sinema eğitimi almak bi sinemacıya elbet çok şey katar ama şart değildir. özellikle ülkemizde aslında sinema tv okumamak birini sinemacı olmaya daha çok yaklaştırır bence. türkiyedeki sinema tv eğitimi veren okulların yüzde 90 ı insanları oyalamaktan başka bir şey yapmıyor bana kalırsa. daha en temel bilgileri öğretmeyen okullar var. bu okullardan eğitim alsan nolur almasan nolur? onun yerine başka bir dalda eğitim almak hem insana farklı kapılar açar, hem de o alandaki bilgisini sinemada kullanabilir. geçende internette ingilterede 19 yaşındaki bir sinema öğrencisinin bir filmini izledim. yemin ediyorum dibim düştü. çok yenilikçi, dahiyane bir iş değildi ama teknik anlamda gerçekten aşmıştı. türkiyede bu eğitimi veren bi okul olduğunu sanmıyorum. o yüzden o okullardan eğitim almamak çok şey kaybettirmez.
bir de set konusunda ben de bi ara araştırdım nasıl bi yerden başlarım diye ama sanırım vazgeçtim artık bundan. öncelikle asistan olmak da sinema yapmak konusunda çok şey katmaz. sektörü öğretir, deneyim kazandırır falan. sadece o işin işçiliğinde ustalaşırsınız. zaten nuri bilge de asistanlık yapmadı bildiğim kadarıyla. bir de şu var amacınız istediğiniz filmleri çekmekse çok büyük bütçeler olmadıkça imkansız değil. onun dışında zaten ya reklamdan ya da diziden para kazanmak zorundasınız. işte bu noktada teknolojinin bu kadar gelişmesi bağımsız sinemacılara yaradı. bir de şu var. mesela asistanlığa başladınız. yıllarca asistanlık yaptınız sonra baktınız ki bu işi yapamıcaksınız yaşlandığınızda bile asistan mı olarak kalıcaksınız? geçen de zeki demirkubuz'un bi röpotajını izledim. c blok'tan sonra masumiyet onun için dönüm noktası gibi bişeymiş. çünkü asistanlığı bırakıp film çekerek yönetmen oluyor. sonra yönetmenlikte başarılı olmayınca tekrar asistanlığa dönmek olmaz gibi. yine burda da sinema dışında bi alanda eğitim almanın yararı çıkıyor ortaya bence.
eğitim şart diyorsanız eğer; iyi bir yönetmen olmak için öncelikle lys'den çok iyi bi puan yapmanız gerekir. çünkü stv bölümü güzel sanatlar fakültesinde olmasına rağmen yetenekle değil puan ile alıyor.
bence eğitim önemli ama üniversitede okuyarak değil; kişi kendi kendini de eğitir. özellikle günümüzde internet yardımıyla ve pratikle...
dostum ''yönetmen olmak istiyorum'' demişsen, yönetmen olabiliceğine inandığın için bunu istemişsindir. ve gerçekten istiyorsan al kameranı, yaz senaryonu, bul oyuncularını sürekli film çek. zaten film çektikçe yönetmeyi, yönetmenliği daha iyi öğreneceksin. birkaç film çektikten sonra ya kendine güvenin artıcak ve bizim yazdıklarımıza artık ihtiyaç bile duymayacaksın ya da yapamayacağını anlayıp bu sevdadan vazgeçeceksin.
belki film işine girmenin kitabını yazamam ama eğer bi yönetmen olarak farkedilmek istiyorsan festivallerden veya yarışmalardan birkaç ödül alman lazım. nedeni ise: ''bu sektörde yapabiileceklerini duymak değil görmek isterler.''
ödüllerini referans olarak göstererek dilersen bir yönetmenin yanına asistan olarak girebilir, dilersen de projelerini prodüksiyonlara, tv kanallarına...vs kabul ettirip yoluna devam edersin.
bilmişlik, kibirlilik, ukalalık yaptıysam özür dilerim. umarım yararlı bişeyler yazabilmişimdir.
hayatında başarılar dilerim....
Tüm öneriler için teşekkürler
Arkadaşlar merhaba, ben marmara iletişim sinema tv'yi yeni bitirdim. Okulumuzun birçok eksikleri olduğu ve teorik bilginin daha yoğun olduğu bir gerçek, fakat almasını bilirseniz size çok ciddi şeyler de katıyor.
Okul bittikten sonra, şimdi yavaş yavaş setlere girmeye çalışıyorum ve gördüğüm şey, setlerdeki çoğu insan alaylı ve teknik olarak bizden çok şey bilmelerine rağmen, bakış açılarının bizimki kadar geniş olmadığı...
Evet, sinema okulu zorunlu bişey değildir yönetmenlik için, fakat size kattıkları da inkar edilemez...
konuya verilen son cevaptan baya bi süre geçmiş ama söylemeden geçemeyceğim 🙂 bence sinema eğitimi almak bu dediğiniz set görme, hayatı öğrenme gibi konuları neden engellesin ki. ya da tam tersi okumamak da insanı sinemacı yapmıycak değil. tamamen şans ve beceri işi bence.. bir de şu var.sinema eğitiminden bahsederken bence türkiyedeki 3-4 okuldan bahsedelim. çünkü diğerlerine giren öğrenciler baştan biliyorlar ne yapabiliceklerini oralarda..
öyle ya da böyle, ister okulda ister dışarıda eğitim kesinlikle şart; en azından şart olmalı..
Dünya nüfuzunun 7 milyara dayandığı şu günlerde...Sinema dahil her sektörde kıyasıya bir rekabet var...Sinema sanat olmanın yanı sıra toplumları şekillendiren çok önemli bir güç...Hayatı izleyen sesiz çoğunlukların üzerindeki bu etkisi sayesinde sanatın ötesinde ki görev tanımlamalarınada girer...Bu sektörde yer alabilmek eğitimli mi yada alaylı mı gibi dar bir çercevede tanımlanamaz...öncelik,nitelik yada nicelikte değil...Sistem hep daha fazlasını daha iyisini ister...başarınız ortak payda ve fayda üzerindeki mutabakatınıza bağlıdır....Sinema en başta bir hikayeyi anlatır...anlatılacak hikaye esastır...tüm ekip yönetmenin bu hikayeyi anlatımı için çalışır...ortaya çıkan hem izleyenleri hemde izlettirenleri memnun eden bir proje ise başarılı olmuşsunuzdur...Elit azınlıkların takdiri kişisel egonuzun ötesine geçmez ne yazık ki...önemli olan izlettirenlerin kanaatidir....bu sektörde bilmek yetmez deneyimlemek yetmez eğitim yetmez yetenek yetmez özgünlük yetmez insan ilişkileri yetmez kişisel bağlantılarınız yetmez...vs vs vs....bunların tamamının veya bir kısmının kombinasyonuna sahip olunduğunda size kapılar açılır fırsat verilir...izlettirenleri ve izleyenleri memnun edebildiğiniz sürecede o kapı açık kalır...
Herkes yönetmen olabilir...ama herkes bu işi yapamaz 😉
yasına Siyah'ım...
Dünya nüfuzunun 7 milyara dayandığı şu günlerde...Sinema dahil her sektörde kıyasıya bir rekabet var...Sinema sanat olmanın yanı sıra toplumları şekillendiren çok önemli bir güç...Hayatı izleyen sesiz çoğunlukların üzerindeki bu etkisi sayesinde sanatın ötesinde ki görev tanımlamalarınada girer...Bu sektörde yer alabilmek eğitimli mi yada alaylı mı gibi dar bir çercevede tanımlanamaz...öncelik,nitelik yada nicelikte değil...Sistem hep daha fazlasını daha iyisini ister...başarınız ortak payda ve fayda üzerindeki mutabakatınıza bağlıdır....Sinema en başta bir hikayeyi anlatır...anlatılacak hikaye esastır...tüm ekip yönetmenin bu hikayeyi anlatımı için çalışır...ortaya çıkan hem izleyenleri hemde izlettirenleri memnun eden bir proje ise başarılı olmuşsunuzdur...Elit azınlıkların takdiri kişisel egonuzun ötesine geçmez ne yazık ki...önemli olan izlettirenlerin kanaatidir....bu sektörde bilmek yetmez deneyimlemek yetmez eğitim yetmez yetenek yetmez özgünlük yetmez insan ilişkileri yetmez kişisel bağlantılarınız yetmez...vs vs vs....bunların tamamının veya bir kısmının kombinasyonuna sahip olunduğunda size kapılar açılır fırsat verilir...izlettirenleri ve izleyenleri memnun edebildiğiniz sürecede o kapı açık kalır...
Herkes yönetmen olabilir...ama herkes bu işi yapamaz 😉
süperdi..
PORTFOLIO: http://xantia.cgsociety.org/gallery/908278/" onclick="window.open(this.href);return false;