[vimeo] http://www.vimeo.com/8297460 [/vimeo]
Şifresi: Filmfabrikasi
22dk (biraz uzun evet 🙂 )
Yapımda ve yayında emeği geçen tüm Film Fabrikası ailesine teşekkürler.
22dk (biraz uzun evet 🙂 ) dışında bence güzel olmuş.bu türler arasında en kalitelileri zaten sen yapıyorusun bu da temiz olmuş,müzikler çok başarılı,akın'ın karakteri çok az gözükmesine rağmen ben 4 karakter arasında en iyisiydi,tecavüz sahnesi biraz uzun olmuş bir de özgürün evden çıkıcağını söylerken adamın tepkilerinin efektleri bence hoş durmamış gerisi gayet güzel ve temizdi.
i've been twelve forever
Fenk yu Alice (aksan yaptım hehe) Keşke Gösterime de geleydin.
firarla geldik ama hepiniz gitmiştiniz 🙂
i've been twelve forever
Sifre "filmfabrikasi" olacak galiba. "Filmfabrikasi" calismadi cunku.
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
Amacina ulaşan bir film yine Özgür'den. Artık belli bir tarzının olduğunu söyleyebilliriz rahatça. Bu da diğer filmlerin için sana bir yol açacaktır diye düşünüyorum. Belirlenmiş bir tarzın üzerine koymak, bir tarz aramaktan daha kolaydır. Yolun zor kısmını geçtin. Bir sonraki işini merakla bekliyorum.
Güzel film olmuş. Zaten seti daha önceden görmüştük. Ordan da profesyonele yakın bir set oldugu belliydi. Anlasılan verilen emeğin karşılığı alınmış. Ben izlerken eğlendim.Elinze sağlık...
Özgür'ün bir derdi var. Bu her şeyin en tepesine konulması gereken şeylerden biri. İki Ekmek Bir Yoga'yla netleşen bir şey bu.
Bu filme de yansımış bu. Basit bir parodiden daha fazlasına ulaşabilen bir şeyler sezinliyoruz.
Bu filmde temel meselesini iyi bir yerlere bağlayan, yani sonu bence gayet güzel olan (aynı iki ekmek bir yoga'daki gibi) bir film bu. Şimdi filmlerin sonlarını genelde filmin herhangi bir parçası gibi düşünmeye yönelik çok hakim bir eğilim var. "Yani filmin sonunu sevmedim, ama film güzel" düşüncesi içinde bir olabilirlik barındırıyor olmasına rağmen, genelde sorunlu, çünkü özellikle
temele aldığı meseleyi filmin sonunda dillendiren, ve filmin önceki kısımlarının bu son üzerinden birtakım referanslarla izlenilmesi gereken filmlerde "son" oldukça önem kazanıyor. Bu filmin de tam böyle bir ağırlıkta, kuvvetli bir "son"u, yani bir son sözü var.
Şimdi bu tarz filmlerde, az önce söylediğime de paralel olarak, filmi sonundan aldığımız referansla tekrardan gözden geçirirsek eğer, bu filmin en olumsuz yerine geleceğim. Yani filmin başının ve de ortalarının sonunun ağırlığını kaldıracak ölçüde, düzenli, yoğun ve de anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Bunun en temel sebebi ise, Onur'un çizdiği karakterin temel sorunsalının çok "klişe" çizgilerle ifade edilmiş olması meselesi. (Burada Onur kötü oynamış demiyorum, karakterin "eşcinselliği" ile ilgili kısmı çok basit çizilmiş yazılırken.) Oysa karakterin yapısı çok daha ilginç bir çerçeveye çekilebilirdi. Bu haliyle bu kısımların filmi parodileştiren de bir havası var.
Sonunda benim temel olarak bu mevzuya bakışım (Özgür böyle düşünmüş olmak zorunda değil, o bize ilginç bir durum veriyor sadece) şu şekilde:
Suç ve vicdan kavramlarının çok toplumsal bir yanı vardır. İşlenilen suç başkaları tarafından bilinmiyor olduğu taktirde, vicdan devreden çıkabilir bir şeydir.
Şimdi böyle müthiş bir noktaya, harika temas etmiş bir sona sahipsek, "eşcinselliğin" suç olarak algılandığı bir toplumda, "eşcinselliği kimse tarafından bilinmiyor" olması meselesine vurgunun çok daha kuvvetli yapılıyor olmasını beklerdim. Fakat bunu bulamadım. Bu haliyle de eğlenceli, güldüren, iyi oyunculuklara fakat eksik bir senaryoya sahip bir film diyebilirim.
Teknik yorumları diğer arkadaşlar daha iyi yapacaklardır, hiç o konulara girmedim.
Ama teknik açıdan en iyi filmin de diyebilirim.
Şahane olmuş.Heyecanla izledim.Ayrıntılar çok güzel.Elinize sağlık.
Baştan sona, gerek oyunculukları ile, gerek hikayesi ile, gerek teknik işçiliği ile çok iyi bir film olmuş Ev sahibim. Çok keyifle izledim. Bir iki kusuru yok değil ama görmezden gelinebiliyor. Ve Özgür Bakar bu filmde aldığı startla (Bence en iyi filmi, bu kesin) yavaş yavaş Woody Allen sularından Coen Kardeşler sularına kayacak gibi geliyor bana. Şahsen itirazım olmaz. 🙂
Tüm ekibi tebrik ediyorum.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Şöyle bir kamera arkası eki de var, bol miktarda spoiler içerdiğinden koymamıştım önceden. Bunun şifresi de evsahibesi
http://www.vimeo.com/7915095 " onclick="window.open(this.href);return false;
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Özgür Bakar bu filmde aldığı startla (Bence en iyi filmi, bu kesin) yavaş yavaş Woody Allen sularından Coen Kardeşler sularına kayacak gibi geliyor bana. Şahsen itirazım olmaz. 🙂
Şimdi bu alıntıya sadece "+1" yazarsam yöneticiler bana ceza keser.
Görkem'e katıldığımı ve ifadesinin beni ziyadesiyle heyecanlandırdığını söylemekle yetineyim.
bu yaşlı gezegen üzeyinde hangi oyuncu (ustası yamağı taifesi v.s. hepsi işte) bir Coen filminde oynamak, ne bileyim ucundan kıyısından içinde olmak istemez ki ? (bu kadar uzun bir cümle kurabileceğimi bilmiyordum)
🙂
Bu arada yeri gelmişken Onur Ünsal'ın çok isabetli bi seçim olduğunu ve filme de 10 numara yakıştığını düşünüyorum.
Kompile tebrik.
EDİT: filmle ilgili kafama takılanların çoğu burada diğer üyeler tarafından dile getirildiğinden tekrar olmasın diye yazmadım.
ogni suono diventa realta...
Ukalalık olarak algılamayacağınıza inanaraktan bir eleştiri yapmak istiyorum.
Böyle yapımlar, bence daha içerikli yorumları hakkediyorlar. Kendi yorumumu içeriği dolu olarak değerlendirdiğim için söylemiyorum, belki de içeriği çöptür, ama hani bunca emek verilip yapılmış, canımızdan ciğerimizden çıkmış yapımların, "çok güzel olmuş ve türevleri" gibi eleştirilerden daha kapsamlı içerikler hakkettiğini düşünüyorum.
Bunu dilememin sebebi, film üzerinde tartışma dönsün istemek. Gidip Özgür'ün kulağına da söyleyebilirsiniz, o derece yakınsınız biliyorum ama, atıyorum, Godfather üzerine binbir türlü yorumlar getirmektense böyle çok toplumsal olma olanağı bulmayan filmler üzerinde üç beş daha detaylı kelam etmeliyiz diye düşünüyorum. Böylelikle çok fayda sağlarız üretici zihinlere kanaatindeyim.
Yanılıyor muyum?
Yanılmıyorsun dostum ama fark etmediğin birşey var sanırım.
Bu ya da herhangi bir filme yapılmış kısa, özenilmemiş gibi görünen yorumların sahipleri, bu konuda seninle aynı fikirde olabilir ama derinlikli ve ayrıntılı yorum için zaman ayıracak durumda ya da o an için istek ve enerjide olmayabilirler.
Ama yine o an birşeyler söylemekten kendilerini almaları için bir sebep göremiyorum ben.
Bu emin olduğum ve belki aklımıza gelmeyecek başka sebeplerle de olsa bırak isteyen istediği kadar kısa az yorum yapsın.
Bunun kimseye bir zararı yok ve herkes ayrıntılı fikir sunma çaba ve kaygısında olmayadabilir.
Ve kendim için konuşayım: ben popüler filmler üzerine yazmam pek, bilirsin. 🙂 Biraz zaman geçsin, film olgunlaşsın. 🙂
Ve sanitarium, sağolasın abi.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Ellerine sağlık Özgür, sadece meraktan soruyorum bu tek mekanda tüm filmin geçmesi olayı yogada da vardı hattta şeytanda da kısmet, bunda zaten abartılmış durumda... Nedir? Bir tür deney falan mı? misal yazarken kısıtlıyor musun filmin ana çatısı tek bir çatı altında zuhur etsin diye? İş zorlaşmasın diye mi düşünülmüş, böyle bir tarz yaratma çabası mı? ( bu kısım sadece merak )
SPOILER...
Bazı şeylerin göstere göstere gelmesi dışında filmin mizahı gayet yerinde. ama sadece sahneler biraz sünmüş gibi geldi izlerken. Tamam işte dayı açıl şuna hatta AROG daki süratle bir anda yanağını okşa hoşklanıyorum senden de, dedim izlerken. bunun yerine çok uzun tutulmuş o sahnedeki espri ve etkisinden ister istemez kayıp vermiş. buna benzer bir şey elemanın ölümünde de var. Daha ilk boğuşma sırasında ölecek zaten bu çok belli, ne kadar seri olursa o kadar etkili olabilirdi gibi geliyor bana.
Sesler çok iyi, ev sahibinin göğsüne vurarak sağol dediği yerde bir küt sesi var gerisinde çok temiz işçilik sesler harika. müzik tam dozajında, renkler CC vs vs çok çok olmuş. Ev sahibini oynayan arkadaşın oyunculuğunu çok severim ama bu rolde yadırgadım, yaşı op pek müsait gelemdi bana. Skeç gibi oluyor böyle olunca, yaşı daha büyük biri seçilseydi etki kat be kat artardı. İnandırıcılığı yükselirdi. (bunlar da tamamen şahsi fikirler)
Espriler güzel ve orjinal " senin bu bizim eve gelip sıçma olayını napıcaz" şık olmuş
SPOILER
Yogadan daha çok şeytandan burun farkıyda daha az sevdim filmi.
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul