimdi bu Fincher muhabbetinizden sonra anladım ki mesele kıyafet eskitme değil, ışıkmış. Zaten artık çözünürlükler yeterince büyük, bir de her yer tam aydınlık olunca her şeyin bu kadar net olmasını yadırgıyorum.

 
Gönderildi : 26/02/2021 7:52 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Kıyafetler de işin bir parçası ama ondan çok daha önce gelen şey ışık dediğimiz gibi. 

 
Gönderildi : 26/02/2021 11:19 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

 
Gönderildi : 18/04/2021 4:02 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: