.......
Jim Jarmusch Coffee and Cigarettes,i izlediğinizde,Aslında (ne olduki şimdi ? bunu film yapmaya değermiydi ?) hissini vermeside bu nedenledir,
neden sonuç ilişkisinin+anafikir eksikliğinin (allegorik anlatımın sonraki aşamasında,sonuçla ilintisinin olmayışının)
devamındaki riskin ismi:" ........" dır.

"Tarkovski'nin stalker"'indede bu riski Ortadan kaldıran en önemli öğe:
konu içersindeki olayların sürerken,birbirleriyle olan,Diyalektik bağlantının çok güçlü olması,imgelerin ardında gizli olan idea nın ,
sonradan gerçekle mutlaka bir zeminde buluşmasıdır (ki ) (bir çok kıvrımları çeşitlilik isteyen bir beyin gerektirir 🙂 ),
su birikintileri içersindeki,eski,paslı,"ucu kıvrık enjektörü",niçin gösterdiği,sonradan anlaşılabiliyorsa,
eşitliğin her iki yanındaki sayıların oluşturduğu algoritmanın bir denkleme tamamlandığının kanıtıdır,

Bence ikisi de aynı kapıya çıkar. Tarkovski şair ruhlu bir yönetmendir; şiirden beslenir. Görüntülerine sembolik anlamlar yüklenmesinden hoşlanmaz aslında. Tarkovski'yi tanımlarken, sayılar, algoritma ve denklemlerden bahsetmek bilmeyenler için kafa karıştırıcı olabilir. Çünkü bunlarla hiç işi olmamıştır. Sinemada, özellikle senaryoda neden-sonuç ilişkisi ve anafikir eksikliği her zaman eksiklik taşımayacağı gibi, yerli yerinde kullanılması da her zaman tatmin edici sonuçlar vermez. Dolayısıyla, bunların fazlasıyla bilincinde olan Jim Jarmusch ne yaptığının farkındadır ve mesela ben "Kahve ve Sigara"yı etkileyici bulurum. Jarmusch'da müzisyen ruhlu bir yönetmendir; müzikten beslenir. İkisini karşılaştırman ilginç olmuş. Bizde de bu iki baba yönetmen at başı gider ve ruhları "Karşı Hayat"a fazlasıyla sirayet etmiştir.

...İsteyen Dilediği yönetmeni takip etmekte özgürdür ,
en son tahlilde sanat :,"görece", bir kavram,
Sonuçta neye göre Ölçü tutturulacak..? Eğer Ötekilerle paylaşılmayacaksa, yönetmen niçin film üretiyorki..?
örneğin GODARD ı ele alalım : ...Ömrünün çoğunu seyircinin klasik hikayeli filmlerden aldığı seyir zevkini Öldürmeye ,
" film , seyirci " ilişkisini yeniden tanımlamaya adayan -
ve bu uğurda ( iyi bir yönetmen Olarak değil ,
Sadece iyi bir " Teorisyen " olarak anılmayı göze alan GODARD ) Bizlere neyi anlatıyor acaba..?
15 inci dakikada salonda kimse kalmayacaksa 🙂 (fransa gibi sinema seyircisinin " çok sabırlı + marjinal " olduğu bir ülkede bile..)
O zaman Amaç ne..? sonuçta : kameramanından, oyuncularından , set ekibinden Vs, figüranına kadar bir çok insanın ortak emeği var,
Salonda hiç kimse Kalmasın diyemi emeklerini zamanlarını boşuna yere tüketiyorlar...?
tamam " genel beğeniye ödün vermesin,populist olmasın " ama - öteki tarafta da sınır ölçüsü "öz" ü bozmalı mı.?
Diyalektiğe + Doğanın gizli alyans ölçü kriterlerine , Uyumlu Olmayan ürünler , en son tahlilde : yok olmak , Silinmek durumundadır,
bir Christopher Nolan , david fincher, james mangold Ciddiyetini + ürün içindeki " mantık kalitesini ", izleyenler : jim jarmusch da bulamıyorsa,
bunun nedeni iyice düşünülmeli, İzleyenin jim jarmusch la ilgili gözlemi : yoldan geçen herhangi birisini kolundan tutup çevirsek,
Oda en az buna benzer iş çıkarabilirdi , demesi ne ifade ediyor..?
(Jim Jarmusch) isimli yönetmenin prestiji var, ve bir kere marka gibi oldu ya,
artık illede her yaptığında bir keramet aramak zorunlu hale geldi.
her sanatçının bütün eserleri aynı seviyede kalitelidir diye bir bakış açısı anlamsızdır,
tarkowski rusyadan çıktıktan sonra avrupada eskisi kadar iyi işler yapamadığını, dikkatli olan + önyargısız bakabilenler hemen tespit edebildi...
Bunlarla uğraşmak yerine,Onlarıda aşarak:
Bizler ,:
Onların ürettiklerinden,
çok daha fazla (kaliteli ürünler nasıl oluşturabiliriz.?) e yoğunlaşmamız+ Çalışmamız+
bu yönde çaba sarfetmemiz,
"çok daha Önemli olmalı", diye düşünüyorum,
saygılar+çalışmalarınızda başarılar 🙂

jim jarmush çok sevdiğim yönetmenlerden biridir.kendisinin punk olması da sevmemdeki büyük etkenlerden biri.ve sinema dilinin-anlayışının temelini punk tavrından-kültüründen geldiğini düşünüyorum.şayet bu doğrultuda dadaist bir algı da ortaya çıkıyor.ve filmlerinin bir çoğu bu şekilde ele alımışken,bir kısmı da yumuşatılmış daha estetikleştirilmiş ve bu algıdan uzaklaştırılmış bir şekilde ele alınmış.her ne şekilde olursa olsun sadece sinema açısından değil genel anlamda dikkate alınıp incelenmesi gereken bir kimlik olduğunu düşünüyorum jim jarmushun...

Bitti zaten ,
O moda gibi bir şeydi ,
saman Alevi gibi Söndü bitti ,
Doğa ;
kendini korumayan ,
Dönüştüremeyen ,
Değiştiremeyen ,
her anlamsızlığı yok eder , Un ufak eder ,
Kalıcı Olanlar Devam ediyor ,
..... .... .... ....

Jim Jarmusch abimizin filmlerine başlamak istiyorumda öneriniz var mı?
Broken Flowers ve Down by Law filmleri sonra izlemeyi düşünüyorum bu arada.