Rode için çok iyi demişlerdi bende rode aldım. nasıl mikrofon dersen hiç kullanmak nasip olmadı. inşallah kullanınca düşüncelerimi yazacağım.
xl2 - dvx100'e karşı..
http://rapidshare.com/files/22821648/comparacion_Canon_XL2_vs_Panasonic_dvx100a_24p.rar
Xl2 çok pis ezmiş renk doygunluğu ve keskinlikte ama daha aytınrılı incelemek lazım.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Haklısın ama dvx'inde böyle puslu ve sinemasal bi havası var.
XL2 tabiki:)
*our AC-130 in the air
Saygıdeğer insanlar topluluğu, sizin yüksek tecrubeleriniz ve fikirleriniz doğrultusunda DVX102 almaya karar vermiştim. Bugün itibariyle kamerama kavuşmuş bulunmaktayım. İlginize çok teşekkür ediyorum. Sayenizde tam da ihtiyacıma uygun kamerayı bulabildiğime inanıyorum. Siz fikir veren insanlar burda olmasaydınız, halen daha hangi kamera, nasıl kamera, kaç paralık kamera, bu nedemek, o nedemek diyerek debeleniyor olacaktım ve elimde şuanda bir kamera olmayacaktı...
Sizin bana verdiğiniz desteği, ben de bundan sonra, bu konu ya da herhangi bir başka konuda sorusu olan herkese vereceğim...
Tekrar ilgilenen herkese teşekkür ediyorum...
Ayrıca yeni insanlarla tanışıp bilgi alışverişinde bulunmama vesile olan Kadir ustaya da saygılarımı iletiyorum, teşekkür ediyorum...
İyi ki varsınız
Saygılarımla 🙂
Mesajım pek bir dokunaklı oldu kusura bakmayın:)
Hayırlı olsun, objektifinde her zaman güzel şeyler görmek dileğiyle
(puaha nası bi tebrik oldu bu)
*our AC-130 in the air
saolasın hepa 🙂 hepimizin objektifinde güzel şeyler olsun 😀
Tekrar ilgilenen herkese teşekkür ediyorum...
Ayrıca yeni insanlarla tanışıp bilgi alışverişinde bulunmama vesile olan Kadir ustaya da saygılarımı iletiyorum, teşekkür ediyorum...
İyi ki varsınız
Saygılarımla 🙂
Mesajım pek bir dokunaklı oldu kusura bakmayın:)
Hayırlı olsun. Şimdi tadını çıkarma zamanı. dvxuser.com sitesinden başlayabilirsin 🙂
xl2'nin dvx'i ezdiğini düşünmüyorum. Aslında iki kamera arasındaki testlerde çok farklı kriterler sözkonusu olmalı. Yani örneğin bu son gönderdiğim test açık havada yapılmış, aynı görüntünün değişik enstantanelerde progresif ve interlace çekimlerinin yapılması, Aynı ayarlar kullanılarak değil de her iki kameranın da güçlerinin zorlanarak en iyi görüntülerin alınmaya çalışılması gerekir. Aslında yetenekli iki kameraman farklı dokularda görüntüler almaya çalışsa ( Sinematik açıdan ) ve bu iki görüntü karşılaştırılsa, ve hatta bizim burada izlediğimiz sıkıştırılmış görüntüler değil de ham görüntüler karşılaştırılsa çok daha net sonuçlar elde edilebilir.
Örneğin ben işimde betacam-SP ve Dvc-pro kullanıyorum, bu ikisinin de görüntü kaliteleri aktarılıp işlenip premiere veya avid'den çıktı alınınca yarı yarıya azaldığını düşünüyorum. Bu sebepten digital olarak aktarım yapabileceğim ve 8 kilo altında omuzumu ezmeyecek veya 15 kiloluk tripodu taşımama gerek bırakmayacak bir Dv kamera daha çok işime geliyor.
Aslına bakarsanız televizyon kameramanlarının gereksiz yere bu ağır kameraları kullandığını düşünüyorum ben. Adamlar haldır huldur koşarak birşeyler çekmeye çalışırken, ne yapmaları gereken WB'ı ( Beyaz dengesi'ni ) yapabiliyorlar ne de uygun diyafram - enstantane değerlerini düşünebiliyorlar. Bu akşam oturun kanal D ana haber bülteninin başına bir de bu gözle izleyin. Ne demek istediğimi anlarsınız. Mavi-kırmızı-yeşil suratlar, patlayan görüntüler hakimdir tüm haberlere. Bunun yerine otomatik ayarları ile bir Dv kamera kullanılsa çok çok daha iyi görüntüler elde edilebileceğine eminim. Discovery ve National Geographic izlersiniz mutlaka. Örnek : mytebusters - dvx100 ile çekiliyor. Bunun gibi birçok belgeselde DV kullanıldığını biliyorum. Yerli belgesel kanalımız İZ TV'de de başka modellerin yanında bu kamera kullanılıyor.
DV kamera sahiplerinin yapmaları gereken aslında çok basit. Bol bol çekim yapıp oturup izlemeleri ve çektikleri ayarları kaydetmeleri. Böylece elde etmek istedikleri görüntüye çok daha rahat ulaşabilirler.
Hayırlı olsun, güle güle kullan. Kamerayı aldığına göre artık dvx hakkında seninde yorum ve görüşlerini bekliyoruz.
Hayırlı olsun, güle güle kullan. Kamerayı aldığına göre artık dvx hakkında seninde yorum ve görüşlerini bekliyoruz.
Olaylar çok hızlı gelişti, birden kendimi film çekme hevesi ile yanıp tutuşurken buldum. 1 ay öncesine kadar bir kamera alma fikrim bile yoktu. Her zaman içimde bir heves vardı ama bu hevesin aktiviteye dönüşebileceğini tahmin bile etmemiştim. Hayatımda elime aldığım ilk kamera 102. Şu an kamerayı keşfetme aşamasındayım. Önümüzdeki hafta sonu ilk filmim için motor diycem 🙂 Senaryomuz hazır herşey yolunda. Bi aksilik olmazsa mayıs 15 gibi filmi bitirmeyi planlıyoruz. Filmin linkini burada duyururum, indirir izlersiniz. Bu ilk denemeyi tamamladıktan sonra hem siz yaptığımız çalışma hakkında yorumlar yaparsınız hem de ben de kamerayı daha iyi tanımış biri olarak izlenimlerimi aktarabilirim... Bakalım zaman neyi gösterecek çok heyecanlıyım...
Sonunda mikrofonuma da kavuştum... Rode NTG-1 aldım. Yanında Shock mount, Boompole ve wind shield deadcat de aldım. Ayarlamayı bir türlü beceremediğim bu mikrofon hakkında bilgisi olan varsa bana yardımcı olabilir mi? Bu alet etrafta ne kadar ses varsa alıyor nasıl ayar yapmalıyım? cevaplar için şimdiden teşekkürler...
100 sanırım artık üretilmiyor 102 ye bıraktı kendini. 102 abd sanırım 102b ise rusya ve doğu avrupa ülkelerine yönelik üretiliyor. Genel olarak pek bir farkları yok. Şu anda Türkiyede 102b bulman daha muhtemel.
peki dvx 100B hakkında bir bilgin varmı?bunun diğerlerine göre farkı nedir?(102'ye,100'e göre). bende yazın amerikadan dvx 100B almayı düşünüyorum.
kaos birde bir yerde filmi 35mm ye aktarmak demişsin,bu konuda yine, bu nedir? micro 35 leri biliyorum da, filmi 35 e aktarmak nedir
peki dvx 100B hakkında bir bilgin varmı?bunun diğerlerine göre farkı nedir?(102'ye,100'e göre). bende yazın amerikadan dvx 100B almayı düşünüyorum.
kaos birde bir yerde filmi 35mm ye aktarmak demişsin,bu konuda yine, bu nedir? micro 35 leri biliyorum da, filmi 35 e aktarmak nedir
100B ile 102B aynı şeyler. Üretim yerleri, dolayısıyla yayın standardına göre çekim formatları farklı sadece. Bu da şu demek: Avrupa'daki yayın standardı PAL, Amerika'daki yayın standardı NTSC. Eğer Amerika'dan 100B alacaksan, çektiğin görüntüler NTSC olacaktır ve bunları da, Türkiye'deki televizyonlarda oynatamayacaksın. Ha bu çok sorun olmayabilir, sanırm PAL ve NTSC'yi gösterebilen televizyonlar varmış. Emin değilim ama buna dikkat etmek gerek. 100B ile 100A'nın farkı var ama temelde yeri yerinden oynatacak farklar değil. 100B'de 16x9 çekmene izin veren bir "squeeze" özelliği var, kaş atma işleminden ziyade. 4x3 görüntüyü alıp sıkıştırıyor. 16x9 çip değil. Birkaç tane daha ses ve görüntü ayarı iyileştirmesi dışında fark yok.
DVX'in bütün serisini 35 mm'ye aktarabilirsin. Bunun nedeni de, DVX'in progressive 24 kare çekim yapabilmesidir. Yani film kameralarında olduğu gibi her saniyede bir kare pozlayabilir. Normalde dijital makinalardaki gelenek, interlaced çekimdir. Böyle olduğunda görüntü fotoğraf gibi kare kare pozlanmaz da, çizgilerden oluşmuş iki görüntü birbirinin içine geçerek bir kareyi oluşturur (Bazen izlediğimiz kısa filmlerdeki çizgi çizgi görünümün sebebi bu). Bu şekildeki bir görüntüyü 35 mm'ye aktaramazsın. Aktarmak ne demek? Dijital bilgiyi, peliküle aktarıp 35 mm bir film hâline getirmek.
Ali güzel demiş ama 1 2 yerde çok kesin konuşmuş. NTSC görüntü çekmek işleri zorlaştırsa da Türkiye'de gösteremezsin diye bir şey yok. Bugün tüm compositing programları içinde PAl to NTSC veya tam tersi dönüştürücüler mevcut. Olmayanlarında da bir şekilde hinliklerle yapılabiliyor. Ama tabii bence PAL almak daha iyi her zaman.
Bir de interlaceli çeken kameraları 35 aktaramazsın diye bir şey de yok, aktarırsın. Bakınız Yazı Tura. Ama onun da işte düzeltmelere tabi tutulması lazım. Progressive tarama yapabilen kameralar daha "film look" verir diye genel bir kanı var piyasada.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Ali güzel demiş ama 1 2 yerde çok kesin konuşmuş. NTSC görüntü çekmek işleri zorlaştırsa da Türkiye'de gösteremezsin diye bir şey yok. Bugün tüm compositing programları içinde PAl to NTSC veya tam tersi dönüştürücüler mevcut. Olmayanlarında da bir şekilde hinliklerle yapılabiliyor. Ama tabii bence PAL almak daha iyi her zaman.
Bir de interlaceli çeken kameraları 35 aktaramazsın diye bir şey de yok, aktarırsın. Bakınız Yazı Tura. Ama onun da işte düzeltmelere tabi tutulması lazım. Progressive tarama yapabilen kameralar daha "film look" verir diye genel bir kanı var piyasada.
Çok güzel bir söz vardır: "Yarım hoca dinder eder" derler. Benimki o hesap olmuş 🙂