Forum

Sinema salonlarındaki reklam eziyetine hayır!!!

68 Gönderi
25 Üyeler
0 Reactions
21.6 K Görüntüleme
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

"Sinema Salonlarında Reklam İzlemek İstemiyorum" diyorsan bir imza da sen at!
Lütfen herkes paylaşsın.

http://www.filmfabrikasi.com/imza " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/06/2010 6:10 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bu iş, ya da en azından bize gösterilen kısmı, biraz aceleye gelmiş gibi duruyor. Yapılmak istenen şey tam olarak belirlenmemiş veya metinde yeterince açıklanmamış. Alternatifler üzerinde fazlaca durulmamış.

Burada amaç reklamları kaldırmaktan çok, bu reklamların hem seyirciye işkence olmaktan nasıl çıkarılacağını, hem de sektörü geliştirecek şekilde nasıl dengeye sokulabileceğini tartışmaya açmak (diye düşündüm).

Peki o zaman neler yapılabilir, çünkü reklamları tamamen kaldırmak mümkün/mantıklı değil, aklıma gelen uygulamalar:

Yurtdışında olduğu gibi bizde de numaralı koltuk alma sistemi kaldırılır, gelen boş yere oturur. Peki bunun reklama katkısı nedir? Bir filmin başlangıç saati 17:00 ise o film 17:00 de başlar. Sen (salon dolduran bir film için konuşuyoruz) iyi bir yerde oturmak istersen en az 15 dakika erken geleceksin, güzel yeri kapacaksın, paşa paşa da reklamını izleyeceksin. Tabii bu uygulamanın boka saracağı pek çok nokta var. Aklıma gelen bir fikir olarak söylüyorum sadece. Yurtdışında bu iş böyle ama.

Varan 2: Reklam sürelerine standart getirilir. Emek Sineması'nda böyleydi örneğin. Her filmden önce 10 dakika reklam vardır yazısı gişenin üzerinde durur. Ona göre girersin salona.

İlk aklıma gelenler bunlar.

Bir de kısa filmi destekleme durumu var. Şimdi kabul, günümüzde filmlerden önce oynatılacak kalitede yılda en fazla 3 4 kısa film üretiliyor (Türkiye'de). Ancak böyle bir olanağın olduğunu düşünün: Sinema filmlerinden önce kısa filmler oynayabilecek! Bu alana yatırım öyle bir artar ki kısa zamanda kısa filmlerdeki kalite artışı, uzun vadede ulusal sinemanın yükleşini çok iyi zemin hazırlar. Zaten bidıl'dan duyduğuma göre kanunen böyle bir zorunluklar var ancak uygulanmıyor. Bunlar için baskı yapılabilir.

Şimdi bunların hiçbiri düşünülmedi demiyorum. Sadece bu kampanyanın tanıtım yazısı öyle bir şekilde yazılmış ki bazı insanların neden imza atmak istemediklerini anlayabiliyorum. Kuru bir nefretle "olmasın lan ne bu amk" modunun az daha kibarıyla yazılmış. Emek Sinemasını Yıktırmıyoruz'un yaptığı şekilde daha samimi bir talep formu yazılabilir. Bu çok daha fazla imzayı beraberinde getirecektir.

Böyle diyorum.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2010 1:39 am
(@emre_gss)
Gönderi: 0
 

Bir Kurum sahibinin patronu olsanız..Ve ürünlerinizin satılması için reklam vermek isteseniz.En etkili yollardan biri TV reklamcılığı dergi gazete outdoor reklamlar diye uzar gider..

Sinema solonlarındaki Reklamlar da pahalı reklamlar arasına girer..

Nedeni ulaştığı kitle Tv kadar olmasada..Dikkatin Sadece reklama odaklanılmasından dolayı..Salondaki herkez Alıcı konumuna geçer..

Şimdi Reklam olmasınız diyorsunuz ama..

1) Bi uzun metraj çekmeye kalktığınızda Sponsor,Sponsor..Abi sponsor?,Abla sponsor? demeyi biliyorsak..
Bu kişilerin parasına/yardımlarına ihtiyacımız oluyorsa..

Onlarında size Sponsor olabilmesi için ürününü/hizmetini satması gerekir..

Kısaca Tüketici Alır>Üretici Kazanır>Üretici dahada fazla kazanmak ister>Daha çok reklam yapar> Sponsor olarak Size kazandırır..

Bunun Adı nankörlüktür..Bir sinemacı için..
--------------
2. İzleyici açısından
-Bence Reklam izlemek bir zulum değildir.Reklamlar başladığında gözlerinizi kapatabilir Mp3 playerinizi son sese getirip Ne reklamı görür nede Sesini duyarsınız.
Ama tavsiyem.Sinema reklamlarında Tv reklamlrında yasaklanan ürünlerin reklamları olduğu için bazen..Değişik reklamları izleyerekde keyif alabilirsiniz.

Diğer bir çözüm. :Kucuk şehirlerde Reklam Yapılmıyor Sinemalarda..Oralara gidebilirsiniz

Teknik detaylara inmeden..Basite indirgemeye çalıştım.

Saygılar..

Birazdan arkama döndüğümde orda olmayacağını biliyorum..Ama bilmeni istediğim bir şey var..Ben her döndüğümde orda olmanı diliyorum.. -emre

 
Gönderildi : 29/06/2010 2:23 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Bu imza kampanyasını hiçbir ikileme düşmeden, doğrudan destekliyorum.
Aşağı yukarı her cümlesini. Kişisel sebelerim şunlar:

Bir çelişkiye işaret edenler, "hem sinema sektörünün gelişmesini istiyorsunuz, hem de reklam olmasın diyorsunuz" diyorlar.
Ben doğrudan söylüyorum: Reklam olmasın diyorum, çünkü sinema "sektörünün" gelişmesini istemiyorum, gerilesin batsın istiyorum.
Yapımcıların hepsi batsın, kepenkleri indirsin istiyorum.
Karşı olduğum sinema değil, "sektör". Neden? Çünkü basit, "anti-kapitalist" bir düşünceye sahibim.

Dolayısıyla emre'nin biraz da fevri bir tavırla, "sponsor sponsor diye ağlayanlar" olarak belirttiği kesimin içine girmediğimden, dişimden tırnağımdan arttırdığımla film çekmekten başka bir yol denemek istemediğimden, gönül rahatlığıyla "reklam olmasın" diyorum.

Sinemanın ahlaksız ve sömürüye dayalı bulduğum para çarkına dahil olmak istemediğimden sinemaya nadir olarak giden (sadece desteklemek istediğim birkaç Türkiyeli yönetmenin filmine giderim bazı istisnalar olmadığı taktirde), sektörel sinemanın "korsandan daha büyük bir emek hırsızlığı" olduğunu düşünen (bkz: milyon dolarlık filmlerin yükünü üç kuruşa taşıyan set emekçileri), sinema içinde "düşük bütçe film yapımını" desteklemenin, orada yer almanın kapitalizm karşıtı bir devrimci mücadele olarak kurgulanabileceğini uman bir insan olarak, tüm bu karşı durduğum sistemin göbeğinde yer alan "reklam"ı sinemadan dışlıyorum.

 
Gönderildi : 29/06/2010 2:55 am
(@karga)
Gönderi: 36
 

nankörlük mü? abartıyorsun .

ozaman neden bilet parası ödüyoruz?

..ve bende karşıyım

kramofon değil, gramofon

 
Gönderildi : 29/06/2010 3:05 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Bir de kısa filmi destekleme durumu var. Şimdi kabul, günümüzde filmlerden önce oynatılacak kalitede yılda en fazla 3 4 kısa film üretiliyor (Türkiye'de). Ancak böyle bir olanağın olduğunu düşünün: Sinema filmlerinden önce kısa filmler oynayabilecek! Bu alana yatırım öyle bir artar ki kısa zamanda kısa filmlerdeki kalite artışı, uzun vadede ulusal sinemanın yükleşini çok iyi zemin hazırlar. Zaten bidıl'dan duyduğuma göre kanunen böyle bir zorunluklar var ancak uygulanmıyor. Bunlar için baskı yapılabilir.

Bu sistem çok riskli olur. Tam belirsizlik ortamı. Uzun metrajdan önce yayınlanacak kısa filmler... Kaç tane mesela, ne kadar uzunlukta... Abi kaç tane olması bile büyük bir olay. Şunun tam arkasındayım 1 tane ve 3-4 dk'yı geçmeyen. Ama bu 2 ve daha fazlası için sakıncalı; hem de çok sakıncalı.

1. Seyirci bir filme odaklanırken, ardından gelecek filme odaklanma sorunu yaşar (kesin yaşar)...
2. Bu kısa filmlerin birden çok olması durumunda, odaklanmanın yaratacağı zihinsel yorgunluk, göz yorgunluğu...
3. Salonun esas filmi bekleyişi, artı bir stres oluşturur.
4. Bu kısa filmleri kim belirleyecek. Sektöre zaten yığınla eleştiri var; bu sefer bilmem kimin yapımcısının toylusu olacak...

Festivallerde bunu gözlemleyebilirsiniz. Seyirciler belli bir süre sonra bir acayip hal alıyorlar. Salon ortamı bu odaklanma sorununu tetikliyor.

Gelelim reklam meselesine; temsil misal gece 01:00 seansının yarım saati reklam olup milletin uyumasına neden olmasınlar (yaşadım ben bu olayı). Reklam kaldırılsın kardeşim ne o ole...

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 29/06/2010 3:26 am
(@emre_gss)
Gönderi: 0
 

nankörlük mü? abartıyorsun .

ozaman neden bilet parası ödüyoruz?

..ve bende karşıyım

yazıyı iyi oku arkdaşım..

Bilet parası ödüyenler izleyici oluyor..Sinemacı değil.. (bkz 2)

Sinemacıyım ama izliyorum dersen..İzlediğin An Sinemacı kimliğini cebine koyup (cebinize,Kenara değil..Yani kaybetmiyorsunuz kimliğinizi) oraya izleyici olrak gidiyorsun..

Kezzap..size gelince..

Evet haklısın bana cevaben yazdığın ve savunduğun fikirleri bende destekliyorum..Hatta bende dişimden tırnağımdan arttırıp çekmek isterim.Henüz o aşamaya gelmediğimden.(2 yıl sonra) Sponsor:Bizim gibi (bizim gibi : Yüksek maddi imkanlardan yoksun.) sinemayla uğraşanlar için ne kadar gerekli ne kadar gereksiz burasını tartışırım..

Ama ben en basitinden.Sahnede 20 kişinin takım elbise giymesini istiyorsam..Oyuncularıma hadi bakalım evden takım elbiselerinizi alın gelin bakalım demem..Giderim kostüm için sponsorumu bulurum..İyide bir pazarlmacı ve halkla ilşkilerden anlıyorsan.Paşa paşa..istemeye istemeye belki kostüm sponsoru kazanabilirsin..

Sorun Tamamen beynimizi kullanabilmekte..

Bakın Reklam sektörü Son 10 yıl içinde Türkiyede hızla değişmektedir..
(değişme: Artık üreticinin bilinçlenip Reklamı önemsemelerinden kaynaklanan Reklam verme patlaması).bundan 10 yıl önce ..Reklam: Sokağa atılan paraydı..Türkiye için.

Burda yakınmak yerine insanlar kafayı kullanabilmeli..Reklem sevmiyorum demek yerine Neden bu reklam verenlere Kendi teklifinizii sunup kazanmıyorum diyemiyorsunuz..? (bkz

Birazdan arkama döndüğümde orda olmayacağını biliyorum..Ama bilmeni istediğim bir şey var..Ben her döndüğümde orda olmanı diliyorum.. -emre

 
Gönderildi : 29/06/2010 3:51 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

4. dışındakiler sorun değil. Pixar bazı filmlerinden önce kısa bir animasyon koyuyor, hiç de sorun olmuyor. Animatrix kısaları dvdye çıkmadan önce alakasız filmlerden önce sinemalarda gösterilmişti, bazı filmlerin ilk fragmanları heryerden önce belirli filmlerden önce özel olarak oynatılıyor ve sırf o fragmanlar için o filmlere gidenler oluyor vs.. Transformers'ın ilk fragmanı bu şekilde çıkmıştı.

Sinemayı sadece Türkiye'ye bakarak değerlendirmeyin. En çok izlenen filmi 5 milyon kişi tarafından izlenmiş olan bir ülkede varolan her şeyi değiştirebilirsiniz zira 75 milyonda 5 milyon büyük bir rakam değil, ayrıca o 5 milyonun 4 milyonu 1 kerelik seyirci. O nedenle her şey yeniden yazılabilir, ama tabii ki bu 2 3 kişinin çabasıyla olabilecek bir şey değil.

Sinema başka, Türkiye'de sinema başka bir olay.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2010 3:53 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

@ kezzap ulan şu forumdaki en sıkı yazılarından biri olmuş. En duruşu belli, en sert, en 12 den vuran. Öptüm klavyenden.

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:20 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

@ kezzap Ben de öpeyim uzat alnını.

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:21 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Eyvallah, pas güzel (imza kampanyası), ayağıma iyi oturdu. 🙂

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:24 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Bu yazıyı yazarken aklıma pixar animasyonları gelmişti; pixar için yaptıklarıyla sorun değil aksine büyük bir keyif. Pixar vb yapımlar dışındakiler ya da animasyonların dışındaki yapımlar için. Film fragmanlarını daha çok da yayınlasınlar önerisinde de bulunacaktım ama söz konusu kısa film önerisinden fazla çıkmayalım dedik.

Diyelim 3 kısa film yayınlanacak; en iyilerinden
1. Spin (08:15 dk)
2. Magnifique (09:19 dk)
3. The Haircut (6 dk)

Toplam zaman 23 buçuk dk... Bu tüm seanslarda film öncesinde oluyor; bu sürenin salona maliyeti ise salonun bir seansını yer (şimdiki durumda reklamdan kazanıyor), bu sinemamızın 6 salondan oluştuğunu farzedersek bir günde 6 seans puff oldu... Bir neden daha...(olmaz ama bir ayda 4 defa sinemaya giden acayip entel abilerimiz ve ablalarımız ne o yaa her esas filmen önce aynı kısalar, izle izle sıkıldık, soğuduk olmaz ya hani oldu diyelim, (değişik kısalar için yatırımı teşvik eder kısalar gelişir)

Bu filmleri beğenmeyen az olur. Ama salon ortamının yarattığı psikolojik etkenler, izleyiciler için sorun oluşturur. Ya abi bu filmleri yazdıktan sonra bağımsız düşünemiyorum ara verecem diğer gün yazarım daha...Elim varmıyor bunları beğenen de olmaz diye yazmaya.. Neyse ama sen salon psikolojisini afife alma...

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:34 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Biz 15 dk reklam çok diyoruz sen 25 dk kısa diyorsun be birader 🙂

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:38 am
(@lostdream)
Gönderi: 74
 

sinemayı putlaştırmayın!

 
Gönderildi : 29/06/2010 4:59 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

sinemayı putlaştırmayın!

Siz de puştlaştırmayın.

 
Gönderildi : 29/06/2010 5:00 am
Sayfa 1 / 5
Paylaş: