Forum

Zaaf (2011)

100 Gönderi
42 Üyeler
0 Reactions
17.8 K Görüntüleme
(@zitarof)
Gönderi: 0
 

Bazı planlar arası geçişlerde devamlılık hataları var. Diyaloglarda ses uyuşmazlıkları var.

Hikaye aşırı uzun tutulmuş. "Ava giden avlanır" anafikri 26 dk yerine 6 dakikada da anlatılabilirdi.

Bir kısa film değilde, alelacele yayına yetiştirilmeye çalışılmış bir dizi atmosferi vardı. Mekanların sinematografik olmaması(özellikle o park nasıl bir parktır öyle) yeni tanışan insanların birbirleriyle duygusal etkileşime girmelerini oldukça yapaylaştırmış, dolayısıyla oyunculuklarda yapmacıklaşmış.

 
Gönderildi : 14/03/2011 4:13 am
(@aydemirse)
Gönderi: 0
 

SPOILER

Hokkabazlık durum üzerine; kızın sevgilisi, dostu (Hokkabaz da abisiydi) ile birlikte insanları dolandırmaları kısmı çok fazla aynı. Kızın ağlaması sızlaması, kendini masum ve mazlum göstermesi gibi kısımları özdeş. Tek farkı sondaki beyaz parayı aparanın (eke bakınız) masum köylü olması. Ama bu sadece elde olanın üzerine ufak bir şey eklemek temel hikayeyi ister istemez hacılamaktır. Sözüm sana söylüyorum Uğur, Özgür sen anla 😀 (Kesin sırf bu yüzden kendisi çekmedi filmi başka birinin canını yaktı tezkereci)

SPOILER

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 14/03/2011 9:11 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Benim analamdığım durakta tanımadığı bir adamla bir anada bu kadar nasıl samimi olabılır garıbıme gitti..Neyse sözün özü hikaye boş kadraj hoş

Sen filmi sonuna kadar izlediğine emin misin? Bu filmi izleyen adam bu soruyu sormaz çünkü.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 14/03/2011 12:47 pm
(@tolga-depo)
Gönderi: 0
 

Başından sonuna kadar duygusal aksiyon yetersizliği olan bir film. Karakterler birbirini inandırmaya çalışıyor ama seyirciyi inandırmaya dair birşey yok. Meğerse filmlerinin (Bu tarz hikayeli filmlere ne dendiğini bilmiyorum, "meğerse" ana edat olduğu için bu konuda bunu kullanıyorum) yapısı genellikle önce etekteki tüm taşların dökülmesi sonra toplanmasıyla oluşur. Zaaf'ta yeterince veri yok. Kısa film olsa da süresi uzun, hikayenin altı doldurulabilirdi. "Ayvalık'taki annem" lafını yirmi kere duymaya gerek yoktu. Aynı şeyin üstünden defalarca geçileceğine birkaç farklı boyut katılabilirdi hikayeye. Diyaloglar çok kötü. Araya karışan mizahimsi replikler de eğreti durmuş. Özetle; elini uzatmadan almaya çalışmış bir yapısı var filmin diyeyim. Kadraj, renk, sevişme falan da senaryoya, diyaloglara verilen önemsizliği çerçevelemiş.

 
Gönderildi : 14/03/2011 2:26 pm
(@anilcagin)
Gönderi: 0
 

Kamera kullanılan lensler konusunda kim bilgi verir 🙂 ?

‎"Giydikçe açılır" diyen tezgahtar, "uzadıkça şekil alır" diyen kuaför, "zamanla unutursun" diyen arkadaş... Bunların hepsi aynı örgüte üye...

 
Gönderildi : 14/03/2011 2:27 pm
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

SPOILER

Hokkabazlık durum üzerine; kızın sevgilisi, dostu (Hokkabaz da abisiydi) ile birlikte insanları dolandırmaları kısmı çok fazla aynı. Kızın ağlaması sızlaması, kendini masum ve mazlum göstermesi gibi kısımları özdeş. Tek farkı sondaki beyaz parayı aparanın (eke bakınız) masum köylü olması. Ama bu sadece elde olanın üzerine ufak bir şey eklemek temel hikayeyi ister istemez hacılamaktır. Sözüm sana söylüyorum Uğur, Özgür sen anla 😀 (Kesin sırf bu yüzden kendisi çekmedi filmi başka birinin canını yaktı tezkereci)

SPOILER
Özellikle son cümleyi Uğur okuyunca kendisini nasıl hissedecek acaba?

Uğur'un daha önceki çalışmalarına göre, ilerleme kaydetmiş bir çalışma. Olaya böyle bakmak istiyorum. Ben sonuna kadar izledim. Özgür bana bu hikayeyi anlatmıştı. Sonunu da biliyordum. Uğur için iyi bir antreman olmuştur. Bir çok şeyi farketmiştir. Kimse dünyanın en iyi filmini çekemiyor zaten, bunu çok istemesine rağmen...

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 14/03/2011 2:38 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Kafkasli , öncelikle teşekkür ederim dostum. Yalnız o olağandışılık konusunda sana tam olarak katılmıyorum. Çünkü ilk şoku kızın çocuğu kandırdığında yaşıyoruz. Daha sonra en sonunda ise büyük patlama. Benzetilen bir sürü film var ama ben benzetilen filmlerin hiç birinin ismini öğrenemedim hala (Hokkabaz hariç) :).

desperado28 , eski liseli yeni üniversiteliyim :). Teşekkür ederim.

zitarof , yorumların için teşekkür ederim. Film yaklaşık 5-6 aylık bir çalışma sonucu ortaya çıktı. Film yapımı sırasında hiç acele edilmedi. Film 24 dakika değilde 6 dakika olsaydı olayların inandırıcılığı çok daha düşerdi diye düşünüyorum. Yorumlarına saygı duyuyorum fakat yapmacık olduğunu düşünmüyorum. Tekrardan teşekkür ederim vakit ayırdığın için.

aydemirse , malesef oraya koyabilecek gerçek paramız yoktu abi , yaptırdığım paralarda çok fazla gözükmediği için mecburi böyle yaptık. Görülen ama dikkat çekmeyen bir ayrıntı olur diye düşündüm. Çünkü filmin yapıldığı bütçe ve imkanlar belli tabi ki bunlar bahane değil bunu söylemeyide sevmiyorum. Son cümleni okuyuncada üzüldüm gerçekten. Bu senaryo yazılalı uzun süre oldu. Ben okudum ve çekmek istediğimi söyledim. Özgür abide izin verdi ve senaryoyu aldım. Bu kadar ilgilendiğin için çok teşekkür ederim Selçuk abi.

tolga depo , teşekkür ederim.

anilcagin , ekipman bilgisinide vereyim. 550D ile çekildi filmin tamamı. 10-20 mm , 18-55 mm ve 50 mm 1.8 kullanıldı. Sesler Rode Videomic ile ses kartı aracılığıyla kaydedildi.

enjeksiyon , son cümlenin öyle olmadığını bildiğimden sadece öyle düşünülmesine üzüldüm. Yorumların için teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 14/03/2011 3:08 pm
(@anilcagin)
Gönderi: 0
 

Açılış sahnesindeki gökyüzü matte painting mi?

‎"Giydikçe açılır" diyen tezgahtar, "uzadıkça şekil alır" diyen kuaför, "zamanla unutursun" diyen arkadaş... Bunların hepsi aynı örgüte üye...

 
Gönderildi : 14/03/2011 3:22 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Hepa yaptı bir şeyler :).

 
Gönderildi : 14/03/2011 3:26 pm
(@mehmetozkan89)
Gönderi: 0
 

senaryoda büyük benzerlikler olsa da yakalanan kadrajlar hoşuma gitti,farklı netlikler oluşturulmuş bazı yerlerde,kaliteli çekim hissi veriyor kesnlikle,ama bilmiyorum oyunculardan kaynaklanmıyor da olabilir ama ben izlerken dialoglardan çok sıkıntı çektim,biraz yapmacıklık hissi uyandırdı bende.bir de bir dış mekan çekiminde ses sorunu hissettim. tabi elde ki imkanlar mühim burda,ben yönetmen arkadaşımızın çalışmasını çok beğendim,yani bu filmde ön plana çıkan kesinlikle o.

 
Gönderildi : 14/03/2011 4:01 pm
(@aykutkaragol)
Gönderi: 0
 

SPOILER

Hokkabazlık durum üzerine; kızın sevgilisi, dostu (Hokkabaz da abisiydi) ile birlikte insanları dolandırmaları kısmı çok fazla aynı. Kızın ağlaması sızlaması, kendini masum ve mazlum göstermesi gibi kısımları özdeş. Tek farkı sondaki beyaz parayı aparanın (eke bakınız) masum köylü olması. Ama bu sadece elde olanın üzerine ufak bir şey eklemek temel hikayeyi ister istemez hacılamaktır. Sözüm sana söylüyorum Uğur, Özgür sen anla 😀 (Kesin sırf bu yüzden kendisi çekmedi filmi başka birinin canını yaktı tezkereci)

SPOILER

aydemirse cumartesi günü yaptığın söyleşiden sonra bu resmi koyan sen olamasın, ilginç.

Vay beee.....Özgür'üde esefle kınadım, herif resmen çalıntı işi kakalamış Uğur'a Şaşkınlık içindeyim...

 
Gönderildi : 14/03/2011 5:18 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Sürprizbozan
Tebrikler Uğur. Hokkabaz mevzusunda Selçuk haklı tabi, ama sonundaki işi birkaç basamak atlatmış. Ama eksik yanı Tolga'nın oynadığı Ali karakterinde. Ali, başından beri kıza bir "av" olarak yaklaşıyor. Sorgusuz sualsiz, tam bir "am var dediler geldik" karakteri. Ama film ilerledikçe Ali karakterini biraz daha tanısak, biraz daha özdeşleşsek, Ali'nin "kaybeden" yönünü biraz daha hissetsek, film ortada dönen mevzuya daha az odaklansa ve Ali'nin "amanın hatun düşürme olasılığı" meselesini biraz daha alabilsek, filmin dialog kısımlarını "yapmacık" bulan arkadaşların sorunları da çözülecek hem de film daha etkili bir hale gelecek. Sıkıntı cidden senaryoda. 🙂

Filmin görüntü yönetimini ve rengi düzenlemesini gayet iyi buldum.
İyi bir iş, Uğur güzel adımlarla geliyor.

Arkadaşlar yapmayın! Çalıntı meselesine girmeyin, bu film sadece Hokkabaz'a benziyor, ama basbayağı farklı bir film!
Haksızlık oluyor.

 
Gönderildi : 14/03/2011 5:25 pm
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Öncelikle bütün olarak baktığımda, film olarak ele alınca " gelecek vaad eden " bir iş. İşi yapanın bir filmin neye benzediğini aşağı yukarı çözmüş olduğunu görüyoruz. Uzun çalışmalar için herkesin eline sağlık.

Şimdi gelelim detay kısımlara;

Senaryo: Orjinalliği konusunda bir şey demiyorum. Ama hikaye kurgusu, "olmayan" mizansenler, boş gevezelikle verilmeye çalışılan bir şeyler. Senaryo cidden kötüymüş.

Kurgu: Teknik aksaklıklardan yukarılarda bahsedilmiş. Birbiri ardına gelen planlar kısmına rejide değineceğim.

Reji: Kocaman bir dekupaj problemi var. Çekilen planlar bu planların kesildiği diğer planlar rastgele seçilmiş gibi. Senaryodaki mizansen boşluklarının doldurulamamış olması da büyük dezavantaj ki oyuncular bile sıkıntısını yaşamış bir iki yerde anladığım kadarıyla.. İlk aklıma gelenler bunlar.

Sanat Yön: Otel odası dışında seçilen mekanlar filmi baltalar nitelikte bunu söyleyebilirim.

Görüntü Yön: Hatırladığım kadarıyla bir görüntü yönetmeni yok filmin, görüntüler temiz ancak belki görüntü yönetmeni olsaydı planlar arası tutarlılık daha iyi olurdu.

Oyuncular: Çok güçlük yaşamışlar gibi geldi bana, bilmiyorum bu kısmı ama en azından Senaryo yüzünden çok acı çekmiş olmalılar.

 
Gönderildi : 14/03/2011 6:14 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Çalıntı söylemlerini dikkate almak için bir neden göremiyorum. Hİç konuşmaya değmez.

Fİlm üzerine bir inceleme yazacağım zaman bulduğumda. Ama şimdilik kısaca şunu söyleyebilirim:

Özgür gibi, çocuk yaşta profesyonel işlere imza atabilmiş yeteneğe daha bu yaşta devasa yazım tecrübesine sahip bir senaristin, böyle bir metne imza atmasının nasıl bir açıklaması olur bilemiyorum. Canımdır, kardeşimdir, birlikte çalıştım da, tekrar çalışmak için de resmen can atarım, bir sürü duygusal triplere girmeyeyim ama ah bir haberim olacaktı benim böyle bir senaryoyu yazmış olduğundan, Uğur'a vermiş olduğundan valla çok pis giydirirdim. En zor edebi türde birsürü profesyonel iş yazmış bir adamın böyle klişe, böyle alışılmış bir hikayeyi senaryoya dökmeye ve hatta üzerine asistanı gibi bir adamın çekmesine uygun görmesi, benim için kolay kolay anlaşılmaz bir durum.

Uğur gibi, hala "çocuk" olan bir adamın da 10 dakikada rahatça/gere gere anlatılabilecek bir hikayeyi 26 dakikalık bir süreye yaymak zorunda kaldığı halde sıkmadan anlatabilmesi çocukluktan çıkışının göstergesi. Uğur'un bu filmdeki hatalarının hiçbiri, "acemilikten" değil. En profesyonel adamın da yapabileceği hatalar. BU anlamda Uğur'un artık bir yönetmen olduğunun bileti.

Özetle: Bu proje Özgür'ün çocuklaştığı, Uğur'un yetişkinleştiği bir proje.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 14/03/2011 6:27 pm
(@aydemirse)
Gönderi: 0
 

Allah Allah anlamıyorum ki bu detayı. Neden ve neye sinirlendiğinizi?
Evet o konuşmayı yapan ve o paranın resmini koyan adam neden olmasın. İmkan el vermiyorsa üst açı çekersin, imkan el vermiyorsa oldukça genel çalışırsın, imkan el vermiyorsa adamın yüzünü gösterirsin. Bunları anlarım da para yoktu kağıt gösterdimi çözemedim. Neye asabiyet yaptığınızı da hiç çözemedim 😀

Çok basit bir şey ben diyorum ki bu film bunun fotokopisi ama kenarında fotokopisi çekildikten sonra bir iki şey daha yazılmışı. Ha Özgür bunu atlamış olabilir. Ha hayatında hokkabazı hiç izlememiş olabilir. Ben sadece bu buna aşırı benziyor diyorum ve efendi gibi de en başta soruyorum. Bunu yapan abiler Hokkabazı izledi mi diye. İzledik ama benzerlik yok denilince de fikrimi söylüyorum.

Ha bu ağır geldiyse susalım nedir yani. Silah zoruyla mı yazdırıyorlar. Yazmamak en basiti.

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 14/03/2011 9:41 pm
Sayfa 3 / 7
Paylaş: