ellerinize sağlık, çok güzel çok kaliteli bir iş çıkmış gerçekten.
tek tük bazı yerlerde repliklerin sırıttığını, daha doğrusu çok düzgün olduğunu düşünüyorum ama bunun dışında oldukça cici bir oyunculuk performansı olmuş, darısı hepimizin başına. seçilen kadrajlar da oldukça güzel. ancak bir iki noktada ışık devamlılığı için sonradan renk düzeltmesine gitmemişsiniz sanırım o dikkatimi çekti (mesela kahvenin döküldüğü planlar arasındaki fark).
karışık ve izleyiciyi filmi dikkatle izlemeye iten filmlere bayılırım ve kendi tarzım da ağırlıklı olarka bu yönde, o yüzden asenkron bu anlatış biçimi çok hoşuma gitti. Ancak, iki muhtemel sebepten ötürü sahnelere tutunamadım. İlk ihtimal gerçekten kurgunun tutunma açısından -belki de o sahnelerin ilk kullanımları için- hızlı kalması olabilir. Ancak ikinci izleyişimde bu fikre pek katılmamaya başladım. İkinci ihtimal olarak ise sanat yönetimi ya da kostüm vb. gibi "tutunma aletleri" geldi aklıma. Yani farklı plan ve zamanlara geçtiğimizde bize bu farkı anlamamızda yardımcı olacak pek aksesuar yoktu sanırım etrafta (ya da çok belirgin değildi), belki de bunun doğurduğu bir sıkıntıdır bu, tam bilemiyorum. (tabi adaptör de kullanınca çevre detayları azalıyor - adaptörü kötüleme girişimi! :p)
ses de oldukça kaliteli. neredeyse sözcük bazında temizleme yaptığım çekimlerimi düşündüğümde iyi bir ses donanımının ne kadar önemli olduğunu çok iyi anlıyorum! (tabi sesçiye de tebrikler canım)
bir de biraz öznel kalabilir ama diyaloglar ilerlediğinde karakterlere biraz daha yaklaşma dürtüsü taşıdım, yani biraz daha yakın planlar olabilirdi diyebiliriz belki. ama bu benim özel tercihim, anlatış biçimi farklıdır herkesin.
girdi yazarken spoiler girebilme imkanı olsaydı film ile ilgili (anlatılan ile ilgili) de bir soru soracaktım ama kapatamadığım için soramıyorum. özelden yazarım sanırım. (özgür özgür duy sesimizi)
cehalet mutluluktur
Ben okadar uzun yazmayacağım, gerçekten çok güzel ve profesyonel bir iş çıkmış ortaya,
Tebrik ederim. 🙂
Ben de eleştirmek istiyorum 🙂
Bir kere müzik eksik ama planlar zaten kısa olduğundan müzik devamlılığının sağlanması da çok zor ona da hak veriyorum. Planların daha uzun olması iyi olabilirdi. Erkan beni öldürecek ama esas eleştirim senaryodaki bir açığa. Sizce bir hemşirenin (hatta bırakın bir hemşireyi normal bir insanın) bir insanı öldürmeye ikna olması kolay mıdır? Sadece eve kilitli kalması buna yeter mi... Erkan o arada olanları görmüyoruz bir şekilde ikna ediyor onu ve bunun onun için en iyisi olduğuna inanıyor diyor. Ben buna biraz daha kanıt isterdim açıkçası. Örneğin kızı çok acılı bir hastalığının olduğuna inandırması gibi. Sonunda da gerçeğin açığa çıkması mesela. Ama şunu da itiraf etmeliyim ki, senaryoyu ilk okuduğum anda bu eleştirim çok daha yüksekti, film ortaya çıktıktan sonra ise daha az...
2.si hani benim sayısal medya logom, hani sinemetri logosu Erkanım sattın bizi... İçinde bulunduğun koşuşturmaya veriyorum bunu da...
3.sü kızkardeşimden bir eleştiri. Madem kız oraya giderken yanında ilaç götürüyor demek ki ikna olmuş, o zaman kızı kitlemesine anahtarı saklamasına ne gerek var...
Son olarak cafe sahnesini de çok kısa kesmişsin diyorum başka bişey demiyorum. Filmi aldın benden kuş ettin hacı 😀
Hadi hayırlı olsun... İyi bir film oldu. Erkan cidden iyi bir oyuncusun. Duygu da iyiydi. İyi oyunlar filme ciddi eleştiri getirilmesine mahal bırakmıyor desem yeridir.
- baço
abi merakla izledim, heyecanla takip ettim ama sonunda o katarsis'i yaşatmadı ya bu film bana... üzüldüm:(
şaka bi yana gerçekten eliyüzü temiz güzel bi iş çıkmış ortaya. özellikle ses çok çok ii olmuş; görüntüler desen zaten anlatılmaz.. kadrajlar güzel.. ışık dengeli.. yanlız senaryoda eksik olan birşeyler vardı sanki.. hatta bahadır abinin kardeşinin söylediği eleştiri çok doğruydu.. neden sorusuna cevap verememiş gibi bir his uyandı bende.. sanki senaryo kendi içinde bu çelişkiyide çözseydi ve bu kalitede çekilmiş olsaydı tadından yenmezdi valla..
yinede kalitenin çok çok üstünde bir film.. tüm ekibin elllerine sağlık.. daha nicelerini bekliyorum..
(not: kızın erkeğin elini tutması ve sonrasında erkeğin elini çekme sahnesinde arkada netleşen parmaklığa bittim.. süper bir anlatım.. bunun için ayrıca bir tebrik etmek istedim..:))
ANKARADAN AYDIN
Vay onu farketmene sevindim 🙂
Diğer konuyla ilgili şunu düşünüyorum, Erkan bu filmle kesinlikle seyirciye yönelik iş yapmadı. Sanat için sanat da yapmadı aslında. Kendi için yaptı, kendi hayalini çekti, çok cesurca aslında bu.
Erken sen de eleştirsene filmini 🙂
- baço
Öncelikle filmde emeği geçen herkesi ayrı ayrı tebrik ediyorum, bütünüyle çok başarılı bir işe imza atmışsınız.
Filmdeki seserle başlamak istiyorum, bu kadar güzel görüntülerle birlikte bi nebze de olsa en azından sahnelerin geçişi esnasında müzik duyma isteği hasıl oldu, yönetmenin tercihi olmasına rağmen belirtmek istedim. Kalp atışı efekti çok kullanılmış gibi geldi, bunun yanında oyuncuların sesleri temiz ve tonlamaları da bi hayli yerindeydi.
Oyunculuklara deyinirsek Erkan benim gözümde çok iyi bi oyuncudur ve çok güzel işler yapacağına da inanıyorum belki beklentimin bu kadar yüksek olmasındandır ki filmdeki performansı daha iyi olabilirdi diye düşündüm. Seran'ı canlandıran arkadaşımız da çok iyi iş çıkarmış son sahnede göz yaşı dökmesi beni filme daha da bağladı diyebilirim.
Hikaye konusunda ben de aşağı yukarı diğerleri gibi düşünüyorum, bi insanın hele ki filmdeki Seran karakterindeki gibi bi insanın başka birinin (her ne sebeple olursa olsun) ölümüne aracılık etmesi çok mantıklı gelmedi, belki daha kuvvetli bi sebep olsaydı izleyici olarak daha makul karşılayabilirdim.
Sonuç olarak ben filmi beğendim, başta Erkan olmak üzere tüm ekibi tekrar tebrik ediyor ve yeni işlerde başarılar diliyorum.
öncelikle film biraz uzun tutulmuş bence 10 dakika bir kısa film için oldukça uzun...bazı sahneler atılabilir. repliklerin bazıları fazla kitabi. erkek oyuncunun kızın arkasından söylediği replikelrin tonlamaları kötü olmuş. ayrıca kadraja girecem diye eğilip bükülmüş. replikleri hızlı atmış...bu da istenilen etkiyi verememiş. bazı sahneler olmaması gerektiği kadar hızlı akıyor. bence yönetmen, senaryoya ve kurguya fazlasıyla aşina olduğundan seyirciyle bağını koparmış bu bahsettiğim yerlerde. color correction (renk düzeltme) çok başarısız...özellikle ikinci sahnede, sahil kenarında yeşilimsi renk güzel olmamış, iyicene amatörleştirmiş filmi. iç mekan çekimlerinde ışık yetersizliği göze çarpıyor bazı yerlerde. hem noise (görüntü kirlenmesi) oluşturmuş hem de dramatik etkiyi bozmuş. fakat genel anlamda ışık kullanımı başarılı. kızın tren istasyonundaki oyunu başarısız fazlasıyla tiyatral olmuş. bunun dışında bence senaryoda açıklık yok.. çünkü emin karakteri nin kim olduğunu ve nasıl davrandığını, davranacağnı kimse bilemez. ne istediğini kendini neden öldürdüğünü kimse tam olarak bilemez ki? öyle içi dışı kapalı bir adam. yazar da dahil olmak üzere kimsenin nedenlerini bilmediği bir karakter...film genel anlamda bir çıta yükselmesi olmuş. fakat yönetmenin daha 9 fırın ekmek yemesi lazım. bir sonraki filminde daha iyi bir iş çıkaracağını umut ediyorum..tüm ekibin gözlerinden öperim...
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Elinize sağlık bu ekipten gelecek çalışmaları ayrı bi merakla izliycez artık:)
oyunculuklar ve kadrajlar üzerimde müthiş bir baskı uyguladı ve senaryodaki açıklıkları görmeme engel oldu bunda paralel kurgunun da rolü büyük tabi...
-Neden acımasızca her şey ?
-Bilmem.
Benim hoşuma gitmeyen filmin color u ve bazı yerlerdeki yetersiz ışıklı planlar. Bunların dışında hoş bir film tebrikler efem. Sette olmak güzeldi diyerekten sonlandırıyorum.
Bu arada tema değiştiğinden beri yazı yazmak çok zor geliyor bana. 🙁
Teknik anlamda başarılı bir kısa film. Karışık kurgu yerine lineer kurgu uygulansaydı daha sağlam ve merak uyandırıcı olurdu diye düşünüyorum. Gösterilmeyenlerin anlaşılırlığı gösterilenle ilintili olduğundan, “kadraj dışı”nda gerçekleşenler hakkında pek de fikir sahibi olamıyoruz. Çünkü elimizdeki malzeme buna izin vermiyor. Karakterin ölmek istemesinin nedenlerini yeterince kavrayamıyoruz. Erkan’ın oyunculuğu üst düzeyde ama her sahnede aynı ruh halini vermesi sanki hep aynı sahneyi izliyormuşuz hissi veriyor. Evet, bu tarz “gerçekçi” gibi duruyor ama tanışma sahnesinde biraz gülümsese, mimik değiştirse renk katacak. Diyaloglarda doğallık yer yer kayboluyor. Kız daha güçlü bir karakter olarak çizilseydi, iki güçlü karakterin çatışmasından film daha derinlik kazanırdı. Uğraşınızı saygıyla karşılıyorum ve daha iyilerinin geleceğini de umutla bekliyorum.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Hocam çok sağlam film yapmışsınız ellerinize sağlık, ben bu kadarını beklemiyordum. Ne oyunculuktur o öyle Erkan abi hatun hemşireyim dediğinde ne biçim bir bakış atıyorsun öyle! Abi hakkaten tebrikler ufak tefek şeyler illaki her yapıtta olur ben onları küçük seçimler olarak değerlendiriyorum. Bir filmden bu derece haz aldıktan sonra yazacak birşey kalmıyor. Çok sevindim böyle bir film yaptığınıza, gözlerinizden öperim..
😀 kız bi yerde ne güzel küfür ediyor.
Emeği geçen herkesin eline sağlık diyerek başlayalım 🙂 Güzel bir film izledik,renkler güzeldi,çıtası yukarda olan bir kısafilmdi. Ekip iyi seçilmiş ve uyumlu olmuş sanırım bunun cevabı da burada yatıyordu galiba. Yukarda yapılan birçok yorumu filmi izledikten sonra okudum. Kafamda olan birkaç soru zaten orada sorulmuş. Yalnız Erkan'ın verdiği cevap bence yeterli geldi. Yani Emin karakterini yazan insanın da onun hakkında bazı şeyleri bilmiyor olması cevabı. Yani izlerken şöyle sordum: Kız neden yapmak zorunda ki? Demek ki bilmediğimiz,görmediğimiz şeyler olmuş. Bunların cevabını kendimiz vermeliyiz demek ki diye düşündüm. Zaten hayatta da kimi zaman öyle olur. Neden acaba? sorusu her zaman cevabını bulmuyor. Var demek ki bir nedeni ki olmuş.. cevabı sıkça karşımıza çıkıyor.
Filmin kesik kesik bir kurgulanması benim daha çok hoşuma gitti. Oyunculuklar iyiydi fakat Fırat'ın dediği gibi çok güzel konuşuyorlardı sanırım 🙂 Çekimler ve sesler güzeldi fakat sadece şu köprülü olan sahnede dış ses/etraf sesi sonradan mı eklendi merak ettim. Bilmiyorum ama yetersiz gibi geldi bana. Tabi öyle olması istenmiş olabilir orasını bilemem 🙂
Çekim hataları yine bomba olmuş. Yine diyorum birçok filmin önüne geçebiliyor çekim hataları :p Şaka tabiki.. Adaptörün şarjı bitince görüntü nasıl oluyormuş onu da görmüş olduk sayenizde. Sanda koca İstanbul kömür sobalarını yakmış gibi oldu 🙂 Olmaması gereken yerlerde gezinen ekipten insanlar.tokat saheleri ve en bombası da ayağa poşet giyme işi harikaydı.
Velhasılı velkelam güzel film izledik.. Yapımda yayında emeği geçen herkese teşekkürler. Bu ekibin başka filmlerini de görmek dileğiyle..
(Filmi ablam da izledi,bir şeyler yazmak istedi o da.. Buyrun: )
Ablamdan:
"Öncelikle senoryoyu beğendimi belirteyim,bir felsefe bölümü mezunu olarak izlemek ayrı bi keyifti.Eksik gördüğüm yer Seran'ın evdeki zorda kalmış halinin-enjeksiyon yapmak zorunda kalma halinin-iyi verilememiş olması.Ev içi çekiminde neden ben sorusuna melek gibisin cevabı ve Seran'ın baştan aşağı beyaz olması,üzerindeki siyah şalda ona keza...olmasa daha mı iyi olurdu dedirten cinsten.Ayrıca kamera arkasını çok eğlenceli,özellikle son karedeki ayağa poşet giyme olayı beni okul yıllarıma götürdü çok samimi buldum...elinize sağlık arkadaşlar."
Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.
Çekimler ve sesler güzeldi fakat sadece şu köprülü olan sahnede dış ses/etraf sesi sonradan mı eklendi merak ettim. Bilmiyorum ama yetersiz gibi geldi bana.
O sahnede diyaloglar sonradan ekleme :). Çevre seslerini orada kaydettik ama diyalogları kaydederken muhteşem boomumuz nedense sadece bir radyo kanalını kaydetmiş. Nedir, nasıldır bilmiyorum, sette farkettim ama bir çözüm getiremedik, hadi bakalım diye çektik, böyle oldu :). Erkan'ın konuşmaları Baco'nun ev mikrofonu ile kaydedildi yani o sahnede.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.