Millet deniyor. (Bu Tom Antos da teal-orange olayının cılkını çıkarıyor.)
Haha LUT bile çıkmaya başladı. 🙂
10bit linear data olmadan bence yine yaş.. Fulgura müsaid oldugun bir zaman lowlight test çekimin indirilebilir şekilde paylaşırmısın
Ben de gerçekten bunu merak ediyorum Fulgura.
Canon'da 320 Iso üstü çöp bence düşük ışıkta.
Iso 1600 performansı bile iyiyse GH4'ün iyidir yani.
Bit değişikliği şeritleşmeye yarar ve belki de işe yaradığı tek şey bu burada ama renk işlemede pek fark görmemişler. Ben biraz daha test bekleyeceğim bu GH4 harici kayıt için. Zaten alacaksam yine Avustralya ya da Amerika'ya yol düşünce almam lazım ki bu da 2016 yazından evvel olanaksız. O zamana dek biraz daha oturur bu konudaki bilgiler.
Ben aslında düşük ışık başarımında pek iyileşme de beklemiyorum. ISO başarımı sensörde bitiyor zaten ve v-log çok küçük bir etki yapar sanırım. O da eğriden kıyaslanır. Yani raw veriden video formatında dönüşüm yaparken ISO kaybı olmaz zaten. V-log dinamik derinliğe etki etmeli esas ama bu derinliğin alt ucunda ne kadar olacak bakalım. 8 bitin alt ucunda yani karanlıkları kaydetmek için çok az bit var. Genelde ek bitler üste doğru genişliyor 8 bitlik makinelerde gibime geliyor. Yani highlights kurtarma kısmında daha çok başarı olur gibi ama bu v-log denen şeyi bilmiyorum. Eğrisini neye göre yaptılar bakmak lazım. DSLR sensörleri düşük ışık videosunda çok iddialı değiller. Sonuçta en baştan fotoğraf çekmek için tasarlandıkları için uzun pozlama ile kurtarır diye düşünülüyor ama videoda bu sakat. Bu nedenle hala rolling shutter derdimiz var videoda.
Bugün elimde eşya vardı çıkarken ve kamerayı alamadım. Bu akşam düşük ışığa bir bakarım, yarın da gündüz dışarıda denerim.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
bu arada önceki açıklama için teşekkürler fulgura.
https://filmmakersmemory.wordpress.com/2015/09/16/why-use-v-log-l-instead-of-cinelike-d-gh4-test/
Vlog nedir, ne işe yarar, basit bir örnek.
peki böyle bir şey canon için de çıkabilir mi
peki böyle bir şey canon için de çıkabilir mi
Canon DSLRler için sanırım Technicolor Cinestyle'dan ötesi biraz zor. Canon artık DSLR hattında video konusunda öncü değil ve bu işleri ML'ye devretti. O da sensörden olmasa bile LCD sinyalinden raw veriyor zaten. Orada daha ötesi zor bence.
Bu akşam bir iki test yaptım ama biraz üstünkörü oldu. Bu arada gördüğüm kadarıyla v-log'da baz ISO artık 400 yani altı yok. Görüntü flat ve evet diğer profillerden daha iyi gibi durmakta şimdilik ama bir raw asla değil. Aksine, flat çekip biraz açayım araları dersen yine kopmalar meydana geliyor 8 bit yüzünden.
BMPCC_RAW:
V-Log:
V-Log işlenmiş (sadece alt-üst aralığı genişlettim). Histogramdaki şeritleşmelere dikkat:
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Evet şeritleşmeler çok bariz.
Raw gibi olmasını bekleyemeyiz zaten değil mi?
Bu arada GH4'ten gitgide soğumaya başladığını hissediyorum. Bilmiyorum doğru mu? 🙂
Kısmen evet. Aslında kameralarımdan memnunum. Yani GH4'ten vazgeçsem yerine alacağım başka bir şey yok. "Parası benden, seç bir kamera" deseler sadece raw için 5D alırım gibi. A7s sadece gece için işe yarar gibi geliyor şu anda. GH4 güzel ve temiz bir görüntü veren bir kamera ve hemen her tür işte kullanılır. Sadece artık bir tür DSLR olduğu ve raw olmadıkça (ML ile 5d Mk iii hariç) bu kameralardan çok sinematik bir şeyler bekleyemeyeceğimi farkediyorum. Bu arada söyleyeyim; raw amatör düzeyine yani elime inmeseydi bu sorun olmazdı. Bugün geldiğim nokta, raw yoksa dslrleri çok kurcalamadan kullanmak gerektiği yönünde. Yani öyle 1-2 stop artış ya da azaltma dahi yapmadan, olabildiğince karanlıkları öldürmeden yani ışık desteği vererek ve işte biliyorsunuz tahminen %10 hadi 15 oynama payı ile renk ve çalışma yaparak kullanmak. Bu şekilde güzel sonuçlar verebilirler çünkü hala form olarak çok kullanışlılar ve ucuzlar. GH4 ile bir belgesel planım var ama bu çoğunlukla gündüz ve doğa belgeseli. Burada iyi iş çıkaracaktır çünkü HD TV üzerinde çok güzel görüntü veriyor. Ama daha sinematik veya dramatik işler yani sıkı renk ve pozlama işi gerektiren projeler için sanırım raw ağırlıklı düşüneceğim.
Büyük konuşmayayım ama kişisel olarak asla Canon C serisi ya da Sony ve Panasonic'in F ve Fs hatta RED ve Ursa vb gibi serilere geçmeyeceğim. Stüdyo, şirket işleri için zaten onları alır kullanırız ya da proje gerektiriyorsa kiralanır. Eğer bir sonraki kuşak dslrler raw ya da en azından 10 bit ProRes vermezlerse Blackmagic gibi ortada duran bir formatla ya da yeni çıkan denklerini takip edeceğim. Habire yeni şeyler çıkıyor aralarda ama yeni markalara güven olmuyor. Kineraw nereye gider, ne yapar belli olmaz. Panasonic bir sonraki kamerasında en azından hdmi üzerinden raw 10 bit ya da gerçekten güzel bir ProRes dengi codec sunarsa akıllılık eder. Yok Canon gibi "benden bu kadar" derse o zaman GH4 ya da hadi GH5 ile bu iş de biter derim. O zaman BM kervanına katılır ve boyutu taşınabilir bu kameralara odaklanırım ki o vakte kadar bunlar da sorunlarını çözer umarım. BM hala Pocket II düzeyinde bir atılım yapmadı. Esas DLSR boyutunda bir gövde ve 10/12 bit raw/ProRes ihtiyacı var ve bu aralıkta sadece Pocket ve 5D Mk iii raw var şu anda. Buna bir sonraki kuşakta artık 4K'da eklenmeli. Canon 4K'lı kamera hazırlıyor ama ML ile raw alınır mı ondan belirsiz. Aynı CF altyapısında zor olur sanırım.
Gördüğüm kadarıyla v-log da aslında doğrudan LUT atmak için iyi. Yani itip kakmaktan ziyade hazır LUTlar ve az müdahale ile güzel sonuç verecek. Yani pozlama, düşük ışık vb durumlardan çok kısmen dinamik derinlik artışı ve esasen de renk işinde esas avantaj sağlayacak şeklinde görüyorum. Yarın şehirde biraz vakit geçirirsem gündüz çekimi yapmaya çalışacağım. Lensten şüphelendiğim bir nokta var ve onu da deneyeceğim vakit olursa. Daha LUT işine kalkışmadım.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Üst sekmente geçmek yerine üst sekment sensorleri kullanan ucuz dslr seçmek galiba. Ve hacklenmelerini beklemek
Sony a7s'e mesafeli durmanı anlayamıyorum. Yani şu açıdan söylüyorum benim bir bilgim olduğundan değil.
Philip Bloom'un review'ını izledim en iyi HD görüntü veren kameralardan biri diyor.
Birçok kişi övüyor ama bizde biraz "underrated" kaldı gibi hissediyorum. Low light dışındaki özelliklerini de övüyorlar. Dinamik aralık.
Hatta 4K 10-bit olunca müthiş bir kameraya dönüştüğünü falan söylüyorlar. Bu bir tip fanboyluk olabilir. Ama gh4 a7s karşılaştırmasında (fiyat farkını ön plana koyarak söylüyorum bunu) a7s'in HD olarak daha "filmic" olduğunu söylüyor izlediğim birçok review. Fikrini merak ettim. Benim de hiç aklımda yoktu. La bir lowlight için değer mi diyordum ama aklıma düştü.
8 bit olduğu sürece çok bir fark söz konusu olmayacak gibime geliyor. 4K ve 10 bit garanti olursa bir alternatif olur. ISO olayı güzel hem de çok güzel ama renklerde sorun var gibi geldi bana. Alacak olsam 4. sırada olurdu gözümde. Hele bir 4K 10 bitini görelim, fiyatı adam olsun onu da konuşuruz.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Hehe, tabi iş fiyata gelince öyle 🙂 4K 10-bit videoları var piyasada.
1,5 senedir para biriktiriyorum kamera alacam, o parayı vermeye değecek kamera bulamıyorum 🙂
Pocket'ı konuştuk geçen gün JeanG ile, hem fiyatı daha uygun. Ama onu da işleyecek bilgisayar sıkıntı bildiğim kadarıyla.
Hehe, tabi iş fiyata gelince öyle 🙂 4K 10-bit videoları var piyasada.
1,5 senedir para biriktiriyorum kamera alacam, o parayı vermeye değecek kamera bulamıyorum 🙂
Pocket'ı konuştuk geçen gün JeanG ile, hem fiyatı daha uygun. Ama onu da işleyecek bilgisayar sıkıntı bildiğim kadarıyla.
Sanırım 4K 10 bit'i işleyecek bilgisayar da çok daha az iddialı olmaz. O da az buz veri değil. Pocket alırsan istersen ProRes ile çok daha mütevazi bitrate ile de çalışabilirsin.
Bu arada yanlış mı hatırlıyorum; A7s FHD'yi 50 mbit/s çekiyordu ve internal 4K ile bu 100 mbit/s'ye çıktı ki GH4 ile aynı. Sony'de 200 mbit/s yok ve yine yanlış hatırlamıyorsam internal 4K da 4:2:2 değil, 4:2:0 idi. Yani full frame olması dışında GH4'ten bu konuda çok farkı yok gibi gelmişti. HDMI üzerinden 4:2:2 veriyor deniyor ama internalde bir alavere dalavere var gibi geldi bana. Bir de çok önemli olmayabilir ama Sony'de sadece UHD 4K var iken GH4 ise C4K veriyor. Biraz daha fazla çözünürlük var.
Ayrıca yukarıda eklemeyi unuttum: Sony'ye geçersem E-mount denen nane ile de muhatap olmak gerekecek ki ben tüm lenslerimi EF ve MFT halinde standartladım. E mount çok radikal olur benim için. Bir de Sony'nin baze ISO değeri 3200 ki bu da ciddi ND filtre gereği demek gündüz için.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.