Forum

Zaaf (2011)

100 Gönderi
42 Üyeler
0 Reactions
17.8 K Görüntüleme
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Aslında öyle olmadı. Bir gün otururken bu senaryoyu anlatmıştı Özgür abi. Daha sonra kafamda kurdum bende bunu ve bir süre sonra senaryoyu yollamasını istedim. Sonrada çekebilmek için izin istedim. Bu senaryoyu çekme nedenim ise beğendiğim bir tarz olması. Yani buradaki bir çok kişinin aksine senaryo bana çok inandırıcı geldi ve bu filmi çektim.

Ayrıca film amacına ulaştı diye düşünüyorum burada aldığım tepkiler üzerine. Buna nasıl karar verdin derseniz , eski filmim olan Şüphe'deki yorumları okumanız yeterli. Kısacası evet ben istediğim gibi bir film koydum ortaya , iyi ve kötü yanlarıyla.

Yapım sürecine değinmek istiyorum. 5 aylık titiz bir çalışmada daha iyi bir iş çıkabilirdi tabi ki. Sürenin bu kadar uzun olmasının sebebi ekipteki herkesin yoğun olmasıydı.

Yorum yapan herkese tekrardan teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 16/03/2011 12:32 pm
(@yerli-film)
Gönderi: 0
 

Yalnız bir şey sormak istiyorum, oynayan kızın acaba Nokta Tiyatrosunda oyuncu olma ihtimali var mı acaba.. Geçen ilçeye gelmişlerdi bizim, tiyatrocu kıza aynı benziyordu..:)

Güme gitti galiba ama bir kere daha soruyorum:)

Asıl güç yokluğun içinde varlık gösterenlerdedir.

http://www.rmznuysal.blogspot.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/03/2011 2:09 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Uğur, her filminde kat ettiğin yol çok açık. Arkadaşımızsın diye söylemiyoruz bunları, gaz vermiyoruz. Belki sıradaki filmde zırvalayacaksın, bilemem. Scorsese bile zırvalayabiliyorsa hepimiz yapabiliriz bunu. Ama şu an baştan sona, damıtık bir "gelecek vaad eden genç yönetmen"sin. Çok umutluyum ben senin adına.

Ama ne yazık ki hala ne istediğini bilmiyorsun. Gençliğin burada daha fazla beden buluyor. Şahsen ben, Verbal'ın sorusunun anlamının derinliğini anladığına emin değilim. Ya anlamıyorsun ya da anlıyorsun ama işine gelmiyor. 🙂 Organ mafyası, aldatma/para/dolandırıcılık, şizofreni.... Şu an'a kadar ilgini çektiğini görüdğümüz konular bunlar. Ben seni şahsen de tanıyorum, güleryüzlü, sevimli, şirin mi şirin, aklı başında gayet efendi bir herifsin. Ben zerre kadar inanmıyorum senin böyle konulara ilgi duyduğuna aslında. Kendimce senin adına yorum yapmayayım, fazla cüret olmasın. Ama lütfen, sana önerim, ilgilendiğin konuları tekrar analiz et. Ha, bu demek değildir ki illa duygularını şahsi dertlerini anlatan hikayeler anlatmalıdır sinemacılar. Böyle birşey yok tabii ki. Ama en azından ilgilendiğin konuya ve odağa hakim ol ki yapacağın işe hakim ol.

Yukarıdakine paralel olarak ikincisi, sen bu hikayeyi çekmeye değer gördüysen hayatında bir kez bile kara film, aldatma hikayesi izlememiş biri olmalısın. 🙂 Ve bu haldeyken bu türde film çekmeye çalışıyorsun. 🙂 Tam dayaklıksın. 😀 Dediğim gibi, yönetmenliğin falan gayet iyi. Vardır küçük tefek kusurlar hatalar belki ama genel olarak, eski projelerine göre çok daha fazla hakimsin kamerana. ama hikayen, olabilecek en ama en basit hikaye.

Şimdi soru: Uğur Atılgan, abisi, yarı hocası olarak gördüğü Özgür Bakar'a "valla abi, ben bu hikayeyi çekmem, bence iyi değil" diyebilir miydi? Bence diyemezdi. Ve nitekim diyemedi, çekti. Bir Özgür Bakar senaryosu çekmek iyi birşeydi onun için çünkü. İçeriği ne olursa olsun. Daha basiti olamaz zaten. Bakın kötü demiyorum. Teknik işçiliği gayet iyi senaryonun. Ama hikaye delirtici derecede basit. Uğur bunu nasıl fark etmez? Dediğim gibi, 2 seçenek var: Ya hayatında buna benser hiçbirşey izlemedi. Ya da Özgürün verdiği şey ne olursa olsun çekmeye hazırdı. İkisinde de hatalı olan kendisidir.

Ha, şimdi bu sohbet hepten İstiklalde oturmuşuz, içip laflıyoruz havasında oldu. Aslında kişileri tanıyarak yorumlar yapmak, filmi buradan incelemek hiç benim tarzım değildir. Ben Uğur'un Şüphesine de Scorsese'nin Goodfellas'ına da aynı ciddiyet ve yaklaşımlar inceleme yazıyorum. Ama bu gibi örnekler beni çileden çıkarıyor: Popomuzu yırtıyoruz "senaristlerle yönetmenler buluşsun" falan diye. Artık kısa filmcilerin içerdiği temel sorun cidden kaymaya, yeni bir soruna, hiç akla gelmeyecek birşeye evrilmeye başladı. KIsa filmciler, amatör sinemacılar proje seçmeyi bilmiyorlar. İstediğimiz kadar iyi olalım, ekipman/ekip/olanak olsun, yönetmenliklerimiz, gücümüz istediği kadar artsın zerre önemi yok! Çünkü biz sayısız pcde b.k gibi sağlam hikaye dururken gidip Mazot gibi, Zaaf gibi "çekmeye değmeyecek hikayler"i çekiyoruz. BU filmlerde hikaye hariç herşey yolunda. Herşey hoş, sevimli, başarılı, özenli vs vs vs. Ne derseniz diyin. Ama hikaye ya yok ya bildiğin kötü!

Allahım, delireceğim! Bu adamlar ya birşey kez birlikte oturup yiyip içtiğim, sohbetleştiğim adamlar. Aralarında evime gelip kalmış olanlar var. Hepsini iyi tanıyorum. Fİlmlerini izlediğimde ise görüyorum ki sanki bu adamlar iş yapmaya yöneldiklerinde içlerinden yaratık çıkıyor! Özgür bana, hayatımda duyduğun en sevimli, en yaratıcı birçok hikayeyi anlatmış adamlardan biridir. Ama herifin kardeşi gibi birine uygun görüp verdiği hikayeye bak.... Ben bu hikayeyi çöpüme atmam! Biri bu hikayeyi Özgüre göstersin, "abi bunu çekecğeim, ne dersin?" desin, küfür yemezse kolumu keserim! Allah kahretsin yaa. Ne oldu şimdi o kadar emek, çalışma bilmemne? Tecrübe olarak mutlaka Uğur'a, ekibe birşeyler katmıştır, ona asla birşey demiyorum. Her çalışma bir kazanımdır. İzleme keyfi olarak da hoş bir iş. Ama ortada kayda değer bir film yok. Bir basamak var. Ve bunun tek sebebini hiçkimse bilmiyor! Özgür! Neden böyle basit bir hikaye yazdın? "Yıllar önceydı, gençtim, para lazımdı" tamam, tamam. Uğur! Neden çektin? Çünkü Özgür verdi.... Buyurun denkleme! Benim senaristlik becerim, yeteneğim Özgürün yarısıdır, tecrübem ellide biridir. (Millet artisltik yapıyorum sanıyor, bu eksiklerimi kapatmış olabilmek için Taraflı Bölgenin senaryosu üzeirne 2 sene çalıştım. BEnim hikayemi Özgür yazsa, 2-3 kere de üzerinden geçse benim yaptığımı yapabilirdi belki de, bilmiyorum. Çünkü tecrübesi çok fazla) Ama benim şu an pc'mde, benzer türde, Zaaftan çok daha iyi bir hikayem var. İsteseydi de Uğur'a seve seve verirdim. Belki senaryonu teknik işçiliği iyi olmazdı, alır hikayemi Özgür elden geçirirdi. Uğur kendisi elden geçirirdi. Ama tek emin olduğum şey, hikayemin daha iyi bir iflme zemin oluşturacağıdır.

Ve bir de bas bas bağırıyorum! "Gerçekten senaryo arayan arıyorum!" diye. Olabilecek her türlü işbirliğine tamam diyorum. Herkesin de bunu yapmasının gerekliliğini vurgulamaya çalışıyorum. Ben Taraflı Bölgenin hikayesini birkaç kişiye anlatmıştım. Hiçkimse çok iyi dememişti, hiçkimse umut vermemişti bana. Şİmdi herkes "müthiş bir hikaye" diyor. Eeeeeeh yani! Son birkaç ayda bana 20 tane proje geldi, fikir soranlardan. Çoğunun hikayesi zaaftan iyiydi. Ama hiçbiri zaaf gibi yazılmaıştı. YOk mu kardeşim bunun bir ortak noktası?

Yok.... Neden? Çünkü biz proje seçmeyi, biçimlendirmeyi, geliştirmeyi hala çözemedik. Birçok şeyi çözdük, bunu çözemedik. Sırada bu var!

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/03/2011 2:53 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

yerli film , evet bir tiyatroda şu sıralar turneye çıkıyor. Yüksek ihtimal doğru görmüşsündür :).

Görkem abi , yaptığın eleştirilerde haklısın. Yalnız benim yaptığım üç filmi değerlendirirken yapılan bir yanlış var. İlk filmim Yarınsız'da bu işe yeni girişmiş ve ilk defa şizofreni konusuna değindiğini sanan 'Akıl Oyunları' ndan etkilenmiş bir adamdım. İkinci filmim Şüphe ise bir yarışma için çekilmiş içerisinde mesaj olması gereken bir filmdi. Bu ilk iki filmi saymıyorum ve Zaaf'la başladığımı varsayıyorum. Zaaf bakıldığında çekim ve senaryo olarak basit duruyor olabilir. Ben iyi bir 'basit' iş çıkarmak istedim. Tüm çabam ve çalışmam bu yöndeydi. Bu filmde çok büyük derinlikler aramaya veya bir mesaj aramaya gerek yok. Aslında bakarsan benim çekmek istediğim türde filme ulaşabilmem için kendimi geliştirme projelerimden biriydi Zaaf. Gerçekten ilgilendiğim ve çok güvendiğim bir senaryoyu daha iyi çekebilmem için tecrübe ve projelere ihtiyacım var. Evet zaaf üzerine bir çok eleştiri yazılacak kadar derin bir film değil. Ama Zaaf herşeyden önce diğer projelerime göre bir 'film'.

Sorunun cevabına gelecek olursak. Bu hikayeyi çekemem, bence iyi değil diyebilirdim. Ama bu filmde böyle bir şey deme ihtimalim yok. Çünkü senaryoyu ben istedim Özgür abiden. Özgür Bakar ben ilk filmimi çektikten sonra beceremeyeceğimi düşünüp bırakmayı düşünürken bana destek olan bir adamdır. O yüzden tabiki onun senaryosunu çekmek farklıdır benim için. Tekrar tekrarda değinmek istiyorum. Özgür Bakar'da bende bu senaryonun basit olduğunu biliyoruz. Zaaf bana basit bir senaryoyu 'film' yapabildiğimi gösterdi. Bundan sonraki projelerimde daha farklı konulara yönelmeyi planlıyorum.

Herşey bir yana Zaaf basit bir film olarak burada bu kadar konuşulan bir film olabiliyorsa bu bile bir başarıdır. Dediğim gibi kendimi kıyaslama metodum eski filmlerime göre ve şuan aldığım tepkiler benim için iyi ve motive edici. Tekrardan teşekkür ediyorum.

 
Gönderildi : 16/03/2011 3:27 pm
(@yerli-film)
Gönderi: 0
 

yerli film , evet bir tiyatroda şu sıralar turneye çıkıyor. Yüksek ihtimal doğru görmüşsündür :).

Bn cevabımı aldım:) başarılar..

Asıl güç yokluğun içinde varlık gösterenlerdedir.

http://www.rmznuysal.blogspot.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/03/2011 4:02 pm
(@verbal_kint)
Gönderi: 0
 

tanımlarda fark var sanırım.
"basit" değil ki bu film. benim basitten anlayışım " the king's speech" filmine götürüyor beni. aynı zamanda basit film, basit resim, basit eser yaratmak çok zordur. çünkü basit yaptığında ya avam olursun,yüzeysel,değersiz bir eser yaratırsın, ya da muhteşem ironilerle bezeli, metafor yumağı eser ortaya koyarsın.
işte bu yüzdendir ki "yabancı" romanı dünya edebiyatı için önemlidir. basit hikayesinde bezeli olan bir sürü done.
bu filmin ise "basit" olması hissini yaratan mekanın az olması, iki oyuncudan oluşması, ve çok konuşmaları. ama hikayenin kendisi, işleyişi, anlatısı hiç de basit değil. binlerce şey var ortaya koyulan. kimisi önce veriliyor, bazıları sonlara doğru oturuyor yerine, ortada havada kalan bir çok şey var. sonra bakmışız ki "süpriz son"
size bunlara sahip basit ama iyi film örneğini "öyle ya da böyle" the man from earth diyebilirim.
zaaf'tan bunca konuşma sonrası çıkarımım şudur ki; bu filmi Uğur çekmeseydi, Özgür yazmasaydı bu forumdaki 5 sayfa yazı sadece 2, belki 3te kalacaktı.
peki diğer filmlerin suçu ne ?

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/03/2011 4:40 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Hiç sorun yoktur Uğur. Dediğim gibi, ellerine sağlık. Çok daha iyi işler yapacağından zerre kuşum yok.
Özgür.... Bir daha böyle bir işi yazarda çeker ya da çektirirsen na dayak sana! 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 16/03/2011 5:02 pm
(@oskay)
Gönderi: 30
 

Mükemmel bir film olmuş keyifle izledim ellerinize, emeğinize sağlık 🙂

 
Gönderildi : 16/03/2011 10:52 pm
(@burakfilm)
Gönderi: 0
 

tam olarak izleyemedim üstün körü baktım. tam olarak izlemek isterim bir ara ancak görsel olarak çok hoş, gerek lens kullanımı gerekse açılar. ses kurgusu biraz sorunlu gibi ama onun dışında gayet hoş kareler çıkmış. tebrik ederim 🙂

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 17/03/2011 4:24 am
(@verbal_kint)
Gönderi: 0
 

Hayretler içerisindeyim 🙂

yanlış anlaşılmışım sanırım.
hayretler içerisinde olmam, forumdaki konuşulan konulardan ötürü.
yoksa forumdan birisi "guguk kuşu" nun aynısını çekse sorun yok benden.
sonuçta herkesin popisi vardır.:D

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 17/03/2011 5:14 am
 tnyk
(@tnyk)
Gönderi: 10
 

ya 10 dk da anlatılacak filmi bu kadar uzatmış olmasına rağmen nasıl bu kadar konuşcak söz buluyorsunuz anlamıyorum :S Bende bu konuştuklarınız üzerine hayretler içindeyim. Kısa film değilki bu...

 
Gönderildi : 23/03/2011 5:15 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

ya 10 dk da anlatılacak filmi bu kadar uzatmış olmasına rağmen nasıl bu kadar konuşcak söz buluyorsunuz anlamıyorum :S Bende bu konuştuklarınız üzerine hayretler içindeyim. Kısa film değilki bu...
Ne peki? Ne dememizi istersin?

 
Gönderildi : 23/03/2011 5:20 am
(@verbal_kint)
Gönderi: 0
 

ya 10 dk da anlatılacak filmi bu kadar uzatmış olmasına rağmen nasıl bu kadar konuşcak söz buluyorsunuz anlamıyorum :S Bende bu konuştuklarınız üzerine hayretler içindeyim. Kısa film değilki bu...

aslında haklısın, ama bu senin doğru söylediğin anlamına gelmez.
Bu yüzden düşüncelerini belirtmen yeterli.
kimin ne yaptığını yargılamazsan daha güzel, sağlam ilerleriz.

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 23/03/2011 5:31 am
(@homeros)
Gönderi: 0
 

Bir filmin tek unsuru süresi değildir ki o yanlış kullanıldığı zaman yok olmadı deyip geçelim. Filmin kurgusundan sinematografisine, senaryosundan ışığına, sesinden müziğine, oyuncu yönetiminden simgeselliğine, bilmemnesinden bilmemnesine 10'larca belki 100'lerce unsuru vardır ki o yüzden her filmde (Uzun Metrajlarda özellikle) 100'lerce insan emek harcıyor. Film bir tek gereksiz yere uzatıldı diye uzun deyip geçemezsin evet büyük bir hatadır ama tek unsur olamaz asla.

 
Gönderildi : 23/03/2011 8:58 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

tnyk , teşekkürler canımın içi. 🙂

 
Gönderildi : 23/03/2011 10:22 pm
Sayfa 5 / 7
Paylaş: