Kısa süredir dvx100 kullanıcısı olmama rağmen, ukalalık gibi gelmezse, edindiğim nacizane bir kaç tecrübeyi paylaşmak istedim. Mesaj kutuma bir kaç mail geldi, dvx100 kullanımının zorluğundan bahseden. Aşağıdaki kısaca yazdığım noktalar hepimize yardımcı olacaktır. Ben de çok çok makinaya hakim değilim elbet, ama otomatik çekime hiç girmeden kafa göz yararak manuel ayarlarla uğraşıyorum.
Şimdi:
Bugün oldukça güneşliydi, üstelik de çekimler deniz üzerinde, daha dahası da deniz ayna gibiydi. Bunlar şu demek: acaip ışık patlamaları ve aşırı pozlanan kareler olacak. O kadar fazla ışık altında kapkara ya da bembeyaz kareler olacak, canımız çıkacak demek. Üstelik oldukça hareketli objeleri, tekneleri çekecektik. Dahası biz de bir lastik botun üzerindeydik. sürekli ışığa göre yer değişecek, sabit ayarlar olamayacak. Herhalde tüm bu şartlar el alışkanlığını ve makineye hakimiyeti geliştirecek ideal zorluklardı diye düşünüyorum. 1.5 saatlik bir çekim yapmışım. Edindiğim minik tecrübelere gelince
Öncelikle beyaz ayarını baştan yapınca gün boyunca değişiklik gerektirmeyecek bir "değişken" olarak işimiz kolaylaşıyor. (Nası cümleyse artık ama anlaşılmıştır ne demek istediğim) Geriye shutter ve iris ayarlarıyla bol bol oynamak kalıyor. Burada en büyük yardımcı zebra özelliği. 1 saat boyunca zebra özelliği sürekli açık çekim yaptım, kalan yarım saatte kapalı tuttum. Açıkçası eyvah diye korktum, çekimden önce karedeki "fazla pozlanan yerleri" gösteren zebra özelliğini kayıt tuşuna basmadan önce kapatmak gerekir miydi acaba diye 🙂 Bu konuda eksik bilgim vardı. Düşünsenize zebra ayarı sürekli açık ve 1 saatlik çekimde her karede zebra çizgileri görüntünün üzerinde. Biraz önce görüntülere baktım caanım zebracım sadece çekim anında vizörde bize yardımcı oluyormuş. Orijinal görüntüde çıkmıyormuş sevindim 🙂 O zaman iş çok çok kolaylaşıyor. Her an neresi fazla pozlanıyor neresi az pozlanıyor hep görüyorsunuz ve anında önlem alıyorsunuz. Anında önlem deyince. Shutter ayarını çekim anında değiştirmeniz pek iyi değil. Shutter 1/25 1/50 diye yukarıya gidiyor atıyorum 1/500 iken geriye gelemiyorsunuz. Önce yukarı çıkıp sonra tekrar 1/25 den başlamanız gerekiyor. Bu da görüntüyü berbat ediyor. Bunun yerine, daha pratik ve konuya göre hızlı adaptasyon için shutterı en uygun pozisyona getirip mümkün olduğunca iris ayarını işin içine sokmak lazım. iris sonsuz dönen bir vida düğmeyle ayarlandığından çekim anında sol parmaklarınızla ışığa göre hemen düzeltme yapabiliyorsunuz. Bu güneşli şartlarda genel shutte ayarı 1/500 ve 1/1000 dışında başka bir konum gerektirmedi. Dolayısıyla pek fazla zorluk çıkmadı. İris yanında çok karanlık ya da çok aydınlık ender sıkıntılarda gain ayarı (3 kademe) ve ND filter ayarı da (3 kademe) gerektiği yerlerde kullanıldı. Biraz önce görüntülere baktım bu şartlara göre çok kötü değil. Durağan olmayan, ani karar vermek gereken, objenin sürekli hareketli olduğu anlarda en pratik çekim şekli olarak yukarıda anlattığım usül bana göre uygun geldi. Diğer bir nokta da objektif üzerindeki minik lekeleri her çekimden önce temizlemek lazım. Çok göze batmasa da, o kadar çekimde beni en çok sinir eden nokta buydu başka bişey değil 🙂 UV filtre sürekli takılı olmalı bir kere bundan kaçınmayalım, sürekli de filtreyi temiz tutup silelim. Aynı nokta dakikalarca ekranda duruyor, sinir bozucu.
Gain ayarını, fotoğrafa benzetip bir kaç bilgiyle açıklayayım. L M ve H kademeleri var. Gain'i H ye getirdikçe gaini yükseltiyoruz diye düşünün. Fotoğraftaki 100 ASA'dan 400 asaya çıkıyormuş gibi. Bu size ne sağlıyor? H ye çıktıkça daha karanlık ortamlarda çekim yapabilirsiniz. iris ayarına yardımcı olacak bir durum bu. gain arttıkça tabi keskinlik azalacaktır, fotoğraf filmindeki ışığın üzerine düştüğü gümüş hücrelerinin boyutunu artırmak gibi düşünebilirsiniz. Görüntüde keskinlik azalacak, biraz karıncalaşma başlayacak ama az ışıkta çekim yapabileceksiniz. Şimdilik bugünkü çekimden aklıma kalanlar bunlar. Yanlış noktalar varsa bu işi bilen arkadaşlar düzeltirse sevinirim. DEdiğim gibi çok iyi değilim bu konuda.
Sevgiler saygılar
Çok tuhaf bir tesadüf olmuş, ben de bugün DVX102B ile deneme çekimlerine çıktım. Aslında benim amacım, bir türlü iyi olmadığını düşündüğüm ses alma özelliğini test etmekti. Neyse ki herhangi bir sorun yokmuş. Panasonic yetkili servisindeki usta öyle dedi.
Akşama doğru da yaptığım çekimlerde -şimdi görüyorum ki- çok güzel görüntüler elde etmişim. Renkler çok iyi, karanlıkta çekim yapabilme oranı çok iyi. İnanılmaz tatmin oldum. Ben de senin gibi daha çok Iris'le oynadım. Bazı durumlarda kameranın ND filtre'i kullanmamı öğütlemesinin dışında enstantaneyle neredeyse hiç oynamadım. Zebra özelliğini ise hiç denemedim zira çekime güneş battıktan sonra başlamıştım. Patlayan bir yer zaten pek olmadı.
Gain ayarlarına ise senden biraz daha soğuk bakıyorum. Karanlıkta da olsa dokuları kaybetmek istemediğim için hiç gain kullanmıyorum. Bir ışık bulup onun altına geçiyorum, sebepleniyorum 🙂
Tek sorun kameranın kolu çok yorması. Onun dışında sanırım çok doğru bir tercih yapmışım. Bir sonraki post'ta bugün yaptığım çekimlerden bir derleme koyayım.
BİR SORU: Üstteki tutma yerinde bulunan zoom'un üç ayrı hızı var, güzel peki diğer zoom'un da hız ayarı yok mu? Ben bulamadım 🙄
Çekimler İzmir'den. 25p, manuel Iris, WB ise ne yazık ki preset ayarlarıyla yapıldı. Temiz bir beyaz bulamadım 🙂
http://rapidshare.com/files/4803974/Smyrna.wmv.html
(16.5 MB)
Çekimler İzmir'den. 25p, manuel Iris, WB ise ne yazık ki preset ayarlarıyla yapıldı. Temiz bir beyaz bulamadım 🙂
Aynı gün izmir'de iki DVX görüntü aldı desene. Tesadüfün bu kadarı 🙂
WB ayarını ben beyaza bakmadan yapıyorum. Biraz ters gelebilir ama benim için sarı ve kırmızılar ne kadar gözüme hoş gelirse o benim için WB ayarıdır 🙂 Fotoğraf makinesinde de öyle, DVX de de aynı şeyi yapıyorum 🙂
Gerçekten hoş bir tesadüf olmuş. Karşılaşsaydık ayrı bir hikâye olurdu heralde 🙂
Bir de soruma cevap verebilir misin? Tutma kolunun oradaki zoom'un dışında, diğer zoom'un hız ayarı var mı?
O kademe sadece tutma kolundaki zoom hızını etkiliyor bende de. Bildiğimiz kameralar gibi el bandından tutup da çekim ben de yapamıyorum. Çok ağır makine, el yorulunca titreme daha fazla oluyor. Ebayda bele veya omuza takılan steadyler var. Ucuz da sayılır belki onlardan almak iyi bir çözüm olacaktır.
Alarga xyneid arkadaşlar ikinizede vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı çok çok teşekkür ederim. bir kaç soru sormak ihtiyacı hissediyorum
1- iki tane zebra ayarı var biri küçük biri büyük bendeki ayarlara göre küçük 80 büyük 100 bu ayar normal mi? eğer değilse ne olmalı?
2-xyneid arkadaşım o ses sorununu nasıl aştın yaptığım çekimlerde bende daha sonra dikkat ettim. gerçekten sesi çok az almıştı çözüm nedir?
3-25p özelliği ile çekim yapmamız dahamı iyi olur (şunun için soruyorum.) 25p yapınca hareketli anlarda görüntüde tutuluk oluyor.
4- son bir şey daha öğrenmek istiyorum.
16:9 formatında çekim yapıyorum ve Adobe premierede Widescreen 48 kHz yi ayarlayarak yeni proje açıyorum ve capture yapıyorum . capture bittikten sonra capture edilen görüntü Belgelerimdeki adobe klasörüne atılıyor ve görüntütnün üzerinde hiç oynama yapmadan o ham görüntüye bakıyorum 4:3 formatında çıkmış acaba neden 16:9 a ayarladığım halde 4:3 çıkıyor.
saygılar...
Kaşları da sayarsan 4:3 oluyordur.
*our AC-130 in the air
Kaşları da sayarsan 4:3 oluyordur.
ya yanlış söyledim 4:3 de olmuyo yani tam ekran hiç syah bantlar yok
Alarga xyneid arkadaşlar ikinizede vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı çok çok teşekkür ederim. bir kaç soru sormak ihtiyacı hissediyorum
1- iki tane zebra ayarı var biri küçük biri büyük bendeki ayarlara göre küçük 80 büyük 100 bu ayar normal mi? eğer değilse ne olmalı?
Bu ayarlar fabrika ayarları, yani normal değerler. Ama istersen hassasiyeti arttırabilirsin. Menü'den bu ayarları 80 ile 100 arasında 5'er 5'er arttırarak ayarlayabiliyorsun. Daha hassas ışık ayarları için gerekli olabilir.
2-xyneid arkadaşım o ses sorununu nasıl aştın yaptığım çekimlerde bende daha sonra dikkat ettim. gerçekten sesi çok az almıştı çözüm nedir?
Aslında çözmedim. Panasonic teknik servisine götürdüm, orada incelediler bir sorun bulamadılar. Gerçekten de orada deneme yaptığımızda sesler iyi çıkıyordu. LCD ekran açıldığında yan paneldeki CH1 SELECT ve CH2 SELECT'i kontrol et. Onlar INT(L) ve INT(R) olmalı ki zaten dokumamışsan öyledir. Sonra aynı panelin altında CH1 ve CH2 AUDIO hassasiyetleri var. Onlarla oyna. Benim sorunum bilgisayara aktardığında çok düşük ses çıktığını düşünmemdi. Benim 1394 kablolarımda sorun olabilir.
3-25p özelliği ile çekim yapmamız dahamı iyi olur (şunun için soruyorum.) 25p yapınca hareketli anlarda görüntüde tutuluk oluyor.
Daha iyi değil sadece bir tercih meselesi. Tutukluk olmasının sebebi CineLike özelliğinden olabilir. Ayrıca Gamma ayarlarıyla da oynayıp değiştirebilirsin. Ben de henüz tam anlamıyla bilmiyorum. Yoksa F1 ile keskin (haber bülteni gibi) görüntüler elde edebilirsin.
4- son bir şey daha öğrenmek istiyorum.
16:9 formatında çekim yapıyorum ve Adobe premierede Widescreen 48 kHz yi ayarlayarak yeni proje açıyorum ve capture yapıyorum . capture bittikten sonra capture edilen görüntü Belgelerimdeki adobe klasörüne atılıyor ve görüntütnün üzerinde hiç oynama yapmadan o ham görüntüye bakıyorum 4:3 formatında çıkmış acaba neden 16:9 a ayarladığım halde 4:3 çıkıyor.
saygılar...
DVX'de 16x9 kayıt yapabilen CCD yok. Bu nedenle açtığın projelerin hiçbirini Widescreen olarak ayarlama. 16x9 olarak çektiğin görüntü aslında 4x3'ün kaşlanmış halidir. Bu nedenle o görüntüyü açarken Standart 48 Hz kullan. SQUEEZE yaparsan eğer, o zaman Widescreen 48 Hz'i seç ama o zaman da görüntüde kayıpların olacaktır. Premiere'de yapacağın ekstra tek şey, 25p ile çekim yaparken yine Standart 48 Hz'i seçip, "No field scan (progressive scan)" seçeneğini işaretlemek. Diğer aktarmalarda normal ayarları kullanabilirsin. Bir de, Capture ederken o pencerede DV Settings tarzı bir ayar var. Oradan da Panasonic kamerayı seçersen daha iyi ayar yapabildiğini okumuştum ama pek emin değilim.
Şimdilik bu kadar.
teşekkürler cevaplar için.
ama kafama bişey takıldı 25p özelliği daha kaliteli görüntü yakalamaz mı ? yakalamazsa normal çekimden farkı ne olabilir?
teşekkürler cevaplar için.
ama kafama bişey takıldı 25p özelliği daha kaliteli görüntü yakalamaz mı ? yakalamazsa normal çekimden farkı ne olabilir?
Şimdi ben daha keskin, haber bülteni gibi derken kaliteli olduğunu belirtmek istemedim. Kalite, sonuçta bir tercihle ilgilidir. Çekimlerimizin, televizyon dizileri gibi olmasını istemeyiz en azından. Öyle olmasını istersek F1'de gayet iyidir (60i). Ama daha "film look" istersen, o zaman da 25p çekmek daha çok tercih edilebilir. 25p görüntü ile progressive ve film dokusuna daha yakın görüntüler elde edebilirsin. Ama CineLike opsiyonunu görüntüdeki grenleri ve kırılmaları arttırıyor. DVX ile FX-1'in karşılaştırıldığı bir yazıda okumuştum, Google'dan aratırsan bulabilirsin. CineLike efekti kaldırılarak belki bu sorun da giderilebilir henüz ben de denemedim. Denedikçe daha kesin konuşulabilir sanırım, o kadar çok ayar var ki...
DVX100B'nin kafalarının temizlenmesi ile ilgili bilgisi olan var mı? DVX User sitesinde bir yöntem anlatmışlar ama çok riskli göründü bana. Özellikle de not koymuşlar "temizleme kaseti kullanmayın" diye. Deneyimi olanlar fikir verebilirler mi?
Ayrıca Panasonic MQ kasetleri kullanın diyorlar ki ben bu kasetlere henüz rastlayamadım. Internet'te yok, Doğubank'ta da bulamadım. Satılan bir yer var mı? 63 dakikalık sonunda MQ ibaresi olan Panasonic MiniDV kasetler. Şunlar yani --> Panasonic.com
Ben şunlardan kullanıyorum.
http://www.expandore.com/product/Panasonic/Tapes/AYDVM63MQ.htm
Kamerayla birlikte 20 tane filan almıştım.
Temizleme kasetinin kullanımını kitapçığında anlatmışlar ona uygun yapıldığı sürece ben bir sorun çıkacağını sanmam. Mesela temizleme kasetini tak, bitene kadar çal gibi bir mantık yanlış. Kısa süreliğine ve kaseti başa almadan çalıp bırakmak lazım. 4 defadan fazla da kaseti kullanmamak gerekirmiş.
ya bu temizleme kaseti ne oluyor ? nerden alınıyor ? kamerayla birlikte bitane panasonic kaset vermişlerdi ama acaba o mu ? eğer oysa temizleme işlemini nasıl yapıcaz?