Forum

Mel Gibson : Apocal...
 

Mel Gibson : Apocalypto

4 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
2,615 Görüntüleme
(@fthslck)
Gönderi: 57
Başlığı açan
 

Arkadaşlar Mel Gibson'un Yönettiği Apocalypto adlı film için neler söyleyebilirrsiniz.Hani konuyu biraz daha daraltırsak şunu konuşalım: Arketipik kahramanlar ve günümüze kadar gemiş olan Arketipik öyküler bağlamında. Çok mu kazık oldu. Siz yazın bende boş boş sallarım bi kaç cümle sonra...

Fatih SELÇUK

 
Gönderildi : 11/11/2011 8:48 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Özel mesajlarına bakar mısın?

Ve mesajını düzeltmeni ve açıklamanı rica ediyorum.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 11/11/2011 11:01 pm
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

bu çukurda cesetlerin arasındaki sahne vardı orda gözüme bişey takılmıştı böle binbir uğraşlarla yavaşlatıp kare kare baktığımızda şemsiyeliydi galiba kırmızı beyaz böle bi futbol takımı forması giymişti galiba ya da onun gbi bişey bi adam öle bakıyodu.. alakasız bişey koymuşlar böle 24 karenin 1 karesine çözememiştik sebebini..

 
Gönderildi : 12/11/2011 3:13 am
(@fthslck)
Gönderi: 57
Başlığı açan
 

Bir Deneme:

Aslında Başlığı; Mel Gibson Apocaliypto Adlı filminde Hangi konu kalıbından yararlanmıştır ya da bu tür filmde hangi konu kalıbı kullanmaktadır şeklinde olmalıydı ama olsun. Dilim döndükçe arketiplere ve konuyla bağlantısına değineceğim. Yani bu formda boş boş zırvalamaya devam edeceğim.
Biliyoruz ki sinema pek çok bakımdan, tiyatronun ortaya koyduğu bilgileri kullanmaktadır. Bu bilgilerden bir tanesi de antik dönemden bu güne kadar gelmiş olan konu kalıbına ait bilgilerdir...Aslında her ne kadar konu kalıpları çokmuş gibi olsada hepsi iki konu kalıbına oturtulmaktadır. Ayrıca iki konu kalıbının aynı anda kullanıldığı filmlerde mevcuttur: Rivhard Fleischer'in Fantastic Voyage adlı filmi buna örnektir.

Aristo’ya göre iki türlü konu kalıbı yani kurgusu vardır: İlyada ve Odisey: Şİmdi bu ne anlama geliyor bakalım...
İlyada: Kahramanın amaç/larına ulaşmak için kapalı bir yerde oturup düşmanını beklediği ya da oraya girmeye çalıştığı modele denmektedir.

Odisey: Kahraman amaç/larına ulaşmak için bulunduğu yeri terkettiği yolculuğa çıktığı modele denmektedir.

Bu tanımlamaları başka ilgili isimler çeşitlendirmiştir. Örneğin:

İlyada için şu bilgi vardır : Kapalı,yasak, girilmesi zor görülen bir yere girmek veya çıkmak için yapılan savaş ve entrikalardır. Güç arayışı gerçeklik arayışı, kayıp bir objenin aranışı modelidir

Odisey içinse şu bilgiler vardır : Macera ve karşılaşmalarla dolu, belli bir amaca yönelik, uzaktaki karakterleri,(objeyi,arzu nesnesini vb..) aramayı da hedefleyebilen hareketli yolculuklar. Sadece engellerle dolu bir amaç için girilen maceralara bağlı olmayabilir.

Şimdi bi düşünün izlediğiniz kaç film bu tarz kurgulara sahiptir. Ama şunu da unutmamak gerekir bu bilgiler hiç bir zaman uyulması gereken reçete ve kurallar değildir.Sadece bir düşünme yöntemi sunmaktadır. Ama geçmişin tüm yapıtlarına bakınca az çok bu kalıplara benzediği görülmektedir. Pek çok anlatım yöntemleri mevcuttur: Örneğin Açık biçim anlatım, kim yaptı ve arabada kim var mantığı ve yaklaşımları. Bunlar bizim gibi sinemaya kafayı takmış insanlar tarafından mutlaka çeşitlendirilmelidir. Neden çeşitlemeliyiz sorusuna cevabım şudur: Daha özgün, sıra dışı ve yenilikçi anlatımları bulmak ve sağlam temeller üzerinde uygulamak, gelişmek ilerlemek falan filan...

Bu bağlamda bakıldığında dar anlamda, Mel Gibson'un filmi Arketipik özellikler taşımaktadır. Şimdi yeri gelmişken Arketip'in ne olduğuna bakalım:

Arketip: İnsan ırkının ortak değerlerinin ortaya konmasıdır.( Bu konuyu ayrıntılarıyla merak edenler C. Vogler, C.G. Jung, J.Campbell ve de S.Freud'a bakabilir)
Bu değerler insanlık oldukça var olacak olan değerlerdir. Shakespeare işte bu evrensel dediğimiz değerleri oyunlarında işleyerek ölümsüzleşmiştir: Aşk, İntikam, Hırs, İktidar vb...

Aslında bu Arketip kavramı tam olarak şöyle ; İnsan ırkının ortak mirası olan Kişilik'in ortaya konmasıdır. Sanki burda Evrensel Shakespeare'nin evrensel değerleri, Jung ve Campell in arketip kavramı farklı gibime geliyor.Bu iki kavramın farklarının ne olduğunu bilen var mı yoksa boş boş zırvalamaya devam mı edeyim. Neyse:...

Arketip kavramı insan kişiliğinin ortak yapısını ortaya koyan bir terim. Peki öykünün Arketipikliği nerde. Şurada: Öyküleme tekniğideki yapı modellerini dar anlamda anlattım, genel olarak tarihsel yapıyı izlediğimizde öykülerin ortak kurulum yapısı, insanın kişisel ortak davranışsal yapısı gibi eşleştirilebilir. Yani öykü yapısı insan yapısı gibi hep ortak anlatım değerleri taşımaktadır... Bu bağlamda Mell Gibson'un hikayesi Odisey ile benzeşerek Arketipik öyküyü oluşturmaktadır: Daha doğrusu C. Voglerin öykü anlatım yapısına uymaktadır: Öyküye kabaca bakalım:

Şimdi Aşağıdaki çözümlemem Vogler'in yapısına göredir. Şu bilgiyi de vermeden geçemicem: Voglerin yapısının hepsinin uygulanması gerekecek diye bir kural yoktur. Sadece bir düşünme biçimi sunulmuştur ve yazar bu yöntemi istediği gibi düzenleyebilir.Not: Bunu söyleyen kendisidir ben değilim.

1. Sıradan dünya:
Filmdeki sıradan dünya şöyledir: Kabile sıradan düzenlerini idame ettirmektedir: Avlanmak, şakalar mutlu günler vb..

2.Maceraya Çağrı:
Aslında ilk çağrı avlanma sırasında, avlarını değiş tokuş yaptıkları ve bir yerden bir yere göçen ama neden göçtüğü henüz belli olmayan ve de bize olacaklarla ilgili bilgi veren, başka bir kabile tarafından hissettirilmiştir. Sanki bir problem vardır. Bu kabile kimdir ve neden garip ve sessiz bir şekilde göçmektedir.

3. Çağrının reddi
Aslında burada maceraya çağrının bir reddini göremeyiz.maceraya çağrı zorunlu olarak kabileye dayatılmaktadır ve bu kabilenin elbette bir kahramanı olacaktır... Maceraya zorunlu olarak çağıranlar esir (diyelim)toplayanlardır. Kabilenin macerayı çağrıyı reddedecek bir durumu söz konusu olamaz.

4. Rehberle karşılaşma:
Rehberle karşılaşma sanırım yoktur. Şİmdi kesin olarak yoktur demek biraz zor çünkü, Rehber'in asıl işlevi yardım ve yol göstererek kahramana macerada faydası dokunacak hediyeyi vermektir ve bu hediye herşey olabilir. Filmi hatırlarsanız, kahramanın tam kafası kesileceğinde güneş tutulması olur ve kahramanın canı bağışlanır yani kahramana canı uğursuz olduğu için tekrar hediye edilmiştir. Yani rehber bir anlamda kahramanın yaşadığı ve avucunun içi gibi iyi bildiği doğadır. Zaten filmde kahramanın peşine takılan düşmanları doğanın rehberliği sayesinde aşar.

5. Eşiği geçiş:
Eşiği geçmek şu anlama gelir: Kahraman maceraya çağrıyı kabullenmiş ve maceranın özel dünyasına tamamen girmiştir.
Dediğim gibi burada maceranın özel dünyasına kahraman zorunlu giriş yapmıştır. Başka bir gurup tarafından Diğer kabile üyeleriyle birlikte tutsak edilir. Tutsak alındıktan sonra macera başlar.

Şimdi bundan sonraki süreç şöyledir ve merak edenler araştırıp filmle, Vogler’in yapı temellerini örtüştürebilir.

6. Sınavlar müttefikler Düşmanlar:

Sınavlardan kasıt engellerdir Müttefikleri ve düşmanları da varın siz çözümleyin...

7.Yaklaşmak:
Kahramanın macera dünyasındaki tehlikeyle karşılaşacağı sınır

8.Çile:
Kahramanın en büyük korkusu,düşmanı vb. karşılaştığı andır

9.Ödül

10.Dönüş yolu

11.Diriliş

12.İksirle dönüş
Sonuç Olarak Kahraman türlü zorluklardan geçerek, zorunlu terk ettiği kabilesine, doğrusu ailesine geri dönmüştür.

Vogler’in yapısı Odisey yapısını geliştirerek kullanmaktadır. Ayrıca Arketip kavramını da yapı içinde işlemeyi öngörür. Burda Vogler'in temellerini oturttuğu Arketip kavramını merak edenler yukarıda isimlerini bahşettiğim şahıslara bakabilir. Arketip başlı başına ayrı bir konu olmalı: sonra belki formda yine bu konuyla ilgili boş boş zırvalarım...

Yukarda ki anlatımım filmin Odisey yapısına nasıl uyduğunu ve filmin bu yapı göz önünde bulundurularak nasıl yaratıldığını göstermek içindi. Şimdi ortak yapı yaratma anlamında bakınca film Arketip kavramına konu kalıbı ortaklığı bağlamında uymaktadır. Yani insanlığın nasıl ortak kişilik yapısı varsa, öykülerinde ortak bir kurulum yapısı vardır…

Bi anlamda Odisey mantığı şöyle de olabilir: Kabileyi (zorunlu ya da sebepli vb..) terk ediş, Macera dünyasına atılma, tüm güçlükleri yenme, zafere ulaşma ve aileye geri dönüp onları kurtarma.kahramanın psikolojisinin güçlenmesi değişmesi ve aileye gerçek bir olgun olarak sahip çıkması aile liderliğini başarması ve sonrasında kabile liderliğine geçmesi vb.. gibi pek çok kavram girer ama bu daha başka bir konu olsun...

Aslında aklıma birde aile kavramı onu hak etme, aile içinde egemen erkek, olgunlaşma ve iktidarı gerçekleştirme ve de erk gibi başlıklarda geliyor ama neyse haddimizi bilip üsluplu olalım...
Of anlatmaktan yoruldum...

Fatih SELÇUK

 
Gönderildi : 23/11/2011 10:02 pm
Paylaş: