Teşekkürler Bahadır yorumun için . Ben de mercekle çektim yani kamera düzeneği öyle ; kastemek istediğin eğer açıysa, benim burda bu açıları kullanmamın nedeni birçok insanın bu insanlara bakış açısını yansıtmaktır. Bana göre benim hikayem iki farklı şekilde çekilebilirdi. Bir görme engelli adamın dünyasından ikinciside benim düşüncem gibi sabit plandan . Ben ikinci durumu tercih ettim sanırım meramımı anlatamadım . 🙂 Tayyeap sloganı gibi durmak yola devam 😀 ama yola her daim devam gelişerek, geliştirerek.

Sevgili beran,
"güm yapım" olarak ilgiyle takip ettiğimiz insanlardansın.onceki filminle bu filmini kıyasladıgımızda sendeki gelismeyi daha net gorebiliyoruz.
Tebrik ederiz efenm.

Sevgili beran,
"güm yapım" olarak ilgiyle takip ettiğimiz insanlardansın.onceki filminle bu filmini kıyasladıgımızda sendeki gelismeyi daha net gorebiliyoruz.
Tebrik ederiz efenm.

Çok teşekkür ederim abicim . Pek yakında daha iyisinide görmenizi umut edeceğim. 🙂

Bence film iyi.Evet başı uzun olmuş belki sonu anlamsızdır ama sendeki gelişme fark ediliyor.Eleşitirirken eldeki malzemeye göre eleştirebilirim ya da senin imkanların doğrultusunda ,daha iyisi olur muydu olurdu, zaten demişsin teknik sorunları ve bazı problemleri.Yani elindekilere göre iyi bir iş bu.Ve sendeki gelişme fark ediliyor ama filmin ismi "Koku" olmalıydı. 🙂

Hmm. Farklı birşey daha 🙂 Koku değilde " La Parfüme" olaydı. 😀 😀 Bunu çok uzun düşündüm olsa mı olmasa mı diye... ki yapılmış bir filmin ismini koymak biraz özentilik olur. Direk birşey söylenirdi eksi olarak. 673 -- Son Durak benzetmesi gibi bişii olması benim ekstra canımı sıkar. Burdaki " His " 3. " His"simiz olan koklama olayı. 🙂

Yok olsada alışkınım kızgınlık veya tepkiye. Anlamaman doğal çünkü film finalsiz bitiyor. Aklına ne gelirse yani. Bir de benim senin sinematografi anlayışına hitap etmemem ya da benim senaryoyu film yapamamam olabilir. Eğer senlik bir sorun varsa anlamamanın sebebi olarak yazabilirsin . Ben de cevap verebiliri.

Neden anlamadın Erkan? Hadi ver cevabını da tatmin edelim seni :).
-yine tepkisel bir mesaj değildir-

finalsiz biten filmler izledim daha önce ama anladığım şeyler vardı.neyse konu bu değil...

-anlamadığım şey asıl ortam seslerini içimize çekmek istediğimiz ilk sahnenin neden sıradan bir güne başlama müziğiyle verildiği..film her zaman müziğe gerek duyar mı?..burda müzik neyi anlatıyor sence? anlatıma ne katıyor; ya da neyi destekliyor?

-yine aynı sahnede neredeyse hiç ayrıntı çekimi olmayışını anlamadım..filmin ismi "his" ama bize hissiyatı verecek yakın plan yok?yani ben adamın hissettiğini hissedemedim...

-yine aynı sahnede hazırlanma sürecinin neden çok uzun sürdüğünü anlamadım..uzun tutulması gerekmeyen bie yerde uzun tutulduğu zaman uzun film in başlangıcı sanıyoruz...

-yine aynı sahnede kızın hareketleri çok yapay..gereğinden fazla büyük oynuyor belki bir umarsızlıkla karışık ilgi oluşturmak istedin ama farketmedin mi kızın hareketlerinin yapaylığını? neden müdahele etmedin?anlamadım

-polis karakterinin neden her zaman ters iten kakan bir metafor olarak kullanıldığını anlamadım...burda çok gerekli mi acaba böyle bir tavır?

-bu sahnede de ortam seslerini o uğultuyu ya da sessizliği duymak istedim...neden sadece pandomim müziği dinlediğimizi anlamadım?

-neden asıl mağdur olan gözleri görmeyen adamı getirmediklerini anlamadım..bu bir seçim mi, film anlatımına katkı olsun diye? yoksa ona başta güvenmiyorlarda onun için mi sonra neden güveniyorlar o zaman? onu da anlamadım...

-son vurucu değil...açıkçası bu filmle ne yapmak istediğini ne anlatmak istediğini anlayamadım...

kusura bakma bunlar benim düşüncem...seni rencide ettiyse özür dilerim...başarılar diliyorum....

Sonunda fırsat bulup yorumluyorum, başta herkesin takıldığı gibi hazırlanış sahnesi insanı filmde tutan en önemli kısım yani baş kısmında oldukça sıkıyor, ha insan belkiyor "acaba bu kadar hazırlandı birşey mi olacak" evet oluyor, ama baş kısmının kurguda hızlandırılması izleyiciye bazı yemleri kendinin kapmasına fırsat tanıyacağına inanıyorum.Görüntü olarak özensiz bir film değil tecrübesiz bir film tamamen, öncesinde yakın filmler, benzer tatta filmler izleyebilirdin, bunları not alıp kamera kullanımı, hikaye anlatımını not alıp kendi filmine uygulayabilirdin.Ama sağlık olsun.Yani kafamızda şöyle bir orantılama yaparsak; başlangıç 5x, gelişme 2x, sonuç 3x olarak dağılmış sanki.Gelişme kısmı vasat burda da izleyici hikayeyi kaçırmakta, genelinin geniş açılardan verilişi detayları kaybettiriyor izlerken.Örneğin parfümün sıkışını, adamın yanlış kutuyu aldığını anladığını zar zor seçiyoruz belki de başta yanlış şişeyi aldığında anlıyoruz, ordan çıkartıyoruz.Sonuç kısmında bıyıklı abimizin:) oyunu çok daha uzun asıl karakterden, asıl karakterde baskın çıkmak için K9 köpek gibi milleti koklamaya başlıyor, burda film iyice dibe düşüyor, detay çekimlerinin eksikliğinden kaynaklı olarak hem naptığını anlamıyoruz hem de sapıkça bir hava yaratıyor filmde bize.Ama örnek bir sahne oluştursaydık, adamın yüz detaylı farklı suçlu eşgallerini verdikten sonra burnuna o kokunun gelmesini, yüz detayı, mimikler ve müziğin değişimi ile rahatça verebilirdin, sağlık olsun.Bu türlü hem anlatım olarak hem görüntü olarak çoğu kişiyi tatmin edeceğini sanmam.

Sesler olarak pek birşey yok zaten ondan fazla takılmıyorum bu konuya.Müzik seçimi iyi olmuş yerinde belki biraz da ortam sesleri ile dengelenebilirdi.Oyunculuk olarak araştırma ve prova yapılmamış gibi geldi, "bir kör nasıl oynanır"dan eser yok çünkü, eliyle koymuş gibi bulduğu -çünkü gördüğü- dolabın içindeki, saat, kravat,para vs.. direk kör göze parmak olarak izliyoruz:D Oysa biraz daha arama hareketleri ile hem kör olduğunu daha samimi dilde belli ederdin hem de STV dizifilm anlayışını kırardın böylelikle..Akabinde bu kötü oyunculuk koklarken de mevcut.

Realist olarak düşünürsek, zanlıları koklayan bir tanığı polis buyur kokla olarak oraya almaz, belki o sekans üstünde dediğim gibi dağılım yüksek olsaydı oraya koklama eylemini gerçekleştirmeden polisin "abi napıyorsun, kafan mı güzel" ifadeli bir bakışı bile eklenebilir, kuvvetlendirebilirdi olayı orada.Evet filmin bir sonu var, suçlarıları yakalıyor koklayarak, bir sonu yok demek filmin görüntüleri kötü kısa film nede olsa diyip izlemekten geçiyor çünkü, Ha evet ben de çoğu filmi öyle izliyorum, hatta izlemiyorum..Burda açıkca söylemek gerekirse güzel bir senaryoyu senaryo olarak okuduğum için ben sonuna kadar izledim, ama genel bir izleyici baş kısmındaki uzun planlardan sıkılıp kapatmaya bakacağını söyleyebilirim rahatça.Ondan bence kısa film yaparken "reklam filmi" kriterlerini göz önünde bulundurarak çalış derim.Eğer kendini ve hikayeni, oyuncularını "evet sizi filmde tutucaz" olarak hissetmiyorsan, hızlı kurgu ile hem hikayeyi güzel anlatırsın, hem izleyiciyi sıkılmadan tutabilirsin.İnişleri çıkışları, çözülümleri, başlangıç ve bitişleri ona göre yaparsan akılda kalıcı, zeki filmler olacağına inanıyorum.Neyse Beran, eline sağlık ama senden daha iyisini bekliyordum diyeceğim..

Bir sonrakinde görüşmek üzre:)

İlk öncelikle Beranı bu yaşında ve öss maratonun en bunaltıcı zamanında bu kadar kişiyi toplayıp organize edebilmesinden dolayı ayrı bir tebrik ediyorum. Film için bayağı uğraştığı sürekli çalıştığına birebir tanık oldum.
Filme gelirsem. Filmde dış mekan çekimleri çok iyi (biraz uzak olsa da), senaryo tam kısalık, oyuncu seçimleri çok doğru, teknik yanlış kullanılsada bir şeylerin farkındalığı var gibi.
Geleyim filmdeki en büyük yanlışa. Filmin adının ve ana temasının His olması, bir görme özürlünün ne kadar kuvvetli hisleri olduğunu anlatan bir film olması ama filmin en başında ana karakterin birden hislerini kaybedip cam şişe ile teneke şişeyi birbirne karıştırıp evden çıkması. Oysaki genişlikleride farklı. Bu benim gördüğüm en büyük eksik onun dışında gözüme batan bir şey daha filmde kullanılan font seçimi hoş olmamış.
Bunların dışında söylenen söylenmiş sanırım. Ben senden çok iyi işler bekliyorum Beran. Her işinde kendini geliştiriyorsun. Bir dahaki filmde görüşmek üzre. Her nerede yaşanılıyor ve yaşatılıyorsa.

enjeksiyon : Bu kadar gerilmene gerek yok senden de öğreneceğim çok şey var. Teşekkür ederim hasaslığın için. Gelelim filme;
İlk sorun olarak müzik sanırım. Müziği duyguları anlatmak için kullandım. Özgün müzik olmaması bu durumu fazlasıyla bozdu. Film tabikide müziğe ihtiyaç duymamalı çok amatörce oldu bu yaptığım olay. Aslında bir fikrim de şudur ortam seslerini rahatsız edici bir şekilde kullanmaktı sonradan vazgeçtim.
Adamın ne hissetiğini benim açımdan olduğu için böyle bir durum oldu . Hani ne kadar hissediyoruz görme engelli insanları? Ve bu sahnenin uzun olması filmden birazcık sıkıcı ve izlenmez hale soktuğunun farkındayım.Kızın büyük oynaması absürdlük oluşturmak istememden oldu. Güvenlik görevlisinin tavrını ben hep böyle gördüm açıkcası bir tepkidir benim için bu sahne. Ayrıca pandomim müziği değildi. Pandomimci neden kullanıldığını da az çok anlamışsındır.Görme engelli insandan teşhis beklemek saçma olur. İlk başta görgü tanıklarıyla teşhis bekleniyor. Adama nasıl güvenebilirler ?
Yorumlarınla pişmeme katkı sağladığın için teşekkürler ederim eksik olma 🙂

Hepatitb: Abicim sağolasın öncelikle. Görme engelli oyuncu abimiz gerçektende görme engellidir kendisini oynadı . Hatta oda karıştırma olayını feci telaşlı olacağını söylemişti. Açıların yetersiz olduğunu çok iyi kavradım. Reklam filmi olayını ciddiye alıp deneme yaparak kısa sürede birşey anlatacağımı umuyorum tekrar teşekkürler..

Kaydıraklıyılan: Teşşekürler firar abi başını çok ağrıttığım için de filmi yorumladığın içinde. Cidden işimiz zor öss, öss,öss bizi pasifleştiren ve kafamızı bulandıran bir sistem . Tabi buda bir bahane değil bu film için 🙂 Umarım daha iyilerini izlettireceğim .

teşekkürler gayet güzel bir film olmuş. ilk baştaki hazırlanış evet biraz uzun gibi ama çok da rahatsız edici değil kendini izletiyor açıkçası. filmin içindeki pandomim de bence filme ayrı bir hava katmış çok hoşuma gitti. eleştiri değil ama filmin son sahnesinde dekora biraz daha özenilebilirdi. çok göze batan bir ayrıntı değil ama en azından en sağdaki oyuncu dekora biraz yüklenmiş ve bir sallanma olmuş.ama çok büyük bir sorun değil bence.
tüm ekibin ve öncelikle yönetmenin eline sağlık. durmak yok... başarılar

Teşekkürler dostum. Sığımadı süpheli arkadaşlar 😀

Teşekkürler dostum. Sığımadı süpheli arkadaşlar 😀
oluyor böyle şeyler. işin tadı tuzu burada aslında 😀

Kesinlikle pek yakında set arkası ve hataları paylaşacağım. O zaman görün olayları 😀

Film bana ortada bitmiş gibi geldi. Yani ne güzel ilerliyoduk pat diye bitti ben arada kaldım. Bir de ilk 2 planda atlamalı kurguya başlayıp sonraki planlarda bunu yapmayıp uzun uzun (ve ne yazık ki sıkıcı bir şekilde) adamın hazırlanışı neden seyrettik, o aniden kadraja giren eleman kimdi neydi hiç anlayamadım.

Dediğim gibi film hoş akıyordu ama bir anda bitti. Konu bir yerde bağlandı ama ben (ve kız arkadaşım (o da öyle hissetmiş)) havada kaldım..

Ama yaşı başı düşününce, daha iyileri gelecek.

Başarılar şimdiden.

Bir de filmde Annihilator duyunca garip oldum :). Film müziği için pek tercih edilen bir grup değil :).

Ben sonulu filmler yapmayı düşlüyorum artık 😀 Eylem teşekkürler yorumun için . Annihilator güzel müzikleri var bence tercih edilmeli.Malmsteen de kullanılabilir . Ki 2.Sahne de kullandım . 🙂