Forum

The Fighter
 

The Fighter

7 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
3,129 Görüntüleme
(@sickman)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Kardeş ilişkileri, suç, uyuşturucu gibi konuların yoğunluğunda bir boksörün sıfırdan zirveye tırmanışını anlatıyor diyor bu film için. Oscar'da da 4 adaylığı var. İyi film herhalde.

En İyi Film
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Christian Bale)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Amy Adams)
En İyi Özgün Senaryo (Eric Johnson)

https://www.youtube.com/watch?v=

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 04/02/2011 6:06 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Bu aralar izleyeceğim, yorum yaparım.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 04/02/2011 6:29 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bale kesinlikle her zamankinden bile daha kusursuz oynamış. Wahlberg ise klasik ifadesiz ve "rol yapıyorum" ifadesine sahip. Kendisini sevip oyunculuğunu sevemediğim tek aktör olarak da kalbimde yer etmiştir.

Onun dışında eli yüzü düzgün, izlemesi keyifli ortalama bir film.

Gerçi düşündükçe soğuyorum filmde, kadınla olan ilişki çok hızlı gelişiyor, bir anda şampiyon oluyor, ne yükselişine ne gelişimine dair hiçbir şey bize verilmiyor, pek bir şey hissedemiyoruz, kardeşiyle olan ilişkisine odaklanıldığından diğer yönler zayıf kalmış ancak hikâye de diğer olaylarda olunca film biraz dengesiz kalmış. Yani hikâye başka yerde dram başka yerde olunca film biraz yalpalamış.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 05/02/2011 1:00 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Konu klasik gibi biraz da Bale çok iyi oynamış gibi görünüyor zaten.

 
Gönderildi : 05/02/2011 6:28 am
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

Amerikan banliyösünden güzel bir kesit sunmakta film.Orada işlerin nasıl işlediğini bize gayet de açık ve kendi gözlemimizmişçesine farkettiriyor.Bu da filmin en önemli artısıydı bana göre.Yani oradaki sokakları; yukarıdan bakan bir gözle veya tam tersi bir dünya düzeni eleştirisi üzerinden daha üst toplum sınıflarına hesap soran bir tavırla arşınlamıyoruz film boyunca.Aksine filmin ilk karesinde gördüğümüz gibi bir belgeselin ekranından konuk oluyoruz Micky ve Dicky kardeşlerin hayatına.Filmin bu denli tarafsız bir dili olması başarı ama şunu da söylemeliyim.Filmin bir belgesel ekranı içinde açılıp kapanması sanki bana biraz hile gibi geldi ya da kendi tarafsızlığına karşı tarafsız olamaması gibi.Tabi bunlar kelimelere dökülemeyen hissiyatın kelimelere dökülme çabası.Daha sade bir dille söylemem gerekirse; filmin objektif dilini çok sevdim ancak yönetmenin bunu gözüme sokmasından çok hoşlanmadım.Ama ne olursa olsun bu önemli bir artı film için.

Lakin filmi büyük beklentilerle izlememiş olmama rağmen şunu da söylemeliyim bana göre öyle aman aman da bir senaryo değil.Bir boksörün annesi ve ağabeyi tarafından biraz domine edilen hayatı anlatılıyor filmde önce.Akabinde esasoğlanın aileyi iş konusunda dışarıda bırakması.Tabi bu sırada -olmazsa olmaz- bir de kız arkadaş edinmesi.Ailenin bu tavrı kızla özdeşleştirmesi.Hapse giren ve akıllanan ağabeyin gelip herşeyi mutlu sona bağlaması.Ama öncelikle filmin ana konusu bana göre Dicky'nin uyuşturucu batağında ki hali ve temizlenip herşeyi bir anda düzeltmesi.Böyle olunca da akla şu soru geliyor; Christan Bale yanlış kategoride mi aday gösterildi acaba Oscar'a?Acaba bu Colin Firth konusunda ödül vermeme şansı olmayan Akademi'nin artık C.Bale'e de oscar verelim kararı mıydı? Yanlış anlaşılmasın kendisini çok fazla beğenmesem de bu filmde gerçekten çok beğendim ve kazandığı Oscar da anasının ak sütü kadar helal.Sadece Akademi'nin mantığını anlama çabası diyelim.Genel olarak Leading Role - Supporting Role ayrımının ekranda görünme süreleri baz alınarak yapıldığını düşünüyorum ardından "bir filmde iki leading role olmaz" diye bir kıstasları olmadığını örnekleriyle düşünüyorum.Sonra kafam karışıyor düşünmeyi bırakıyorum.Akademinin saçma kararlarını düşüne düşüne bitiremeyeceğimi hatırlıyorum.

Oyunculuk olarak Christian Bale dışında Melissa Leo'ya değinmezsek olmaz ki malumunuz kendisi Oscar'ıda kapıverdi.Gerçekten de boksör kardeşlerin annesi rolünde inanılmaz bir performans sergilemiş.(what a "fucking" performance! diyorum kendisine :> ) Aynı kategoriden bir diğer aday Amy Adams da başarılı esasında ama Leo kadın oyuncu düzeyinde zihinlerde "Melissa Leo'nun filmi" şeklinde kalacak bir performansla filmi domine ediyor bana göre.Ama bu kızımız da ilerde karşımıza çıkacaktır tekrar.Genel yargının aksine Mark Wahlberg'den oyuncu olarak umutlu olduğum gerçeğini de bi kenara bırakıyorum şimdilik ve kabul ediyorum ki bu filmde öyle akılda kalacak bir iş çıkarmamış.Biraz oynadığı karakter biraz da senaryo bu durumda pay sahibi bence ama sonuç da dediğim gibi işte.

Hepsinden öte bu film David O. Russell için büyük başarı.Her ne kadar bi sonraki filmini pek merak etmesem de kendisi 7 adaylık 2 oscar kazanan bir filmle "George Clooney'in dövdüğü yönetmen" sıfatını unutturmuş bulunmaktadır.

 
Gönderildi : 12/04/2011 3:36 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

İzledim. Hikaye olarak ilginç aslında. Ama yeterince güçlü, etkileyici görselleştirilmemiş bence.
Genel olarak 6/10 gibi bir not uygun.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 12/04/2011 11:35 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Senarist, yönetmen ve olayın gerçek kahramanı arasında nasıl bir anlaşma yapıldı bilmiyorum ama gerçek kahramanın filmin yansıtılma şekliyle ilgili özel bir şartı olduğu kaygısındayım. Çünkü ailenin ve ağabeyin Micky’nin hayatını ve kariyerini bayağı bir hırpalama durumu var. Lakin filmde bu kısımların nasıl gösterildiği aşikar. Filmde, kahramanın ailesine yönelik tavırlarından, duymuş olduğum bu kuşkuya dayanak oluşturacak birçok sahne var. Yani gerçek Micky, bu film yüzünden ailesiyle arasının eski sebeplerden bozulmasını istememiş gibi. Çünkü Micky sırf bu yüzden hayatının ve kariyerinin 10 yılını ezik geçirdi. Ve ailesi ise filmin bize yansıttığı kadarıyla bu durumları, ciddi boyutlara taşıyacak kapasiteye hakim.

O'Keefe bize bazı şeyleri anlatıyor gibi. Çünkü O'Keefe çalıştırıcı olduktan sonra Micky maç kazanıyor. Ama bu kısımlarda O'Keefe’nin etkisi neredeyse değinilmiyor. Seyircinin güçlü dürtüleri varsa bu kısımları anlar. Hele hele Dick’in geri dönüşüyle birlikte O'Keefe tamamen siliniyor.

Olaylar öyle bir anlatılıyor ki tamamlanan tek şey boksörün şampiyon olması. Mark Wahlberg’den kaynaklanan bir durum mu bilmiyorum ama başkahramanın duygularına pek girilmiyor. Yukarıdaki anlattığım gerçeği saklama ve gerçek hayatta kimseyi üzmeme nedeninden dolayı, olayların anlatımında geçiştiricilik var. Film kendi içeriğinde, konusunda ve oyuncularında hep geçiştiricilik yapmış. Ha bu geçiştiricilik birçok kişinin hoşuna gidebilir, hatta övgü de alabilir. Vay be nasıl da tarafsız anlatılmış seviyesine bile çıkılabilir. Ama işte burada ki tarafsızlık bile filmin bu şekliyle tartışmaya açık bir sorunu doğurur.

Gerçek bir hayat hikayesini anlatan bu film, bizden birçok gerçeği de saklamış bulunuyor aslında. Bu yüzden mükemmel ötesi bir film olacakken, sadece Christian Bale’nin o muhteşem performansı konuşuluyor.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 24/05/2011 4:57 am
Paylaş: