Forum

Bir Sinefilin Itira...
 

Bir Sinefilin Itiraflari - Hikaye Kurmak vs. Hikaye Anlatmak

32 Gönderi
17 Üyeler
0 Reactions
7,236 Görüntüleme
(@aygunb)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Nihayet 6-7 aydir montaji yapilamayan filmimi montajlayabildim. Onca ay senaryo uzerinde calismanin, kadraj albumu hazirlamanin, binbir rica konu komsudan rol yapmalari icin yalvarmanin, ev yapimi figrig ve saryo hazirlamanin, umutlarimin, umutsuzluklarimin sonucu olan 'Arkadas' filmini izledigimde icimi kaplayan duyguyu en guzel soyle tarif edebilirim: 'Ben asla sinematografik bir kisa film cekemeyecegim.'

Arkadaslarla defalarca filmdeki ozensiz ve yapay oyunculuklari, cahil kadrajlari, kagit uzerinde dahiyane gelen ama biz cekince sadece gulduren planlari acimasizca elestirdik. Gunde 19 saat calisilarak 3 gunde yapilan bir filmin ozensizligi ile bu denli bizi rahatsiz edecegini dusunmemistim. Zaman ve insan sikintisi ve teorik bilgi eksikligi nedeniyle oldu bittiye getirilen sinema projesi boylelikle beni 'uzatmali metresim' sinema ile olan iliskimi gozden gecirmeme neden oldu.

Aklimdaki filmler hep harikulade iken yaptigim filmler neden gulunc oluyordu? Kagit uzerinde beni aglatan, urperten diyaloglar neden egreti duruyordu oyuncularin agizlarinda? Etrafimda izledigim cogu kisa filmden daha anlamli olan filmlerim neden 'sinema filmi' olamiyorlardi?
'Bulusma' filmim ile -kendimce- kazandigim ivmeyi 'Arkadas' filmim ile neden muhafaza edememistim? CUNKU:

1) 'Karim' olan insaat muhendisligini seviyor ve 'metresim' olan sinemaya asla hak ettigi ilgiyi veremiyordum.
2) 'Metresim' in beni asla birakmayacagini dusunup, ayak ustu bir sevismenin onu ve beni mutlu edecegini saniyordum. 'Metresimin' bir gururu olacagi ve birgun beni haber bile vermeden birakacagi aklima gelmemisti.
3) Yazdigim her siirde, hikayede bir dunya kuruyordum ve o yarattigim dunyanin beyaz perdede guzel durabilecegine olan inancim nedeniyle kamera arkasina gecmistim. Hikaye kurmanin ve hikaye anlatmanin iki farkli sey oldugu sonralari kafama dank etti.

Her dakika icimde yeseren dunyalari, hikayeleri, karakterleri yazabiliyorken bunlari benden daha iyi anlatacak birisine emanet edebilir miydim? Zamaninda pes etmenin aslinda zamaninda basarmaya yonelmek oldugunu idrak edip kamerami duvara asmali miyim? Kendi yarattigim dunyalari, karakterleri -onlar benim cocuklarim artik- durumu benden daha iyi olan ailelere 'evlatlik' vermeli miydim?

Hala kafam karisik. 'Arkadas' filminin son rotuslarini atinca foruma koymak niyetindeyim. Ama bana oyle geliyor ki artik sinematografik anlatim diline saygi duydugum icinizden bazilarina -ki biliyorum bazilarinizin bana kiyasla vakti ve imkanlari daha fazla- 'Baba hikayem var cekmek ister misin?' diye yaklasacagim. Sorun su ki, hepimizin kendi hikayeleri var ve amator sinema aslinda cok oznel bir sinema da ayni zamanda. Dusunmekteyim... Tunelin sonu simdilik karanlik gozukuyor.

"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen

Bayram Aygun

http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 01/01/2009 7:35 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Böyle bir yazı için ben yeminimi bozarım kardeşim..

Böyle içten, böyle duygusal, böyle tarafsız ve samimi bir yazı ben okumadım bu forumda..

Filmi bilmem Bayram ama son paragrafına hiç katılmıyorum. Sen düzgün bir hikâye ile geldiğin sürece senin hikâyeni anlatmak isteyen çok insan çıkacaktır. Senin buna cesaret etmen yeter. Gerçi Mordevrim de yıllardır senaryolarının filmleştirilmesini istiyor ama tek tük oldu :). Seninle aynı duyguları paylaşan birini bulduğun sürece boş kalmaz o hikâyeler.. Ben 4 yıldır kendi hikâyemi bulamadım mesela (çok iyi anlatacağımdan değil, deneyeceğimden).

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 01/01/2009 8:14 pm
(@yagmurkopegi)
Gönderi: 0
 

"vermediğiniz şey alamazsınız kendinizi vermeniz gerekir."
Ursula K. leguin

 
Gönderildi : 01/01/2009 8:25 pm
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Hikayeleri görmek ister bu deli gönül, zira yazmanın hayata geçirmek, hayata geçirmenin yazmaktan bambaşka işler oluduğuna inanıyorum.

 
Gönderildi : 01/01/2009 10:26 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

"Sinema sinema bacaksız" diyesim geldi benim de. Ne alaka. Ne bileyim ne alaka. Aygün yola devam.

 
Gönderildi : 01/01/2009 10:30 pm
(@baco)
Gönderi: 0
 

Nihayet 6-7 aydir montaji yapilamayan filmimi montajlayabildim. Onca ay senaryo uzerinde calismanin, kadraj albumu hazirlamanin, binbir rica konu komsudan rol yapmalari icin yalvarmanin, ev yapimi figrig ve saryo hazirlamanin, umutlarimin, umutsuzluklarimin sonucu olan 'Arkadas' filmini izledigimde icimi kaplayan duyguyu en guzel soyle tarif edebilirim: 'Ben asla sinematografik bir kisa film cekemeyecegim.'

Şunu anlamadım, altı yıl tıp okuyan adam ameliyata girip de bir hata yapınca 6 yıldır çalışıyorum ama olmadı demek ki ben doktor olamam demez de sen neden böyle düşünüyorsun? Pratik ile teori bambaşka şeyler...

- baço

 
Gönderildi : 01/01/2009 10:31 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Hikaye kurmanin ve hikaye anlatmanin iki farkli sey oldugu sonralari kafama dank etti.

Sinema da senaristliğin ve yönetmenliğin kafaları karıştıran farklılaşmasını çok iyi açıklayan iyi bir laf bu. Çok iyi yazabilirsin, bomba bir öykün de olablir. Ama kabul edilmelidir ki bazı adamların bu hayata baktıkları yer çok çok farklıdır ve bu adamlar alır senin o "bomba hikayeni" ya da "sıradan bir hikayeni" onu öyle farklı bi yerden bakarak anlatır ki hem sen hem de diğer insanlar şaşıp kalırlar.

Uzunca bi zaman önce yazdığım aşağıdaki yazımı sizinle paylaşmak istiyorum.

"Bir hikayenin, iki farklı anlatıcının diline düştüğünü hayal ediyorum.

İlk anlatıcının dinleyicisi hikayenin hiçbir yerinde heyecanlanamıyor.Anlatıcı, zorundalıklarına esir olmuş ve kendi hayatının hikayesini bir başına monotonlaştırmış sıradan bir karaterin sahibidir. Sıradanlığa teslim olarak betimlediği cümleler dinleyicilerin zihninde teker teker kayboluyordur. Böylelikle anlatıcının kelamları çok geçmeden yok oluyor. Yıllar sonra tüm insanoğlu, ne bu hikayeyi ne karakterini ne de hikayecisini hatırlıyor.

"Hikayeler elbette gerekliliklerinden arındılamaz fakat hiçbir hikaye de sıradanlığından arındırılmadan anlatılamaz.", ikinci anlatıcının heyecan dolu ses tonunu bu kelamlar süslüyor. Dinleyicinin algısı, farklılığın farkına varıp tepkisini tebessüm eden bir ifadede somutlaştırıyor. Anlatıcı hem kendini hem hikayeyi hem de karakterini ölümsüzleştiriyor.

Aynı hikayenin iki farklı anlatıcı tarafından farklı bir biçimde anlatılması ve ilk anlatıcı hiçbir etki bırakmazken ikinci anlatıcının dinleyicileri mest etmesi bana sinemanın içerisindeki yönetmen(anlatıcı) figürünü sorgulattı. Son kelamım şu; güzel olan hikayeler değil onların nasıl anlatıldığıdır."

"Arkadaş" filmini bekliyoruz Aygün, bi de izleyenler karar versin filmin sinematografik yetkinliğine. Çünkü bu lafları bi çok insandan duydum. İnsanlar kendi yarattıklarına, yaratım sürecindeki sancılı zamanlardan sonra yabancılaşıp umutsuzluğa kapılıyorlar. Kendi içinde bu umutsuzluğun reçetesini "karın ve metresin" arasındaki bocalamaya bağlamışssın, buradaki bir çok insan da aynen bunu yaşıyor. Devam etmelisin bence, yeterince denemelisin, baco abinin dediği gibi "pratik" çok daha önemli sanırım. Bu aşamaları geçip kendinden ve yaptıklarından daha da emin olduğunda kesin kararını vermelisin ve eğer gerçekten hala olmadığını hissediyorsan haddini bilmek de büyük erdemdir.

Nitekim hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz, aynı heyecanları tadıp, aynı umutsuzluklara kapılıyoruz. Çok büyük bir sorun yok bence, bunlar geçmemiz gereken aşamalardan birkaçı sadece. Önemli olan bu aşamalrın farkına varmak. "Arkadaş" filmini bekliyoruz.

 
Gönderildi : 02/01/2009 2:35 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Sıradan bir çöküş dönemi, Sanatçının andropozu diyelim bayram hocam. Sen istediğin kadr pes etsende iki gün sonra içindeki o aşk yine yapışır yakan Hişşt! ben buradayım diye. Gömlek değilki bu çıkartıp atasın. Gen.

 
Gönderildi : 02/01/2009 3:07 am
(@aygunb)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Su anda icinde bulundugum durumun Ozgur'un dedigi gibi bir 'andropoz' donemi olmasi dilegini hep icimde barindiriyorum zaten. Cok fazla sizlayip, aglayip forumu aglama duvarina cevirmek niyetinde degilim ama ilginiz icin tesekkur etmek istedim hepinize.

Hani bazen bir filmi izlersiniz ya da bir siiri okusunuz da acayip etkiler sizi ve hemen en iyi arkadasiniza okutmak ya da izletmek istersiniz o eseri. Sizin gozlerinizde pariltilar ucusurken o heyecani en guvendiginiz kisiden alamazsiniz mesela zaman zaman. Nasil koyar o degil mi? Icinizdeki duygu firtinasini paylasmak istersiniz ama butun limanlar kapalidir. Bu durumu ben kendi icimde yasiyorum iste. Sanki filmi ceken adam bambaska imis de simdi izleyen alakasiz birisi.

Neyse cok ustume dusmeyin, ilgi gostermeyin :). Duzelecegim ben kısmetse :=)

"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen

Bayram Aygun

http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 02/01/2009 6:45 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

tam tersi. samimiyet kadar bizi ayakta ttutacak bir şeyin olmadıgına inanıyorum. Burası öyle bi yuva olmalı.

 
Gönderildi : 02/01/2009 6:47 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

tam tersi. samimiyet kadar bizi ayakta ttutacak bir şeyin olmadıgına inanıyorum. Burası öyle bi yuva olmalı.

Olum siyasetçiler gibi konuşmuşsun. Yeni site açılacak ya liderlik propagandası gibi olmuş 🙂 Yemezler 🙂

 
Gönderildi : 03/01/2009 12:54 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Aşkolsun. Durmak yok, yola devam.

 
Gönderildi : 03/01/2009 1:26 am
(@mobidik)
Gönderi: 0
 

Abi yani ben sadece şunu demek istiyorum.. Yazı çok samimi olmuş.. Benzetmeler vs. Çok beğendim..
Her ağacın da meyvesi aynı zamanda olgunlaşmıyor, biraz daha bekle.. Birileri mutlak taşlayacaktır seni 🙂

Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.

 
Gönderildi : 03/01/2009 2:00 am
(@verbal_kint)
Gönderi: 0
 

bayram. nacizane bi öneri.
daha önce de yapıldı. ama bu sefer senin yorumunla farklı olabilir
içinde bulunduğun buhranı ve hissettiklerini çekebilirsin. hem de kendin oynayarak.

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 03/01/2009 4:26 am
(@aygunb)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Alpgiray vallahi hakli olabilirsin. 'Ask Filmlerinin Unutulmaz Yonetmeni' gibi (iyi) cekilemeyen bir filmin hikayesi cekilebiliri. Bir su depresyondan cikayim. 🙂

Operim yanaklarinizdan.

"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen

Bayram Aygun

http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 03/01/2009 3:49 pm
Sayfa 1 / 3
Paylaş: