eee artık birisi bir "Ulak" çıka gel di taaa uzaklardan dese iyi olucak.. 😉
açıkçası uzun zamandır bekliyordum..peki neyi; benim şu anda yaptığımı ozan'ın yapmasını, yapmadı, geç kaldı,her neyse..
Uzun zamandır bekliyorum, bekliyoruz ulak'ı.. haliyle hemencecik gidiverdim ve herkeste gidivermiştir sanırım. fakat ulak'ın üzerine kelam etmeden önce babam ve oğlum'u ve çağan'ı konuşmak gerek.. babam ve oğlum la çağan ırmak; övüldü, yerildi, gişede rekor kırdı, kimisi duygu sömürüsü dedi, kimisi çağan fanatiği oldu v.s.. bense filmin bütününü bayağı bi eleştirsemde, filmde beynime kazınan sağlam sahneler de yok değildi.. özellikle gişe hasılatı nedeniyle çağan ırmak belki de her yönetmene nasip olmayacak bir üne kavuştu halkımızın çoğu nuri bilge kim la derken oooo çağan ırmak deyivermeye başladı, ve onu tüm dünyanın en iyi yönetmeni falan sandı halkımız. haliyle bu adam üzerine öylesi ağır bir yük yüklendi ki..hepimiz bu işin içindeyiz, hadi gel de kalk bunun altından. merakla bekledik uzun bir zaman ve çağan'ın bu ağır yükün altından kalkabilecek potansiyelde bir yönetmen olduğunu kanıtlayacak "Ulak" filmi çıkageldi.
açıkçası ben çağan sinemasını hep sevmişimdir, yaptığı her işte bana yaşattığı o sıcak, samimi havanın etkisinde kalmak çok ayrı bi haz ki bunu çok az sinemacıdan alıyorum. pekala sinema sanatına katkı da bulunan ateur diye tanımlayacağımız bir yönetmen değil çağan, fakat biraz olayın popülerliğine kaçarak genel izleyiciyi de tatmin etmek ve herksçe anlaşılmak istiyor.. bu üslup benim hiçbir zaman yadırgamayacağım bir üslup.. bence çağan a yöneltilen olumsuz eleştirilerin en önemli kısmı bu "herkesçe anlaşılmak" tümcesinin altında yatıyor.
çağan'ı burada bir kaç konu başlığı altında tartıştık.. Bu tartışmalar arasında beni en çok rahatsız eden ulak'ın fragmanını izledikten sonra hollywood özentisi olmakla suçlanması olmuştu, bunun üzerine bi ton da kelam etmiştim. hollywood özentisi falan olmayacağını açıkçası biliyordum ve filmi izledikten sonra bunun böyle olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ve buna,filmin vasatın çok çok üstünde bir niteliğe sahip olduğunu eklemeliyim.
çağan her ne kadar çok farklı bir film yapmaya çalıştım dese de, kendi tarzını tam anlamıyla yine yansıtmış, bu filmi kırk kilometreden görsem işte bu çağan filmi derdim açıkçası..onun kastettiği farklılık sanırım hem senaryonun özgünlüğü hem de anlatımın filmdeki insanların hayal gücüyle yoğurulması. ayrıca film için büyük bir köy inşa edilmiş ve bir dönem filmi için yakalnmış başarılı bir atmosferin varlığı da onu bu kadar iddalı konuşturmuş olabilir.
ulak'ın en çok beğendim tarafı idda edildiği özgünlüğünden öte, günümüzün yozlaşmışlığını kurduğu bir köy metaforu ile anlatması.. bunu yaparkende tabanına politika ve din gibi hassaslığı kanıtlanmış meseleleri tatmin edici bir biçimde rahatsız etmeden yerleştirmesi çok önemliydi ve açıkçası bu takdire şayan. ayrıca babam ve oğlum biterken küçük denizin hayalinde babasına ettiği "baba, insanlar büyüyünce hayalleri küçülür mü?" kelamın da yatan ana meseleyi(insanların hayal kurması gerektiğini) ulak'ın bütününde ve özellikle sonunda görebiliyoruz.
ulak her ne kadar türk sinemasında ki diğer filmlere benzemiyor gibi görünsede, içten içe tüm kaynağını o filmlerden aldığını saklayamıyor. özellikle ömer lütfi akad kokuları aldım filmden..akad'ın Gelin filmini hatırlayacak olanlar belki benim yakaladığım o küçük bir sürprizi görebilirler.ee buradan da herhangibi bir hollywood filmine benzemediği ortada.
şimdi toparlarsam, çağan ırmak'ın ulak'la yukarıda bahsettiğim o ağır yükün altından kolayca kalktığını söyleyebilirim.. çağan bu çizgisini devam ettirecek mi bilmiyorum ama ben devam ettireceğini umuyorum, işallah yanılmam.
aslında daha aklımda toparlayamadığım ve anlatmak istediğim bi çok şey var,yani çenem düştü 🙂 her neyse filmi yeniden izlemeyi düşünüyorum, belki o zaman gelen cevaplara göre yine konuşurum, şimdilik bu kadar.
film gelene kadar yapilan tartismalari dusunuyorum ve sok oluyorum: neden kimse ulak hakkindaki yorumlarini yazmiyor? asiri hosnutsuzlugun verdigi sinirden mi yoksa kararsizlik mi ya da baska bir neden mi ?
burada film izleyicisi ya da film ureticisi olarak en iyisi olma adina bir araya gelmis bir aile var diye dusunuyorum bu yuzden paylasmak SINIRSIZ olmali her acidan ve her konuda ozellikle bu paylasim daha iyisine ulasmak adina olacaksa..
ben filmi turune rastlanmayan bir Turk filmi olmasi dolayisiyla cok begendim ve gurur duydum ve turunun ilk ornegi olan baska Turk eserleri gibi orjinal olmak icin sacma sapan yonlere de kaymamis gibime geldi.
Tamam yazıyorum, beklenen yorumumu yazıyorum 😀
Sodaline nin dediği gibi Ulak'ın şimdiye kadar yapılmış, yanından bile geçemeyecek kadar benzeyen film yok. Yani orijinal bir film hemde çok.
Çağan Irmak'ın oyuncu yönetiminde ne kadar usta olduğunu bir kez daha gördüm. Hele o küçücük çocuklar gözlerimi doldurdu. Bence filmin en güzel sahnesi, ikinci perdede sonlara doğru. Ferhat başını taşa çarpınca herkes başına toplandığında, hasta olan küçük kızın olan bitene bakmak isterken yere düştüğü ve kardeşinin olan biteni anlattığı sahne. Ne müthiş bir olaydı o yaaa. Essah mış demek hikaye?. Offff. Söleyecek söz bulamıyorum. Nasıl bir senaryodur nasıl bir yönetimdir şaşılmayacak gibi değil.
Ama şu bi gerçekki, filmi çok dikkatli izlemek gerekiyor. Yani sevgilinizi alıpta beraber gitmeyin.(ben öle yaptım 😳 , ikinci gidişimde anlayabildim olayı ve mesajları).
Müziklerin çok yerinde ve güzel olduğu konusunda herkes aşina. Yine her zamanki gibi Çağanın kendine has jeneriği, kırmızı yazılarını görüyoruz.
Açıkcası ben daha güzel bir film bekliyordum, ama bu orjinallikte bu oyunculuk kalitesinde bu görsellikte, Türk sinemasında görülmemiş bir film olduğu içinde Çağan Irmak'la gurur duyuyorum ve kendisine hayran olduğumu tekrar tekrar belirtmek istiyorum...
Hala izlemeyen varsa, şiddetle tavsiye ediyorum, Sinema sinemada izlenir 😛
bir ulak çıka geldi,Çağan Irmaktan bize güzel haberler getirdi...filmin genelini beğendim film de dikkat edilecek çok şey var açıkcası sinemadan ilk çıktığımda kafam da bi arbede gerçekleşti sonra güzel bi düşünceye dalınca filmde vurgulanmak istenen konunun ince ince işlendiği görülüyor evet film gişe yapamaz belkide ama düşüncelerimizde ve hayal dünyamızda gişe yapabilir..bence izlennmelidir 'ULAK'