Reha Erdem pek sevdiğim isimlerden biri değildir açıkçası. Tüm filmlerini izlemedim henüz ama Hayat Var'ı izlemiştim ve birçok açıdan yermiştim. İyidir hoştur ama... falan gibi bir yaklaşımdaydım.
Az önce Kaç Para Kaç'ı izledim... Ve:
Pes arkadaş!
Pes!... Bir Türk filmi bu kadar iyi yazılır, oynanır, düşünülür, hesaplanır, çekilir ve hiç zorlanmadan şok eder... Pes! Bu kadar anlamlı, derin, evrensel, düşünsel olur...
Ve bu film Reha Erdem'den gelir! Pes!
Kaç Para Kaç!
Enfes bir film... Herşeyiyle... Hayatımda izlediğim en iyi yerli filmlerden biridir, bu kesindir... Şaşırmış haldeyim, filmin içinden çıkamadım... Benim için ayrı önemi var, kişisel birşey...
9/10
Gurur duydum, sinemamızdan böyle iyi bir iş çıkmış diye.
Ama işte gel de Reha erdem'i eleştirme. Dünya standartlarında "kusursuzlukta" film çekebilen bir herifsin, sonra git Hayat Var gibi film yap. Yok minimalist takıl, yok entel dantel triplere gir... Kaç Para Kaç, basit bir zihnin bile mesajını, metnini, derinliğini fark edebileceği netlikte ama bunu ancak filmin tamamını izleyip bitirdikten sonra üzerine düşündüğünüz takdirde çıkarabileceğiniz bir iş. Çok anlamlı. Yani filmin yarısında olayını çözebileceğiniz bir film de değil. Gerilimini kusursuzca sunan, arttıran, karakterini adım adım işleyen ve dönüştüren, karakterin çevresini enfes ayrıntılarla döşeyen, çok anlamlı ve ilginç küçük yan hikâyelerle ana hikayesini besleyen ve sonunda patlattığı bomba her ne kadar birşeyleri geçiştiriyor gibi görünüyorsa da aslında en doğru biçimde son noktayı koyan bir film...
Buna göre... Tamam... Minimalistsindir, benimsediğim tarz budur, eyvallah. Ama, kim bu kadar derin bir film yazabilecek ve bunu sinemanın tüm temel kurallarını kusursuz bir şekilde uygulayabilecek güçtedir de çok az insanın anlayabileceği flulukta anlamlarla bezeli, sarkan, ne anlattığı net olmayan özellikte film çeker? Kim daha geniş bir kitleye hitap etmek istemez? Geniş kitle dediğim standart genel izleyici kitlesi değil. Reha erdemi minimalist diye biliriz. Kaç Para Kaç gibi enfes bir karakter gerlimini en kusursuz biçimde çekebilen adam mı minimalist? Bırakın yahu!
Filmde biraz da yarı korku olsa, biraz da ölüm riski gibi kasıtlar olsa (fikirde var belki ama uygulamada tercih edilmemiş, hiç sorun değil), daha tehlike içerir bir film olsa diyeceğim ki Hitchcock filmi gibi bu. Birçok açıdan Hitchcock sinemasını hatırlatan bir film Kaç Para Kaç... Hem attığı düğüm ve bunu sunuş biçimi benziyor, hem karakterin çevresine örülen ağ benziyor hem de karakterin yaşadığı dönüşüm benziyor. Çok basit bir fikir ama o fikrin etkileri, sonuçları, hissettirdikleri çok güçlü. Tam Hitchcock mantığı. Masanın altında bomba var, bu kadar basit. Bu basitlikten nasıl çok iyi film çıkar? "Klasik sinemanın gerekliliklerini kusursuz biçimde uygulayarak!" Minimalizmle, flu alanlarla, bilmemneyle, "entelim ben"le değil.
Hicthcock'u hem dönemin entelektüelleri çok severdi hem sokaktaki adam. Kaç Para Kaç bu kalitede bir film. Hem entelektüllerce takdir edilebilecek (eleştirmenler sevmişti) hem de an basit izleyicinin bile içine girebileceği ve mesajını kavrayıp üzerine düşünebileceği, film bittikten sonra "hadi sıradakini koyalım!" demeyeceği bir film. Türk sinemasında bu yok! Yapabilen yok ya da çok az. Reha Erdem bunu yapabiliyor ise çok ama çok değerlidir... Bu gücü, yetkinliği bırakıp Hayat Var gibi filmler yapması gariptir. Şahsen ben üzülürüm. Robert Zemeckis'in Mesaj'dan, Forrest Gump'tan, Geleceğe Dönüşten sonra gidip salak salak "oyunculu animasyon"a merak sarıp Beowulf, Polar Express gibi filmler yapması ya da Spielberg'in enfes bir sürü film yaptıktan sonra gidip TenTen'i, Terminali, ne biliim, Dünyalar Savaşını çekmesi gibi birşeydir. Shyamalan'ın enfes birkaç film yapıp sonra gidip Last Airbenderi çekmesi gibidir. Ortaya çıkan sonuç
Bahsettiğim isimlerin övgüyü hak eden filmleri, hem entelektüelleri hem de genel izleyiciyi mest etmiştir. Haneke olursun, Kubrick olursun, Greenaway olursun, genel izleyici umrunda değildir, eyvallah. Ama Reha Erdemin durumu bu değil ki.
Ve... Kaç Para Kaç'ın yönetmenliği harika... Kamera bu kadar mı doğru kullanılır arkadaş? Adam denememiş, yapmış. sanki 10. filmini çekiyor ki bu 2. filmi. Minimalist çektiği Hayat Var'dan çok daha iyi, anlamlı, göstergebilimsel sinematografi var. Ve yine söylüyorum, ne anlattığı çok net ve derin. "Acaba bu herif ne anlatıyor lan?" diye düşünmüyorsunuz, "ulan herif amma derin meseleyi anlatmış yahu!" diyorsunuz... Hatta "herif amma derin mevzuyu çözmüş!" diyorsunuz...
Hangisini seçersiniz?
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Görkem "Pes arkadaş!" dedikten sonra sabırsız bir şekilde online izleme sitesi üzerinden izledim. İzledikten sonra yazıya kaldığım yerden devam ettim. R.Erdem'in Hayat Var, Kozmos gibi filmlerini izlemiştim ve minimalist sinemayı beğenmeme rağmen onun sinemasında fazlaca daralıp sıkılmıştım. Görkem de benim düşüncelerimi ilk paragrafında belirtince, ardından kaliteli bir işi olduğunu söyleyince dayanamadım. Film gerçekten övgülerini hak ediyor.
Diğer başlıkta da yazdım buraya da yazıyorum. Kesinlikle çok çok çok iyi filmlerimizden biri. Sinema nasıl olmalıdır, aha evet bence de, tam da bu filmdeki gibi ve Görkem'in yazısında anlattığı gibi olmalıdır. Bana bu filmi anımsattı Görkem yeniden. Evet... Reha Erdem'in bir diğer, bence bunun kadar olmasa da iyi filmi Korkuyorum Anne. Diğerleri konusunda sana katılıyorum.
İmzamda yazan halk için, halkla birlikte halkın sineması derken tam da bunu kastediyordum.
Reha Erdem'in bu filmlerini gördükçe kendisine ben de şaşırmıştım.
Mesela ilk filmi A Ay'ı da izlersen tam tersi şaşıracaksın Görkem çünkü yine minimal yapıdaki filmlerine benziyor ve izleyemeyip kapattığım filmlerinden biri olmuştu, sonra da bir daha bulaşmadım.
Ben de merak edip az önce izledim.
Şimdi yeniden izlemek istiyorum.
O kadar güzel...
Ben de henuz seyrettim.
Karakterlerin cok iyi islenmis olmasini, senaryo'yu ve goruntudeki kompozisyonlari (sinematografi yi - Ayrica sinematografi ve sesin birkac yabanci isme ait oldugunu farkettim.) cok begendim.
Ama filmin sonu cok cabuk oldu bittiye getirilmis. Filmin butunlugu icinde bence son sahnelerin cok kisa tutulmasini hic begenmedim.