"Fasülye Tarlası" isimli filmimiz :
[vimeo] http://www.vimeo.com/6689902 [/vimeo]
Çok şahane anlar ve dialoglar yakalayabildiğini biliyoruz, görüyoruz.
Bu da öyle olmuş. Ses biraz düşüktü sanırım.
Çalışmalarını merakla bekliyorum.
pek anlamam ama,
ışık yetersiz değil mi ?
cep telefonu sahnesi gereksiz değil mi ? çünkü ışık dağılıyor görüntü net değil. izleyen neden ordan görmeye çalışsın? daha net yakalamak varken ?
mesela kağıt kalem ile olsa hesap daha görsel ve net olmaz mı ?
sadece merakımdan ve bende çekeceğim için soruyorum.
eleştiri olarak almayın sadece bana göre "böyle mi olsaydı acaba" dediğim noktaları soruyorum, öğrenmek için 🙂
bende beğendim ama.
emek sarfedilen herşey güzeldir.
hasta la victoria siempre
pek anlamam ama,
ışık yetersiz değil mi ?
cep telefonu sahnesi gereksiz değil mi ? çünkü ışık dağılıyor görüntü net değil. izleyen neden ordan görmeye çalışsın? daha net yakalamak varken ?
mesela kağıt kalem ile olsa hesap daha görsel ve net olmaz mı ?
sadece merakımdan ve bende çekeceğim için soruyorum.
eleştiri olarak almayın sadece bana göre "böyle mi olsaydı acaba" dediğim noktaları soruyorum, öğrenmek için 🙂
bende beğendim ama.
emek sarfedilen herşey güzeldir.
Kezzap, abap yorumlar için teşekkürler.
Işık yetersiz, evet. Hatta ışık işi çok zor (bizim için) olduğu için hep dışarılarda birşeyler yapmaya çalışıyoruz fakat, dün hava bir açtı bir kapadı tüm sahnelerin ışıkları farklı oldu. Birinde bulutlu karanlık, diğerinde yüzüne güneş vuruyor.
Cep telefonu sahnesi gereksiz değil bence, oynayan arkadaş normal hayatında da hesapları cep telefonuyla yapıyor, kalem kağıtla değil. Ama okunmada problem var ise aslında doğru bir ışıkla okunması sağlanabilirmiş demekki.
Yorumların için teşekkürler, sen de film çekecek isen bu filmdeki bahsettiğin problemleri kendi projende yaşamamak için ışık kullanman gerkiyor.
Burada ışığı yansıtmak için beyaz strafor veya aliminyum köpük kullanmışmıydın ? benimde tek sorunum ışık şu aralar.
Burada ışığı yansıtmak için beyaz strafor veya aliminyum köpük kullanmışmıydın ? benimde tek sorunum ışık şu aralar.
Hayır kullanmadım. Kullansam iyi olurmuş aslında.
Strafor pek bir işe yaramazdı açıkcası böyle bir sahnede. Belki yüzüne direkt güneş alan az konuşan arkadaşa tutulabilirdi de yani çok da gerekli değil.
Telefon olayına katılmıyorum. Zaten yazdığı her şeyi de söylediğinden rahatlıkla okuyabiliyorduk yazılanları.
Benim asıl sorunum filmi anlamamış olmam. Anlayan biri bana açıklarsa sevinirim (sen değil tmmchn, izleyenler ne anladı onu merak ediyorum).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Hd vimeoları doğru dürüst seyredemiyorum. Celeron ve komşunun wireless yüzünden herhalde. Youtube tarzı yerlere de atılsa ayrıca.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Bence filmin genel bir söylemi yok.
tmmchn şu ana kadarki filmlerinde görmüş olduğumuz karakter odaklı bazı anlara odaklanan bir film.
Burada da iki zıt özellikteki karakteri çarpıştırdığı bir dialog izliyoruz.
Uzun metraj ya da bir olay örgüsü olan bir kısa metraj filmin içinde daha anlamlı olabilecek dialoglar.
Biri başkasını önemseyerek ona hayatına dair bir takım önerilerde bulunan iyi niyetli bir insan, diğeri ise karşısındaki insanın konuşmalarını bile önemsemeyen yüzeysel bir insan.
Film bu iki karakterin kişiliklerini bir dilaog üzerinden bize veriyor. (tmmchn, daha önceki filmlerinden de biliyorum, bunu çok iyi yapıyor bence.)
Daha çok bir filmin parçası gibi ama bence, o nedenle havada kalıyor.
Benim anladığım buydu.
Daha çok bir filmin parçası gibi ama bence, o nedenle havada kalıyor.
Aynen böyle birader bence de. Sorunu da bu sanırım (teknik kısmı saymadım).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Tmmchn filmleri resmen enerjimi alıyor 🙂 Hayattan soğuyorum. Filmi izledikten sonra kolum kalkmıyor. Resmen ameliyat öncesi izletip rahatca apandist ameliyatı falan yapabilirsin hastaya. Bunları söyledim ama şunu da ekleyeyim nasıl bişeyin içinde olduğumu anlayın. Filmi kapatamıyorum. Adam süper anlatıyor. Konuda giderek ilginçleşiyor. Filmi kesinlikle izlemeden edemiyorum. Abinin ses tonundan mı cümle kurma melodisinden midir nedir bilmiyorum ama resmen uyuşuyorum sonra 🙂
o konuşan arkadaş bence radyocu olmalı. sesi tam radyoluk.
Abinin stili bu ve çok sağlamda ilerliyor. Tek planda izleriz diye umuyordum ama açılarda değişme başladığına göre artık yavaş yavaş farklı tarzlara kayacağını düşünüyorum, umut ediyorum. Yani bu ses hatta SES insanı farklı etkiliyor. Bende bir tek beni mi böyle etkiliyor diyordum 🙂
Ayrıca bildiğim kadarıyla da radyocu değil bir sayısalcı, belki çokta yanılıyor olabilirim ama Fatihc ile muhabbetimizden Boğaziçi'nden mezun bir abi olduğunu hatırlar gibiyim.
Tunes of the City
İlk bakışta filmden hiç bir şey anlamadım.Kezzap'ın yorumunu okuyunca filmin anlamı daha bir şekillendi.
Adam habire tarladan fasulyeden bahsediyor.Bu belki,benim dünyada en son ilgimi çekebilecek bir konu.Ama kapatamıyorum işte.İlginç bir şekilde diyaloğun devamını merak ediyorum.Bu kadar uzun sürelerde değişmeyen planlara rağmen izlemeye devam ediyorum.Adamın cep telefonu ile hesap yaptığı sahne iyi olmuş.Hesabı seven,sayılarla yaşayan bir insan olduğunu daha iyi anlıyoruz.En sonunda kırmızı sweet-shirtlü adam duygularıma tercüman oluyor.Kendimi bir anda o adamın yerinde buluveriyorum.İlginç bir yapım olmuş.Hoşuma gitti.Renkler ve görüntü iyi görünüyor.Bir film izlediğim hissini veriyor.Ayrıca bu kadar uzun bir diyaloğun(daha doğrusu monoloğun,garibim habire kendi anlatıyor kendi dinliyor) bu kadar naturel bir tonda kaydedilmesi çok güzel olmuş.O abinin ses tonu gerçekten kulağa çok hoş geliyor.İnsanın sürekli dinleyesi geliyor.Çok samimi bir ses melodisi var.Müşfik Kenteri andırdı bana.Elinize sağlık.
"Ses tonu" konusunda yalnız olmadığınızı belirtmek istiyorum öncelikle 🙂
İki kişi ile üç farklı bakış açısı anlatılmaya çalışılmış bu filmde.. Geleneklerine bağlı olan, yenilikçi olan ve amaaan kim ne olursa olsun benim umrumda değil olan birileri bunlar.. Birileri üretir bir şekilde emek harcar ama eksikleri vardır, birileri üretemez ama fikirleri vardır, birileri de sadece nasiplenme kısmında kalır hayatta, herhangi bir noktasından tutmaz işin.. Hatice ile ilgilenmeyen neticeciler.. Ben köyde böyle konuşmalara çok şahit oldum.. Okumuş, mühendis olmuş kişiler laf anlatamazdı eski topraklara.. Laf dinleyenlerin de bir kısmı hüsrana uğrayınca "Aha işte gördün mü, sana uyduk yine üçün birini aldık.." derlerdi.. Herkes bildiğini okurdu yine.. Burda da buna benzer bir şey izledim az önce..
Işık konusunda belki biraz daha seçici olabilirdiniz, başka bir masa olablirdi mesela ve ses gerçekten kısıktı sanırım.. Ben zaten ses konusunda sorun yaşıyorum laptopda kulaklık takmadan anlayamadım.. Diğer filmlerde olduğu gibi bu da birden bire başlayan, olaya giren bir film olmuş.. Tarz olarak bunu seçmişsiniz sanırım..
Emeğinize sağlık diyorum ve çalışmalarınızın devamını diliyorum...
Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.