Forum

senarist isyanları
 

senarist isyanları

8 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
2,845 Görüntüleme
(@gigich)
Gönderi: 14
Başlığı açan
 

Arkadaşlar senaristlerin ortak sorunu kaaleye alınmamak gelin hepbirlikte buna isyan edelim neden ben yazdığım filmleri yapımcılara götürdüğümde bizim kendi ekibimiz var yanıtını alıyorum?sanatın torpili olmamalı bence tanıdığım yok diye ödül almamız neden imkansız.neden senaristler filmin mimarı olduğu halde ikinci planda....

 
Gönderildi : 30/10/2010 8:38 pm
(@zitarof)
Gönderi: 0
 

Senaryo gruplarına her zaman torpille dahil olunur diye bir kaide yok.

Bazı üniversitelerde dramatik yazarlık bölümü var. 9 Eylül Üniversitesindeyse Film Tasarım ve Yazarlık bölümü. Bu bölümlerin birinden mezun olsaydın ve yapımcının karşısına çıksaydın, kaale alınma ihtimalini artırabilirdin. Yahut yapımcının bahsettiği "kendi ekip"lerinde yer alabilirdin.

Yaşın gençse yazarlık sınavlarına gir derim ben.

 
Gönderildi : 30/10/2010 11:06 pm
(@gigich)
Gönderi: 14
Başlığı açan
 

nerde o sınavlar

 
Gönderildi : 30/10/2010 11:51 pm
(@kykgm)
Gönderi: 0
 

ya okuyup çıkarsın yada güzel etkili kısa proje çekersin etkilersin birilerini ....

Yaş, milliyet yada özgeçmiş önemli değil; önemli olan söyleyecek bir şeyin olması.

^^KYKGM^^

 
Gönderildi : 31/10/2010 12:43 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Arkadaşlar senaristlerin ortak sorunu kaaleye alınmamak gelin hepbirlikte buna isyan edelim neden ben yazdığım filmleri yapımcılara götürdüğümde bizim kendi ekibimiz var yanıtını alıyorum?sanatın torpili olmamalı bence tanıdığım yok diye ödül almamız neden imkansız.neden senaristler filmin mimarı olduğu halde ikinci planda....
Dikkate alınmama sebebini ben sana söyleyeyim: imlân.

 
Gönderildi : 01/11/2010 1:31 pm
(@aksel06)
Gönderi: 0
 

yahu arkadaşı baya bi haşat etmişsiniz 🙂
bence haklı anlatmaya çalıştığı şeyle
lakin piyasa böyle n b c ye baktığımızda zaten görüyoruz piyasanın nasıl olduğnu o onun dayısı o abisi o amcası karısı derken yapımı dolduruyor. zaten türk sineması alta önem vermediği için bugün bu durumda ya
bu arada nerde o yazarlık sınavları ilk defa duydum aydınlatırsan sevinirim. gir denilio anca sınavlara hani sınav nerde ne zaman link at en azından

 
Gönderildi : 03/12/2010 5:05 pm
(@zitarof)
Gönderi: 0
 

YGS(eski ÖSS) sınavına girip barajı geçen herkes bu sınavlara girebilir.

Üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinde girilebilen bu sınavların adı özel yetenek sınavıdır. Barajı geçen her öğrenci farklı dallarda bu sınavlara başvurabilir. Bu dallar dramatik yazarlık, resim, heykel, sahne tasarımı, oyunculuktur. Özel yetenek sınavları genelde iki aşamadan oluşurlar.

Dramatik Yazarlık Bölümü için Özel Yetenek Sınavları;
I.Aşama;Yazılı Sınav(üniversitesine göre kendi içinde bir kaç bölüme ayrılabilir. Mesela geçen sene 9 eylül üniversitesinde I. Aşama 3 bölümden oluşmuştu.) I. Aşamdan 50 puanın üzerinde alan öğrenciler, II. Aşama sınavlarına girmeye hak kazanırlar.

II.Aşama;Sözlü mülakattır. Geçersiniz jürinin karşısına sorularını falan cevaplarsınız. Mülakat sona erdiğinde juri size belli bir puan verir. Buraya kadar kazandığınız puanlar belirli formüllerle hesaplanır. en yüksek puanı alan 10 öğrenci bu bölümde okumaya hak kazanır.

Lakin İzmir 9 Eylül Üniversitesi, geçtiğimiz yıllarda güzel sanatlar fakültesine farklı bir kaç dal eklemiştir. Bunlardan biride(sizi ilgilendiren) Film Tasarım ve Yazarlık bölümüdür. Linkten daha fazla bilgi edinebilirsiniz; http://web.deu.edu.tr/gsf/?p=6&lang=1 " onclick="window.open(this.href);return false;

Dramatik Yazarlık bölümü ağırlıklı olarak piyes yani tiyatro yazarlığı eğitimi verir. Bunu hedefler.
Tabi bu bölümü okuyan her öğrenci tiyatro yazarı olacak diye bir kaide yoktur. Dramatik Yazarlık diplomasını eline alıp, film senaryosu ya da dizi senaryosuyla yapımcının karşısına çıkan bir yazarın şansı, birinci mesajda yapımcıların yüzüne bile bakmadığı arkadaşımızdan kat kat fazla olacaktır.

Ha unutmadan, bu sınavlara girmeden evvel, Türkiye gibi bir ülkede yaşadığınızı unutmayın. Dayınız emminiz yoksa, yeteneğiniz varsa bile bu bölümlerde okumaya hak kazanamayabilirsiniz. Bunun için kaybettiğinizde üzülmemeye hazırlıklı olun. Bu sınavlara her yıl yüzlerce kişi başvurmakta, ancak sadece 10 kontenjan bulunmaktadır. Bunu göz önünde bulundurun. Bol şans.

 
Gönderildi : 04/12/2010 1:40 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Sorduğun soruların ve tepkinin gayet net, uzuuuun cevapları var ve ortaya çıkan, senin şikayetçi olduğun durum gayet normal.
Hangisini anlatalım, nereden başlayalım?

1- "Önemli olmadığı halde önemli görünmeyi başaranlar yüzünden çevremizdeki önemleri fark edemiyoruz!" Bu önermeyi dşünmelisin bence. KOnumuz bağlamında anlamı: Ben yapımcıyım, sen gelmişsin bana. Ben işim başımdan aşkınken, sırada bin tane proje bekliyorken seninle neden görüşeyim bir kere? Tanımıyorum ki seni? Ciddi, çalışmış, hazır olup olmadığını nereden bileyim? Yanımdan ayrıldığında ilk karşına çıkan tanıdığına "ya gittim yapımcıya, "alıyorsan al birader, benim projemi isteyen çok, uğraştırma beni!" diye caka satmak için yanıma gelmediğini nereden bileyim? Belki sen bu durumun yanından geçen biri bile değilsin ama çevremizde önemli olmadığı halde önemli görünmeyi başaran o kadar çok tip var ki önemli tipleri ayırt edemiyoruz. O kadar çok proje var ki iyi projeleri ayırt edemiyoruz. İnsanlar sanatı, o gece yanlız yatmamak için konuşuyor. Projelerini önemli görünmek için çekiyor, bir dert anlatmak için değil. Senin böyle bir tip olmadığını nereden bilelim?

2- Tabii ki kendi ekibimle çekeceğim çünkü onları tanıyorum. Onlara güveniyorum. Huylarını biliyorum. Bir lafı elli kere anlatmam gerekmeyeceğini, disiplinli olup olmadıklarını, eksiklerini fazlalarını biliyorum. BU da bana devasa avantajlar sağlıyor.

3- Senaristler ikinci planda olacak tabi. Hatta onuncu planda olacaklar. Bunu baştan kabullenmeyen yapmasın bu işi. Çünkü sinema sette yapılır klavyede değil. Yönetmenlerin %80'i otursa bir senaryo yazabilir. Ama senaristlerin ancak %20'si bir film çekebilir. Senaristin yeri saha değil, yedek klübesi değil tribündür. (Bu, sinema yazarı Mehmet Açar'ın söylemidir, aynen aktardım)

4- Ha.... Ama tüm bunlar, senin söylediğin gibi kaale alınmamakla tamamen ilgisiz şeylerdir. Oturup poponu yırtarsın devasa bir senaryo yazarsın, eserine nasıl davranıldığını ancak bir bilet alıp sinema salonunda görebilirsin. (Tribün işte) Ama bu kaale alınmamak değildir ki. Sen olmazsan sinema sektörü de olmaz. Dikkate alınıp alınmamak sadece bu cümlede beden bulur. Projeni çekilmek üzere verirsin, bitti. Önemsenmemenin, dikkate alınmamanın nedeni senarist olman değil kim ve ne olup olmadığını bilmemeleri.

5- Şu yanlışı da belirtelim: Sen bir film yazmadın, senaryo yazdın. Hiçbir senarist film yazmaz. Senaryo yazar. ÇEkilmeyen senaryo film değildir. Bir hiçtir. Bildiğimiz anlamda sinema filmi (hatta herhangi bir film senaryosu) edebi bir eser değildir. Bakmayın siz tanımlarda geçmesine. Senaryo, çekilmek üzere yazılan metindir. Teknik bir metindir. Yönetmen ve teknik ekibe hitaben yazılır, okuyucuya değil.

6- Tandığın yok diye ödül alıp almamana ise şaşırıyorum. Belki şüpheli çok sayıda yarışma, organizasyonm vardır, bilmiyorum ama ödül almak için illa tanıdık sahibi olmanın gerekliliğinin bir kural olduğuna da inanmıyorum.

Tüm bu "karamsar" maddelere rağmen karamsar olmamanı öneririm. Projelerine, kendine güveniyorsan mutlaka er geç değerler yerini bulur. Sen gönlünü ferah tut. Eğer yazar olarak kariyer düşünüyorsan da senaryo yazma, roman yaz örneğin. Çüknü bu şikayetlerden sonra senaryonun maruz kalacağı tecavüzleri gördüğünde soğukkanlılığını muhafaza edemeyeceğine eminim. 🙂 İyi çalışmalar....

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/12/2010 12:35 am
Paylaş: