a7s2 daha iyi iso performansı olarak evet.
GH5 fotoğraf kamerası olarak da iyi bir kamera yalnız. 10-bit, pil ömrü, lens uyumluluğu gibi faktörler benim için sony'den daha tercih edilebilir yapıyor bu kamerayı.
Pek yakında tüm bu dertleriniz bitecek, kılavuzu hazırlıyorum. 🙂

Bir kamera alım kılavuzu yapıp, bu tartışmaları, hani bitmez de, en aza indirmeyi planlıyorum.

Tavsiye etmem. Teknolojinin ve pazar anlayışının orantılı olarak bu kadar hızlı olduğu bir evrede böyle bir klavuzu hazırlamak neredeyse imkansız.
Şöyle somutlayayım:
Yerel bir firmada küçük bir seminer yaptım bu yıl. Video ve aynasız sistemler üzerine. Katılımcıların hepsi işten anlayan kişilerdi.
Seminerin ilk yarısı "kameranı tanı", geri kalanı da standart gereksinimler üzerine idi. Neydi bu standart gereksinimler? İhtiyaç (kamera ile ne yapacaksın), body dayanıklılığı (ısı, soğuk, toz vs), lens seçenekleri (ulaşılabilirlik ve çeşitlilik), fiyat/performans, sensör ve işlemcinin becerileri (dinamik aralık, renk derinliği, iso performansı, fps falan)...
Seminerin üzerinden üç ay geçti ve katılımcıların neredeyse tamamı hala aynı soruyu soruyor: "Sony mi Canon mu?" (markalar temsili)

Dediğiniz gibi teknoloji ve pazar algısı sürekli değişiyor ve ekipman alma/yenileme takıntıları ve alışkanlıkları üzerine, "sizin çekeceğiniz şeyleri telefonunuz da çeker kardeş" temalı argümanlar hep ters tepiyor. İnsanları teknik detaylara boğmadan, tüketici psikolojisi üzerine bir çalışma hazırlanabilirse hazırlanabilir. Çünkü proje bazlı çalışan, ara sıra video çeken insanlar bile "en güzel kamerayı işin oldukça kiralayabilirsin" dediğinizde size küfür etmişsiniz gibi tepki veriyorlar. Ben kendimden biliyorum, alıp da parasını çıkaramadığım çok ekipman oldu bugüne kadar. Yılda 1-2 kere lazım olacak ekipmanı asla satın almam bir daha, iş gelince kiralarım. Çok zengin olan, ya da parasını sırf kamera almak için biriktirmiş olan, "benim için önemli olan sahip olmak, yılda bir tane kısa film çeksem de rafımda dursun" diyene lafım yok; o arkadaş ister Arri alsın ister Red. Çok fazla insan da, ihtiyacı olmadığını bildiği halde "çok iyi bir kamera sahibi olmak" istiyor, bu psikolojiyi atlamamak lazım. Hani bazı insanlar vardır ya, telefon alacağı zaman aynı modelin daha yüksek RAM'lisini alır ama en düşük RAM'lisini bile alsa aslında ona yetecektir, aynı hesap. Bu genel olarak bence teknolojiyi yakalama kaygımızın iş ve sosyal hayatlarımıza yansıması. O yüzden zaten Windows Movie Maker'lık kurgu bilgisi olan insanlar size "Premiere mi Da Vinci mi?" sorusu sormaktan vazgeçmiyor. Belki bir baba yiğit çıkıp kasetli kamerayla kısa film çekip yayınlamalı, bilmiyorum.

Aslında bir babayiğit çıktı hem de uzun metraj çekerek. “No” filmini bildiğimiz kasetli video kamerayla çektiler diye hatırlıyorum.

a7s2 daha iyi iso performansı olarak evet.
GH5 fotoğraf kamerası olarak da iyi bir kamera yalnız. 10-bit, pil ömrü, lens uyumluluğu gibi faktörler benim için sony'den daha tercih edilebilir yapıyor bu kamerayı.
Pek yakında tüm bu dertleriniz bitecek, kılavuzu hazırlıyorum. 🙂

A7s2’yi gh5 ile kıyaslamam bile deyip sivri bir giriş yapim:) tıpkı fujide olduğu gibi sony serisinde de çok ciddi banding problemi var. Elemanlar dünyanın maskını yapıp yüklüyorlar vimeo ve YouTube’ye.
Gh5 ise tam bir çılgın bu konuda. Banding, aliasing, moire vs hiçbirini görmüyoruz. Tam guerilla filmci kamerası.

Aslında bir babayiğit çıktı hem de uzun metraj çekerek. “No” filmini bildiğimiz kasetli video kamerayla çektiler diye hatırlıyorum.

Çok kötü bir tercih ama. Filmi mahvetmiş o tercih.

Bana çok tuhaf gelmemişti ama genel olarak kötü bir tercih olduğuna katılıyorum Bağımsız

Elimde Sony A6300 var. Sırf film çekme ekipmanı toparlamak için düğün-dernek çeken bir arkadaşımın video işlerini yapıyorum. Şakayla karışık para da kazandık. Ne gelirse direkt ekipmana yatırıyorum çünkü hayat görüşüme bazı noktalarda ters düştüğünden o işe devam etmeyi düşünmüyorum. 6300 ü satıp üzerine koymak sureti ile bmpcc4k alabilirim ama depolama ve batarya ile ilgili ekstralar da gerekecek. Lens konusunda çok sıkıntım yok çünkü elimde bmpcc1 de olduğundan ondaki lensleri (sigma 18-35, olympus 17mm,50mm) kullanabilirim. Aklımı kurcalayan 2. makine fuji xt3, inceledeğim kadarı ile gerçekten başarılı bir makine ve bmpcc4k ya göre de pratik. Ama lenslerini ayrıca almam gerekecek ve neredeyse bmpcc4k nın bodyfiyatını geçekecek.
İleride yapmak istediğim işler, hem kendi filmlerim hem de ufak tefek reklam-tanıtım videoları çekmek. Ayrıca,Belki ileride sakaryada film çekecek arkadaşlara da makinemi kiralayabilirim ve ya kendim giderek operatörlük de yapabilirim. Elimde bmpcc4k olması kiralama açısından daha avantajlı diye düşünüyorum çünkü bilenen ve tanınan bir makine. GH5 ve GH5s bodyleri çok pahalı bana göre (spotları ve 2. elleri hariç) o yüzden çok düşünmüyorum.
Veya makine işine hiç girmeyip elimdeki ışık ve ses ekipmanlarını mı iyileştirmeliyim. Ama parayı bunlara da harcarsam dediğim gibi reklam-tanıtım işlerinde çok çok işime yararlar mı bilmiyorum.

Anlattıkların üzerinden pocket 4K senin için ideal gibi. Ama görüntüyü depolama işleme gibi faktörleri göz önünde bulundurmalısın. Ekstra maliyetleri de aynı şekilde.
Kurmaca işler için fazla düşünmeye gerek yok. Ama iş düğün dernek işlerinde devam ederse, o zaman pocket 4k zorlayabilir. Ama tabi kendince bir işleyiş kurarsan onu da başarabilirsin. Fakat ben olsam a6300'le devam ederim daha bir süre. Aynı lens düzeneğinden gitmeye devam etmek lazım. Burada kamera değil lenslere göre karar vermek her zaman daha doğru olacaktır.

Örneğin ben şu anda freelance'ten tam zamanlı bir işe geçeceğim kısmetse.
Bu da düğün dernek işleri, reklam tanıtım işleri yapmayacağım, kamerayı sadece kurmaca işler için kullanacağım anlamına geliyor.
Bu durumda eğer bir kamera alacak olsaydım ben de Blackmagic 4K'yı tercih ederdim. Ama şu aşamada kamera da almayı düşünmüyorum.
Daha çok kira üzerine gideceğim.

Işık ekipmanını arttırmak en iyi yol ama onları kiraya veremezsin. Işık meselesi bambaşka, set şirketlerinin elinde. Kırk yılda bir öğrenci kısa film çeksin de benden ışık kiralasın diye beklersin. Aynı şekilde aynasızları ya da ses ekipmanlarını da bireysel olarak kiralamak çok zor. Ben elimdeki ses ekipmanlarını bir defa bile kiraya veremedim. Aynı şekilde konuştuğum birçok kişi ya tek tük verebiliyor ya da hiç veremiyor. Çünkü diyelim klip çekecek bir yönetmen var; gidiyor ya da gönderiyor birini kiralama şirketine ne ihtiyacı varsa paket olarak alıyor. Zaten kiralama şirketleri de birbirleri arasında tedarik zinciri oluşturduğundan kendinde yoksa bile temin edip kârını koyup veriyor. Bireysel kiralama işi ışık, aynasız, dslr, ses ekipmanı, gimbal konusunda çok zor. BMPCC4K bu konuda biraz daha iyi olabilir bir ihtimal; o da daha zahmetli görüldüğü, daha profesyonel görüldüğü için.

Öte yandan a6500 ve Sigma 18-35'im var. Klip de çektim bu ikiliyle, düğün de organizasyon da tanıtım da. Kesin kiralarım diyorsan, BMPCC4K al, ekstra maliyetlerini unutma ama, yok orası muallak diyorsan aynen devam. Kısa filmini de rahatça çekersin çünkü a6300 ile, tanıtım filmi de çekersin. Tanıtım filminde de insanlar drone falan istiyor. Işık kimsenin umrunda değil. Kimsenin anladığı da yok zaten. Bir sürü datayla uğraşmak sadece külfet.

Benim kişisel önceliğim her zaman ışıktan yana. O paraya kendime güzel bir led set yapardım. İşleri sadece klip üzerine odaklamak istediğim için o da. Yoksa aynen devam.

Cevaplar için teşekkürler arkadaşlar. Şimdilik ışık seti almaya karar verdim. kiralamasam da en azından kendi işlerimde kullanırım. A6300 + bmpcc1 ile devam şimdilik

Doğru karar vermişsin hcemince

Doğru karar vermişsin @hcemince

Işık başlığına konusunu açtım ama led ışık tavsiyelerini bekliyorum 🙂

Doğru karar. Tebrikler.

Elimde Sony A6300 var. Sırf film çekme ekipmanı toparlamak için düğün-dernek çeken bir arkadaşımın video işlerini yapıyorum. Şakayla karışık para da kazandık. Ne gelirse direkt ekipmana yatırıyorum çünkü hayat görüşüme bazı noktalarda ters düştüğünden o işe devam etmeyi düşünmüyorum. 6300 ü satıp üzerine koymak sureti ile bmpcc4k alabilirim ama depolama ve batarya ile ilgili ekstralar da gerekecek. Lens konusunda çok sıkıntım yok çünkü elimde bmpcc1 de olduğundan ondaki lensleri (sigma 18-35, olympus 17mm,50mm) kullanabilirim. Aklımı kurcalayan 2. makine fuji xt3, inceledeğim kadarı ile gerçekten başarılı bir makine ve bmpcc4k ya göre de pratik. Ama lenslerini ayrıca almam gerekecek ve neredeyse bmpcc4k nın bodyfiyatını geçekecek.
İleride yapmak istediğim işler, hem kendi filmlerim hem de ufak tefek reklam-tanıtım videoları çekmek. Ayrıca,Belki ileride sakaryada film çekecek arkadaşlara da makinemi kiralayabilirim ve ya kendim giderek operatörlük de yapabilirim. Elimde bmpcc4k olması kiralama açısından daha avantajlı diye düşünüyorum çünkü bilenen ve tanınan bir makine. GH5 ve GH5s bodyleri çok pahalı bana göre (spotları ve 2. elleri hariç) o yüzden çok düşünmüyorum.
Veya makine işine hiç girmeyip elimdeki ışık ve ses ekipmanlarını mı iyileştirmeliyim. Ama parayı bunlara da harcarsam dediğim gibi reklam-tanıtım işlerinde çok çok işime yararlar mı bilmiyorum.

Merhabalar, bu forum bana da çok yardımcı oldu, arkadaşların hepsi çok ilgililer ve bütün sorularıma cevap verdiler; ben de size şu bilgiyi verebilirim ki, ekipman kiralama işi biraz ölü. Sürekli ekipman kiralayan organik bir çevreniz varsa onu bilemem ama İnternet üzerinden müşteri kovalarım diye düşünüyorsanız piyasa biraz yavaş. Bu işi yapan iki arkadaşım var, yıllardır ekipman kiralama işinde. Bir tanesi BPCC 4K'sını günlük 150 liraya kiraya veriyor, bir tane C serisi Canon'u var, sinema tipi, mükemmel bir makine, onun da gövdesini günlük 250'ye veriyor. Bana kalırsa kötü bir yatırım ekipman kiralama. Yani o paralara yapılmazmış gibi geliyor, belki de yanılıyorumdur. Kendisi de diyor, bundan 10 sene önce şahane paralar dönüyordu kiralamada diye. Benim kafamdaki ekipman sorularını bu forum çözdü gerçekten, kanıtını da geçen hafta sonu bir düğünde gördüm. Hatta o hikayeyi anlatmak için girmiştim. Bendeniz ailemin fotoğraf stüdyosunda çalışıyorum, arada da kendi kendime işler yakalamaya çalışıyorum. Öyle gurur duyulacak, göğsümü gere gere sergileyebileceğim işlerim yok, malum çok orta karar işler yapıyorum piyasaya yönelik, düşük maliyetli ve düşük gelirli, sürüme dayalı ve ay sonunu getirmelik. Zengin düğünleri artık hep home office çalışan arkadaşlarda, bize orta sınıf ve altı düğünler kalıyor piyasada. Geçen hafta sonu bir arkadaşımın düğününe gittim, çekim yapmak için değil, katılımcı ve misafir olarak. Pahalı bir düğündü, çok da profesyonel bir çekim yapılıyordu. Jimmy jib, gimbal üzerinde Sony A9, havada Mavic 2 Pro, A'dan Z'ye her şeyin düşünüldüğü bir prodüksiyon çekiliyordu, kalabalık bir ekipti. Sonradan ekipte tanıdık arkadaşlar çıktı, firmayı piyasadan tanıyordum zaten bilinen büyük bir firma, adını vermeyeyim şimdi ayıp olmasın, sonradan izledim ve şahane bir çekim olmuş; gelgelelim gelin çekimi hiç beğenmemiş. Bunun da sebebi, düğüne katılan bir kızın, cüzdan tipi çantasından çıkardığı GoPro ile yaptığı amatör çekimlerin, o koskoca prodüksiyonu gölgede bırakacak görüntüler(hem fotoğraf hem video) yakalamış olması. Kızı ben de görmüştüm düğünde, ekibin giremediği aralara girdi, GoPro kullanmak yorucu olmadığı için çekti de çekti. Sonradan öğrendim 20 yaşında bir sinema öğrencisiymiş. Gimbal da kullanmadı kız, ne de olsa yeni GoPro'nun çok başarılı bir içten sabitleme sistemi var, hyper-smooth diye geçen, gimbal katili dedikleri. Kız hiç bir ekipman, aksesuar kullanmadan, avucunun içinden her açıdan, ekibin çekemedği orijinal şeyler çekmiş. Çoğu insan kızın çekim yaptığını fark etmedi bile, en doğal ve samimi anları yakalamış kız. Gelin, firmanın yapacağı albüme o kızın GoPro ile çektiği fotoğraflardan bile koydurttu siz düşünün. GoPro'yla fotoğraf mı çekilir diyenlere en canlı cevap sanırım bu olabilir. "Böyle bir kızın düğüne geleceğini bilsem size hiç para verdirmezdim" demiş benim o firmada çalışan arkadaşıma. Uzun lafın kısası, ben düğün-dernek için ekipman yenilememeye karar verdim. Kurmaca işlere başlarsam, ticari bir beklentim olmayan, parasını çıkarma derdim olmayan bir kamera elbet alabilirim ama düğün dernek ve ticari işler için asla. Eskiden piyasada fotoğrafçılar, ihtiyaçları olmasa bile makinelerinin altına mutlaka battery grip takarak çekime gidermiş, ellerindeki kamera daha baba, daha büyük ve profesyonel gözüksün diye. Yalandan 400 mm lensler takılırmış, bir kaç poz çekilirmiş, aynı şekilde göz boyamak için. Şimdi bunların hepsi bitti. Siz tabii ki bu alaylı insanlardan değilsiniz, sadece ekipmanınız çok profesyonel olsun isteyen insanlardansınız. Ancak müşteriler artık vitrine, profesyonel görünüme değil, sonuca, yani teslim edilen işe bakıyor. Ne de olsa artık eski Nokia 3310'lu müşteriler yok, herkesin cebinde son çıkan iPhone var. Ben geçtiğimiz yıllarda çok emlak çekimlerine giderdim. Emlakçılar kirası 3.000 lira olan daire için bile fotoğrafçı alıp götürürdü çeksin diye. Bugün Zorlu'daki 60.000 lira kira istenen daireleri bile emlakçılar telefonlarıyla çekip ilan veriyor, düşünün. Öldü tamamen emlak çekimi. Bu sözünü ettiğim kız belki de 1 sene sonra Instagram'da "GoPro Wedding Concept" diye bir sayfa açacak, hiç birimizin hayal edemeyeceği paraları kazanacak 400 dolarlık bir aksiyon kamerayla. Maalesef piyasa artık böyle.

Cevap için teşekkürler. Aslına bakarsan benim kendi mesleğim var zaten. Sırf ailemi geçindirdiğim parayı hobi işlerime harcamamam gerektiğini düşündüğümden düğün çekimi için arkadaşım ile çalıştım. Ama işin içine iyice girdikçe anladım ki bu işler benim dünya görüşüme ters. ayrıca amatör düzeyde ekipmanım da tamam sayılır. O yüzden düğün işlerini yakın bir zamanda bırakıyorum. Kira işine gelince aslında oradan da bir beklentim yok, para kazanma derdinde değilim. Sadece bir daha ekipmana ihtiyacım olursa yine maaşımdan alıp yatırmamak için belki bir alternatif gelir olur diye düşünmüştüm. Sonradan da vazgeçtim 🙂
Ekipmanla göz boyama kısmına gelecek olursak, o kısıma çok katılmıyorum çünkü " evet hala ekipman ile göz boyanabiliyor." Benim düğün fotoğrafçısı arkadaşım da bahsettiğin battery gripleri kullanıyor hiç ihtiyacı olmadığı halde....
Misal biz hobi işleri için gittiğimiz çekimlere elimizde a6300 gibi küçük makineleri tripot üzerine koyarak gidiyoruz. İnan millet seni ciddiye alıp sessiz bile durmuyorlar. Ama o A6300 ü güzel bir rig sistemine tak, reflektörün, ışığın , boom mikrofonun ve ucunda blimp 'in vs olsun. Sen o zaman gör nasıl değişiyor orada tutumlar. "tabi her yerde geçerli olmayabilir ama genel tecrubem boyle".
Ama ben yine de o gösteriş kafasında değilim. İş görülsün derdindeyim biraz. Bir süre makine almaktan vazgeçtim. Işık aldım, şimdi bir yaka mikrofonu almayı düşünüyorum ve ekipman işine bir sürelik nokta koymak istiyorum. Bunları hiç almayıp kiralaya da bilirdim ama biz o şekilde prodüksiyon işi çekim yapmıyoruz. Kiralık malın stresine girmek istemiyorum açıkçası. Bir de irili ufaklı çok çekim yapıyoruz, her seferinde kiralama işi ile uğraşamayız.