Çok iyi film tebrikler tüm ekibe. Kurgusu ayrı bir güzel olmuş. Müzik, oyunculuklar vs. herşey güzel. Kan efekti dışında gözüme takılan birşey olmadı ilk izleyişimde.

Bu aralar forum üyelerinin beraber çektikleri filmler çoğalmaya başladı, gayet de kaliteli filmler çıkıyor. Forumun babaları tecrübelerini konuşturuyor 🙂 Tolga Çeltikçi ve Eray Dinç sayesinde sanıyorum bu buluşmalar artmaya başladı, ikisinden de allah razı olsun 🙂

2 sene önce, çekmek isteyip çekemediğimiz senaryo bu sanırım ?

Gerçekten Çok başarılı buLdum ben çekimler oLsun hikaye oLsun ve etkileyici son olsun...
Tebrikler.. 🙂

Gayet güzel. Zaten ekip iyi tabi güzel olacak..

Tebrikler.. Çok hoş olmuş. Barış yine döktürmüş postta. 01:56 'daki kan efekti gayet gerçekçi olmuş. Filmin genel olarak rengi de hoş fakat bazı yerlerde sanırım ışığın geliş açısı ton farklılıkları yaratmış. Gözüme takılan başka bir şey yok.

Bu arada 1080p olmasına rağmen bir iki yakın plan haricinde rolling shuttera rastlayamadım. DSLR ile çekilmedi sanırım ?

Ellerinize sağlık..

@fcakir sanırım XH serisi bi kamera ile çekti. Eski film o zamanlar HDSLR yoktu galiba:)

Yazılar bittiğinde bile ekrana hala bakıyorken buldum kendimi... Tebrikler, harikalar yaratmışınız...

Bazı hayatlar, yaşadıklarının acısıyla geçiyor. Geçmişe tekrar dönmek mümkün olsa keşke. Hep keşkelerimiz ve vicdan ağrısı bizi yiyip bitiren, her gün öldüren şey olurlar... Ah keşke kendimizi, pişmanlığımıza denk gelecek şekilde hatta yaptıklarımızın kat be katı daha fazla cezalandırabilsek. Alsak elimize kalın bir sopa vursak; etimizi çürütene kadar dövsek bedenimizi. Ama ne mümkün ki hiddetimizle kendimizi bile alaşağı edemeyiz. Denediğimiz tüm yollar bize herşeyi daha da hatırlatır. Vicdandan akan kan daha da şiddetli akar. Çıkmaz bir yolda gibiyiz, hesabını kendimize sorduğumuzda ödeşeceğiz sanarken; bataklığa, her karşılaşmada daha da batarız. Ve sonra kurtuluşu mutlak mümkün olandan ararız.

Tebrikler.. Çok hoş olmuş. Barış yine döktürmüş postta. 01:56 'daki kan efekti gayet gerçekçi olmuş. Filmin genel olarak rengi de hoş fakat bazı yerlerde sanırım ışığın geliş açısı ton farklılıkları yaratmış. Gözüme takılan başka bir şey yok.

Bu arada 1080p olmasına rağmen bir iki yakın plan haricinde rolling shuttera rastlayamadım. DSLR ile çekilmedi sanırım ?

Ellerinize sağlık..
Bu film çekildiği sırada daha DSLRlar video çekemiyordu. O kadar uzun zamandır postta yani film. Aylar önce ümidi kesmiştik aslında ama işte sürpriz oldu sonradan 🙂

D90 vardı. (maksat kıllık)

Birader güzel film. Müzik, kurgudaki devriklik filan iyiydi. Son vurma sahnesinde adam kendisini öldürürken silah elinden gerçekten teper gibi geri tepiyor. Oraya dikkat ettim gayet gerçekçi olmuş.
İdeal bir kısa film derim ben buna.

Sadece adam'ın sabahları sarhoş olduğunu söyleyip ilk planda gayet ayık durmasıydı takıldığım. önemli bir detay değil.

tebrikler, başarılar

Başarılı, tadında, ayarında, şık bir film. Keşke felsefe ve ego fışkıran yapımlar yerine böylelerini daha çok görebilsek.

tüm yorumlar için teşekkür ederim. şu birkaç gün biraz yoğunum, hemen cevap veremiyorum.

@ozan evet o senaryo abi 🙂

film canon xh a1 ile geçen sene haziran ayında çekildi. bugün yine film çeksem yine mevcut kameramla çekerim sanırım. bana şimdilik yetiyor diye düşünüyorum 🙂

Her ama her açıdan iyi bir film. Arkadaşların söyledikleri üzerine söylenecek fazla şey yok.

Sadece şunu söylemek lazım: Bu film ne biliyor musunuz? İyiye gittiğimizin, Serhat Eser'in iyiye gittiğinini resmi.
Ama tek başına bir anlamı yok. Yani bu film sadece merdivenin ortalarındaki basamak özelliğinde. BU film "Eser Erdem" filmi değil. "Eser Erdem'in bir kısmı"nın filmi. Yazan/yönetenin, eteğindeki tüm taşları, tüm birikimini, yeteneğini, azmini, "sinema yapma isteği"ni boşalttığı bir film değil, bu çok belli. Çünkü Eser'den izlediğim daha önceki filmlere göre herşeyi daha iyi ama herşeyi, birer, ikişer ölçü daha iyi. Adam sanki eski filmlerini almış, içerdiklerini hatalarını yan monitöre koymuş, gördüğü tüm eksiklik ve hataları bu filmde düzeltmiş. Ortaya gayet iyi birşey çıkmış ama bir yönetmenin, hayatının bör dönemindeki sinema yapma enerjisini boşalttığı bir film gibi durmuyor hiç. Bunlar hep ön sevişme gibi. Birşeylere hazırlık. Keyif verici, önemli mutlaka. Ama var oluş amacı, kendisi değil.

Tebrik ediyorum, tüm ekibin eline sağlık. Keyifle izledim.
Ve inanıyorum ki bu film, görevini yerine getirip hızlıca unutulacak.

Filmi izleyince şaşırdım. Yahu dedim, ben bu filmi izledim. Sonra tarihe baktım henüz çok yeni. E nasıl izlemiş olabilirim diye düşünürken (hehehe, şimdi herkes lan kesin bu film çalıntı diyeceğimi düşünüyor) filmin senaryosunu 2 sene önce falan Eser'in bana okutturduğunu hatırladım. Filmin senaryosunu okurken sanırım tamamen filmin şu anki çekilmiş halini hayal ettiğimden olacak ki filmi tekrar izlediğim yanılgısına düştüm. Kısa kesersem; Eser'in senaryonun hakkını verdiğini düşünüyorum. İlk sahnelerde Erkan'ın oyunculuğunu yadırgasam da film ilerleyince tercih edilen karakterin filme gayet oturduğunu gördüm.

Film Eser'in önceki filmlerine nazaran oldukça farklı. Çünkü "kısa". Ve bunun gayet güzel olduğunu düşünüyorum çünkü Eser'in yavaş yavaş uzun metrajın kısaltılmış hallerinden sıyrılıp kısa filmin mantığına yaklaştığını düşünüyorum. Bu yönde giderse, bir de elinde bulunan 2 işi bitirirse Eser'e daha fazla Azap Sabahları yaşatmayacağımı da düşünüyorum. Hehe.

Tebrikler diyorum en son olarak.