KKYMN film okulu öğrencilerinin aktif katılımı ile çektiğimiz 2 filmden birisi olan ZE ile ilgili görüşleri bu başlık altında toparlayalım.
Umarım beğeneceksiniz.
YOUTUBE videosu henüz yok. Malesef 160MBlık bir Quicktime Dosya var.
http://kkymn.kusto.com/zips/ze.zip (link 11eylül saat 14:00 den itibaren çalışacak)
ayrıca HD vimeo linki
KKYMN
Başta Kadir olmak üzere KKYMN film okuluna katilan bütün arkadaslari ve filmde emeği geçen herkesi kutluyorum inanılmaz bir yapım.. her bakımdan çok başarılı. Mükemmelsiniz...
Mrt teşekkürler.
18ine kadar Almanyadayım orda internet ulaşımım yok.
Yorumlara cevap yazamayacağım için özür dilerim.
Döndüğümde görüşmek üzere.
KKYMN
Senaryo konusunda yorum yapmayacağım, etkileyici bir film.GÖrüntüler çok güzel.Sesler harika.Işık iyi ayarlanmış belli..Sonra, 03:32 - 03:40 arası bir şaryo hareketi var ki "ben ne zaman böyle kamera hareketleri yapabileceğim!" dedirtti bana.Sonra,koşma sahnesinde steadycam kullanıldı mı bilmiyorum ama sallantı yok.
Mini35 de görevini yapmış.
Aynadaki "geçit" efekti de güzel.Sonra premieredeki "ayna-tersine çevirme" efekti de çok hoş kullanılmış.Çekimlerin iyi planlanmış olması lazım çünkü "şimdi sen sağa gidiyorsun" dediğinizde adam sola gidecek!!!
Süper!!Elinize sağlık...
Nedenini anlayamadım ama filme başından itibaren ısınamadım. İyi çalışmalar.
Ilk once sunu demek istiyorum film Basquiat dan alinti..senaryo olarak degil ama ressam resmen Basquiat olmus..bununda filmde belirtilmemesi beni uzdu. dunyanin en iyi ressamlarindan birinin bu sekilde filmde kullanilmasi ama bahsedilmemesi cok ilginc.
Kadir'in filmindeki ressamin uzerinde olan t-shirtde de 'crown' yani tac aslinda Basquiat'in kendi logosudur. Karakterin ressam olupda o t-shirt'u giymesi ilginc olmus.
n/a
Ferzan Özpetek seyreder gibi oldum seyrederken ama adam kameranın yanından geçtikten sonra arka planın hala bulanık kalması iyi olmamış adam geçince arka plana odaklama yapılsa daha iyi olurdu.
ŞİMDİYE KADAR SEYRETTİĞİM EN İYİ KISA FİLM
Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?
sevgili kkymn bu filmden anladığım artık sağlam bi senaryodan başka hiçbir eksiğin kalmamış
Üç defa seyretmeye çalıştım ve sıkıntıdan ancak yarısına kadar seyrettim. 😥
Kurgu super ama senaryo insanın deprasyonuna depresyon katıyor. 😥
Depresyon geçirenlerin seyretmesini yasaklamalı (buda nedemek oluyor insanı negativ de olsa etkiliyor). Bravo 🙂 🙂
O zaman requiem for a dream ve barda gibi filmleri de izle bakalım depresif olmaktan yamuluosn 🙂
Uzun zamandır bir Kadir Köymen çalışması izlemiyordum. ZE'yi izledim ve şaşırdım doğrusunu söylemek gerekirse. Hikaye ile ZE arasındaki mesafenin büyüklüğünden kaynaklanıyor bu şaşkınlık.
Çok fazla şey katmış Kadir Köymen kendine. Bir kere en önemli şey belki genelin eksiklik olarak gördüğü "basit konu" seçimi. Evet konu klasik. Ama bu benim sinema algıma çok pozitif bir şey.
Çünkü Kadir Köymen insana dair bilindik, sık yaşanan, klasik bir konuyu "kendine göre bir biçimsellikle" anlatmaya çalışmış. Yani bir çoğunun istediği ve beklediği gibi olmasa bile bence böyle "basit" bir konuyu kendine has özelliklerle anlatabilmektir önemli olan. İşte Kadir Köymen bunu başarmış.
Şimdi gelelim filmin daha önemli unsurlarına. Filmin açılış planı gibi, filmde hiç bitmesin hep devam etsin şeklinde sabit planlar vardı ki filme müthiş bir duygu katıyor. Kadir Köymen'in önceden ısrarla belirttiği tripot kullanmayın, sabirt görüntü kullanmayın argümanlarının dışına çıkarak yarattığı bu başarılı planlar oldukça etkileyiciydi. Çok beğendim. Tabi filmin ışığa dair bir sorunu var. Işık kullanımı planların etkileyciliğini bozmuş diyorum. Bu konuyu da hallederse bence çok daha etkili planlar izleyeceğiz.
Diğer beğenim ve Kadir Köymen'in kendini geliştirmiş olduğunu düşündüğüm alan ise filmin genel bir atmosfer yaratmasındaki başarı. Daha önce belirttiğim sebeplere, filmin mekan ve anlatım seçimleri de eklenince film su gibi akıp gidiyor atmosferi içinde. Kadir Köymen'in eski çalışmaları gibi parçalı değil. Bu filmin etkileyici bir ritmi de var. KAdir Köymen bu dengeyi kurmayı çok iyi başarmış. Film hafifçe yükseliyor, doruğa vuruyor ve iniyor. Bunu yaparken de hiç kasmıyor, atmosferi içinde eriterek yapıyor.
Oyuncu yönetimi konusunda -ki yaptıysa eğer- biraz eksik buldum. Oyuncunun belli sahnelerdeki "abartılı" oyunu filmin atmosferinin dışına taşıyor, zaman zaman dışavurumcu bir havaya bile bürünüyor. Daha sade olmalıydı diye düşünüyorum. Filmin anlattığını oyuncu bir yandan kendi oyunuyla anlatmaya çalışınca bir fazlalık ortaya çıkmış.
Genel hatlarıyla yorumum budur. Böyle devam etmelidir Kadir Köymen. Kendini bu şekilde ve bu tip çalışmalarla daha fazla geliştirebilir diye düşünüyorum. 7/10
Atöyle başlığında şöyle demişim Kadir ve filmleri için:
Teknik ekipman ve montaj kısmında gayet yeterli olabileceğini düşünüyorum ama diğer teorik alanlarda ben en azından bugüne kadar yaptığı çalışmalarda bir parlaklık göremedim.
Şimdi Ze'yi izledikten sonra, o parlaklığın kıpırdanmaya başladığını sevinerek söyleyebilirim. Kadir'in bugüne kadarki en iyi filmi.
Tabii ki yine hatalar mevcut. Bazı sahnelerde ışık kullanımları pek iyi değil, aks atlamaları var vs vs. Ama tüm bunlar filmin iyi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türk yapımı ve iyi diyebileceğim ender filmlerden.
Eleştirilecek bazı noktalar var ama Kezzap çok güzel özetlemiş. Çoğu dediğine katılıyorum. Zayıf bulduğum yönler senaryo (özellikle sonu) ve özgün olmayan müzikler oldu. Onlar da giderildi mi artık kusursuza yakın filmler bekliyoruz Kadir'den.
Bir nokta beni çok rahatsız etti yalnız o da son jenerikte herşeyin Ingilizce olması. Hiçbir anlam veremedim ve üzüldüm.
Süresi 20 dakikanın altına indirilirse süre limiti 2o dakika olan festivallerden ödülsüz döneceğine inanmıyorum. Gönderilmeli festivallere mutlaka.
Elinize sağlık.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
nihayet bilgisayarımın başına döndüm. Filmle ilgili bir çok olumlu yorum var çok harika sevindim. Ben de yine her zaman olduğu gibi pek iyi hazırlandığıı söyleyemem bu filme. Film okulunda kesinlikle farklı tarzlar denemek gerektiğini hissettiğim için Şayine kontrast olacak böyle bir fikir geldi aklıma ve o yüzden takvimde sıkışık olunca itekleme bir produksiyon çıkardık. Yine de hataları mazur görün diyemiyorum. Işık, aks atlamalarını ben de çok farkındayım.
Senaryonun sıkıcı bulunması konusunda tabi biraz üzüldüm:) Söylememe gerek yok sanırım artık benmi filmleri izleyen herkes konu olarak fantastik şeylere yoğunlaştığımı görmüştür. Kısa komedi klipleri hariç, 5-1, hikaye ve Ze de ortak bir fantastik unsur var. Ama 3 filmde de içinde yaşadığımız dünyanın görselliğinden uzaklaşmıyoruz. Bütün olan bitenler bizimle aynı atmosferde direk sıradan hayatın içinde ilerliyor. İlerde de benim elimden çıkacak ciddi şeyler bu cizgiyi koruyacaktır diye tahmin ediyorum. İlerki filmlerde de şimdiden senaryoyu beğenmeyecek arkadaşlardan özür dilerim 🙂
Admin Fırat'ın da ressamın tshörtü ile ilgili yaptığı benzetme çok çarpıcı. Fakat kopya çektiğimizi söylediği sanatçıyı gerçekten hiç duymadım. Kamera arkası belgeselinde de o tsörtün nasıl ortaya çıktığını göreceksiniz.
Filmdeki tabloları çizen Ümit Kara arkadaşın o anda ayak üstü son dakika içgüdüsü ile karar verdiği bir tasarımdı o. Etkikenme olsa da hikayenin özüyle hiçbir ilgisi yok. O yüzden fikiin orjinal olduğuna ve çalıntı olmadığına ben kefilim 🙂
Filmi izleyenlerin belki Leonardo Da Vinci benzeymesi daha uygun olabilirdi. Aklımdan bu aynanın çok tarihi bir ayna olması geçmişti ve taa vaktinde laonardo da vinçinin de o aynadan geçmiş bir kişi olduğunu o yüzden yazdıklarının ancak aynaya bakıldığnda okunabilen terz yazan bir adam olduğunu vurgulamak istedim ama hem kısa fime tam uymadı hem de yaptırdığım ayna o kadar da klasik eski bişey olmadı. Yemedi yani 🙂
Elde ettiğimiz sonuçtan ben memnunum. İyileştirmeler yapmakansa bu filmden aldığım deneyimlerle hiç zaman kaybetmeden sıcak sıcak yeni projelere geçmek niyetindeyim. Yakın zamanda onun da ilanını yaparım 🙂
Bu filmi kursun 2. haftasında çektik. şartlar çok daha kötüydü ilk haftaya göre. Bi kere konu çok eğlenceli değildi. Öğrenci gençler ilk haftaki komedi filmindeki neşeyi coşkuyu yaşayamadlar. Filme tam ısınabildiklerini söyleyemem. Ayrıca çekim yaptığımız mekan biraz uzaktı ve bir çok imkandan yoksun pis bir yerdi. O da sıkıntıyı bir kat artırdı. ilk hafta zaten yoğun bir çekim takvimi vardı ve ordan kalan yorgunluk da 2. filme tam asılmalarını engelledi. Kimi yerlerde üstün rica ve minnetlerle onları rejisör koltuklarındna kaldırmak gerekti. Yoksa projeyinin çekimini malesef uzaktan seyretmeyi yeğlediler. Kursta yoğunluğun kıvamını tam ayarlayabildiğimi söyleyemem. Dozaşı aşırı verince amatör filmin dünyasının en sert yüzlerinden birisini görmek zorunda kaldılar.
Tripod kullanmak konusunda düşüncelerim hep yanlış algılandı. Tripod kullanmayın demedim asla. İlk filminizde tripod kullanmayın dedim. Çünkü tripodu yanlış kullanmak çok kolay. Filmde sizi dizginleyebilir ve görsel açılarınızı dikte edebilir. Ona söz geçirmek için önce tripodsuz dünyayı görmelisiiz kamera elde dinamik takılmalısınız. Açılarınız tam oturduğunda artık tripodu kameranın altına koymaya başlayabilirsiniz. Ben dahi daha ilk defa bir filmimde tripod kullandım. Bu benim artık kendimi hazır hissetmemden kaynaklanıyor. Fikir değiştirdiğim zannedilmesin.
Tripodun üstüne kamera koyanlardan olmayın. Kameranın altına triod koyanlardan olun 🙂
KKYMN
Ben de daha hiçbir kamera arkası kasetine bakmadım ama onları da kurgulamaya başladığımda bütün o süreci yeniden yaşayacağım ve çok hoş ilginç anektotlar bulacağıma eminim. O belgesel izlendikten sonra herkes filmi yeni bir gözle izleyecektir ve belki eleştiriler iyi ya da kötü yönde değişecektir. Bunu görmek benim için de önemli bir deneyimolacak.
Filmin sonunda ingilizce yazılar olursa uluslararası bi kısa film festibaline gönderme ihtimali içindi. Filmde çok az replik olduğu için kolayc ingilizce altyazı eklenebilir. Ve bu şekilde daha global bir sunum mümkün olur.
Tekrar izleyenlere sabırlarında dolayı teşekkür ederim. Ümit Kara ile çok uyumlu bir çalışma gösterdik ve aslında yeni projeleri hergün konuşuyoruz. Enerjiler birleşince güzel şeylere kalkışmak daha koly oluyor. Yakında yine bişeylere kasacağız gibi. en azından TNK'nin 2. klibini beraber çekicez onu da bayrama yetiştiricez umarım. Haberleri ayrı bir başlıkta iletirim.
KKYMN
o belgeseller bize sunulmasın bak sabah gazeteni almak için ropteşambırla kapıya cıktıgında karşında 45 kişilik forum ordusunu eli belinde karşında görüceksin bakalım o zaman ne yapacan kadir bey:):) örgütlerim herkesi anarşikim ben.
Sabredecez. Bu iş yaptığım her filmden daha çok emek istiyor.
Fakat programımda var. Biteceğini garanti ederim. Zamanını edemem 🙂
KKYMN