Öncelikle şunu belirteyim. Godard'ın yönettiği filmlerden keyif almıyorum. Filmlerini estetik ve his yoksunu buluyorum. Burada, estetik ve his kavramları üstüne uzun uzun konuşulabilir tabi ama o konuya girmeyeceğim. Sadece, kavramların bizler için ifade ettikleri ve bizim kavramlara yüklediğimiz anlamlar birbirinden farklı olabildiği için, bu konuda tam tersini düşünenlerin de olduğunu biliyorum. Godard'ın yönetmenliğini yaptığını filmlerle ilgili düşüncelerim ne olursa olsun, aşağıdaki metni çok faydalı buldum. Bu konu, forumda da sürekli tartışılıyor, bu konunun üstüne sohbetler ediliyor. Bu da burada bulunsun.
Aşağıdaki metin, "Edebiyat / Sinema" adlı Facebook sayfasının bir paylaşımından alıntılanmıştır.
“Bugün sinemada gençler film yapmak için basit araçlara ilgi göstermiyorlar. Onları ilgilendiren büyük bir kamera, elli kişilik kadro ve Oscar ödülü. Uzun süredir bu böyle. Oysa bugün küçük bir kamerayla da bir şeyler yapabilirsiniz ama kimse hiçbir şey yapmıyor... Bana geçirdiğin bir günü anlatmaya çalış. Elli yıl önce de bunu söylüyordum. Gençler artık bana gelip danışmıyorlar, çünkü ne söyleyeceğimi önceden biliyorlar ve dinlemiyorlar. Bana geçirdiğiniz bir günü anlatın diyorum onlara. Olduğu gibi anlatın. Bir polis gibi anlatmayın ama bunu: Şunu yaptım, bunu yaptım, arabaya bindim, ofise gittim, öğle yemeği yedim, sonra da eve döndüm gibi şeyler anlatmayın. Ya da tamam, gününüzü tıpkı bir polis gibi filme alıp kendinize şöyle sorun: Geçirdiğim gün böyle miydi? Gerçekten böyle miydi? Filme aldıklarım arasında şimdi fark ettiğim şu yanımdan geçen köpekler de var mıydı? Bunun gibi otuz altı bin şey daha vardır aslında. Bunun filmini yapmaya çalışın. Başarılı olduğunuzu hissederseniz kendinize şunu söyleyeceksinizdir: Tamam! Buna benzer bir şeydi yaşadığım! Geçirdiğim gün böyle bir gündü! Tıpkı James Joyce’un “Ulysses”’indeki gibi. Sadece bir gün. Dublin’de bir gün; kalın bir kitaptır, kolay okunmaz. Aynı şeyi yapın.”
Jean-Luc Godard, “Dile Elveda”
Biri Dergisi, sayı:11
sanki vlog çekin demiş adam o günlerden 😀
sanki vlog çekin demiş adam o günlerden 😀
Hahahah.. Meğersi bizim Godard ilk Vlogger'lardanmış.
"Vivre sa vie" estetik açıdan çok güçlü bence, Alphaville de öyle. Felsefi içeriklerine zaten söz edilemez, o kadar derin ve doğla şekilde dile getirilmiş ki...
Godard dünya sinemasının onuru bence...