gift filmini beğendim. özellikle çocuğun hediyeyi hazırlama kısmı filan güzeldi. ama son kısımda konu toparlanamamış gibiydi. yani kim kendine kargoyla gelen bi kutuyu açmadan çöpe atarki? Bu son kısım filmi bitirmek için düşünülmeden hazırlanmış gibi geldi bana. Onun dışında güzeldi. beğendim filminizi, emeğinize sağlık. Çalışmalarınızın aynı güzellikte devam etmesi dileğiyle..

Ellerinize, emeğinize sağlık. The Gift güzel olmuş. Siyah-beyaza geçişi pek anlamdıramadım. Onun dışında hoş olmuş . Diğer filminizi pek anlayamadım 🙂 Kolay gelsin iyi çalışmalar.

''HaSecret'' bir parodi için hiç fena değil. Finalde senden de vurucu bir komiklik bekledim ama öylece bitiverdi. Kız biraz sırıtıyor. Başlangıç için iyi deneme.

''The Gift''e gelirsek, parelel kurgudaki anlatım, benzeştirmeler çok sağlam. Temiz, güzel çekmişsin. Hoş şaşırtmacalar var. Son renksiz sahnede sadece kutunun renkli olduğunu görüyoruz. Türlü anlamlara gelebilir, bilemiyorum. 4 - 5 kere seyrettim. Filmin daha derinde bir giz barındırıyorsa bilmek isteriz. En azından güçlü ve tek bir anlamı varsa bizimle paylaşabilirsin. Vasat seyirci bu gize ulaşabilmeli, kitleler tarafından anlaşılmak istiyorsan. ''Ama ben daha derinlerde yüzmek isterim'' dersen ona da eyvallah. Güzel bir çalışma olmuş. Devamının gelmesi dileğiyle.

Durdurup durdurup, ileri geri yapıp tekrar seyrettim. Sitenden seyrettiğim için ayrıntılara yoğunlaşamadım. Ama saatin ters ve 5 rakamının olmadığını gördüm. Kız geriye doğru mu yaşıyordu? Neden 5 rakamı yoktu? Tuhaf bir yansıma vardı, bir anlamı var mıydı? D.Lynch gibi yapmalısın belki de: Film seyredilmeden önce maddeler halinde hazırlanmış, film ile ilgili bir reçeteyi okumak. (şaka)

Merhabalar,

Filmine konu olan fikri cok guzel buldum. Kisa filme uygun bir malzeme. Bu fikri filme cekmeye karar vermek bile bence onemli bir olay. Yalniz kadinin paketi hazirlayan adam ile degil de baskasi ile ciktigini biraz daha filmin sonlarina saklamak daha mi etkileyici olurdu sanki? Bir de bayan oyuncu daha iyi oynayabilse ve kutuyu bakmadan cope atma fikri daha guzel yedirilse idi seyirciye, filmin beni daha fazla etkileyecekti. Kutuyu bodoslama cope atma sahnesi filmin geneline hakim olan incelik ve zarafetten yoksun.

Renkli paket nuansi da hos olmus. Kadinin siyah beyaz hayatina, acsa idi belki bir renk/heyecan katacak o paket griliklerin dibinde kayboldu. Ama tabii kizlari herzaman arabasi olan adamlar kapmadi mi zaten anasini satayim 🙂

Umarim daha iyilere dogru yelken acarsin,

Az önce Hasecret ı izledim, secret mevzusunun ilk çıktığı andan itibaren yalan dolandan ibaret olduğunu düşünen biri için izlemesi gayet keyifliydi, Özellikle de kantindeki kola sahnesi yüzümde büyük bi tebessüm yarattı. Eğlenceli bişey çıkmış ortaya, tebrik ediyorum, emeğinize sağlık.

Gift i bilahare izliyip yorumluycam, zira şu an pek kafam kaldırcak gibi durmuyo (:

the gift filmini begendim.vermek istediğin mesajı vermişsin. Ama insan sebep de sebep diyo kendi kendine yani bu konuda hegel e katılıyorum. film biraz daha uzun tutulup flashback lerle kızın hediyeyi açadan çöpe atma sebebi de belirtilebilirdi bence. Çünkü bi hatuna kargoyla bi hediye yollanırsa nefret ettiği birinin yolladığı bi paket bile olsa açar:) Hatun milleti işte hehe:) Yani onlar pek biz erkekler gibi düşünüp,paketi direk çöpe atmazlar gibi geliyo bana. illlaki bakarlar. Ama dediğim gibi beğendim.en son planı begendim ozellikle.

the gift filmini begendim.vermek istediğin mesajı vermişsin. Ama insan sebep de sebep diyo kendi kendine yani bu konuda hegel e katılıyorum. film biraz daha uzun tutulup flashback lerle kızın hediyeyi açadan çöpe atma sebebi de belirtilebilirdi bence. Çünkü bi hatuna kargoyla bi hediye yollanırsa nefret ettiği birinin yolladığı bi paket bile olsa açar:) Hatun milleti işte hehe:) Yani onlar pek biz erkekler gibi düşünüp,paketi direk çöpe atmazlar gibi geliyo bana. illlaki bakarlar. Ama dediğim gibi beğendim.en son planı begendim ozellikle. Öbür film hakkında konuşmak bile istemiyorum abi:) hay allah bu secret belasını bize kaktıran adamı diri diri yaksın inşallah:)

Ben Ayberk'te kaldığım gün kendisine zaten bu çalışmaları uzun uzun yorumlamıştım ama buradan da paylaşmamı istedi.

Öncelikle hakkında fazla bir şey söyleyemecek olduğum HaSecret ile başlamak istiyorum. Parodi olarak beni açamadı. The Secret filmine göndermeler olduğunu öğrendim o parodinin, The Secret filmini izlemediğim için ne kadar iyi göndermeler olduğu hakkında bir fikrim yok ama temelde, çalışmanın içinde barındırdığı espriler bana bayat geldi. Keyif alamadım o yüzden de. Ayrıca green screen kullanılan yerlerde özensiz bir çalışma olmuş, rahatsız edici duruyor. Bunun da yanıtı yeterli derecede ışık kullanamamakmış. Normal şartlar altında, edindiğim tecrübeler doğrultusunda artık imkansızlık bahanesine sığınılmasını kaldıramıyorum ama tabi bu bir ödev projesi olduğu ve yetişmesi gereken bir zaman olduğunu düşününce Ayberk'i anlayabiliyorum. Neyse, kısacası HaSecret bana hiçbir şey katamadı, üzgünüm.

Gelelim The Gift'e... The Gift özellikle, içinde barındırdığı hikayenin birkaç farklı şekilde yorumlanmasını sağlayacak kurgusu nedeniyle hoşuma gitti. Ayrıca filmin kısa tutulmuş olması da film için bir artı bence. Son plandaki silüet çalışmasına ise bayıldım, filmin en profesyonel kadrajına sahip bence o plan. Kadrajlara genel olarak değinecek olursam özellikle kızın evden çıkma sahnesindeki kadrajlar beni çok rahatsız etti. Diğer kadrajlarda öyle çok rahatsız eden noktalar olmadı genelde. Bu da bir ödev projesi için başarılı bir durum bence.

Filmin siyah beyaza dönüşü ilk başta beni de rahatsız etmişti ama sonra neden yapıldığını düşününce daha bir mantıklı geldi. Ancak, siyah beyaz yerine filme genel bir ton koyup, flashbacklere daha farklı bir ton koysaymışsın daha bir iyi olurmuş gibime geliyor. Aynı siyah beyaz durumu kendi filmimde kullanmıştım zamanında ama benimki görüntülerin ışıklarındaki yetersizliktendi. Siyah beyaz ayrı bir olay sinema için ve bence öyle de kalmalı, burası yeri değilmiş kısacası.

Filmin hikayesi gerçek bir olaydan alınmış, nitekim filme yansıtılırken dram unsurları artırılabilmek için biraz değiştirilmiş. Senaryoyla ilgili en çok takıldığım nokta, kızın o kutuyu açmadan çöpe atmasıydı. Bundan, Ayberk'inde farkında olduğunu düşünüyorum.

Oyunculuklara baktığımızda, oyunculuk anlamında zaten kızın oyunculuğunu değerlendirebileceğimizi düşünüyorum sadece. O da ne yazık ki bence başarılı olamamış. İzlerken, sanki her an gülecekmiş ifadesini barındırıyor yüzünde.

Kamera arkasıyla ilgili sohbetimizde, özellikle kutunun yapım aşamasındaki uğraşlardan gerçekten etkilendim. İyi uğraşmışsınız. Kutunun hikayesini senin paylaşmak isteyebileceğini düşünüp sadece olay hakkındaki yorumumu belirtip bırakıyorum :).

Lafı toplarsak, kızın kutuyu açmadan çöpe atması dışında hikaye anlatımı başarılı bence. O kutuyu çöpe atması kız milletinin doğasına aykırı bir kere :). Ödev projesi olmayan, yetiştirme stresi olmadan gerçekleştirdiğin projeleri görmek isterim en kısa zamanda.

Kolay gelsin.
Saygılarımla

The Gift:

Tamamiyle kişisel görüşlerim. Bilgimle sınırlıdır:

Sadece hikaye anlatmaya yönelik boş kadrajlar. Son kadraj hariç filmin bütünü için anlamı olmayan öylesine seçildiği belli olan kadrajlar ve ışık kullanımı.

Bir sahneyi çekmek için kamerayı koyabileceğiniz sonsuz yer vardır. Işık tercihiniz dur görüntü düzgün çıksının ötesindedir. Işık teknik nedenlerden kötü olabilir bu aşılabilecek bir sorundur. Ama hiç kullanılmamışsa, hikayenin içinde varlığı hissedilmiyorsa bir sorun vardır. Yani kamerayı nereye koyacağınız, sahneyi nasıl aydınlatacağınız sizin sinematografik duruşunuzu belli eden en önemli öğelerdendir. (Ben filmde bu öğeleri aradım hiçbirini bulamadım.)

Sinema tarihine geçmiş yönetmenler neden çok az kesme kullanır? Neden planları genelde sabittir? Çünkü dertlerini anlatacak kadrajı özenle seçerler. O kadraj çerçevelemesiyle, ışığıyla her şeyiyle dopdoludur.

Sondaki "harika kadrajı" düşünürsek ne demek istediğim anlaşılacak. Karakter karanlıkta, dışarısı aydınlık. Kamera karakterin uzağında bir yalıtılmışlık hissi. Bu kadar güzel bir sıkıntı anlatımı olamaz. Tebrik ederim. Demek ki cevher var.

Fakat tekrar söylüyorum ses, ışık, kadraj gibi sinematografik öğelere dikkat edilirse yukarıdaki sorular anlam kazanır.

Zaten yukarıdaki sorular da hikayeyle alakalı sorular. Bir tane bile kamera neden orada diye bir soru yok. Bir tane ışık kullanımıyla ilgili soru yok. Ses kullanımıyla ilgili soru yok.
Yani sinematografiyi oluşturan öğelerin neredeyse tamamı dışarıda bırakılmış.
Bunlar önemsenmiyor mu acaba?

Abi bunu yapmayalım ya ilk kısa film ilk şeysim ilk şuysum çektiysen ve yayınlıyorsan ilk kısa filmim demeyeceksin yani yaptına kendin küfrediyorsun anlamına geliyor.

Kadrajlar doğru. Çerçeveleme yanlışı gözüme çarpmadı. Sadece hikayenin anlatımına katkısı olmayan kadrajlar demek istedim.

Son kadrajlar ile diğer kadrajlar arasındaki fark üzerinden düşünmek lazım.

Tecrübe kavramı değil ben de ilk filmimi çektim rezalet! ama bahane uydurmak la kendini ne kadar geliştircen ki . Bak şu şöle bu böyle diye gitmez bu iş. çektiysen öyle kabullencen biraz daha ışık olsaydı hmm bi 35mm de iyi giderdi gibi değil. Fikrimce bu durum.

Abi bide şöle bi durum var kendini kral zannedip iş yapanlara saygı duymayanlarda var benim sözüm odur asıl. hani daha iyisini yapmadan filme atıp tutmak gibi. Belki de fazla usta çırak ilişkisi düşünüyorum ....