Acaip bir başlık oldu farkındayım.
Ne demek istediğimi izah edeyim a dostlar.
Gözle görülür biçimde gelişen bir dizi furyasıdır aldı yürüdü son yıllarda.
Lost, Heroes, Prison Break gibi dizilerle tavan yapmış durumda bu furya.
"Yabancı dizi" kavramı geçmiş yıllarda bizlere çok daha uzaktı bunu kabul edelim.
Gelişen teknoloji ve yaygın iletişim ağı sayesinde artık çok rahat ulaşabiliyoruz bu dizilere.
Bu da pazarın büyümesi sonucunda çok daha kaliteli işlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Birbirini doğuran karşılıklı bir ilişki çıktı yani ortaya.
Peki Türkiye bu konuda nerede duruyor?
Elbetteki çok gerilerde. Gerçi birkaç dizi yurtdışına açıldı diye biliyorum.
Ama sinemada açılabildiğimiz kadar değil.
Soruları şöyle özetleyeyim:
Kendimize has bir Türkiye dizi film ekolü yaratabilir miyiz?
(sinemada yaratamamamıza rağmen)
Acaba dizi furyası sinemanın önünü kesebilecek mi?
Dizi aleminde de "ticari dizi", ile "sanat dizisi" ayrımı ortaya çıkacak mı?
Yani kısacası sinema sektörü ve sanatı için geçerli olan şeyler,
"diziler" için de geçerli olacak mı ileride?
Ne diyorsunuz?
Yani birebir içinde olduğum bir sektör ve öyle kin doluyumki böyle bir başlık beni sayfalarca buraya kusturabilir özet geçmek istiyorum : ALLAH CEZASINI VERSİN BUNLARIN !!! en iyisinin bile !
oh rahatladım biraz sağol ketçap ay kezzap:)
Yani birebir içinde olduğum bir sektör ve öyle kin doluyumki böyle bir başlık beni sayfalarca buraya kusturabilir özet geçmek istiyorum : ALLAH CEZASINI VERSİN BUNLARIN !!! en iyisinin bile !
😀 😀
Kus abi bee,
anlat,
neden Allah bunların cezasını verecek!
şimdi sorulardan birincisini yanıtlıyalım . Kendimize has bir Türkiye dizi film ekolü yaratabilir miyiz?
cevabı tabi ki hayır . neden ? çünkü bizim ülkemizde piyasa dizisi yapılıyor . yani herşey ucuz yoldan kısa sürede olsun ve iyi kazanç getirsin . ama gel görün ki çoğuda tutmuyor . eğer dikkatlice bakarsak bizde tutan dizilerin çoğunun pembe dizi vari şeyler olduklarını , tutan diğer kısmın ise yabancı dizilerin uyarlaması , kalan bir kısmın ise eski romanlardan uyarlama olduğunu görürüz . tutan dizilerin geriye kalan çok küçük bir kısmı yenilikçi fikirlerin eseridir . demin de dediğim gibi piyasa dizileri yapıyoruz . çıkartıyoruz oyunculukla alakası olmayan bir şarkıcı bozmasını ya da televolelerde bilmem kimle ne yaparken yakalanan manken insancıklarını , veriyoruz eline iki sayfa senaryo ezberletip sesini değiştirip oynatıp sonra da bunu yutturuyoruz millete . şu sıralar yayınlanmakta olan dizilere bakın çoğu dediğim gibi değil mi ? he hiç yok mu iyi yapılmış dizi ? tabi ki var mesela zamanında trt de yayınlanmış olan şaşıfelek çıkmazı ki bence türk dizi tarihinin yıldızlarından biridir .tabi benim ki sadece bir örnek ama kimse türkiye de yapılan dizilerin çoğunun piyasa dizileri olduğunu inkar edemez .
şimdi ikinci soru . Acaba dizi furyası sinemanın önünü kesebilecek mi?
cevabı evet . hatta zaten kesti . bunu birçok kişi kabul etti bile . bir keresinde haldun dormene bir soru sordum ve aldığım cevaptan şu kısmı size veriyim ." eskiden her hafta 8 oyun oynardık kenter tiyatrosuyla birlikte ve hep tüm sandalyeler dolardı . şimdi haftada bir yada iki oyun oynanıyor ancak tamı tamına oluyor ." şimdi diyeceksiniz ki o tiyatro için söylüyor . hayır arkadaşlar aynı şey sinema içinde geçerli . eskiden millet sinemaları doldururdu . şimdi aynı filmleri evde kısa bir süre bekleyerek ya da sinemadan daha erken ( korsan ) izliyor ve sinemaya gitmiyor . üstüne bir de sinemada alacağı doyumu evde tvnin başındaki 120 diziden birinden bedava almayı yeğliyor . ki bu sinema sektörünü baltalamaya yetiyor .
son soru .Dizi aleminde de "ticari dizi", ile "sanat dizisi" ayrımı ortaya çıkacak mı?
cevap hayır . çünkü bizde piyasa dizileri yapıldığını söylemiştim . ve halkımız artık piyasa dizilerinden başaka dizi görmek istemiyor . bu sebeble sanat dizisi olsa bile belli bir süre sonra aç gözlü yapımcı tarafından reytingleri düşük olduğu için çekimler durdurulacak ve dizi yayından kaldırılacak bu sebeble böyle bir ayrım da olmayacak .
gayet umutsuzca ve negatif yaklaştım biliyorum ama böyle sektöre böyle düşünce .
Bu işin ticari olması kısmını suçlayamam.Tv ticari gereklilikleri yanında getirir bu yurtdışındada böyledir. NBC 'de her hafta Seinfeld insanları eve kitliyordu. Hatta darma&greek dizisinde bir bölümde sokakların bomboş olmasının sebebini seinfeld mi başladı gibi bi espri ile açıklamışlardı.
Yani Ticari olması bu işin RUH ile yapılmasına engel mi? Bunu tartışıyorum. Bir de Dünyaya dizi satmak zorundamıyız? Dünyaya satamıyorsak o dizi kötü müdür? Şimdi Türkiye'nin çok zor gerçekleri var. Türkiye'de dünyaya satılacak çok sıkı sitcomlar çekilebilir. Ben mesela bu idda ile savaş veriyorum ama dediğim gibi çok sıkı engeller var Türkiye'de. Sayısız yapımcı görüşmemle gerek içinde bulunduğum dizilerle piyasanın gerçeklerini görmek çok zor olmadı. Mesela Amerikada bir sitcomun hemde haftalık bir sitcomun süresi 22 dakika. o 22 dakikayı yazarları hafta boyunca dakika dakika ince ince işleyip başyapıt ortaya çıkarıyorlar. her sahnesi müthiş her sahnesi zekice işler çıkıyor. Ben avrupa yakasının geçen bir bölümünü izledim Dvix olarak ve reklamsız süresi 85 dakikaydı. 85 dakikaaaaaa!! yazmayan bilmez 85 dakika her hafta 90 sayfa demek. Feriştahı olsa her hafta bir uzunmetraj yazmak zorunda olupta şahane işler çıkaramaz. En iyisi olarak anılan avrupa yakası bile one man show ile çeşitli mezbelelik mizansenleri ile herhafta doldurulmakta. ikinci bir engel ise Bu memlekette dizi yazıp yapımcıya götürdüğünüzde karşınıza çıkan başka bir soru ise şu ben bu diziyi hakkaridede Muğladada izletebilecek miyim? Bu nasıl bir istek. Sen Seviyesi yüksek programları dayatacaksın ekrana insanlar bir süre sonra bunları sevmeye başlayacak ama ticari kurallar diyor ki Sıla'yı çek Asmalı konağı çek direk onların seviyesinde işler çekelim. Yani birkaç idealist dışında bu geçiş süresine sabredecek kimse yok. Herkes hazır matematiği kullanıyor. Türkiye'de kaçırmamak için çırpındığım tek dizi olarak Rahmetli Sulhi Dölek'in Süper Baba yı hatırlıyorum. Müziğine oyunculuğuna senaryosuna ince ince dikkat edince yüreğini koyunca bu işin nasıl unutulmayacak bir eser olacağını ortaya koymuşlardı. Şu anda 60 70 tane yeni sezon dizisi girdi. muhtmelen 40 ı çöp olacak ve kalkacak. Oyuncuların durumuna değinmiş btfftunga Benim kız arkadaşım Konservatuar mezunu bu işin 6 sene eğitimini almış, Bir sürü Tiyatro oyunu sahnelemiş ve izlediğin en tırrık dizilerden biiri olmasına rağmen her hafta birinci olan bir dizide ufacık bir rol alabiliyor çünkü başrolde iki tane manken arkadaşımız oynuyor.
Türkiye'nin sanat dizisi olsun diye ısrarım yok. sonuçta tv için birşeyler üretiliyor ama şu söylediğim engeller yüzünden dehşet bir koşturmaca var resmen savaş alanı gibi 0- 80 dakiaklık işleri yetiştirmek için sabah 9 da set başlıyor gece 3 de bitiyor. yap dizileri 40 dakika izleyici müthiş bir tatmin duygusuyla her hafta kitlenir sen yine alırsın reklamını bilmemneyini yine kazanırsın paranı. Sadece 1 sezon kaybedip seyirciyi buna alıştırmaya kimse yanaşmıyor. Biz çok çektik umarım bizden sonra gelecek senaristler şanslı olur. Ben çünkü yavaş yavaş tükeniyorum. Yılmaz Erdoğan bile bu sene ki seveni var sevmeyeni var ama hani kussa izlerim dediğim adamlardandır. O bile reyting canavarının karşısında havlu attı. Bana göre değil dedi. BKM nin elinde Yılmaz Erdoğan gibi bir adam varken bizden proje istendi. Ben şahsen böyle bir adamın bu koşullar yüzünden tv den tiksindirilmesine türk izleyicisinin bir kayıbı olarak bakıyorum.
Bu gerçekler Sinema yı etkiler mi? sorusuna zaten cevap vermeye bile gerek yok çünkü daha dün bir film reklamı daha gördüm filmin adı " beyaz melek " yazan yöneten MAHSUN KIRMIZIGÜL... ve oynayanlar sıkı durun : Yıldız Kenter, Erol Günaydın , Ali Sürmeli... NEyini tartışıcazki adam gibi sinema yapanlar belli zaten. Kıyıda köşede kalmaya devam edecekler. Takva oscara mı gitmiş ? kimin umrunda?
aslında beetlejuice piyasadan kastım senin söylediklerinle aynıydı . yani hiç dizinin oturmasını beklemek yerine hemen bu işten kazanç sağlamaya çalışmak . he gerçekten ülkemizde çok iyi diziler çekildi ve illaki yurtdışına satmak zorunda değiliz . ama şimdi iki sorun var . bir izleyen kesim artık kaliteye pek önem vermiyor . yani kalitesiz bir izleyici kesimi çoğaldı . iki bunlara nasıl hitap edebileceğini bilen açgözlü yapımcılarda çoğaldı . bu sorunlar arasında kaliteli dizi beklemek zor olur . beetlejuice o haberi ben de duyunca kahroldum . böyle iyi oyuncuların öyle bir filmde oynaması .tahminim senaryo çok iyiydi ve bu film tutarsa artık bana göre bu filmde beşpara katkısı olmayan yönetmen bozuntusu mahsun kırmızıgülde başımıza türkiyenin en iyi yönetmenlerinden olur çıkar . aslında bizim sektörümüzün en büyük sorunu ne biliyor musunuz kimse kendi işini yapmıyor . işte bu sebeble diyorum ki bu sektörden çok şey beklemeyin . ancak arada güzel şeyler çıkar biz de onları yad eder dururuz .
...
ercinoztas yazdıklarımı tamamiyle yanlış anlamışsın . benim derdim ayrımcılık yapmak değildi . ama kusura bakma ben yeteneksiz beş para etmez manken bozuntularını ya da oyunculukla alakası olmayan şarkıcıların oyuncu adı altında tvlerde görmek istemiyorum . eğer sen buna ayrımcılık diyorsan evet ben ayrımcılık yapıyorum . ben onları istemiyorum . ben bir iktisat mezunu sinemacı olamaz dedim mi ,? eğer yeteneğin varsa ol kardeşim . kim sana engel ? benim dediğim bu işle hiç alakası ve yeteneği olmayan insanların bu işe bulaşamasıydı . eğer seninde bu işle alakan ve yeteneğin yoksa , sen de sırf para için çıkıp bu işi yapıp , zaten bir yığın yeteneksizlerle dolu dizi ve sinema sektörünü iyice batıracaksan kusura bakma senin içinde aynı şeyleri söylerim ve sen bu yaptığıma ayrımcılık dersen ben de güler geçerim . eğer yazılanları daha dikatli okursan ne denildiğini daha iyi anlarsın .
...
emin ol ki sana anlama özürlü muamelesi yapmadım . sadece yazılanları daha dikkatli okumanı söyledim eğer sen bunu anlama özürlü insanlara yapılan muameleyle bir tutuyorsan sözüm yok .
benim söylediklerimle senin söylediklerin aynı olduğunu ilk yazdıklarımdan değil de ikinci yazdıklarımdan anladığını söylediğin . peki bu konuya verdiğim ilk cevaba baktın mı ? aslında kastettiğim şeyin piyasada yeteneği olmadığı halde bu işi yapanlar olduğunu anlamadın mı ?
bilmiyorsan söyleyeyim , ben de stv okumuyorum . bu işle ilgili hiç bir eğitimim yok . ee o halde ben seni ve senin gibi yeteneği olupta bu işin eğitimini alamamış kişileri kastetsem kendimede bir nevi laf vuruyor ve kendimin de bu sektörde olmaması gereken kişilerden biri olduğumu söylüyor olmaz mıyım ?
tekrarlıyorum kimseye anlama özürlüsü muamelesi yapmadım ama sen yazılanları daha dikkatli oku sözünden bunu çıkarıyorsan sana söyliyecek sözüm yok .
...
bu atışmak için yazılan bir mesaj değil . demek ki biz birbirimizin yazdığı şeyleri pek iyi anlıyamıyoruz ya da karşılıklı olarak bir iletişim sorunumuz yada kendimizi birbirimize ifade edememe sorunumuz var ( senle beni kastediyorum ) o sebeble haklısın burası bizim atışma bölgemiz değil aksine benim seni tahrik etme gibi bir amacım da yok o yüzden bu tartışmayı burada yapmanın manası yok . he ben gerçekten seninle tartışmak ve seni tahrik etmek için mesaj yazmadım . o sebeble bu tartışma için son mesajı yazıyorum . eğer yazdıklarımda gene senin tahrik edici birşey varsa özelden mesaj at ve ben burda editliyeyim iyi akşamlar .
beetlejuice SÜPER BABA demişsin. Sorma kardeş, gerçekten mükemmel bir diziydi.
Bakın bir sitesi var. Bu sitede kısa Video'lar, Replikler filan var;
Ülkemizde sanatsal değeri olan diziler bir elin parmağıyla sayılabilecek düzeyde. Sanatı bir kenara koyup, izlemesi zevk veren diziler bu sayıdan birazcık daha fazla.
"Bu ağa aşiret dizilerini kimse izlemiyor, niye yayınlıyorlar bunları?" diye soranlar ne yazık ki bu dizilerin çok tuttuğunun farkında değil. Evet çılgınlar gibi izleniyor bu diziler; milletin birbirine bağırıp çağırdığı, aile ilişkilerinin irdelenip "kim kimi düdükledi kim kimi aldattı" sorularının cevaplandığı dizilere bayılıyor halkımız. Kimseyi suçlayamayız.
Hadi biz Lost gibi bir dizi çektik diyelim, ülkenin yarısından çoğunun anlayıp çözemeyeceği bir dizi çekmek kimin kârı olur ki 😀