Bir setteki "en az set görmüş adam" genelde yönetmendir. Çünkü çoğu sadece kendi setini bilir. İlk filmimi çektiğimde kendi setimdeki en tecrübesiz adamdım. Sıradaki projemde de öyle olacağım. Mesele sete girmek, ortam görmek, piyasaya işlemek falan değil aslında. Sen senaryonu yaz ya da edin, oyuncularını teknik ekibini seç, senaryona aslanlar gibi çalış, çekim takvimini yap istersen hiçbir set görme, tek bir çekim tecrüben olmasın. O kadar da önemli değil. Ki her projenin set deneyimi ve gereklilikleri farklıdır. Bakma sen, şu yönetmen şunun şunun asistanlığını yapmış ta öyle pişmiş hikayelerine. Mutlaka sette birşeyler öğrenilir, kast ettiğim şey tecrübeyi küçümsemek değil ama öncelikli gereklilik projene hakim olabilmektir. Projene hakimsen, ihtiyaçlarını belirleyebilmişsen sen tecrübenin kendisisin zaten. Projene hakim değilsen istersen Scorsese'nin asistanı ol, bir işe yaramaz.

Sayısız baba yönetmenin yanında pişmiş teknik adam (İlk aklıma gelen Spielberg'in görüntü yönetmeni Kamisnki) yönetmenliğe soyunmuş ve pişman olup geri dönmüştür. Kendini kasma, projelerine odaklan yeter. 🙂

Söylediklerin bağımsız sinema yapmak için muhakkak doğrudur. Fakat yine de her yaptığımız bağımsız olamayacak. Para için de işler yapmamız gerekli. Hiç inanmadığımız projelerde de çalışmak gerekli ki bir gün tam istediğimiz gibi filmler çekmek için istediğimiz finansmanı bulabilelim. Sektöre girip portföy yapmadan sadece idealit bir yönetmen adayı olarak kalınır gibi geliyor bana. Öyle değil mi?

Dostum sana kendimce bir yorum yapmak istiyorum. ama yazdıklarım için kızmazsan sevinirim.
ilk önce bu işten para kazanmak istiyorsan OKUYACAKSIN. dergi okumakla internetten ders izlemekle olmayacak bu.
bir şekilde OKUMALISIN. bu işin sırrı okuluna gidip akademik eğitimini almakta. çünkü orda öğrendiğin bibokuna yaramasa bile başkalarının gözüne giriyor bu memlekette. Ben, daha kameranın "Rec" tuşu nerede olduğunu bilmeyen ödüllü görüntü yönetmenleri gördüm. O yüzden bunun okuluna gitmelisin ve daha sonra sahaya çıkmalısın..

Sahaya çıktığında ise, saldırmalısın bilgiye. elinde kamerası olan herkesi tanımalısın. bir sosyal ağ gibi yaygın olmalısın insanlar arasında. ve kendi filmini çekmelisin. ister kameramanı ol ister yöneteni ister ışıkçısı ister sesçisi....
Ama pratik yapıp kendini sürekli geliştirmeye aç olmalısın.

en sonunda kader zaten senin yolunu çizecektir.

sert olduysa affola.

Dostum sana kendimce bir yorum yapmak istiyorum. ama yazdıklarım için kızmazsan sevinirim.
ilk önce bu işten para kazanmak istiyorsan OKUYACAKSIN. dergi okumakla internetten ders izlemekle olmayacak bu.
bir şekilde OKUMALISIN. bu işin sırrı okuluna gidip akademik eğitimini almakta. çünkü orda öğrendiğin bibokuna yaramasa bile başkalarının gözüne giriyor bu memlekette. Ben, daha kameranın "Rec" tuşu nerede olduğunu bilmeyen ödüllü görüntü yönetmenleri gördüm. O yüzden bunun okuluna gitmelisin ve daha sonra sahaya çıkmalısın..

Sahaya çıktığında ise, saldırmalısın bilgiye. elinde kamerası olan herkesi tanımalısın. bir sosyal ağ gibi yaygın olmalısın insanlar arasında. ve kendi filmini çekmelisin. ister kameramanı ol ister yöneteni ister ışıkçısı ister sesçisi....
Ama pratik yapıp kendini sürekli geliştirmeye aç olmalısın.

en sonunda kader zaten senin yolunu çizecektir.

sert olduysa affola.

Açıkcası şimdi de ben tatiii'e kızıcam:) Şakası tabi.
Yani şöyle birşey var, sinema yapmak için kesinlikle okul okumana gerek yok.Alaylılar her zaman daha bilgili ve pratik insanlardır.Söylemeden edemeyeceğim ödüllü bir görüntü yönetmeninin Rec tuşu ile işi olmaz, her kameranın Rec tuşunun nerde olduğunu bilmesini de gerektirmez.Bunlar boş söylemler yani.Onu ne yüceltir o tuş veya ona benzer bir şeyi bilmemesi nede yerer.Onun için önemli olan görüntüdür.Her kamerayı ezbere bilmesi gereken kamera asistanının işidir..Bu yüzden okula gitmemelisin diyorum..

Çünkü, okulda göremeyeceğin kadar tecrübeyi ve bilgiyi set sana kazandıracaktır.
Okula gitmemelisin çünkü öğretilen zilyon tane kuramı unutmak için yine bir o kadar da çabalayacaksın.Buna ayıracağın vaktini sinema alanında kişisel gelişime ayırıp zaten biraz da set görürsen -ki yönetmenlik açısından konuşuyorum.Yönetmen asistanı olarak girdiğinde zaten yönetmenin bütün ayak işlerini ve setin bütün pis işleri sende olacağından ve setin en sevilmeyen çünkü emir yağdıran adamı olacağından herşeyi kısa sürede usulüne göre öğrenmiş olacaksın ki bunu hiçbir okul öğretemez (Türkiye'den bahsediyorum)

Kesinlikle sinema kurslarına paranı kaptırma Youtube'da olan dersleri sanki kendileri biliyormuşcasına sana anlatıp cebindeki para bir güzel almayı amaç edinirler, setlerinde de bedava iş gücü olarak çalıştırırlar set öğretiyoruz bahanesiyle.(Bknz. Sinan Çetin)

Dostum sana kendimce bir yorum yapmak istiyorum. ama yazdıklarım için kızmazsan sevinirim.
ilk önce bu işten para kazanmak istiyorsan OKUYACAKSIN. dergi okumakla internetten ders izlemekle olmayacak bu.
bir şekilde OKUMALISIN. bu işin sırrı okuluna gidip akademik eğitimini almakta. çünkü orda öğrendiğin bibokuna yaramasa bile başkalarının gözüne giriyor bu memlekette. Ben, daha kameranın "Rec" tuşu nerede olduğunu bilmeyen ödüllü görüntü yönetmenleri gördüm. O yüzden bunun okuluna gitmelisin ve daha sonra sahaya çıkmalısın..

Sahaya çıktığında ise, saldırmalısın bilgiye. elinde kamerası olan herkesi tanımalısın. bir sosyal ağ gibi yaygın olmalısın insanlar arasında. ve kendi filmini çekmelisin. ister kameramanı ol ister yöneteni ister ışıkçısı ister sesçisi....
Ama pratik yapıp kendini sürekli geliştirmeye aç olmalısın.

en sonunda kader zaten senin yolunu çizecektir.

sert olduysa affola.

Sert değil abartılı hem de çok fazla abartılı olmuş. Hatta kolaylıkla yanlış bilgilendirme de diyebiliriz. Yok böyle bir şey Okul asla ve asla illaki değildir. Bu da böyle biline.

Hele hele elinde kamerası olan herkesi tanımalısın da ne demek yahu. Adam zaten bilgiye aç olduğunu, araştırdığını ve kendisini geliştirmeye çabaladığını yazmış, tutup adamın yaptıklarını öğüt verir gibi tekrar öne sürmek hiç yakışık almamış. Üstüne üstlük bir de yanlış yönlendirme yapmışsın. Af istenecekse bundan dolayı istenmelidir.

🙂 dikenler üstüme yöneldi 🙂
Ben birçok sete girdim. birçok projede yer aldım. ve gördüklerimden ve deneyimlerimden kesitler paylaşmak istedim.
Anladığım kadarıyla "mtnrdgn" büyük planlar içerisinde. Ve bu hayaline ulaşabilmesi için pratikten fazlasına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
bir görüntü yönetmeni sadece plana göre değil edindiği akademik bilgiden de yararlanmalıdır diye düşünüyorum.
diğer dallar için de geçerli bu.
benim şansızlığımmıdır bilmiyorum ama benim çalıştığım tüm yönetmenler bu işin okulunu okumuş insanlar oldu.

tabi bu sektörde bunun diploması şart değil ama arkadaşın hayaline giden yol biraz bu yönde diye düşünüyorum.

Dostum sana kendimce bir yorum yapmak istiyorum. ama yazdıklarım için kızmazsan sevinirim.
ilk önce bu işten para kazanmak istiyorsan OKUYACAKSIN. dergi okumakla internetten ders izlemekle olmayacak bu.
bir şekilde OKUMALISIN. bu işin sırrı okuluna gidip akademik eğitimini almakta. çünkü orda öğrendiğin bibokuna yaramasa bile başkalarının gözüne giriyor bu memlekette. Ben, daha kameranın "Rec" tuşu nerede olduğunu bilmeyen ödüllü görüntü yönetmenleri gördüm. O yüzden bunun okuluna gitmelisin ve daha sonra sahaya çıkmalısın..

Sahaya çıktığında ise, saldırmalısın bilgiye. elinde kamerası olan herkesi tanımalısın. bir sosyal ağ gibi yaygın olmalısın insanlar arasında. ve kendi filmini çekmelisin. ister kameramanı ol ister yöneteni ister ışıkçısı ister sesçisi....
Ama pratik yapıp kendini sürekli geliştirmeye aç olmalısın.

en sonunda kader zaten senin yolunu çizecektir.

sert olduysa affola.

ben buna kesinlikle katılmıyorum.
bunları söylemeden önce dünya sinemasına yön vermiş insanların kaç tanesinin örgün bir program dahilinde akademik bir eğitim aldığını araştırmak, bilmek gerekir.

🙂 dikenler üstüme yöneldi 🙂
Ben birçok sete girdim. birçok projede yer aldım. ve gördüklerimden ve deneyimlerimden kesitler paylaşmak istedim.
Anladığım kadarıyla "mtnrdgn" büyük planlar içerisinde. Ve bu hayaline ulaşabilmesi için pratikten fazlasına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
bir görüntü yönetmeni sadece plana göre değil edindiği akademik bilgiden de yararlanmalıdır diye düşünüyorum.
diğer dallar için de geçerli bu.
benim şansızlığımmıdır bilmiyorum ama benim çalıştığım tüm yönetmenler bu işin okulunu okumuş insanlar oldu.

tabi bu sektörde bunun diploması şart değil ama arkadaşın hayaline giden yol biraz bu yönde diye düşünüyorum.

Bir yönetmen sadece plana göre değil (bu cümle teknik bilgiyi harmanladığını gösterir) toplumsal ve evrensel bilgiden de yararlanmalıdır. Aslında her çeşit bilgiden yararlanmalıdır dersek daha doğru olur. Bana göre akademik bilgi çok çok sonradan gelen kısımdır. (Tabi bu yazının içinde hayalgücü olmazsa olmazıdır).

Okul olayaına ben de katılamayacağım. İletişim fakültesi reklamcılık halkla ilişkiler mezunuyum. Kendi kendime aldığım eğitimle sinema tv bölümü ile aramdaki farkı kapatmışımdır sanırım. Ki çoğu STV mezunu da sinema dışı alanlarda çalışıyor. Ayrıca interneti de yabana atma. FFde geçireceğin 1 saat herhangi bir kurstan veya okulda geçireceğin 10 günden iyidir. Kursa da gittim. Şakasız kameranın rec tuşunu öğretiyorlar 😀

Ban pratik lazım ve bunu yeri de set. Sorun da bu sete nasıl kapak atılacağı. Settekiler isterlerse gösterebileceğim bir diplomam var ama soranı duymadım daha.

ben de yönetmenlik yapmak için sinema okumanın ya da asistanlık yapmanın gerekli olmadığını düşünüyorum. bunun en güzel örneği nuri bilge ceylan. zaten çoğu okulun sitesnden derslere bakmıştım zamanında büyük bi bölümü eğitim adı altında 4 yıl insanlara bir şey öğretmeden oyalıyor. onun dışında brinin yönetmenlik yapması kendine kalmış ve internet baya yardımcı. ben sinema okumuyorum ama internet, kitaplar ve deneme yanılma yönetmiyle bi kısım sinema öğrencisinden daha fazla şey öğrendim diyebilirim. yalnız bu söylediklerim sanırım bağımsız sinema için geçerli. mtnrdsn'ın kastettiği bu sektörün içine girmek. nuri bilge değil de çağan ırmak gibi. sanırım bunun yolu da asistanlıktan geçiyor. ya da gidersin yapımcıya projeni kabul ettirirsen asistanlık sürecin geçirmezsin bile.( sanırım aydemirse dizisini böyle çekti. aslında bizi bilgilendirse ne güzel olur. 🙂 bi yol gösterse 🙂 )ben de bi ara sorup soruşturmutum nasıl bi yere asistan olarak girerim diye genelde aldığım cevap tanıdık yoluyla oldu. işte setten bi yandığınız varsa onun yanında başlıyosunuz sonra öyle devam ediyo sanırım. ama bi arkadaşım oyuncu seçmelerine gitmiş yönetmen de ona asistanlık önermiş o da öyle başlamış.

Ben birçok sete girdim. birçok projede yer aldım. ve gördüklerimden ve deneyimlerimden kesitler paylaşmak istedim.

Bu arada benim merak ettiğim şey tam da bu. abi nasıl girdin o setlere? nasıl oluyor bu iş? Örnek ben logo tasarımcıyım. Bana sorsanız nasıl logo tasarımcı olurum, nasıl piyasadan iş alırım, nasıl fiyatımı yükseltirim falan sana kitabını yazar veririm. Film işine girmenin de kitabını yazacak biri yok mu yahu?

Ben birçok sete girdim. birçok projede yer aldım. ve gördüklerimden ve deneyimlerimden kesitler paylaşmak istedim.

Bu arada benim merak ettiğim şey tam da bu. abi nasıl girdin o setlere? nasıl oluyor bu iş? Örnek ben logo tasarımcıyım. Bana sorsanız nasıl logo tasarımcı olurum, nasıl piyasadan iş alırım, nasıl fiyatımı yükseltirim falan sana kitabını yazar veririm. Film işine girmenin de kitabını yazacak biri yok mu yahu?
akşam akşam herkesten fırça yedik 🙂
diyeceğim şu ki. yarından itibaren birçok ajansa stajerlik olarak başvur. birine gir. sonra kendini o ortamda geliştir. sonra firma değiştirerek kendini geliştir ve katla 🙂

Yani kabaca 2 yol söyleyim.

Produksiyon firması>asistanlık>daha iyi asistanlık>setlik asistanlık>set
veya
Yönetmen>ağız kokusu>yalakalıkx5>çile çekme>alttan alma>set

@tatiii: Sen ve senin gibi düşünenler yüzünden ülkemizde sinema gelişemiyor işte!!! Tüm suç sizin!!! 🙂 Şaka maka ben de bu okul okuma olayını pek mantıklı bulmuyorum. Yönetmenlik hayatı öğrenmekle olur gibi geliyor. Teoriler kuramlar bilmek sana bir şeyler katar belki ama yeteneğin yoksa bir işe yaramaz zaten.