--

Ülkemizdeki üretimler üzerine tespitlerin de yanlış, bunları bağladığın sebepler de.
Bir kere reklamda kötü falan değiliz, Avrupa'da birsürü ödül almış reklamımız var.

Diğer birçok üründe kötüyüz, bu doğru. Ama bunun eğitimsiz sinemacılarla zerre ilgisi yok. Eğitimli ama salak sinemacıların yaptıklarını da biliyoruz, hiç eğitim almamış dehaların yaptıklarını da. Diğer söylediklerin, taklitçilik ve dram sevilme meseleleri falan da yine eğitimsizlikle ilgili değil.

Kalite arz edenle değil talep edenle alakalıdır. Halk dizilerde bu kalite düzeyine fit olduğu için sektör de kendini kasmıyor. Kaliteli ile kalitesiz gişe ve reyting ile ayrıd edilmiyor. Kalitesizi satabiliyorsan neden daha fazla uğraşıp kaliteli yapasın ki. Kurtarıyorsa bir sonraki plana geçersiz. Eğitimsizlik evet ama sinema eğitimsizliği değil. Topyekün eğitimsizliğimiz.

İyi iş yapan sinema / dizilerdeki kalitesizliğin sebebi, adalette, sağlıktaki kalitesizlikle aynı. Bu kaliteye fitiz.

@tatiii: Görkem gereken cevabı vermiş aslında. Ayrıca ben sektörde yönetmenlik yapanların çoğunun alaylı ve alaylı olduğu için de başarısız olduğuyla ilgili bir korelasyon göremiyorum. Bunu iki yönlü örneklerle açıklayabilirsen belki kabul edebilirim. Fakat benim bildiğim alaylı yönetmenlerden çok başarılı olanlar, okulunu okumuş adamlardan da çok kötü işler yapanlar çok fazla. TV'deki kötü dizilerin yönetmenlerinin çoğu sinema eğitimi almış isimler.

Türk halkının eğitimsizliği yüzünden kalitenin düşük olması konusuna da katılıyorum. Kültürsüz insanlara mecburen içi boş şeyler izletiyorsun. Kaliteli işler yapılmıyor mu sanki hiç? Peki bunlar gişe yapabiliyor mu? Reyting alabiliyor mu? Hayır. Daha yeni Üsküdar'a Giderken vakası yaşadık...

İstisnaları bir köşeye ayırıp bir şey söylemek istiyorum.

Ülkemizde maalesef sinema eğitimi almış kişilerin yaptıkları işler çok başarısız, çok basiretsiz.

Çünkü yeniden maalesef ülkemizde (yine bir çok dalda olduğu gibi) sinema eğitimi de çok kötü. Çok fazla sinema mezunu arkadaşım var, ben de üniversite hayatımda yan dal yaptım sinemada. (Sosyal Antropoloji ana dalım)

Bir çoğu maalesef genel kültür olarak çok zayıf ve Dünya'ya bakış açıları çok kısıtlı geliyor bana. Bunlar gelişmiş olmadıktan sonra iyi sinema yapmak mümkün değil maalesef. Kamera bilmek, teori bilmek, sinema tarihini bilmek de çok önemli ama sinema yapmak için öncelik değil.

Başta da dediğim gibi istisnalar elbette var. Kendini geliştirmiş, çok başarılı işler çıkaranlar mutlaka var.

----

Verdiğin örneklerde resim, mühendislik, gazetecilik gibi örnekler var. Kaldı ki başarılı olan alaylı örnekler ve okullu olup başarısız olan örnekleri vermemişsin. Tek taraflı bakarak bir sonuç çıkartamayız sanırım.

Selena'dan örnek verdin kalitesiz dizi olarak, Selena'nın yönetmeni alaylı mıdır ki o örneği verdin? Ya da izlediğimiz tüm kötü dizi ve filmleri alaylı yönetmenler mi çekmiş? Bunların incelemesini yapmazsak bahsettiğin şeylerin geçerliliği konusunda ikna edici olman mümkün değil.

------

Ama başarıya ulaşanların arkasında daima akademi var.

Bu doğru mu sence gerçekten? Hiç mi yok alaylı ve çok başarılı yönetmenler Türkiye ve dünyada?

Hemen en beğendiğim birkaç ismi araştırayım dedim. David Lynch resim okumuş, David Fincher'ın üniversite eğitimiyle ilgili bilgi bulamadım fakat alaylı olarak sektöre girmiş, Ezel Akay mühendislik ardından da tiyatro okumuş. Fatih Akın da benim gibi Görsel İletişim Tasarımı mezunu.

-----

sinema okumak sinemada başarı şansını arttırır. doğru, ama sosyoloji de arttırır, hukuk da arttırır. grafik de arttırır. edebiyat da arttırır. konu genel kültür ve entellektüel bir bakış kazanmış olmak. yoksa ille de sinema tv. eğitimi olması değil. ayrıca başarılı olan yönetmenler herhalde okuldan mezun oldukları haliyle başarıyı yakamadılar. kendilerini sürekli geliştirerek, araştırarak olmuştur bu iş.

-----

dostum dikkat edersen bu kadar insan, oturduk sana dert anlatmaya çalışıyoruz.
fikirlerin olabilir, onları savunabilirsin. bu çok normal fakat fikirlerine değer verdiğin pek çok insan(ki bu forumdaki üyelerin pek çoğu benim için bu değerdedir) karşına geçip "yanlışsın" diyorsa o çok güvendiğin fikirlerinle beraber oturup bir düşünmelisin bence.

sinema sektöründe başarılı olabilmek için akademik eğitim şarttır diyorsun. bunu demekle kalmıyor, türkiyedeki sinema sektörünün (ve yan bir sürü sektörün) başarız olmasının (ki ben sinema sektörünün başarısız olduğu fikrine katılmıyorum. televizyon yerlerde olabilir, o ayrı. ama sinema kesinlikle değil) temel sebebini de sektöre "alaylı" kişilerin hakim olmasına ve "okullu"lara gereken önemin verilmemesine bağlıyorsun. başlığı açan arkadaşa verdiğin ilk cevapta ise okulda öğreneceklerin için,
çünkü orda öğrendiğin bibokuna yaramasa bile başkalarının gözüne giriyor bu memlekette diyorsun.

şimdi sen "akademik eğitim" in gerekliliğini mi savunuyorsun, yoksa akademik eğitim sonucunda hiçbir şey öğrenmeden de olsa elde etmiş olacağın bir "diploma"nın insanlar üzerindeki etkisini mi?

kendi içinde bile bu kadar çelişiyorken sana nasıl mantıklı cevaplar vermemizi bekliyorsun? doğrusu anlamıyorum.

diplomanın yararları üzerine konuşuyorsan yanlışsın.
bir işi yapabildiğin sürece kimse sana diploma sormaz.

ha, akademik eğitimin şart oluşu üzerine konuşuyorsan yine yanlışsın.
akademik eğitimin yararı elbet vardır, olacaktır. fakat "şarttır" demek iddialı bir söylem ki ben buna kesinlikle katılmıyorum.

eğitim bir "yükleme" işi değildir.
insanları boş bir kova olarak görüp, 4 senelik eğitim sonucunda dolacağını ön göremezsin.
kaliteli bir akademik eğitimde dahi derslerine girdiğin hocalar muslukla su tutmazlar üzerine. sana musluğun yerini, ve nasıl çalışacağını gösterirler. suyu kendinin açabilmeni beklerler ki tr standartlarında sana doğruyu gösterebilecek hocayı bulman bile büyük bir mucizedir.

velhasılkelam, bana göre "öğrenmek" öyle 4 seneye yayıp yavaş yavaş tamamlanamayacak bir süreç olmadığı gibi bırak sinemayı, bir çok meslek için bile "okulunu okumak şarttır" çok iddialı ve yanlış bir söylem.

Valla sevgili arkadaşım madem sete girmek istıyorsun en mantıklısı takip et setleri,yönetmenlerine mail at sonra da başla.Ben 2010 da filmimi çekerken bir çok sinema öğrencisi bir şekilde ulaştı,gel dediklerim de otel,yemek vs. karşılayacağımıza rağmen bir gün geldi sonra gelmediler.30 kişilik ekiptik çok ihtiyacım olmamasına rağmen okey demiştik ama tembel milletiz neticede.
Bu arada okul önemli tabi ki,yani daha ıyısı okulunu da bitirmek,ama bu herşey demek değil,çünkü benim gördüğüm artık belirli bir çağdan sonra iyi bir film yapmak amacı yani sinema yapmak,bağımsız sinema vs. yerini karnını doyurmaya dönüşüyor.Yani hayat kavgası,ekmek derdi bu amacı haklı olarak erteliyor,bir de bakıyor ınsanlar artık seneler geçmiş ve sadece karnını bir şekilde doyurmuş.Öte yandan çok başarılı yönetmenlerimizin bir çoğu sinemadan değil de başka şekilde geçimlerini sağlıyor.NBC mesela aileden varlıklı sayılır,Derviş Zaim keza öyle,Zeki Demirkubuz istisna , ama o bile sektöre hiç bulaşmıyor,yani dizi,reklam vs.Yani sevgili arkadaşım 2 yolun var.Ya paran, bir şekilde gelirin olacak ve sinema için sinemayla uğrasacaksın yani kendi projen vs. Ya da sektöre dediğim şekilde girip çıraklık,kalfalık,ustalık kazanacaksın ama bunda da esas amacın karnını doyurmak olacak ve bu da taşıdığına emin olduğum sinemada iyi bir şeyler yapma isteğini bir süre sonra köreltebilecek.Ama iklil ilişkilerin ıyıyse yani sosyal zekan da varsa gittiğin setlerde sevilip sayılırsan neden olmasın?