satır arası bir sorum olacak
canon dslr harici ssd bağlanabilir mi? böyle bir yol mümkün mü
edit : böyle birşey işe yarar mı?
http://www.amazon.com/Bootable-Compact-Flash-Converter-Adapter/dp/B0030D3T16
satır arası bir sorum olacak
canon dslr harici ssd bağlanabilir mi? böyle bir yol mümkün mü
Cevap kısa: Doğrudan hayır. SSD barındıran harici video kayıt aygıtı mümkün ama doğrudan bir harddisk vb takılamaz.
Güncelleme: Hayır, o da yaramaz. Ya da sadece o ile bu iş olmaz diyelim. Bu işin olması için kamera tarafında da yazılım/donanım değişikliği gerekli. Fakat buna benzer hackler ile SD kart kullanan bir Canon'u CF kartlıya çevirebilirsiniz. O mümkün. O zaman CF ile daha yüksek yazma hızı mümkün ama deneyip başaranı bilmiyorum. Biraz emanet bir durum olabilir. Onun yerine kameranızı yükseltmeniz önerilir.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Denemiştim. İş akışı çok zahmetli. Yinede kapalı mekan ve karanlık sahnelerde ya da önemli sahnelerde uğraşmaya değer.
600D ve 550D'de 960x540 çözünürlükte uzun süreli kayıt yapılabiliyor(kartın yazma hızı yeterliyse). Bu şekilde kayıt yapılırsa görüntüyü ekranın(sensörün) merkezinden çerçeveleyip keserek kaydediyor. Yani raw kaydı 50mm lensle alırsak hemen hemen 135-150mm lens kullanmış gibi yaklaşıyoruz özneye. H264 şeklinde kayıt alsaydık açı kaybımız olmayacaktı. Bu önemli bi dezavantaj. Bazen de avantaj haline gelebilir 🙂 Örneğin özneye yaklaşmak isteyip elimizde gerekli lensler olmadığında, ay çekimi, uzak çekimler vs..
Raw kayıt ilk çıktığı zamanlar sessiz kaydediliyordu, gördüğüm bi sürümde wav formatında ayrı dosyaya ses kaydı alınabiliyordu.
O çözünürlük yarım megapiksel demek ki HD'nin 4'te biri demek.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Abi sen ne yapmışsın ya bu nasıl blog bunu yeni görüyorum dur bunun reklamını yapalım. 🙂
Abi kusura bakma bu arada konuyu RAW'dan buraya getirdik ama Mark kullanıcıları olmadığımızdan konuyu hemen kendi fakir fukara alanımıza çektik, hehe. 🙂
Kezzap, reklam için teşekkürler. Bloga ziyaretçi akını olmuş...
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Pekala madem konumuz Raw, o halde Fulgura şu dng formatlı çekimleri direkt olarak kurguya sokma imkanı var mıdır?(Premierede) Yoksa bir dönüştürücü ile önce başka bir formata çevirip öyle mi import edilebilir?
Şu andaki sürümler doğrudan DNGleri "iyi" işleyemediği için dönüştürmek en iyisi ama bir sonraki sürümlerde tüm RAW formatlarını dahil edeceklerini duydum.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Teşekkürler.
550D, 600D gibi kameralarda SD kart altyapısı nedeniyle kayıt edebileceğiniz max. veri miktarı 20-21 mb/s ve bu da full HD çözünürlükte sürekli raw kayıt imkanı vermiyor. En hızlı kart bile 1-2 sn kayıt sağlıyor. Ben 600D ile denedim ve max. 127 209 frame veriyor. En ideal koşullarda 7 8 sn sağlıyor ki müzik videosu veya bazı kısa filmlerde olur ama çok elveriişli değil. Ayrıca bu kaliteyi elde etmek için çözünürlük düşürüyorsunuz ki bence en kabul edilemez şey bu. Yani 7 8 sn ile yaşarım ama 720p ile olmaz. 2.35:1 oran ile idare edilebilecek bir çözünürlük elde etmek ucu ucuna mümkün. Fakat, bu iş çekimle bitmiyor. Bir de iş akışı var ki çok sorunlu. Aslında raw video diye bir şey yok. Raw formatta fotoğraf çekiliyor ve bunlar dng denen bir formatta toplanmak durumunda. Bu seri resimleri bir araya getirip bir video oluşturmak durumundasınız. Bu resimlerden bazıları sorunlu olabiliyor. Yani tam olarak güvenilir bir teknik değil. Her derdine katlanırım diyen için yol açık ama sonuçta elde edilen ile h.264 arasındaki farka değip değmediği sorgulanabilir.
Benim ilgilenmemin nedeni yeşilperde çekimi yapmak durumunda olmamdı. Yeşilperdede hem çözünürlük hem de renk kritik olduğu için h.264 ile bu işin nasıl en iyi yapılabileceğini çözmek durumunda iken ortaya çıkan bu raw bizi heyecanlandırdı. Fakat bu arada kendim uğraşarak ve biraz da emek ve beceri ile son derece sorunsuz yeşilperde çalışması yapabildiğim için artık raw'ın amman amman bir beklentisi kalmadı bende. Yani onunla uğraşacağıma stüdyomla uğraşıyorum ve sonuç fazlasıyla tatmin edici. Bu nedenle raw dene formatın bende bir cazibesi kalmadı pek. Ama yaz sonuna doğru bir güncelleme/yükseltme yapma zamanım gelecek gibi ve Uzakdoğu'ya yine yol görünecek. Oraya gitmişken BMCC mi alsam yoksa 5D Mark iii mü derken tekrar biraz bakmak durumunda kaldım. 5D MArk iii çok daha sorunsuz raw çekebiliyor. Bu durumda iş akışına katlanıp 5D ile devam etmeyi düşünebilirim ve o zaman raw bir seçenek olacak ama almadan önce bir tane bulup denemem lazım. Olmazsa Canon cephesine veda deyip BMCC düşüneceğim ama onun da etrafındaki alet edevat düşündürüyor. DSLR ile çalışmamın nedeni portatif ve hareketli olabilmem. 2 DSLRden oluşan setimi bir tekerlekli sırt çantasına sığdırıp uçağa binerken kabine alabiliyorum. Tek kameralı seti alıp dağa bayır bisikletle dahi gidebiliyorum. 5D ile bu avantaj devam eder. BMCC ise kendine ayrı düzenek ve altyapı istiyor. Onun için ancak araba ile hareket etmem gerek ki bu her zaman mümkün değil. Onun artısı da raw çekebilmek ama işte her zaman her şey olmuyor. Bu nedenle sanki 5D en optimal çözüm olacak gibi. O zaman raw iş akışını otomatize edecek yöntemler kullanıp işi yaparız.
Geçenlerde 600D ile 120 küsür karelik 4-5 saniyelik videolar denedim. Evet, sonuç güzel olabilir ama sadece ve sadeve raw'ın avantajlı olduğu alanlarda (dinamik derinlik). Yoksa h.264 de iş görmüyor değil.
Düzeltme: Rakamları yanlış yazmışım. Düzelttim.
2 hafta kadar önce bm pocket ve bm 4k ile bir iş çektik. İkisinde de 1080p prores kullandık. Biraz buradaki deneyimlerden bahsetmek istiyorum. Kameralar dışarıdan çok iyi gibi gözüküyordu bana da ancak çalışınca durumun öyle olmadığını anladım. Bmpcc ile prores ve oldukça flat görüntüler alıyorsunuz ancak sensör en büyük probleminiz; çok küçük. Yaklaşık 3 crop bir görüntü alıyorsunuz ve iso gerçekten kötü ve ne kadar prores olsa da siyahlarınız aşırı grenli oluyor. Şaşırtıcı olan pocket'ın bm4k'dan daha flat bir resim vermesi. Anladığım kadarıyla iki kameranın sensörü çok farklı, bm4k neredeyse 35mm film boyutunda ancak dynamic range çok kötü hatta çok çok kötü. Görüntünün daha log olması gerekiyor ancak fazla kontrast bir görüntü veriyor ve güneş biraz yüzünü gösterdiğinde beyazlara elveda diyorsunuz. Bu arada bm4k'da raw yok sadece prores çekiyor, bmpcc'de ise raw performansı denemedim ancak çekimden sonra anladım ki uzak durmam lazım. Bmcc'yi hiç kullanmadım ama onun da sensörü küçük olduğu için problemli geliyor bana. Sanırım benim için son şans mk3 raw'ı denemek. Nedir, ne değildir hiç bilmiyorum. Sen hiç test edebildin mi Fulgura? 1000x bir CF kartta da zaman problemimiz olacak mı en azından merak ediyorum, en az 5 dakikalık planlar önemli benim için. Böyle bir durumda problem oluşturur mu bu alet mesela?
BMCC cephesinden bilgiler için teşekkürler.
Şimdi ben de Sonbahar başı bir kamera güncellemesi yapmayı planlıyorum fakat bütçe biraz belirsiz. Eğer üst limitleri tutturursam BMCC ya da 5D Mk 3 arasında kalacağım diye düşünüyordum. Fakat bazı gelişmeler nedeniyle kamera bütçesi alt limlterde kalacak gibi gözüküyor ki o nedenle BMPCC'ye bakmaya başlamıştım ve 2-3 gündür görüntü inceliyorum. Evet, ilk dikkatimi çeken sandığım kadar parlak bir performans vermediği. En büyük avantajı boyut. Ama öyle dertleri var ki; SD kartı makinede formatlayamıyorsun. Ekran dokunmatik olmadığı halde metadata girişini klavye üzerinde gezerek yapman lazım. Pil 1 saat gitmiyor, Bazı speküler parlak noktalarda ise garip artifaktlar ortaya çıkıyor. Beyazlar kopmayla kalmıyor, içlerinde tuhaf nesneler de görünüyor, vb vb. Bunların bazılarını firmware ile halletmişler ve belki de daha da düzelir ama bunlar zaten beni kameradan soğuttu ve bu kameranın ancak 2. versiyonu çıkarsa alabilineceğini düşündürdü. Tek büyük artısı raw şu anda gibi. Bu da canımı sıktı çünkü bütçe nedeniyle bu kamerayı almak durumunda olabilirim. Gerçi ben GH2 ile x1,85 cropla çalışmaya alışmıştım ama x3 de biraz düşündürür.
Üst sınıfta ise BMCC ve 5D Mk iii arasında gidip geliyordum. 5D Mk iii aslında beklediğimiz gelişmeleri yapmadı ve çıkışı itibarıyla fiyasko dedim hep. Ancak ve ancak Magic Lantern cephesinden bir gelişme olursa kurtarır demiştim ki oldu ve çok güzel raw performansı verdi. Full frame ve raw olunca zaten eli öpülesi oluyor. Kendim kullanmadım ama hızlı bir kart ile sorunsuz kayıt olduğunu gördüm. Tek sorun hala alias olması. "Mark iii'de yok" deseler de ben görüyorum. Yani bu kez de keskinlik cephesinden kayıp var. Zaten Canon'da keskinlik hiçbir zaman güçlü olmadı ve o nedenle aslında kabul edilebilir. Keskinlik istiyorsanız 4Klı Panasonic GH4'e bakmak gerekecek gibi. Aşağıdaki videoyu incelerken 1:00'dan itibaren olan görüntüler web sıkıştırmasına ve aliasa rağmen oldukça kabul edilebilir. Yani çekimleriniz bu tür içerikli ise bence 5D MK iii işinizi görecektir ama size önerim almak yerine 1 gün de olsa kiralayıp denemeniz. ML ile dener ve memnun kalırsanız almayı düşünürsünüz. Bir de raw ile nasıl çalıştınız bilemiyorum ama 5D ile çalışınca birkaç adımlık bir iş akışı var. Önce bedava bir yazılım ile DNG'ye dönüştüreceksiniz, sonra da DNGleri işleyeceksiniz. Proxy ile daha rahat olur gibi. Mark iii'ün ML ile kayıt süresi sınırı yok. Kartınız aldığı kadar gidersiniz. Yalnız raw ile çözünürlükler HD ile sınırlı. İlle de 4K ve ille de raw diyorsanız bir de GH4+interface seçeneğine bakın.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Başlığı biraz daha genişlettim Fulgura, umarım sorun yoktur.
Şimdi de şunu paylaşayım:
GH 4 daha mı keskin bana mı öyle geliyor?
Panasonic keskinlikte bütün Canonları geride bırakır. GH2 bile, bırakın 5D'yi, 7D'den dahi kat kat keskin. Bir de Lumix lenslerle kullanıldığında kamera içinde yapılan keskinleştirme var. Canon ile beraber çekim yaoma durumunda smooth ayarında ve keskinliği negatife alınca ayarlar tutuyor. GH4'in en güzel yanı kendisi değil de o harici interface'i. Onun sayesinde kameraya xlr giriş ve raw çıkış mümkün artık. Biraz tuzlu olacak herhalde en başta ama zamanla hesaplı hale gelir ya da belkim klonu çıkar diye ümitliyim. Durduk yerde adamın aklını alıyor bunlar. Hem de 2000 dolar civarı edinilebilirse bu haliyle Mark iii'ü biraz üzebilir. Tek eksiği GH2'de olan hack. Hack henüz GH3'te bile yok. Gerçi bir ML değil asla ve onsuz da raw için alınır belki. İlle de raw deniyorsa bir aday da odur.
Ben raw formatını "amatör üstü" diye niteliyorum. Bu düzeye atlayacak amatörler daha çok emek harcamayı ve daha çok bilgiye sahip olmayı göze almalılar. Bunun üstü zaten tam profesyonel düzey denebilir. Şu andaki amatör üstü/profesyonel altı dizeyde raw alternatifleri şunlar:
5D Mark iii (3000-3400 dolar gövde)
Black Magic Cinema Camera (2000 dolar gövde)
Black Magic Pocket Cinema Camera (1000 dolar gövde)
Panasonic Lumix GH4 (1700 dolar gövde)
Kinefinity Kineraw-Mini (sadece body 3220 Dolar civarı, basic pack ile 4000 üzeri, 4K için 647 Dolar ek. İki adet 64GB kayıt ortamı ile Premium Pack 5823 Dolar)
Şimdi böyle bakınca 5D fazla pahalı duruyor.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Daha çok bilgiye sahip olmak gerek demişsin Fulgura nedir onlar, bir blog yazın var mı?
En azından ana konuları söylersen araştırabiliriz.
Yazı henüz yok çünkü elimde raw çeken kamera yok. Önce Canon için bir şeyler yazyaım dedim ama 5D haricinde .ok verimli olmadığı için pek ilgilenen olacağını sanmıyorum. Raw çekmekle iş bitmiyor. Önce dosya boyutları alışılanın 4 katı kadar. Yani hem yer hem süre sorunu var. HD olarak 1 saat giden kartın 15 dak. gidecek. Bu dosyaları işleyecek bilgisayarın olacak. Ayrıca raw çekmek bir yana bu dosyaların işlenmesinden yani grading'İnden anlayacaksın. Ayrı bir grading değil belki ama esneklik daha yüksek olduğu için hata payı da yüksek. Log diye bir şey ile çalışmaya başlayacaksın vb vb. Ayrıca tonla yerin olacak, çıktı alırken zaman sürecek vb vb.
Hele Canon gibi hack ile raw çekilen durumda işler 2 katına çıkıyor. Daha önce söyledim: Canon'da raw video denen şey aslında saniyede 24 kare tek tek raw formatında fotoğraf çekmekten ibaret. Bunları DNG türünden işlemek ve dönüştürmen gerek.
Senin öğrenemeyeceğin ve yapamayacağım şeyler değil bunlar elbet ama amatörü biraz aşan ve zorlayan durumlar gibi. Neyse, elinin altında olup da değerlendirmek isteyene elbette yol açık. Herkes raw, 4:2:2 ve 4k gibi şeylere ihtiyaç duyuyor mu kendi karar vermeli.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Eğer kastınız Technicolor gibi profiller ise, evet aslında amaç bu. Fakat bu kameraların kullandığı 8 bitlik altyapı video üzerinde çok oynama yapmanıza izin vermiyor. Yani değerlerle biraz oynandığında görüntüde dağılmalar, şeritleşmeler vb sorunlar ortaya çıkabiliyor. Normalde özel bir style/profil kullanmadan da renk oynaması yapabilirsiniz aslında ama bu profiller buradaki oynama payınızı arttırıyor denebilir.
Kısacası, kameranızı kendi Faithful ya da Neutral ayarına alıp çekerseniz görüntü üzerinde %5'lik oynamalar yapabilirsiniz. Bu profiller ise bu payı %10'a çıkarabilir. Aradaki farkın bu kadar olabileceği durum bile sınırlıdır. Bakıyorum da daha pozlama, renk dengesi ve kareleme konusunda yeterli deneyimi olmayan arkadaşlar sanki bir muzice gibi bu profillere sarılıyorlar. Önünüzde iki alternatif var:
1- Kameranızı standart, neutral, faithful gibi bir profile alın. Sonrasında az biraz oynama ve renk atma yapın.
2- Kameranıza Technicolor vb bir sığ (flat) profil yükleyin. Bu durumda sonrasında üzerinde çalışmak artık zorunlu olmuştur denebilir. Biraz daha fazla oynama yapabilirsiniz ama bu da 2 kat iş demek.
EK: Bu konu ile raw karışmasın. SOrunuzun ayrıntılı cevabını şuradan görebilirsiniz:
http://fulgurafilm.wordpress.com/2013/1 ... i-uzerine/
Fulgura öğrenmek için buradayım bu yüzden soruyorum. Verdiğin bu linkte yani takipte olduğum blogunda yazının hemen başında ''Şimdi şu dosyayı bilgisayarınıza indirip masaüstüne açınız.'' diye bir ifade var ona tıklayıp indirmek istedim fakat süresi mi geçmiş ya da telif miydi işlemi gerçekleştiremedim velhasıl. Onu indirmeden yazıdaki diğer aşamaları gerçekleştiremeyecek miyim ne yapmam gerekli? Picture styleleri yüklemek istiyorum.