Ya şu film lütfen ama lütfen milliyetçi hamaset yapmasın. Eğer öyle değilse tapılası bir film geliyor gibi.
Sahne mükemmel:

http://sanat.milliyet.com.tr/Sanat/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1128018&KategoriID=30&Date=14.08.2009&b=Nefes%20filminden%20carpici%20goruntuler&ref=milliyet_anasayfa&ver=2682 " onclick="window.open(this.href);return false;

Fragman

https://www.youtube.com/watch?v=

Filmde oynayan biriyle tanışıp konuşmuştum. Çeken adam reklamcıymış ve yıllardır biriktirdiği filmleri kullanarak çekmiş bunu. 300 saatten fazla görüntü çekmiş.. Dönem dönem dağa çıkıp 3 4 hafta çekim yapıp, 1 2 hafta izne inip sonra tekrar çıkmışlar vs.. Bir askerlik de orada yaptık demişti. Milliyetçilik olayı nasıl diye sordum, hepsini bilmiyorum ama aşırısı yok bence dedi..

Hâlen bekliyoruz.. Çık artık ulan..

Hâlen bekliyoruz.. Çık artık ulan..
[Nefes filmi] Vizyon Tarihi: 29 Ekim 2009.

Kezzap miliyetçi bi film olmaz inşallah demiş ama giriş tarihi 29 Ekim 🙂

Dört fragmanı izledim, milliyetçilik üzerine kurulu bir film olacağını tahmin etmiyorum. Filmin sitesinden fragmanlar, fotoğraflar ve ekip bilgileri görülebilir. Umarım çeken adamın başı TC hükümeti ve askeriyeyle derde girmez.

http://www.nefesfilm.com/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Kezzap miliyetçi bi film olmaz inşallah demiş ama giriş tarihi 29 Ekim 🙂
Bunu reklam olarak düşünüp iyimser yaklaşabiliriz.

Bu milliyetçilik konusuyla ilgili söyleyeceğim birkaç şey var.
Şimdi filmin içerisinde milliyetçi söylemlere sahip karakterler olabilir, ama bu filmin milliyetçi bir film olduğu anlamına kesinlikle gelmez. Hatta bence böyle bir filmin için inatla milliyetçi söylemlere sahip karakterler kullanılmalıdır gerçekçi olsun diye. Fakat yönetmen filme dahil olup "yaşasın Türk ordusunun Güneydoğu'da verdiği mücadele" tarzı bir yaklaşım sergilerse, bu filmin Güneydoğu savaşına bakışının Kurtlar Vadisi'nden öteye geçemeyeceği anlamına gelir.

Yani böyle bir söylemi de haklı bulabilirsiniz. Kendi görüşünüzdür.
Ama Güneydoğu'daki olaya başta "savaş" olarak bakan, ve kesinlikle silah kullanılmaması gerektiğini düşünen biri olarak böyle bir söyleme sahip bir film çöpe eşdeğerdir benim gözümde.

Bu filmin bence iyi olabilmesi için oradaki askerlerin olabildiğince "gerçek" durumlarını anlatması gerekiyor.
Bu linkte verdiğim sahne olabildiğince yönetmen etkisinden uzak gerçek bir sahneydi. Ne bir duygu sömürüsü, ne de bir kahramanlık söylemine sahip. Cümleler karakterin cümleleri, yönetmenin değil. Yönetmenin yaptığı ise o cümleleri bize karakterin cümleleriymiş izlenimini olabildiğince vermek.

Bir örnek:

Yazı-Tura filmindeki iki karakter de "milliyetçi" karakterlerdi. Fakat onların yansıtılışı milliyetçi karakterlerin de "gerçeklik" karşısında düştükleri durumu apaçık bir biçimde sergilediği için tarafsız bir bakış açısına sahipti. Tabii ki tarafsızlık da taraf olmaktır bunu da hesaba katıyorum.

Bidıl'la özelden de konuştuk, film doğası gereği milliyetçi olacak. Yani Kezzap'ın daha iyi açıkladığı şekilde, karakterler milliyetçi olacak, yaşanan şeyler milliyetçileri gaza getirecek vs.. AMa bu film milliyetçi olmalı demek değil. Önemli olan filmin bu duygu üzerine oynamaması. Bu duygu üzerine oynadığı dakika bitecek benim gözümde.

Yani özetle, Şipilberg olmasın, Kubrick olsun diyorum (söylev açısından, yoksa teknik anlamda şipil kalitesine erişebiliyorsa hiç şikâyet etmem).

Bidıl'la özelden de konuştuk, film doğası gereği milliyetçi olacak. Yani Kezzap'ın daha iyi açıkladığı şekilde, karakterler milliyetçi olacak, yaşanan şeyler milliyetçileri gaza getirecek vs.. AMa bu film milliyetçi olmalı demek değil. Önemli olan filmin bu duygu üzerine oynamaması. Bu duygu üzerine oynadığı dakika bitecek benim gözümde.

Yani özetle, Şipilberg olmasın, Kubrick olsun diyorum (söylev açısından, yoksa teknik anlamda şipil kalitesine erişebiliyorsa hiç şikâyet etmem).

Söylemek istediğim tam olarak buydu. Spielberg-Kubrick örneği de cuk oturmuş.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=115771292739&ref=nf " onclick="window.open(this.href);return false;

http://www.facebook.com/video/video.php?v=115771292739&ref=nf

Orada olanların psikolojisini çok iyi yansıtmış. Sanırım Türkiye'nin ilk savaş filmi geliyor.

Edit: O psikoloji doğrudur, yanlıştır ya da ajitatiftir demiyorum. Sadece iyi yansıtmış diyorum.

Nefes filminin tanıtım cümlesi biraz daha umutlandırdı beni:

"sınır nedir, neresidir bilmezdi çoğu... emir almadıkları, emir de vermedikleri bir hayattan, her şeyi emirle yaptıkları bir hayata geçtiklerinde sınırları da gördüler..."

Savaş filmleri tamamen kişiye odaklanmadıkları sürece doğaları gereği milliyetçi filmlerdir. Buna Kubrick, Coppola, Cimino’nun ve son dönemde Eastwood’un çektikleri de dâhildir. Derinden akan bir Amerikan milliyetçiliği hakimdir. Ömer Madra’nın, M.Cimino’nun “Deer Hunter”ı ile ilgili yazdığı bir yazı var… Ve sinema dergisinde (kitap 2 – 1986). Yazının başlığı, “Aman Avcı, Vurma Beni”. O yazıda filmi seyredenlerin hayranlıklarına şaşırdığını belirtir. Filmin, Amerika’nın gücüne çaktırmadan göz kırpan yerlerini gösterir.

Bu film de sonuçta fazlasıyla milliyetçi bir filmdir. “Milliyetçi film iyi film midir, kötü film midir?” o da ayrı bir tartışma konusudur.

İnanılmaz bir merakla beklediğim District 9 2 Ekim'de vizyondaymış. Film şu anda IMDB top250'de 31. sırada. Çok heyecanlıyım, umarım yalan değildir, ya da ertelenmez.. Bir Moon kaldı şimdi bakalım.

7 Kocalı Hürmüz geliyor. Sadık Şendil'in ölümsüz eseri. Tiyatroda çok güzeldir izlemesi. Zamanında yanlış hatırlamıyorsam Türkan Şoray'lı versiyonu çekilmişti. Şimdi Ezel Akay ele alıyor. Umarım yine batmaz. Ekip Nurgül Yeşilçay dışında iyi geldi bana.

http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/12322352.asp?gid=222 " onclick="window.open(this.href);return false;

Ben olsam günümüze uyarlardım öyle çekerdim 😛

Buda BKM'nin yeni işi. Yönetmeni Hakan Algül. Kısmetim otelde birlikte çalışmıştım. Sitcom'cu bir yönetmenin ilk filmi nasıl olacak merak ediyorum. Kadro yine sağlam.

http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/12322370.asp?gid=222 " onclick="window.open(this.href);return false;

Yahu battı battı deyip duruyorsun da Hacivat ve Karagöz neredeyse bütçesini gişeden çıkarabilmiş bir film. Kâr etmedi ama televizyon satışıydı, dvdsiydi, en azından bütçesini çıkarmıştır. Batmış mı sayılır bu film? Ciddi olarak soruyorum, yani batmış diyebilmemiz için ne olması lazım tam olarak?

Ben Akay'dan hâlen daha bir İhsan Oktay uyarlaması bekliyorum, hadi be adamım ya, anca sen yaparsın. Yalnız bu set fotolarında göründüğü gibi 0 eskitmeyle olmaz o iş sanki. Biraz daha harap, biraz daha dökük, karanlık yerler oralar çünkü.